Süleyman Yeşilyurt

Tarih Yazarı, Ziraat Mühendisi

Doğum
-

Ziraat mühendisi, yazar, yakın tarih araştırmacısı. Kayseri doğumlu. Turizm Bakanlığından emekli olduktan sonra gayr-ı resmi tarih araştırmaları konularında 20'nin üzerinde kitap yayımladı. Anılarında, gençlik yıllarında Komünizmle Mücadele Derneklerinde aktif faaliyet gösterdiğini belirtir.

Süleyman Yeşilyurt; Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Mareşal Fevzi Çakmak, Kâzım Karabekir gibi ünlü komutanlar, Adnan Menderes vd. başbakanlar ile ünlü şahsiyetlerin hayatlarına giren kadınlar gibi yakın tarihin ünlü isimleri hakkında yazdığı kitaplarla tanınmış; daha çok masonlar ve dönmeler hakkında yayımladığı kitaplarla ün kazanmıştır.

Mayıs 2017'de bir televizyon kanalında Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" ve "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" iddiasıyla hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılan Süleyman Yeşilyurt Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında yakalama kararı bulunan Süleyman Yeşilyurt tutuklandı.

Hakkında yakalama kararı çıkarılan Süleyman Yeşilyurt Bakırköy Adliyesi'ne giderek teslim oldu.

Avukat kızı Berin Yeşilyurt ile Bakırköy Adalet Sarayına gelen Süleyman Yeşilyurt, adliyeye giriş yapmadan önce basın mensuplarına açıklama yaptı.

Günlerdir medyada, kaçtığının yazıldığını aktaran Yeşilyurt, pazartesiden bugüne evinde bulunduğunu söyledi.

Yeşilyurt, kaçmadığını savunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Güvenlik şubeyi arıyorum; 'Gelin alın.' diye. 'Gelmezseniz gidip ifademi vereceğim.' dedim. Kaçmadım. Bir meczupla beni karıştırdılar. 7 ay önce videosu çekilmiş. Onun fotoğrafıyla beni yan yana koydular. O kaçıyor, ben kaçmıyorum. Benim onunla ne alakam var? Yalnız burada çifte standart var. Ben o programa konuk olarak gittim. Moderatörler yok. Hakkaniyet olması lazım. Şimdi o insanlar meydanda yok. 4 gündür evde polis bekliyorum. Çocuklarıma dedim ki 'Ben gidiyorum artık. Dayanamayacağım.' Kaçmadım, buradayım. Bu bilinsin.''

Kendisine "sahte tarihçi" dediklerini aktaran Yeşilyurt, 23 kitap yazdığını, tarihçi olmadığını, yayıncı olduğunu dile getirerek, ''Günlerce benim psikolojimi bozdular. 'Yalancı müptezel' dediler. 'Kaçtı.' dediler. O günkü program... 16 sene evvel 'Atatürk'ün Gönül Galerisi' kitabını yazdım. Aktüel dergisine kapak oldu. Posta gazetesi, 'Ata ne kadınlar sevdi' diye haber yaptı. Milliyet gazetesi de kitabın haberini yaptı. O gün beni övüyorlardı. Bugün ne oldu da bana sövüyorlar? 'Ata'ya sövdü, FETÖ’yü övdü' diyorlar. Fetullah Gülen’in en kuvvetli zamanlarında ben 'Pensilvanya Canbazı' kitabını yazdım'' diye konuştu.

 

Cezaevine Gönderildi

 

Açıklamanın ardından polisler, Süleyman Yeşilyurt'u mahkemeye götürdü.

Nöbetçi mahkemede hakim karşısına çıkan Yeşilyurt, ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret'' ile ''Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' suçlarından tutuklandı.

 

İki Soruşturma Açılmıştı

 

Basın Savcısı Ertuğrul Sarıyar, önceki gün Süleyman Yeşilyurt ve Hasan Akar hakkında “Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" ve “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlarından iki ayrı soruşturma açmıştı.

Soruşturmalar, Süleyman Yeşilyurt'un televizyonda Atatürk hakkında sarf ettiği sözler nedeniyle, Hasan Akar'ın ise sosyal medyada paylaşılan bir videoda Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım hakkında sarf ettiği sözler nedeniyle başlamıştı.

Nöbetçi Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği, "Atatürk'ün hatırasına hakaret etme" ve 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' suçlarından Süleyman Yeşilyurt ve Hasan Akar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.

Süleyman Yeşilyurt, 2011 yılında Aydın Doğan hakkındaki açıklamalarıyla, Son olarak da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında yazdığı "Çarkçı Kemal" ve FETÖ sanığı Fethullah Gülen hakkında yazdığı "Pensilvanya Canbazı" adlı kitaplarla gündeme gelmişti.

Nöbetçi Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği, "Atatürk'ün hatırasına hakaret etme" ve 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' suçlarından Süleyman Yeşilyurt ve Hasan Akar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.

Annesine hakaret edildiği haberleri üzerine Arı İnan (Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’ın kızı) basına şu açıklamayı yaptı:

"Afet İnan’ın kim olduğu ve ne yaptığı biliniyor. Başka ne konuşulabilir? Dava açmayacağım. Bunlar aklı başında olmayan insanlar. Yaptıkları saçma sapan bir şey.

Afet İnan’ın bir kitabını da mı okumadılar? Ne söyleyeyim bunlara? Özellikle böyle yapıyorlar. Ama böyle yapmaları iyice felaket. Olmayacak bir iş. Afet İnan daima saygı görmüş ve çalışmış birisi. Dünya kadar kitabı var, yazdıkları var. Bunu hiçbiri bilmiyor.

E bu adamlara ben ne yapayım Allah aşkına? Cahille uğraşamam. Okusunlar. Sansasyon yapmak istiyorlar. Ama bu kadar terbiyesizce ve bilmeden yapılır mı?"

 

Tahliye Oldu

 

"Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etme" ve "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlarını işlediği iddiasıyla hakkında açılan dava açılan Süleyman Yeşilyurt'un ilk duruşmada tahliyesine karar verildi. Yeşilyurt, 12 Mayıs'ta tutuklanmıştı.

 

 Bakırköy 35. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Süleyman Yeşilyurt ile kızı olan avukatı Berrin Yeşilyurt katıldı. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Süleyman Yeşilyurt, kendisinin tarih araştırmaları yaptığını, Mustafa Armağan ile 2011 yılında Osmanlı tarihi konusunda bilgiye sahip olduğu için tanıştırıldığını, siyasi görüşlerinin farklı olduğunu savundu.

 

Yeşilyurt, şöyle konuştu:

 

“Mustafa Armağan 'Derin Tarih' isimli derginin ve programın genel yayın yönetmenidir. Kendisi tarafından yapılan televizyon programına 8 kere katıldım. Yavuz Bahadıroğlu'nun da olduğu programa 4 defa katıldım. 2014 yılında Fetullah Gülen üzerine 'Pensilvanya Cambazı' isimli kitap yazdım. 2015 yılında Mustafa Armağan bu kitapla ilgili konuşmak üzere beni Yavuz Bahadıroğlu'nun da bulunduğu 'Derin Tarih' isimli programa konuk olarak çağırdı. Fetullah Gülen ile ilgili sert eleştireler yapmam üzerine programı yarıda kestiler. Benim bunları anlatmamdaki gaye iddianameden anladığıma göre bu kişiler beni birkaç defa gördüklerini söylemiş, kendileriyle ilgili vaziyeti kurtarmak istemişler. Doğruları anlatmıyorlar.”

 

Yanlış Anlaşıldıysam Özür Dilerim

 

 

"Zayıf halka" olarak kendisine dava açıldığını iddia eden Yeşilyurt, şunları aktardı: "İddianamede yer alan ve program çözüm tutanağında yer alan konuşmaları Atatürk'e hakaret kastı ile yapmadım. Üslup ve yorum farklılığı kapsamında ele alınması gerekir. Yanlış anlaşıldıysam da Türk milletinden özür dilerim.

 

Beni Nasıl Sattıklarını Anladım

 

Programda benimle birlikte yer alan kişilerin beyanlarından beni nasıl sattıklarını anladım. Programa katıldığıma pişman oldum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Türk milletinden defalarca özür diliyorum. Bu programı yapan kişilerin huzurunuza gelmeyip benim getirilmemi adalet adına kabullenemiyorum. Beraatime karar verilmesini istiyorum.”

 Mahkeme, sanık Süleyman Yeşilyurt'un savunmasının alınmış olması, dosya kapsamındaki mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak, tahliyesine karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

 

Kızı: O Program Yayınlanmamalıydı

 

Duruşma çıkışında açıklama yapan Berrin Yeşilyurt, şöyle konuştu:

"İlgili kişiler kendilerini kurtarmak adına müvekkilimi satarak bir kurban seçti. O da benim babam oldu ama kaçmadı, teslim oldu. 20 gündür cezaevinde mağdur edildi. Kendisi Atatürkçü milliyetçi bir insandır. Bu ülkenin kurucusuna hakaret edenler varsa cezalandırılmaları gerekir ancak müvekkilim kurban edilip tek başına bırakıldı. Babam 'Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim' dedi mahkemede. O program gerçekten yayınlanmaması gereken bir programdı. Biz de o programa katılmamasını çok istedik. Programın kasıtlı yapıldığını düşünüyorum.”

İddianamede, sanık Yeşilyurt'un "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret” ile “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından 2,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.

ESERLERİ:

Atatürk'ün Gönül Galerisi (2002), Macellan'ın Dramı (2004), Nazım'ın Kadınları (2004), Ata'nın Hayatındaki On Dokuz Kadın (2005), Ermeni Yahudi Rum Asıllı Milletvekilleri (2005), Atatürk İnönü Kavgası (2005), Atatürk - Karabekir Kavgası (2005), Zübeyde Hanımın İkinci Evliliği ve Kemalizm (?), Menderes İdama Giderken (?), İnönü ve İhtilalcilerin Gizli Görüşmeleri Yarım Asırlık Sır (2006), Rum ve Ermeni Dönmeler (2007), Ünlü Aleviler (3. bas. 2007), İhtilalci ve Muhtıracı Paşalar (2008), Yahudi Dönmeler ve Mumsöndü Ayinleri (2008), Mason Komutanlar (2009), Üniformalı Uyanıklar (2010), Popüler Masonlar (2010), Türkiye'nin Büyük Masonları (2011), Mareşal ve İnönü'nün Bitmeyen Kavgası (2012), Paşaların Saltanatı (2012), Çarkçı Kemal (2014), Pensilvanya Canbazı (2014).

KAYNAKÇA: Süleyman Yeşilyurt, Aydın Doğan'ın gerçek yüzünü anlattı (ahaber.com, 1 Kasım 2011), Cahille Uğraşamam (Hürriyet 10 Mayıs 2017), Atatürk'e hakaretten yakalama kararı çıkan Süleyman Yeşilyurt teslim oldu (ntv.com.tr, 12.05.2017), Son dakika... Süleyman Yeşilyurt'un tahliyesine karar verildi (DHA- cnnturk.com, 01.06.2017), Son dakika!.. Atatürk'e hakaretten tutuklanan Yeşilyurt'a tahliye (hurriyet.com.tr, 01.07.2017).

İŞTE ÜNLÜ MASONLAR

İŞTE ÜNLÜ MASONLAR

Türkiye'de masonluk da, kimlerin mason olduğu da hep tartışılan bir konu oldu."Türkiye'nin Büyük Masonları" adlı kitabında Süleyman Yeşilyurt, ülkemizdeki ünlü masonları, localarla olan bağlantılarıyla birlikte anlatıyor

Türkiye'de masonluk ve daha önemlisi kimlerin mason olduğu yönünde yapılan tartışmalar hiç de yeni değil. Ne tartışma-lar bitecek gibi ne de ortaya yeni isimlerin atılması. Hatırlanacağı gibi son olarak Kemal Derviş'in de mason olduğu yönünde ortaya atılan iddia, günlerce gündemimizi meşgul etmişti.

Süleyman Yeşilyurt, 'Türkiye'nin Büyük Masonları' adıyla yayınladığı kitabında ülkemizin ünlü masonlarını, bunların localarla olan bağlantılarını belgeleriyle birlikte açıklıyor.

Nadir Nadi'den Reşat Nuri Güntekin'e, Ayhan Işık'dan Çetin Altan'a, Zeki Alasya'dan Halide Edip Adıvar'a, Süleyman Demirel'den Ziya Gökalp'e kadar pek çok sanatçı, yazar, gazeteci ve siyasinin mason olduğunu öğrenmekle birlikte, geçtiğimiz aylarda Sebataycılar hakkındaki eseriyle kamuoyunda geniş yankılar uyandıran Mehmet Şevket Eygi'nin ismini açıklamaktan çekindiği bakanımızın da Dış İşleri Bakanı İsmail Cem olduğunu öğreniyoruz.

Kitapta, ünlü masonlarımızın masonluğa giriş hikayesinin yanı sıra Türkiye'de masonluğun kurulması, Bolşevik ihtilalinde Yahudilerin oynadığı roller, Masonların kullandığı söz ve terimler gibi ilgi çekici konulara değiniliyor.

