Karikatürcü, yazar (D.
1928, İstanbul – Ö. 27 Ekim 2006, İstanbul). Gazeteci-yazar Şahap Balcıoğlu’nun
kardeşidir. Işık Lisesi ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Bölümü (1952)
mezunu. İlk karikatürü Akbaba adlı ünlü mizah dergisinde (1943)
yayımlandı. Akbaba dışında
Karikatür, Taş, Akşam, Vatan, Yeni Yüzyıl, Dünya, Tercüman, Hürriyet
ve Sabah olmak üzere birçok dergi ve gazetede çalıştı. 1969 yılında
arkadaşlarıyla birlikte Karikatürcüler Derneği’ni kurdu ve yedi dönem derneğin
başkanlığını yaptı. 1996 yılında bu derneğin onursal başkanı oldu. Ayrıca,
1973-79 yılları arasında Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın genel başkanlığını
yaptı. Balcıoğlu, çizerliğinin yanında, karikatür ve karikatürcüler üzerine
yazılar ve kitaplar da yazdı.
Türkiye’de üçboyutlu
karikatürü gerçekleştiren ilk sanatçı olan Balcıoğlu’nun seramikle yaptığı
karikatürleri üç yıl arka arkaya İstanbul ve Ankara’da sergilendi (1964, 1965
ve 1966). On kadarı yurtdışında olmak
üzere yetmiş altı kişisel sergi açtı. Gabrovo Mizah Evin’in yaptığı oylama
sonucu dünyanın yüz altı çizerinden biri olarak kabul edildi. İtalya’da
Tolentino, Bulgaristan’da Gabrovo, İsviçre’de Basel, Polonya’da Varşova
Karikatür Müzelerinde eserleri vardır. Ayrıca Almanya’da Wilhelm-Busch
Karikatür Müzesinde eserleri sergilendi.
Yirmi karikatür kitabı
yayımlanan Balcıoğlu’nun Güle Güle İstanbul adlı eseri İtalya’nın
Pescara kentinde yapılan karikatür kitapları yarışmasında birincilik ödülü
kazandı. Meslek yaşamında yurtiçinde ve yurtdışında 41 ödül kazandı. Gümüş
Güvercin (Üsküp), Altın Madalya (Pescara), Altın Palmiye ve Gümüş Hurma
(Bordighera), Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü, Abdi İpekçi Barış ve Kardeşlik Ödülü,
TÜYAP Onur Ödülü, Karikatür Vakfı Onur Ödülü bunlardan birkaçıdır. Basın Şeref Kartı sahibi Balcığlu, 1998 yılında Kültür
Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını, 2002 yılında Mimar Sinan Üniversitesi tarafından verilen
onursal doktora unvanını aldı.
Çevre konusu,
Balcıoğlu’nun duyarlık gösterdiği alanlardan biridir. Bu başlık altında
sayılabilecek olan Güle Güle İstanbul (1979) ve Kapadokya (2000)
bu bakımdan önemli eserlerdir.
“Sanatçılarımız arasında
belki ilk olarak Semih Balcıoğlu yakaladı bugünkü Türkiye’nin, İstanbul’un
karmaşıklığını. Ve İstanbul’un en görkemli destanını, romanını, ağıtını
çizgilerle yazdı. Yüzyılların İstanbul’u, minareleri, kiliseleri, surları,
yalıları, köşkleri, sarayları, kuleleri, çarşıları, arnavut kaldırımlarıyla
başını alıp giderken Semih Balcıoğlu, bu çekip giden İstanbul’a belki ağıtların
en güzelini yaktı. İstanbul gitmiştir artık ve bizim onun arkasından ağıt
yakmaktan başka umarımız yok. Ve gelen İstanbul gülünçtür, uydurmadır,
yalancıdır. Bütün insanlığın yüzyıllar boyunca nazlayarak yaptığı bu şehri,
alınterini, göz nurunu, yeni gelen yabancılaşmış insanlar, barbarlar bir anda
yıkmışlar, yerine çirkinliğin tapınaklarını, apartmanlarını dikmişlerdir. Giden
gitmiş, gidecektir, ama gelen böyle mi gelmeliydi? Semih Balcıoğlu’nun gülen
çığlığı diyor ki: ‘Bu iş böyle olmamalı.’ Güle Güle İstanbul ve hoş geldin
Semih Balcıoğlu.” (Yaşar Kemal)
”’Kapadokya’ albümünün bakış açısı farklı.
Balcıoğlu bu albümüyle çıktığı geziye, bir çizer seyahatnameci tavrıyla
yaklaşıyor. Sanki temelinde günümüz Evliya Çelebisi var. Onun gülümseyişi, onun
hüznü. Bu açıdan ‘Kapadokya’ Semih
Balcıoğlu'nun bir seyahatnamesi niteliğinde. Gittiği yeri tanıyıp, anlatmak
isteyen usta bir seyahatname çizeri. İstanbul'da geçmiş ve an sürekli bir
içiçelikte yaşamaktadır. Kapadokya'da geçmiş salt izlenir. Bu nedenle de, bu
izleyişe denk düşen bir gerçeklik, estetik anlayışı sergilenir. Geçmişin
kalıntıları karşısında karikatür sanatçısının bakış açısı kadar, baktığı
yerlerin gerçekliği de önemlidir. Böyle bir zorunluluk çizere tuzaklarını
hazırlar. Gerçekliği ve karikatür gerçeğini birleştirmenin güçlüğüdür bu.
Çizimde farklı iki çizgi dilinin oluşması, ya da karikatürün resim sanatına
teslim oluşuna tanık olunabilir. Balcıoğlu işin başında bunun ayrımına varıyor.
Gerçekliğin (yöre gerçekliğinin) görselliğini, tarihsel kimliğini saklı tutan
bir çizimin, karikatür kişileriyle örtüşmesine özen gösteriyor. Bu nedenle de,
karikatür kişilerinin gerçek bir karikatür kimliğini saklı tutmasına öncelik
vererek; onların içinde yer aldıkları mekânla çelişkilerini, karşıtlıklarını,
gözlemlerini örtüştürüyor.” (Turgay Gönenç)
ESERLERİ:
Semih Balcıoğlu Karikatür
Albümü (3
adet, 1951-1956-1961), Yazısız Çizgiler (1972), 50 Yılın Türk Mizah
ve Karikatürü (F. Öngören ile, 1973), I. MC ve 12 Mart’tan Seçmeler (1978), Güle
Güle İstanbul (1979), Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü (1983), Gözüm
Görmesin (1985), Karikaturgut (1990), Galeri Çiller (1993), Hacı-Bacı
(1996), Cumhuriyet’in 75. Yılında Türk Karikatürü (1998), Kapadokyla (2000),
Kırmızı - Red (2001), Önce Çizdim Sonra Yazdım (2001), Çizgiyle
2002 Günlüğü (2003), Memleketimden Karikatürcü Manzaraları (2004), Mavi
(2005).
KAYNAK: Büyük Larousse (c.
2, s. 1247, 1986), Semih Balcıoğlu (1994), Turgay Gönenç / İstanbul’dan
Kapadokya’ya Semih Balcıoğlu - Sennur Sezer / Kapadokya’nın Yarattığı Çizgi
(Cumhuriyet Kitap, 28.1.1999), Alpay Kabacalı / Semih Balcıoğlu - TÜYAP 20.
İstanbul Kitap Fuarı Onur Çizeri (Cumhuriyet Kitap, 1.11.2001), Virgül (sayı:
59, Şubat 2003), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2007, 2009), TYB Türkiye Kültür
ve Sanat Yıllığı (2007).