Şair (D. 1928, Kayseri – 4 Nisan 2014). İlk ve ortaöğrenimini
doğduğu kentte yaptı. Ankara Üniversitesi Siyasî Bilgiler Fakültesi Maliye
Bölümü (1951) ve Hukuk Fakültesi (1955) mezunu. 1956 yılından itibaren Adana’da
serbest avukatlık yaptı. 1958 yılından itibaren Sabancı Topluluğunun hukuk
danışmanlığını sürdürdü.
Sezgin’in şiirleri ve araştırma yazıları Erciyes ve Hisar
dergilerinde yayımlandı. Halk şiiri geleneğini izlediği şiirlerinde monotonluğa
düşmeden halk ağzı ve halk dilini kullandı. Felsefesini realizmle yoğurarak
çeşitli denemeler yaptı. Son
yıllarda Mustafa Emre ile birlikte Turunç sanat adında üç aylık bir dergi çıkardı.
“Düşünceler, duygularda eridiği nisbette, felsefe bir seziş değil,
duyuşa yaklaşır. Düşünceler, başı göklere ne kadar yükselirse yükselsin
ayakları yerde kaldığı müddetçe tamdır. Çırılçıplak realizme kanat takanlar
değil, romantizmi ayaklandıranlar muvaffak olmuşlardır. Fikret Sezgin daha
başlangıçta ikinci yoldadır. Fakat hava kaçıran bir balon gibi yere yaklaştıkça
muvaffakiyeti artıyor.” (Yahya Benekay)
ESERLERİ (Şiir):
Avuç Toprak (1999), Bulutlar
Yağmur Olur
(2003), Arkası Yarınlı Sevgiler (2006),
Zaman Telli Turna (2007), Yer Çekimsiz Sevgiler (2008), Dağlar Yalnızlıktan Korkar (2009), Sevince Irmak Olmak (2010), Sonsuz Karanlık (2011).
Gözbebeklerinde doğduğum şehir.
Bir kenar mahalle, bir eski yapı.
Kimse farkında değil varlığının,
Evlerden bir ev, kapılardan bir kapı.
Her ölü geçişte bu sokaktan,
Yaşadığımın farkına vardım.
Kar diye yanan başıma,
Karlı dağları sardım.
Dört duvar arkasına çekilmiş hayat,
Bekçiler olmasa sokaklar benim.
Bu gece üşüyen kaldırımlarda,
Korkular peşine düştü gölgemin.
Duvarların dilinden usanmış resmim,
Dışarı fırlamış çerçeve kırık.
Geceyi gündüzden ayıran kapı,
Hâlâ bıraktığım gibi aralık.
Ne çabuk içime düştü bu korku,
Başımın sıcaklığı hâlâ ninemin dizinde.
Bağlamaz bu şehre sıcak bakışlar,
Bir kez yıldızım üşümüş gökyüzünde.
(Hisar, Ağustos-Eylül 1953)