Zülkifl Nebi

Peygamber

Ölüm
-
-
Burç

Zülkifl (a.s.)'ın makamı, bir süre ikamet ettiği yer ve kabri Diyarbakır'da bulunmaktadır. Zülkifl (a.s.)'ın, Hz. Eyyûb (a.s.)'ın oğlu Bişr olduğu ve Hz. Eyyûb (a.s.)'dan sonra kendisine peygamberlik görevi verildiği; halkı, Allah'ın birliğine davet etmesinin emre dildiği kaynaklarda zikredilmektedir.

Kur'ân-ı Kerim'de, iki ayette, diğer bazı peygamberlerle birlikte Hz. Zülkifl (a.s.)'ın da adı zikredilmiş ve onların bazı özellikleri şöyle açıklanmıştır: "Ve İsmail'i, İdris'i ve Zülkifl'i hatırla ki, onların hepsi sabredenlerdendi. Ve bu yüzden onların hepsini rahmetimizle kuşatmıştık; onlar gerçekten dürüst, erdemli ve sâlih kimselerdi." (Enbiyâ, 85-86). "İsmail'i, Elyesa'yı ve Zülkifl'i hatırla; onların tamamı, seçilmiş hayırlı kimselerdendi." (Sâd, 45).

"Zülkifl isminin" bu ayetlerde peygamberlerin isimleriyle birlikte zikredilmesi, sabredenlerden, seçilmişlerden ve Allah tarafından ödüllendirilenlerden olduğunun belirtilmesi, onun da peygamber olduğunu gösteren bir delil olarak değerlendirilmiştir. Kur'ân-ı Kerim'de ve güvenilir hadis kaynaklarında peygamber olduğuna işaret edilen başka bir bilgi bulunmamakla Hz. Zülkifl (a.s.) hakkındaki meşhûr görüş onun peygamber olduğudur.

Bazı kaynaklarda Hz. Zülkifl (a.s.)'ın Anadolu ve Suriye bölgesinde yaşadığı, 75 veya 95 yaşlarında öldüğü zikredilmektedir. Bir rivayete göre Hz. Elyesa' (a.s.), kendisinden sonra insanları yönetecek birini yerine getirip, nasıl icraatta bulunacağını görmek ister ve ileri sürdüğü üç şartı kabul eden kimseyi yerine tayin edeceğini açıklar. Bu şartlar; gündüzlerin oruçla, gecelerin ibadetle geçirilmesi ve kızıp öfkelenilmemesi şeklindedir. Bu şartları yerine getireceğini söyleyen şahsın teklifini birinci gün reddeden Hz. Elyesa' (a.s.), ertesi gün de şartlarını tekrar eder ve aynı şahıs bu defa da şarlan yerine getirmeye talip olunca onu bu göreve seçer. İşte Elyesa' Peygamberin ölümünden sonra onun makamına oturan ve verdiği sözleri yerine getirdiği için "Zülkifl" lakabı ile anılan bu gencin Hz. Eyyûb (a.s.)'m oğlu Bişr olduğu kaynaklarda geçmektedir.

Hz. Zülkifl (a.s.)'ın mezarının Eğil ilçesinde, makamının ise Ergani'de olduğu kabul edilmektedir. Bu konuda 1301/1883, 1308/1890 ve 1318/1900 tarihli Diyarbakır Salnameleri'nde Nebî Zülkifl (a.s.)'ın makamının Ergani'de bulunduğu ve bu makamın müzeyyen bir surette tamir ve tefriş edildiği bilgisi bulunmaktadır. 1316/1898 tarihli Salnâme'de ise Hz. Zülkifl (a.s)'ın kabr-i şerifinin en doğru rivayete göre Ergani'de olduğu da belirtilir. Bazı araştırmacılar da Hz. Zülkifl (a.s.)'ın kabrinin Ergani'de olduğunu ileri sürmektedir.

Asırlardan beri kökleşmiş bir şekilde Hz. Zülkifl (a.s.)'ın kabir ve makamının Diyarbakır'da olduğuna ise kuvvetle inanılmaktadır. Güneydoğu Anadolu bölgesinde Zülküf isminin yaygın kullanılmasında bu inanışın etkili olduğu söylenebilir.

Buna karşın Hz. Zülkifl (a.s.)'ın kabrinin Şam'da olduğu görüşünü ileri süren araştırmacılar da bulunmakta ise de Zülkifl (a.s.) kabr-i şerifinin Eğil'de, makamının ise Ergani ilçesinde bulunduğu görüşü kaynaklara ve yöre halkının bu yöndeki kabulüne daha uygun düşmektedir. Bu görüşümüzü aşağıda aktarılan "Peygamber naaşların nakli" bilgileri de doğrulamaktadır.

Dicle Barajı'nın yapılmasıyla birlikte, Eğil ilçesinde baraj gölü havzasında kalan, Elyesa' ve Zülkifl Peygamberlerin naaşları, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün işbirliği neticesinde 13-16 Eylül 1995 tarihleri arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce Kale mahallesi, Nebî Harun Tepesi'nde yaptırılan türbeye nakledilmiştir.

Hz. Zülkifl (a.s.)'ın naaşının nakli için çalışmalara Nebî Elyesa' (a.s.)'m naaşının naklinden sonra başlanmıştır. Bu nakilde görev alan kişiler, Hz. Zülkifl (a.s.)'m naaşının bulunduğu mezarın açılmasında, mezarın, dönemin çimentosu olarak bilinen Kels-i hacer adlı bir madde ile kaplı olduğu için çok zorlanıldığını ifade etmişlerdir. Hz. Zülkifl (a.s.)'ın naaşı, 15-16 Eylül 1995 tarihleri arasında Eğil İlçesinde, Kale Mahallesinde önceden hazırlanan türbeye nakledilmiştir. Heyette bulunanların Hz. Zülkifl (a.s.)'m naaşının çürümediğini gördükleri hususundaki ifadeleri basında yer almıştır.

Nebî Elyesa' (a.s.) ve Nebî Zülkifl (a.s.)'ın naaşlarının çürümemiş olması, Hz. Peygamber'in (s.a.v.), "Cenabı-ı Hak, toprağa, peygamberlerin cesedini çürütmeyi haram etmiştir" hadis-i şerifi ile irtibatlandırılmıştır.

Eğil ilçesinde bulunan Nebî Zülkifl (a.s.)'m kabrinin bulunduğu türbesinin bakımı ve gelen ziyaretçilerin bilgilendirilmesi için Eğil İlçe Müftülüğünce Elyesa Camii İmam- Hatibi görevlendirilmiş olup haftanın yedi günü görev mahallinde bulunmaktadır.

Nebi Harun Tepesi'nde bulunan bu türbe, Vakıflar Genel Müdürlüğü veritabanında "Zülkifil (Zülküf) Peygamber Türbesi" adı ve 21.06.02/05 envanter numarası ile "Türkiye Kültür Mirasları" arasında kayıtlıdır. Ayrıca türbe, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 12.06.1991 tarih ve 791 sayılı kurul kararı ile tescillenmiş ve korumaya alınmıştır.

Hz. Zülkifl (a.s.)'ın makamı (bir süre kaldığı yer), Ergani ilçesinin 6 km. kuzeyinde bulunan "Zülküfil" veya "Makam" ismi verilen dağın zirvesindedir.129 924/1518 ve 937/1530 tarihli Osmanlı Tahrir Defterlerinde Hz. Zülkifl (a.s.)'m türbesi ve türbeye vakfedilen gelir hakkında bilgiler bulunmaktadır.

1307/1889 yılında Diyarbakır'da bulunmuş olan Arif Paşa, Seyahatnamesinde Ergani kasabasına gittiklerinde ilk önce Hz. Zülkifl (a.s.)'m makam-ı mukaddeslerini ziyaret ettiklerini ifade ederek türbe ve türbenin çevresini ayrıntılı olarak tasvir etmektedir.

Ali Emirî Efendi (ö. 1924) ise Osmanlı Vilâyât-ı Şarkıyyesi adlı eserinde 1297/1879 yılında Abidin Paşa ile Elazığ'a giderken Ergani'ye uğradıklarını, Zülkifl (a.s.)'ın makamını ziyaret ettiklerini ifade etmektedir.

Mescid, türbe ve zaviyeden oluşan Zülkifl Nebi Zaviyesi hakkında, ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığına dair kesin bilgilerden yoksun olsak da, yapının 924/1518 tahririnde vakıf kaydının bulunması, Osmanlı döneminden eskiyi işaret etmektedir. 924/1518 yılı Tahrir Kayıtlarına göre vakfın geliri ismi kaydedilmeyen bir mezranın mahsulünden sağlanmaktadır. 1285/1868 yılında Diyarbakır valiliğine atanan Kurt İsmail Paşa, Zülkifl Nebî Türbesi'ni ziyarete gelenler için buraya ziyaretçilere mahsus bir daire ile sarnıç inşa ettirmiştir.

 Hz. Zülkifl (a.s.)'ın makamındaki 16. yüzyıla ait mermer kolonlu mescidin 1936 yılında yıktırıldığı, 1958-1959 yıllarında ise Ergani Hayır Cemiyeti tarafından yeniden yapıldığı ifade edilmektedir. İçinde Hz. Zülkifl (a.s.) makamı bulunan ve türbe olarak adlandırılan bu yapı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce 09.06.2008 tarihinden itibaren orijinali muhafaza edilmek kaydıyla restore edilmeye başlanmış ve tamamlanmıştır. Bu binanın içerisinde yaklaşık 20-30 kişinin namaz kılabileceği küçük bir mescid de bulunmaktadır. Türbe ziyarete sürekli açık olup hafta sonu ziyaretçi sayısı artmaktadır. Yıl boyu tahmini ziyaretçi sayısı 50 bin civarındadır. Türbe, Vakıflar Genel Müdürlüğü veritabanında "Zülküfil Nebi Türbesi" adı ve 21.07.01/08 envanter numarası ile "Türkiye Kültür Mirasları" arasında kayıtlıdır. Ayrıca türbe, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 20.02.1991 tarih ve 656 sayılı kurul kararı ile tescillenmiş ve korumaya alınmıştır.

Yöre halkı tarafından yoğun bir şekilde ziyaret edilen Ergani ilçesinde bulunan türbe/makamın bakımı, muhafazası ve gelen ziyaretçilerin bilgilendirilmesi için haftada üç gün (Perşembe, Cumartesi ve Pazar) Ergani ilçe Müftülüğünce kadrolu bir görevli geçici olarak görevlendirilmiştir.

SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA: Ali Melek - Abdullah Demir / Dini Değerleriyle Diyarbakır (Diyarbakır İl Müftülüğü, 2009, Ankara), Koksal / Peygamberler Tarihi (I, 323-324), Akıncı / Peygamberler Tarihi (IV, 117), Yiğit / Peygamberler Tarihi, s. 370 naklen İbn Kesir, Kasasu'l-enbiyâ, I. 320; s. 371-372 (Sa'lebi, Atâisül-mecâlis, s. 164'den naklen), Kazancı / Peygamberler Halkası, s. 196), Yıldız, "Bir İnanç Merkezi Olarak Eğil", s. 1), Değer-Beysanoğlu / Diyarbakır Folklorunda Halk Hekimliği (s. 65), M. Şefik Korkusuz / Seyahatnamelerde Diyarbekir (Kent Yay.. İstanbul 2003, s. 151),  Sadi bayram / Kaynaklara Göre Güneydoğu Anadolu'da Proto-ön-Türk İzleri (Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yay. İstanbul 1989, s. 20), Müslüm Üzülmez / Çayönü'nden Ergani'ye: Uzun Bir Yürüyüş (İstanbul 2005, s. 267), Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri İle Diyarbakır Tarihi (II, 463), Diyarbakır Salnameleri, III, 245; IV, 67; V, 94, 209, 214; IV, 208, 280, 372), Güneli / Bütün Yönleriyle Ergani, s. 13), Suat Yıldırım / Kur'an-ı Hâkim ve Açıklamalı Meali (İstanbul 1998, Enbiya, 85. ayetin dipnotu), Zeynelabidin Çiçek (s. 95-97), Yüksel Evsen-Zeki Gün / "3 Bin Yıllık Naaşlar Sağlam" (Zaman Gazetesi, 5 Temmuz 1996), Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri İle Diyarbakır Tarihi (II, 499; Ali Emirî, Osmanlı Vilâyât-ı Şarkıyyesi, İstanbul 1918, s. 25'den naklen), Abdulgani Fahri Bulduk / Diyarbakır Valileri (Haz. E. Tanrıverdi-A. Taşğın, Medrese Yay., 2007, s. 178).

ALİ MELEK - ABDULLAH DEMİR

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör