Oktay Tem

Besteci, Oyuncu, Müzisyen, Şair

Doğum
Eğitim
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1978) mezunu

Müzisyen, besteci, şair, piyanist şantör, oyuncu, TV programı sunucusu. 1942 yılında Ankara’da doğdu. Müziğe olan ilgisi ilkokulda mandolinle başladı. Daha sonra akordeon ve piyano ile devam etti. Bu yıllarda Ankara Atatürk Lisesi’ndeki müzik hocası Kompozitör Kemal İlerici’den, Türk Müziğinde Dil Örgüsü, Makamlar, Usuller ve Bestecilik Tekniği konularında uzun süre dersler aldı.

1965 yılında, başladığı beste çalışmalarını değerlendirmek arzusuyla Ankara Gençlik Parkı Göl Gazinosu’nda başta Zeki Müren olmak üzere Nesrin Sipahi, Hamiyet Yüceses, Neş’e Can, Güneri Tecer gibi değerli sanatçılara akordeon ve piyano ile eşlik etti. Bir yıl sonra Sevim Tuna’nın teşvikiyle, sahnelere solist olarak çıkmaya başladı. Birkaç enstrüman çalabilme merakı onu, o yılların modası olan Piyanist Şantörlük alanına taşıdı.

Ankara, İstanbul ve İzmir’in en güzel mekânlarında aranan bir sanatçı olarak, yıllarca, sevenlerine unutulmaz anlar yaşattı.

Sahne çalışmaları yaparken, yarım bıraktığı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini sene kaybetmeden bitirdi (1978). Sözleri kendisine ait bestelerini 1 Longplay ve 3 Single plakla yayınladı. Günaydın ve Yeni Asır gazetelerince yayınlanan 3 fotoromanda oynadı.

TRT’nin tek kanal olduğu yıllarda (1972) “Gelin Yarışalım” adlı çocuk programının sunuculuğunu yaparken, gelen teklif üzerine, “Bir Bilmecem Var Çocuklar .. Eti. Eti” reklam jingle’ını besteleyip seslendirdi.

Halen 70’ e yakın bestesinin 16 tanesi TRT Repertuarındadır. 35 bestesinin sözleri ise kendisine aittir. Halen şiir ve beste çalışmalarına devam etmekte olan sanatçının, Antoloji ve diğer şiir sitelerinde 73 tane şiiri yayınlanmaktadır. 2009 yılında Muğla/Akyaka TSM Koro şefi olarak yönettiği 5 konserle yöre halkının takdirini kazandı, aynı yıl Samsun 19 Mayıs Beste Yarışması ve (2010) Karaman Yunus Emre Şiirleri Beste Yarışmasında finale kalan besteleriyle 2 mansiyon aldı.

Daha önce hiçbir şiir yarışmasına katılmamış olan, evli ve 3 çocuklu sanatçı 15 yıldır oturduğu Marmaris’ ten ayrılarak 1/Eylül 2011’de Kuşadası’na yerleşti.

Oktay Tem’in, 2013 yılında “Şiirleri, Şarkı Sözleri ve Besteleriyle Oktay Tem” adlı bir kitabı yayımlanmıştır.

KAYNAK: Oktay Tem (Bilgi teyidi, 11.11.2018).

ADRESİM MUĞLA

ADRESİM MUĞLA                      

 

Oktay TEM

 

Nerede olursan ol, nerde yaşarsan yaşa,

İstersen Datça’lı ol, ister taşın Milas’a,

Bir dilekçe yazarken, ya da mektup atarken,

Adrese yazacaksın Muğla’yı paşa- paşa.

 

Öyle üç-beş satırla anlatılmaz ilimiz,

Bu inci gerdanlığa kafi gelmez dilimiz.

Gel, Bodrum’dan başlayıp, Çökertme’ye inelim,

Ören’de, Akyaka’da gurubu seyredelim.

            

Gökova’ya yollanan selamsa bir başkadır,

Selam, Kleopatra’nın yaşadığı aşkadır.

Akşam güneş batarken, süzül gün batımına,

Knidos’a gelirken, kadeh kaldır Bodrum’a.

 

Dön İskandil burnunu, Palamutbükü, Datça,

Burda sakindir rüzgar, öyle esmez hoyratça.

Bozburun’a geçerken, Simi’den selam gelir,

Datça-Simi dostluğu tarihle belgelenir.

              

Hisarönü, rüzgarı sunarken sörfçülere,

Bozburun kucak açar yaklaşan teknelere.

Kadırga, Kumlubük’e maksat gezinti ise,

Daha çok yolumuz var, Turunç’dan, Marmaris’e.

 

Köyceğiz, Ortaca’dan Dalyan’a uzanalım,

Caretta’nın yurdunda, yaşamdan ders alalım.

Dalaman’ın adını duymayan kimse var mı?

Yüzbinler gelir-gider, nedenini sorar mı?

 

Emsalsiz koylarıyla Göcek kimi bekliyor?

Prense, prensese “İşte buradayım” diyor.

Fethiye, Ölüdeniz, göklere nam salıyor,

Kanat takıp uçanlar, nasıl da zevk alıyor.

 

Muğla, işte böyle bir yelpazedir diyorum,

Bir şiirle anlatmak, çok zordur biliyorum.

Her yöresi cennetten bir köşedir Muğla’nın,

Sürç-i lisan ettiysem, sizden af diliyorum.

 

SONUNDA GELECEKSEN

SONUNDA GELECEKSEN

 

Oktay TEM

 

Biliyorsun,

Bekliyorum seni,

Yıllardır bekliyorum…

 

Bazen bir limanda,

Boşalan bir gemiden,

Bazen bir istasyonda,

Yaklaşan bir trenden inecekmiş gibisin…

 

Ne zaman bir uçak görsem,

İçinde mi? diye, sevinir,

Avunurum…

 

Bir taksi dursa yanımda,

İndirse güzel bir kadını,

Sen misin? diye ürperir,

Haykırırım adını…

 

Hep bana geldiğini düşünür,

Bana geldiğini sanırım.

Ne yazık ki her zaman,

Ben aldanırım…

 

Olsun varsın,

Kavuşanları, sarılanları görür,

Gizlice ağlarım.

Silerim göz yaşımı, sonra,

Sessizce, alır giderim başımı…

 

Çıkmasan da her trenden,

Boşalan gemilerden,

Ben beklerim…

 

Uçaklar sensiz uçsun,

Taksilerden inme sen,

Ölene dek beklerim,

Sonunda geleceksen…

 

MERHABA BABA !..

MERHABA BABA !..

 

Oktay TEM

 

Yolculuk iyi geçti, arkadaşlarla,

O gün birliğimize katıldık baba.

Aynı yola baş koymuş, tüm erbaşlarla,

Ölümü çoktan göze aldık be baba…

 

Sınır karakolunda, tetikte gözüm.

Vatan borcum bu benim, doğrudur özüm.

Ayşe’m beklesin beni, anama sözüm,

İlk günden hayallere daldık be baba…

 

Başımızda kahraman komutanımız.

O öl desin, uğruna feda canımız.

Yerde kalmayacaksa akan kanımız,

İlk günden, namus sözü verdik be baba…

 

------------------

------------

---------

 

Dün de üç şehit verdik, nasıl üzgünüm.

Acı haber almadan geçmiyor günüm.

Zaman akıp geçti bak, kaldı on günüm.

Çok yakında murada erdik be baba…

 

-Alo ?..Oğlum sesini alamıyorum.

Patlama mı oldu ne ? duyamıyorum.

-Yaralıyım, anama söyleme sakın !

Vatan uğruna şehit olduk be baba…

 

DOSTUM

DOSTUM

 

Oktay TEM

 

Dostum dediğinin çıkarı varsa

Yalanlar allanıp, pullanıverir

Gemiyi yürüten kaptan misali

Yüzüne gülümser, kullanıverir…

 

İçinde kötülük, fesatlık vardır

Olup bitenlerden kıllanıverir

Dışarıda şu işi sen hallet, desen

Dostlar, akrabalar kollanıverir…

 

Kurnazdır, haindir, laf ebesidir

Ağzından çıkan söz ballanıverir

Konvoyun başında ben varım deme,

Gün gelir araban sollanıverir…

 

Her şeyin erbabı, bir bilenidir,

İşine gelirse, dilleniverir.

Turfanda hıyarken, bir de bakarsın,

Kırk yıllık şaraptır, yıllanıverir…

 

Elbisesi bile dar geldiğinde,

Kaşla göz arası bollanıverir,

Yarın atı alıp geçince sana,

Üsküdar’dan selam yollanıverir…

 

Kimseye inanıp güvenme sakın.

Arkandan bir mendil sallanıverir.

Ölüp de mezara girmeden önce,

Çakallar üstüne çullanıverir…

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör