Şair. 14 Ekim 1956, Eskişehir doğumlu. Lina Salamandre ve Hafız imzalarını da kullandı. Ankara Aydınlıkevler Lisesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü (1982) mezunu. Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulunda kısa bir süre asistanlık (1983-84) yaptıktan sonra, İstanbul’da reklam şirketlerinde çalıştı. Şiirleri ve yazıları 1979 yılından itibaren Felsefe Dergisi, Somut, Yusufçuk, Türk Dili, Gösteri, Varlık, Yazko-Edebiyat, Şiir-lik (Almanya) Kum gibi pek çok dergide yer aldı. Radikal gazetesinde sanat konulu köşe yazıları yazdı
Unutulmuş Bir Yaz İçin şiiriyle Gösteri dergisinin 1981’de düzenlediği
yarışmada ikincilik ödülünü kazandı. Ayrıca Eskiden Terzi ile 1996 Halil
Kocagöz Şiir Ödülünü, Kırk Şiir ve Bir ile 1997 Behçet Necatigil, 1997
Altın Portakal şiir ödülleri ile Orhon Murat Arıburnu ödülleri kapsamında Cahit
Külebi Özel Ödülünü aldı. Keder Gibi Ödünç kitabıyla 2005 Cemal Süreya
Şiir Ödülünü kazandı ve 2005 Dionisos Şiir Ödülünü aldı.
“Ergülen’in kelimelere zengin anlamlar yüklemesi ve
hikmetli söyleyişe gösterdiği özen, geleneğe yaslanmasından kaynaklanıyor.
Geleneği iyi özümlemiş ve şiirsel imkanlarını iyi görmüştür. Şiirlerinde
belirgin bir şekilde izleri bulunan Sezai Karakoç, Behçet Necatigil ve Metin
Altıok, gelenekten yararlanmaları ile öne çıkan şairlerdir. Ergülen, şairlerini
iyi seçmiş, bulunduğu yeri ve kimden nasıl yararlanacağını isabetle tespit
etmiştir. Balkon’a bakarken Sezai Karakoç’u, Ev’e girerken Behçet Necatigil’i,
hayatın nasıl bir şey olduğunu düşünürken de Metin Altıok’u yanına almıştır.
Özellikle Metin Altıok’la bir duygu ve duruş ortaklığından söz edebiliriz. Sezgileri,
benzer durumlar, olgular ve an’lar üzerinde yoğunlaşır. Hem söyleyiş hem de
imgelem açısından birbirlerinin farkında oluşları, karşılıklı varlıklarını
sezişleri vardır. Aynı iklimi paylaşırlar.” (Mustafa Aydoğan)
ESERLERİ:
ŞİİR: Karşılığını Bulamamış Sorular (1982), Sokak
Prensesi (1990), Sırat Şiirleri (1991), Eskiden Terzi (1995),
Kabareden Emekli Bir Kızkardeş (Lina Salamandre adıyla, 1995), 40
Şiir ve Bir (1997), Seçme Şiirler (1998), Hafız’ın Şiirleri:
Hafıza (Hafız imzasıyla, 1999), Karton Valiz: Dergilerde Kalan Şiirler
(1999), Ölüm Bir Skandal (1999), Nar (Toplu Şiirler I, 2000), Hafız
ile Semender (Toplu Şiirler II, 2002), Zarf (2004), Keder Gibi
Ödünç (2005), Yağmur Cemi (seçmeler, 2006).
DENEME:
Haziran Tekrar (2002), Üvey Sokak (2005).
HAKKINDA:
Metin Cengiz / Geleneksel ve Kapalı (Sombahar, sayı: 5, Mayıs-Haziran 1991),
Merih Akoğul / Haydar Ergülen Bu Kez ‘Hafıza’ (Cumhuriyet Kitap, 7.10.1999),
Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran
Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (6. bas. 1999), Baki Asiltürk / ‘Karton
Valiz’deki Şiirler (Cumhuriyet Kitap, 30.3.2000), Mustafa Aydoğan / 40 Şiir ve
Bir ve Diğer Şiirleri (Hece, sayı: 83, Kasım 2003), Mehmet Erte / Söyleşi
(Kitap-lık, Haziran 2005).
ÜÇ ŞİİR ÖRNEĞİ
YALNIZIZ CEMAL ABİ
Bu
rakıyı diyorum Cemal abi
bu rakıyı içmek seninle
Kars'a gitmek gibiydi
Senin
şiirinde diyorum Cemal abi
rakı uzun içilirdi
Kars'a uzun gidilirdi
Senden
sonra diyorum Cemal abi
Kars'a şiir gitmiyor
Kars kısa, rakı tatsız
senden sonra şiirde
her şey dibe çöküyor
anla, öyle yalnızız
Karamela
Yanık şekerim sert, hayatsa daha berbat,
ikisinin de aynı kağıttan çıktığını unuturdum
unutmasına da, ben tuttum birini sevdim,
hayatı nasıl sevdiysem onu da öyle sevdim:
Tarçın Kokulu Kız, Carmen, Ay Carmela...
O nane likörüne bayılırdı ama, ben onu
sıcacık bir kahvenin dumanına benzettim,
o da beni birine benzetmiş olmalı ki, tuttu
aşk derdine düştü, şimdiyse terketme sevdasında!
Aşk dünyaya bizden önce gelmiş de erkenden
açmış gibi dükkanını, onun kokusuyla tanıdım
aktarları, acı sözlerini aşkın tuzu biberi saydım,
onun huylarıyla karşılaştım eski tuhafiyelerde:
Aynalı Pasaj, Bonmarşe ve Altın Düğme...
Biri birine uymayan binbir huy, binbir çeşit,
bir dükkana rastladım duvar taş, kapı kilit,
ne tatlı sözlerim açabildi ne iyi huylu şiirim,
karamela dükkanı olduğunu en sonunda öğrendim!
Şimdi yanık şekerim sert, hayat ondan da dert,
ben zaten tiryakiyim, ayrılık aşktan da berbat!
Ah karamela şekerim, aşk tatlı da insanlar berbat!
Beni
Aşka Terkettiğin İçin Seviyorum Seni
bir sır- çocuksun, yalnızca aşk açık sende
ne sen kalıyorsun ne o, aşktan başka
biri yok, gel, aşk istediği için varsın
ne onu kurtarıyorsun ne kendini, aşktan başka
biri yok, git, aşk istediği için yoksun
ayrılıktan değil, taşıdığı saflıktan konuşursun;
ayrılık sana dönmektir, yeniden bana
ruhumuz öpüşür ya, başkasındayken ağzımız
gövde gözaltındadır, oysa ruhumuz sereserpe
seni senden beni benden bağışlar birbirimize
bir sır- çocuksun, aşkla açıyorsun kullandığın herşeyi
burda değilsin, çoktun çekilmişsin ve seninle
gitmiş senin olan, her zamankinden çoksun bu evde
çünkü aşk hepimizden çalışkandır, ben duruyorum
vefa aşk listesindeki ceza nöbetine
bu karanlıkta daha iyi görüyorum seni
aynı tünelden geçiyorsun gelişte ve gidişte
kavuşmaya, ayrılığa aynı yolu kullanıyorsun
beni büyüten aşktan söz ediyorum, yolculuğa övgü
zaman yok ki aşktan başka, uykusuzluğa övgü
bir sır- çocuksun, baştan çıkarır gibi açığa çıkardın beni
ayrılık mı; beni aşka terkettiğin için seviyorum seni!
HAYDAR ERGÜLEN