Mevlüthan.
Asıl adı Abdullah Beydür olup "Mevlüthan Mustafa" lakabıyla
tanınmaktadır. 12 Mart 1946’da, Diyarbakır Merkez Melikahmet semti Palo Camii
Mahallesi Azizoğlu 2. çıkmazında, daha
önce Molla Muslihiddin Larî Medresesi olarak hizmet vermiş tarihi bir
Diyarbakır evinde dünyaya geldi. Mevlüthan Mustafa'yı “Sofi Yasin” ismiyle
maruf olan dedesi yetiştirdi. Dedesi, ona sürekli Bediüzzaman’ın menkıbelerini anlatır
ve dedesinin dayısı olan Seyyid Nesimi’nin tavsiye ve menkıbelerini naklederdi.
Arapça ve Kur’ân-ı Kerim tedrisatı nedeniyle üç yıl geç, yani on yaşında
başlamış olduğu ilköğrenimini Yeni İlkokul’da tamamladı. İlkokul dördüncü sınıf
öğrencisi iken, bir gün ansızın “Palo Camii” müezzini “Mustafa” ile arkadaşı
“Necdet Amca” okula gelerek, Palo Camii minaresinin anahtarını üzerine atıp,
vakit ezanını onun okumasını istediler. O ezan okuyacak durumda değildi, ancak amcalar
ısrarlıydı. Sesinin güzelliğini överek bu işi pekâla becerebileceğini söyleyerek
onu teşvik ettiler. Çünkü o, çocuk yaşlarda gerek kadın mevlitlerinde ve gerekse
düğünlerde mevlüt okumaya başlamış ve bunu duymayan kalmamıştı.
Camide
okuduğu ilk ezan, mağrib (akşam) ezanı oldu. 1958'lerde çıplak sesle okuduğu
ezan acemice bir ezan idi. Ama sonraları okuya okuya alıştı. Hocası Müezzin
Mustafa vasıtasıyla cami musikisi formundaki eserleri okumaya başladı. Bu
süreçte öğrendikleri, sonraki yıllarda dini musiki icrasını tam manasıyla
kavrayarak bu sahada önemli işler yapmasını sağladı.
İki
yıl süren askerliğini 1968'de Erzurum’da
bitirerek memleketi Diyarbakır’a döndü. PTT sınavlarına girip 1968 yılı Kasım'ında
memuriyete başladı.1971'de ücret kontrol şefliğine yükseldi. 1962 yılında Zeki
Aktan, Hüsnü İpekçi, Edip Değer, Recep Kaymak, Tahir Mücide gibi arkadaşlarıyla
birlikte Karacadağ Kulübü üzerindeki Diyarbakır Musiki Cemiyeti’ne bir süre
devam etti. Bu arada camideki gayrı resmi müezzinliği de sürüyordu.
Çeşitli
camilerin minarelerinde haftada üç sabah, seher vakti
ezandan öncel salat ve selam ve na’tlar okuyordu. Minaredeki bu icraatı
esnasında hocası Mustafa bir saz üstadı edasıyla sırtına elleriyle dokunarak
usul ve tempo tutmasına yardımcı oluyor ve ne yapması gerektiği noktasında onu
uyarıyordu. Ayrıca mevlitlere de birlikte gidiyorlardı. Bazen mevlitlere grup olarak
katılıyorlardı. Ulu Camii baş müezzini Hacı Recep Peker, Müezzin Abdusselam,
Kazancı Muhammed, Şeyh Şükrü Efendi’nin oğlu Muhammed, Melik Ahmet Camii
müezzini Berber Said (Diyarbakır’ın gelmiş geçmiş en iyi hoyrat okuyucularından),
daha sonra rahmetli Celal Sevimli, Tarık Çıkıntaş ve Hafız Hikmet Efendilerle birlikte
bir çok mevlide iştirak ettiler. Cami musikisi dışında Tasavvuf musikisiyle de
iç içeydi. Muhtelif tekkelerde haftanın belirli günlerinde Kâdirî ve Rufâî
zikirlerine katılıyordu.
1974
yılında Çermikli Ağa’nın dayısı oğlu Hacı İbrahim Efendi’nin kızı Zeynep
Hanım’la evlendi. Bu izdivaçtan üçü kız, üçü erkek altı çocuk babasıdır.
Devam
eden memurluk hayatında 1981'de Sağlık ve Sosyal İşleri amiri olmuştu. Daha
sonra tedviren müdürlüğü üstlendi. 12 Eylül döneminde, 1982'de Konya’ya gitmek
zorunda kaldı. Danıştay kararıyla tekrar Diyarbakır’a dönerek Sağlık Sosyal
İşleri Müdürü oldu. Aynı kurumda ikinci yıl
halkla ilişkiler müdürlüğü yaptı. 1988-2000 yılına kadar Diyarbakır PTT ve
Telekom Başmüdürlüğü’nde Savunma Müdürü olarak çalıştı. Aynı görevden 2000
yılında emekli oldu.
Mevlüthan
Mustafa, 52 yıldır (1958 den günümüze) aralıksız olarak Mevlüthanlığa devam
ediyor. TRT ve muhtelif Tv kanallarında musiki (dini, lâ-dini) proğramlara
davet ediliyor; mevlüt, na’t, kaside, Diyarbakır musikisi icra ediyor. Ayrıca
TRT Ankara radyosunda kendisiyle ilgili özel bir program da yapılmıştır.
1978
de İstanbul’da Kadıköy Müftüsü olan arkadaşı Sadık Aydın'ın vesilesiyle Kadıköy
Osmanağa Camiinde bir hafta ikindi ezanlarını, Eyyüb Sultan Camiinde akşam
ezanını minarede okudu. Yine Fatih Camiinde akşam namazında ve Aksaray Laleli
Camii’nde müezzinlerle birlikte tesbihatta bulundu.
İbrahim
Çanakkaleli, Yusuf Gebzeli ve Amir Ateş ile de tanışan Mevülthan Mustafa; Arapşeyh
Camii’nde Amir Ateş’le birlikte ezan okuyup müezzinlik yaptı. 1978 yılında
İbrahim Çanakkaleli’yle Osmanağa Camii’de görüşmesinden sonra mevlidi (Velâdet
bahri) onun stilinde okumaya çaba gösterdi. Ayrıca Fevzi Mısır ve Aziz
Bahriyeli’nin de "Tevhid"
bahri'ni aynı stilde okudu. Ayrıca "Merhaba"
bahrini Diyarbakır'a özgü "Sultan Nevruz" makamıyla okumaktadır.
HAKKINDA:
Dr. M. Sait Mermutlu / "Mevlüthan Mustafa" (İhsan Işık / Diyarbakır
Ansiklopedisi, 2013).