Şair ve yazar. 3 Ağustos 1973, Ankara doğumlu. İlköğrenimini Ankara ve Yozgat’ta, ortaöğrenimini İzmir Namık Kemal Lisesinde (1993) tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi Fakültesi Sanat Edebiyat Tarihi Bölümünden (1998) mezun oldu. 1998 yılından itibaren Ankara'da öğretmenlik, seslendirme sanatçılığı ve metin yazarlığı yaptı. Çeşitli radyolarda, başta şiir olmak üzere sanat içerikli birçok izlence hazırlayıp sundu. Daha sonra Ankara’da öğretmenlik yaptı. Edebiyatçılar Derneği üyesidir.
Serap
Erdoğan’ın şiirleri, öyküleri, yazıları ve kendisiyle yapılan söyleşiler; 1996
yılından itibaren Öküz, Bahçe, Deliler
Teknesi, Dize, Düşeyaza Edebiyat, Düşlem, E, Edebiyat ve Eleştiri, Hayvan,
İnsan, Kavram Karmaşa, Kül Öykü, Mozaik, Mühür, Öküz, Poetik’us, Sincan
İstasyonu, Sonra Edebiyat, Şiir Odası, Taflan, Uç, Ünlem, Varlık, Wesvese,
Yasakmeyve dergi ve gazetelerinde yayımlandı. “Anıtanrıça” adlı yapıtıyla 1998 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülünü, “Kamaşma” adlı dosyasıyla 2004 Sağlık
Emekçileri Sendikası Şiir Ödülünü aldı.
“Serap Erdoğan’ın ilk okuyuşta Attilâ
İlhan’dan Edip Cansever’e birçok şairi okuma süzgecinden geçirmiş, aşkla
işbirliği etmiş; kabarık endişelerin, dişlenmiş suskunlukların, ‘kibritçi kız’
umutlarının, kibrit alevi sevinçlerin şiiriyle karşılaştım. Belki bayan şair
olmanın üstünlüğüyle şiiri önce aşk, tutku konusundan yoğuran bir şairi buldum
karşımda.” (Hüseyin Peker)
ESERLERİ (Şiir):
Anıtanrıça (1999, Kamaşma
(2004).
HAKKINDA: Hüseyin Peker / Anıtanrıça
(Cumhuriyet Kitap, 29.6.2000), TBE Ansiklopedisi (2001).
işlek bir cezadır çocukluk bazen
yaralı tanrıları iyileştirmekle gidilen
her uzak kimlik istiyordu ve tekrar
rengi yok çürük bir besteydi ölüm
siyah kedilerin geçtikleri yerde söylenen
ve çürümeye terk dualardı sevgililer;
-dilerim şehir soldursun seni
ısrarla ve giderek ıslata buruştura..
sonra onlar şüphenin kesikleriyle gittiler,
bir takım otlardan, köprülerden/bulaşarak
gömleklerini ve yanlışlarını babalarına giydirdiler
yokluktan sızdırılmış saatlerdik
yaslı bir geçmişi alır gibi açığa
çürümeye terk sorulardı sevgililer;
-o bekar evlerinin sabırsız tüllerini
kaç isli ayrılık benzetecek
ömrün doğusunu üzen bir çıbana?
anı tozları, billur sözçiçekleri,
tafta şarkılardan yapılan gövden
aynada sürdürüyor şimdi
ölü bir roman kişisi olan seni
çarşılar vermeyecek artık
eve kızan çocukların
vitrinlere düşürdükleri tanrının gölgesini
hayal çöktü, su aşındı içimde
korkarım
acı çamaşırıma geçecek..
“Şiir 2000, E Dergisi eki”