Hazret-i Hüseyin

Ehl-i Beyt

Eğitim
Hz. Muhammed ve Hz. Ali'nin eğitimi
Diğer İsimler
İmam Hüseyin

Hazret-i Muhammed’in torunu, Hz. Ali ve Fatma’nın ikinci oğlu, Hz. Hasan’ın kardeşidir  (D. 626, Medine – Ö. 681, Kerbela / Irak). 626 yılında Medine’de doğdu. Ona Hüseyin adını bizzat Resulullah (S.A.V) verdi. Peygamberimiz, Hz. Hüseyin doğduğu zaman kulağına “ O cennet çocuklarının efendisidir” diye seslenmiştir.

Hz. Hüseyin’in çocukluğu, Peygamber Efendimizin yanında, O’nun sevgisi ve şefkatiyle geçti, O’nun terbiyesiyle büyüdü. Evlendiğinde beş çocuğu oldu. Çocuklarının adlarını sırasıyla Ali Ekber (Büyük Ali), Ali Asgar (küçük Ali), Cafer, Fatma ve Sakine’ dir. Hz. Hüseyin, tıpkı kardeşi Hz. Hasan gibi güzel yüzlü, tıpkı onun gibi cömertti ve O’nun gibi hacca yirmi beş defa yaya olarak gitmişti.

Babası Hz. Ali, şehid oluncaya kadar onun yanında kaldı. Muaviye’nin ölümünden sonra halifeliğini ilan eden Yezid’e biat etmedi. Kufe’liler kendisini çağırıp halife yapmak istedi. Kardeşi Muhammed bin Hanife ve birçok sahabe onu caydırmak istediyse de 72 dostuyla Mekke’den Irak’a doğru yola çıktı. Şam’da bulunan Yezid bu haberi alınca Irak valisine, Hz. Hüseyin’in Kufe’ye sokulmamasını emretti. Vali, Sad İbni Ebi Vakkas’ın oğlu Ömer’in komutasında bir ordu gönderdi. Hz. Hüseyin, İbn-i Ömer’in geri dönülmesi isteğini reddetti.

Bunun üzerine her iki taraf arasında başlayan savaşta Hz. Hüseyin ve 72 arkadaşı şehid oldu. Kuşatma sırasında Hz. Hüseyin ve arkadaşları çölün ortasında uzun süre susuz kalıp bitkin düşmüşlerdi. Hz. Hüseyin yanındakilere ayrılıp gitmeleri için izin verdiyse de arkadaşları kendisini yalnız bırakmaktansa birlikte şehid olmayı tercih etmişlerdir. Hz. Hüseyin’in küçük oğlu Ali Asgar (Zeynelabidin), kızkardeşleri Zeynep ve Ümmü Gülsüm, kızları Sakine ve Fatma ile Errubab esir alınıp Kufe’ye götürüldü.

Kerbela mevkiinde 681 yılında meydana gelen bu olay, tarih boyunca bütün Müslümanlar için üzüntü konusu olmuştur.

Hz. Hüseyin’in şehadeti Müslümanlar için üzüntü konusu olduğu kadar düşündürücü ve ilham kaynağıdır. Kerbela olayı, şehadet pahasına, haksızlığa karşı sonuna kadar direnişin destanıdır. Hz. Hüseyin, zulme karşı kıyamın sembolüdür. Eğer o istese, Muaviye oğlu Yezid’e biat eder ve ömrünün sonuna kadar rahat ve sessizlik içinde yaşayabilirdi. Eğer böyle yapsaydı, Kerbela çölünde susuzluktan kıvranmaz, en sevdiği insanlarla birlikte öldürülmezdi. Eğer istese, kendisi için son derece tehlikeli ve güvenilmez bir yer olan Kufe’ye doğru yola çıkmaz, Medine veya Mekke’de kalırdı. Hatta Yemen tarafında oturup halkı kendi halifeliği için biate çağırsa daha güvenli yaşayabilirdi. Fakat o, adaletle hükmetmediği, zulüm içinde gördüğü Yezid’e itaat etmektense ona karşı savaşıp şehid olmayı tercih etmiştir. Bunu yaparken de elbette Müslümanlara bir mesaj vermiş, izlenmesi gereken en doğru yolu göstermiştir.

Hz. Hüseyin yola çıkarken, kendisini uyaranlar olmuştu. Ona, ılımlı davranmasını, kendisini tehlikeye atmamasını öğütlemişlerdi. Fakat o kendisi için tehlikeli olsa bile inancına en uygun biçimde davranmayı seçmiştir. Yezid’e karşı isyan ederken kendisini desteklemeyi umduğu kimseler onu yalnız bırakmış, ama buna önem vermemiştir. Mücadeleden vazgeçip teslim olması için onu çölün ortasında susuz bırakıp işkence ettiler, o yine hak bildiği yoldan dönmedi. 4000 kişiye karşı 72 dostuyla savaşa razı olurken, şehid olacağını elbette anlamış, ancak yine mücadeleden vazgeçmemiştir.                               

KAYNAK: İhsan Işık / Dört Büyük Halife (1991, Dört Büyük İslam Önderi adıyla, 2010; Almancası Die Vier Grossen Kalifen In Der Islamischen Religion adıyla 1992).

 

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör