Organize
suç örgütü lideri. 20 Ocak 1953’te Trabzon’un Arsin ilçesine bağlı Fındıklı
köyünde doğdu. Baba adı Ali Çakıcı. Anne adı Şakire Çakıcı Kardeşleri:
Fahrettin Çakıcı, Gamze Çakıcı, Gencay Çakıcı, Leyla Çakıcı. Çocuklar: Ali
Çakıcı, Betül Çakıcı. Eş: Nuriye Uğur Kılıç (e. 1991–1994).
İlk
olarak 17 yaşındayken bir İETT görevlisini yaralama olayına karıştı. Çakıcı,
daha sonra ismini İstanbul'daki yasadışı faaliyetleriyle duyurdu.
1980'li
yılların sonunda yeraltı dünyasının Ankara ayağında da adı duyulan Çakıcı, bir
süre sonra İstanbul'a geçerek, buradaki gruplar içinde kendisine yer edindi.
Türkiye
çapında faaliyet gösteren ve "ülkücü baba" olarak tanımlanan Çakıcı,
İstanbul'a geçtikten sonra yine ünlü babalardan Dündar Kılıç'ın kızı Uğur
Kılıç'la evlendi.
Olaylı
sona eren bu evliliği ve İstanbul'da karıştığı silahlı saldırılar sonrasında
polis kayıtlarında önemli yer tutmaya başlayan Çakıcı, sürekli Karadenizli
olmasıyla övündü.
Babasını
12 Eylül döneminde İstanbul'un Gültepe semtindeki bir kahvehaneye yapılan
silahlı baskında kaybeden Çakıcı, 1984'ten itibaren çek - senet tahsilatı yapan
grupların liderliğini yapmaya başladı.
Eski
eşi Uğur Çakıcı'nın Uludağ'da öldürülme emrini verdiği gerekçesiyle polis ve
savcılık tarafından gıyabi tutuklu olarak aranan Çakıcı, ayrıca canlı yayında
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'le ilgili yaptığı açıklamalarıyla Flash TV'nin
basılmasına neden oldu.
Borsacı
Adil Öngen'in yaralanması, Pamukbank Genel Müdürü Burhan Karaçam'a yönelik lav
silahlı saldırı olayı, Emin Cankurtaran'ın vurulması, Cavit Çağlar'a yönelik
suikast planlaması, Engin Civan'ın vurulması eylemlerinin azmettiricisi olan
Çakıcı, kendisi gibi yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Nurullah Tevfik
AğansoyTevfik Ağansoy'un öldürülmesi olayında da azmettirici olarak aranmaya
başladı.
1992'de
hazırlanan sahte pasaportla yurtdışına kaçan Çakıcı'nın adı, Susurluk
soruşturmalarında da gündeme geldi. Soruşturmalarda, kendisinde sahte yeşil
pasaport bulunduğu iddiaları ortaya atıldı.
Çakıcı,
çek - senet tahsilatı yaptığı dönemde Ankara ve İstanbul'da birçok kez
gözaltına alındı. Soruşturmalarda, polisin mafya içindeki uzantısıyla ilgili
bilgiler veren Çakıcı'nın yurtdışında kaldığı süre içinde Belçika, ABD, İtalya,
Güney Afrika, Fransa, Brezilya, Singapur ve Japonya'da dolaştığı belirlendi.
Son anda
kurtuldu
Çakıcı'nın
firarda bulunduğu dönemde Palermo'da İtalyan mafyasının önde gelen aileleriyle
bir toplantı yaptığı da tespit edildi. Çakıcı, 1998'in Şubat ayında Fransa'da
yapılan bir operasyonda yakalanmaktan kılpayı kurtuldu.
41
kişinin ölümünden sorumlu tutulan Çakıcı, 17 Ağustos 1998'de Fransız polisinin
düzenlediği bir operasyon sonucunda Nice'de bir otelde koruması Muradi Güler ve
sanatçı Selçuk Ural'ın kızı olan sevgilisi Aslı Ural'la birlikte yakalandı.
Çakıcı'nın
yakalanmasından sonra ortaya çıkan kasetler, ANAP'lı Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın
istifasına sebep olurken, Aşık ile birlikte Çakıcı'ya kaçması için uyarıda
bulunduğu iddia edilen DYP'li Meral Akşener, MİT görevlisi Yavuz Ataç ve
Bursalı işadamı Erol Evcil de suçlandı.
Fransa'daki
cezaevinde 16 ay dünyayla iletişimsiz bir odada tutuklu kalan Çakıcı, 14
Aralık'ta kendi isteğiyle Türkiye'ye getirildi. Fransa'dan şartlı iade edilen Çakıcı, hakkındaki gıyabi tutuklama
kararı vicahiye çevrilerek tutuklandı ve Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'ne
konuldu.
Susma hakkını
kullandı
Çakıcı,
Türkiye'ye getirildikten hemen sonra İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde
(DGM) tanık sıfatıyla dinlendi. Yaklaşık 3.5 saat ifade veren Çakıcı, soruları
cevapsız bıraktı.
Çakıcı,
Erol Evcil, Ergin Kardeşler gibi ünlülerin yattığı Kartal Özel Tip Kapalı
Cezaevi'ndeki rahatlığıyla da dikkat çekti. Çakıcı'nın isteğiyle gece yarısı
koğuşuna lahmacun getirttiği, avukat dövdüğü, cep telefonu kullandığı ve Nuri
Ergin'le mektuplaştığı ortaya çıktı.
Ancak
bir süre sonra Çakıcı'nın "Bu cezaevi ya ona ya bana dar gelecek"
yönünde bir açıklama yaptığının ileri sürülmesi üzerine Nuri Ergin, basına
gönderdiği açıklamayla sert tepki göstererek, "Bana dostane mektuplar
yazan biri düşman ise başımız üstünde yeri var. Önümüz bayram, açıkta
kalınır" dedi.
Bunun
üzerinde Çakıcı avukatı aracılığıyla kamuoyuna gönderdiği başka bir mektupla
Ergin kardeşlere meydan okudu. Çakıcı, mektupta; "Nuriş ve Vedat denen,
kişilik ve milliyet erozyonuna uğramış, garip göçebegillere: Biraz adamlığınız
varsa, basına demeç vermeyin, bu cezaevinde siz altı kişi bir arada
yatıyorsunuz, ben de tek yatıyorum. Gereğini yapmazsanız, yapmayıp da basına
demeç verirseniz şerefsizsiniz" dedi.
28
Mart 2000'de ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Çakıcı'nın, gazeteci Hıncal Uluç'u
yaralamaya azmettirmekten yargılandığı davanın zamanaşımdan düşürülmesine
ilişkin İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararını bozdu. Çakıcı'ya
yargılandığı bu davada, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis istendi.
Nisan
2000'de Çakıcı hakkında Emlak Bankası eski Genel Müdürü Engin Civan'ı
yaralamaya azmettirmekten açılan davanın zamanaşımından düştüğü ortaya çıktı.
Mehmet
Eymür ise İnternet'teki Anadolu Türk adlı sitesinde yayımladığı bir yazısında
Çakıcı'nın 3 Şubat 1998'de Evcil'le yaptığı bir konuşmadan söz ederek,
Çakıcı'nın kanser olduğunu söylediğini ileri sürdü. Eymür, Çakıcı'nın Evcil'e, "Check up yaptıramıyorum.
Kanser var bende. Aylardır bütün vücudumda hissediyorum, içim ağrıyor. 6 - 7
paket sigara içiyorum" dediğini iddia etti.
Çakıcı'nın
adamlarının Karagümrükspor lokaline yaptığı baskına karşılık olarak 19 Nisan
2000'de Nuriş'in adamları, Gültepe ve Zeytinburnu'nda iki kahvehaneyi taradı.
Bir kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Olaydan sonra yapılan operasyonlar sonucunda
aralarında Ergin'in firari olarak aranan adamı Yavuz Erdoğan'ın da bulunduğu
dört saldırgan silahlarıyla birlikte yakalandı.
Çakıcı,
Mayıs 2000'de Türkbank ihalesini araştıran Meclis Komisyonu'na verdiği ifadede
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile ile iki kez yüz yüze görüştüğünü söylediği
belirtildi. Çakıcı, komisyon üyelerine Türkbank olayında büyük paralar
döndüğünü, kendisine söz verilen 60 milyon doların verilmediğini ve bu yüzden
yakalatıldığını söyledi. Çakıcı, ayrıca 55. hükümeti de Refahyol hükümetini de
kendisinin yıktığını anlattı. Çakıcı, ifadesinde Eyüp Aşık ile 200'e yakın
telefon görüşmesi yaptığını da öne sürdü.
Çakıcı,
8 Mayıs 2000'de İstanbul DGM'de "çete oluşturmak ve liderliğini
yapmaktan" yargılandığı davanın duruşmasında, mahkeme heyetine, "Ben
tombaladan çıkmış Alaattin değilim. Tabii ki ceza alacağım. Eğer bana ceza
vermezseniz basın sizi topa tutar" dedi. Mahkeme ödeneksizlik yüzünden
duruşmaya getirilemeyen sanık Adnan Çiçek'in son savunmasının alınması için
duruşmayı erteledi.
Ergin
ve Çakıcı cezaevindeyken, adamları dışarıda çatışmayı sürdürdü. Çakıcı ve
adamları hakkında Nuriş'in adamlarına yönelik gerçekleştirilen saldırılar
hakkında davalar açılmaya başladı. İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Çakıcı
ile 10 adamı hakkında, Karagümrük Spor Kulübü Lokali'ne yönelik silahlı
saldırıya ilişkin dava açtı. İddianamede, Çakıcı'nın 304.5 ile 384 yıl arasında
ağır hapis cezasına çarptırılması istendi.
O da aftan
yararlandı
Engin
Civan'ın yaralanması olayında azmettirici olduğu gerekçesiyle yargılanan
Çakıcı'nın 7.5 yıl ağır cezası istemiyle yargılandığı davası, "4616 sayılı
Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesi'ne Dair Kanun" gereğince
ertelendi. Hıncal Uluç'un yaralanması olayına ilişkin 3 yıl 4 ay hapis cezasına
çarptırılan Çakıcı'nın avukatı Şeyda Yıldırım'ın, Pendik Cumhuriyet
Başsavcılığı'na cezanın infazının düşürülmesi konusunda yaptığı başvuru da
kabul edildi.
Çakıcı'nın,
her iki davasında da "zamanaşımından düşme kararı" verilmiş, ancak bu
kararlar Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından
bozulmuştu. Bozma kararının ardından davaların görülmesine devam edilmişti.
Çakıcı'nın tutukluluğu, halen başka suçlar nedeniyle devam ediyor.
"F
tipi" günler
Türkiye'ye
getirildiği günden beri Kartal Cezaevinde yatan Çakıcı da Kandıra F tipi
cezaevine sevk edildi. Burada tek kişilik bir odaya konan Çakıcı, yalnızlığını
gidermek için cezaevi yönetiminden bir muhabbet kuşu talep etti. Çakıcı
zamanının büyük bir kısmını muhabbet kuşuyla değerlendirdi.
Yeni İnfaz
Yasasıyla 15 Nisan 2020 günü Tahliye Edildi
Alaattin
Çakıcı, 16 yıl cezaevinde yattıktan sonra, koronavirüs salgını nedeniyle
gündeme gelen yeni infaz düzenlemesiyle tahliye edildi.
65
yaş ve üzeri tutukluların tahliyesine öncelik verilirken, 67 yaşındaki Alaattin
Çakıcı da gece yarısı cezaevinden çıktı. Çakıcı ve yakınlarının bulunduğu
otomobiller, konvoy halinde kampüsten ayrıldı.
Çakıcı’nın
avukatı Zeynep Çiftçi müvekkilinin tahliye edildiğini ve bir arkadaşının
otelinde dinlendiğini duyurdu. Cezaevinden çıkan Çakıcı’nın ilk görüntüleri de
sosyal medyada paylaşıldı.
KAYNAKÇA:
Alaattin Çakıcı kimdir? (evrensel.net, 12.05.2018), Alaattin Çakıcı kimdir? (netbul.com'dan
sabah.com.tr, 19.05.2018), Alaattin Çakıcı kimdir? (tgtrthaber.com.tr, 19.05.2018).
Tahliye edilen Alaattin Çakıcı’nın ilk fotoğrafları ortaya çıktı (sozcu.com.tr,
16 Nisan 2020).