Peçeli mason: Halide Edip

Yeşilyurt'un yazdıklarına göre, Kurtuluş Savaşı yıllarında Sultanahmet Meydanı'nda yüzbinlere hitaben yaptığı ünlü konuşmasıyla tarihe geçen Halide Edip Adıvar, Mehmet Edip adlı Yahudi dönmesi bir babanın kızı olarak dünyaya geldi. Halide Edip'in masonlarla ilişkisi ise hayatı boyunca devam etti.

Halide Edip'in, Jöntürk akımının öncüleri arasında yer alan doktor kocası Adnan Adıvar, döneminin önde gelen masonları arasında bulunuyordu. Cumhuriyetin kurulmasından sonra Atatürk'le araları açılan Halide Edip, Atatürk'ün kapattığı mason localarını 1948 yılında yeniden açan İnönü'nün yardımıyla İngiliz Edebiyatı profesörlüğüne kadar yükseldi. 1950 yılında 68 yaşındayken İzmirli Yahudi dönmesi Kapaniler'in ısrarı sonucu İzmir milletvekili olarak TBMM'ye milletvekili olarak girdi.

Milliyetçi mason: Gökalp

Türk milliyetçiliğinin temellerini atan sosyolog Ziya Gökalp, masonlarla ilişkisi açısından en şaşırtıcı isimlerden birisi. Babasını erken yaşta kaybeden Gökalp, girdiği gençlik buhranı sonunda intihara kalkışır. Bunu engelleyen Abdulah Cevdet Bey, onu masonlarla tanıştıran kişidir. Kendisi de mason olan Abdullah Cevdet Bey'in dışında Diyarbakır İdadisi'nde okuduğu yıllarda 'taabiye' hocası olan Rum asıllı mason doktor Yorgaki Efendi de onun hayatını derinden etkiler.

Gökalp'in düşüncelerinin şekillenmesinde Fransız Sosyoloji okulu'nun kurucusu olan Fransız Yahudisi Emile Dukhaim'in büyük etkisi de olur. Fransa'da öğrenim gördüğü yıllarda hocası Durkhaim'den çok etkilenen Gökalp, Osmanlı Mebusan Meclisi'nde milletvekilliği yaptığı dönemde İttihatçıların önde gelen masonlarıyla yakın temaslarda bulunur. Muhafakazar bir aileden gelen Ziya Gökalp, eşi Vecihe Hanım'la evlendikten sonra İstanbul'dan ayrılarak azınlıkların ve gayr-i müslümlerin yoğunlukta olduğu Büyakada'daki büyük bir köşke taşınır ve masonlarla ilişkileri iyice pekişir.

Çalıkuşu da masonmuş!

Çalıkuşu, Yaprak Dökümü, Acımak gibi unutulmaz eserlere imzasını atan ünlü edebiyatçı Reşat Nuri Güntekin'in masonlarla ilişkisi Darülfünun Edebiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra başlar. Büyükada'daki Yahudilerle arkadaşlık yapmaya başlayan Güntekin, 10 Haziran 1921 yılında mason locasına üye olabilmek için başvuruda bulunur. 23 Aralık 1921 yılında da kabül edilir.

Reşat Nuri'nin eserlerindeki kaba, yobaz, cahil hoca tiplemelerinin onun masonluğuyla alakası var mıdır bilinmez ama, çocukluk yıllarımızın vazgeçilmez yazarlarından biri olan Reşat Nuri'nin masonluğu, bir çok hayranının hayal kırıklığına neden olacak.

Masonlar... Mason locaları...

Kitapta, meşhur edebiyatçılar dışında Türk basınının önemli gazetecilerin de masonlarla olan ilişkisi ortaya çıkarılıyor. Ahmet Emin Yalman, Çetin Altan, Nadir Nadi mason localarıyla bağlantısı olan ünlü mason ve sebataist gazeteciler arasında yer alıyor. Eserde, Selim Edes, Jak Kamhi, Ayhan Işık, Zeki Alasya, İsmail Cem İpekçi, Süleyman Demirel gibi sebataist ve mason olan ünlü politikacı, sanatçı ve iş adamlarının Türkiye'de mason localarının kuruluş süreci de anlatılıyor. Buna göre masonluğun Türkiye'de kuruluş yılı 1861. Türk masonluğunun dünya masonları karşısında resmi bir hüviyet kazandığı yıl ise 1909. (Hiv Yay. / Tel: 0 312 433 61 76)

KAYNAK: İşte Ünlü masonlar (Yeni Şafak 12 Mayıs 2001 - bilgiler.gen.tr, 08.12.2009).

Yazar: Yeni Şafak 12 Mayıs 2001

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör