Elyesa Nebi

Peygamber

Ölüm
-
-

Kur'ân-ı Kerîm'de, Elyesa' (a.s.)'nın ismi, "İsmail, Elyesa', Yûnus ve Lût'a da yol gös­terdik; hepsini âlemlere üstün kıldık" (Sâd, 48) "İsmail'i, Elyesa'ı, Zülkifl'i de an. Hepsi de iyilerdendir"  (En'âm, 86.) mealindeki iki ayette geçmektedir.

İslâmî kaynaklarda "Elyesa' b. Ahtûb b. Acûz" şeklinde verilen şeceresi dışında onun­la ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, Ilyâs (a.s.) devrinde yaşadığı ve ondan sonra peygamber olarak görevlendirildiği bilinmektedir. Elyesa' (a.s.)'ın tutulmuş ol­duğu hastalıktan, İlyâs (a.s.)'ın yaptığı dua ile kurtulduğuna ilişkin bilgiler kaynaklarda geçmektedir. Yine onun İlyâs (a.s.)'ın tebliğ ettiği dinin esaslarına iman ettiği ve daha sonra peygamberlik vazilesi ile görevlendirildiği de nakledilmektedir.

Nebî Elyesa' (a.s.)'ın, İsrailoğulları'nı doğru yola davet etmesine rağmen çok azının kendisine inandığı, çoğunluğun ise iman etmediği, kendisine iman etmeyen ve gerekli dersleri almayan İsrailoğulları'nın büyük bir kısmının başına ise Asurluların musallat edildiği ifade edilmektedir.

Kitâb-ı Mukaddes'te (Tevrat, Zebur, İncil'e verilen ortak ad) Elişa adıyla zikredilen peygamberin Elyesa' (a.s.) olduğu tah­min edilmektedir. Buna göre Hz. Elyesa' milâttan önce VIII. yüzyılda İsrail Krallığında yaşayan Şafat'm oğludur. Tanrının emri üzerine llyâs Peygamber tarafından kendisine halef olarak seçilmiştir. Ilyas (a.s.), Elyesa'yı çift sürerken bulmuş ve ona peygamber olarak seçildiğini bildirmiştir. Bunun üzeri­ne Elyesa' (a.s.), İlyas (a.s.)'ın yanından hiç ayrılmayarak ona hizmet etmiş ve onun vefatından sonra da doğru yola daveti sürdürmüştür.

Hz. İlyâs'ın ölümünden sonra Hz. Elyesa' (a.s.)'nın, peygamberlik görevine Eriha'da (Batı Şeria/Filistin) başladığı ve pek çok mucize gösterdiği de Kitab-ı Mukaddes'te anlatılmaktadır. Hz. Elyesa' (a.s.)'m, İsrail Kralı Yoaş zamanın­da vefat ettiği tahmin edilmektedir.

1316/1898,1321/1903ve 1323/1905 tarihli Salnâme-i Diyarbekir'de Hz. Elyesa' (a.s.)'nın Eğil'de medfûn olduğu ve mezarının da on beş metre uzunluğun­da olduğu ifade edilmektedir. Aynı şe­kilde bölge halkı da, Hz. Elyesa' (a.s.)'nın mezarının Eğil'de olduğunu asırlardır kökleşmiş bir inançla kabul etmektedir. Buna karşın Hz. Elyesa' (a.s.)'nın mezarı­nın Samiriyye'de olduğunu ileri süren araştırmacılar olduğu gibi, Şanlıurfa'nın Eyyüb Nebi Köyü'nde Elyesa' (a.s.)'nın medfûn olduğuna inanılan bir türbe de bulunmaktadır.

Nebî Elyesa' (a.s.)'m naaşının naklinden önceki türbesi, Diyarbakır'ın Eğil İlçesinin Çarıkören Mahallesi'ndedir. Eski bir caminin bitişiğinde bulunan bu türbe, iki kemer üzerine oturtulmuştur. Dicle Barajı'nın yapılmasıyla birlikte, Eğil ilçesinde baraj gölü havzasında kalan, Elyesa ve Zülkifl Peygamberlerin naaşları, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün işbirliği neticesinde 13-16 Eylül 1995 tarihleri arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce Kale Mahallesi'nde, Nebî Harun tepesinde yaptırılan tür­beye nakledilmiştir. Nakil için dokuz kişiden oluşan bir heyet kurulmuştur. Heyette; dö­nemin Eğil Kaymakamı Selim Çapar, İlçe Müftüsü Ekrem Abbasioğlu, Kaymakamlık memuru Mahmut Lâçin, Müftülük memuru Burhanettin İncedursun, fahri İmam- Hatip Ömer Kalkan, İmam-Hatip Sadullah Kizilay ve üç işçi (Bahattin Köksal- Mehmet Kaya-Tahir Kor­kut) görev almıştır. Önce, Hz. Elyesa' (a.s.)'nın kabrinin açılmasına başlanmış ve bu fa­aliyet iki gün sürmüştür (13-14 Eylül 1995). İkinci günün sonunda naaşa ulaşılmıştır.

Elyesa Peygamber'in naaşı, Eğil İlcesine hâkim durum- bulunan ve Nebî Harun-ı Âsafî'nin kabrinin de bulun­duğu tepedeki türbeye nakle­dilmiş ve bu durum 18.09.1995 tarih ve 06 sayılı Komisyon Kararı ile de tespit edilmiştir. Heyette bulunanların, cesedin çürümediğini yönündeki görüşleri gazetelere de yansımıştır.

Kale Mahallesi nde Nebî Harun Tepesi'ndeki türbenin yanında Elyesa Camii bulun­maktadır. Cami ve türbenin mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olup cami faal durumdadır. Eğil'de Nebî Harun Tepesinde bulunan cami ve türbe, Vakıflar Genel Müdürlüğü veritabanmda "Elyase Peygamber Camii, Zaviye ve Türbesi" adıyla ve 21.06.02/02 en­vanter numarası ile "Türkiye Kültür Mirasları" arasında kayıtlıdır.

KAYNAK: Ali Melek – Abdullah Demir / Dini Değerleriyle Diyarbakır (Diyarbakır İl Müftülüğü, 2009, Ankara), Eğil ilçe Müftülüğü'nün, 11 Müftülüğü'ne gönderdiği 18.09.1995 ve 119 sayılı "Türbelerin nakli" konulu yazı ve 2 adet Komisyon Karan/Diyarbakır 11 Müftülüğü Arşivi, Yüksel Evsen-Zeki Gün, "3 Bin Yıllık Naaşlar Sağlam", Zaman Gazetesi, 05 Temmuz 1996. www.kulturvarliklari.org/kve/ (12.11.2008), Şevket Beysanoğlu / Diyarbakır’da Gömülü Meşhur Adamlar (1985, s. 82), Dr. Yaşar Kalafat / Diyarbakır'da Ulu Kabirler: Diyanet İşleri Başkanlığı Arşiv Kayıtlarına Göre (Uluslararası Oğuzlardan Osmanlıya Diyarbakır Sempozyumu, 2004, s. 813-817), Ömer Faruk Harman / "Elyesa" (DİA, İstanbul 1995, XI, 69), Ahmet Lütfi Kazancı (Peygamberler Halkası, Feza Yay., İstanbul 1997, s. 195), Mehmet Dikmen-Bünyamin Ateş, Peygamberler Tarihi, Yeni Asya Yay., İstanbul 1997, s. 515-516). 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör