Şair ve yazar. 1 Temmuz 1954, Kalecik / Ankara doğumlu. Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü mezunu. 1979-2002
yılları arasında Türk Tarih Kurumunda görev yaptı.
İlk şiiri 1 Mayıs 1971’de Memleket (Ankara) gazetesinde
çıkmıştı. Daha sonra şiirleri ve yazıları Kıyı, Damar ve Çağdaş Türk
Dili olmak üzere, Ilgaz, Dönemeç, Sesimiz, Oluşum, Yaba, Türk Dili,
Eşik, Karşı, Dünya Kitap, Beşparmak, Anadolu Ekini, Düşlem, Cumhuriyet Kitap gibi
dergilerde yayımlandı. “İşçi Kıza Şiir” başlıklı şiiriyle 1981 Yaba Halk
Ödülünde mansiyon, Yangın adlı kitabının dosyasıyla 1996 Altın Koza Şiir
Yarışmasında Jüri Özel Ödülünü, Fotoğraflarda Ölü Kuşlar ile
“Bitmek bilmeyen bir umut var Mustafa Yıldız’ın dizelerinde,
karanlıklar aydınlansın diye gözlerini gecelerde bırakanlar, yüreklerinde mıh
gibi ağrılarla güneşe gitmek, ışığa ulaşmak umudunu taşıyanlar, derin ve
sessizce yol alırlar yüreği kir bağlamışlara inat: ‘Küçük acılardır bağıra
bağıra konuşan / Derin acılar dilsiz derin acılar sessiz.” (Neriman Calap)
ESERLERİ (Şiir):
Umutla Soyunmak Yarına (1996), Yangın (1997), Aşkın Uzak Ülkesi (1997), Fotoğraflarda
Ölü Kuşlar (2002).
KAYNAK: Fahrettin Koyuncu / Yarına Nasıl Soyunulur (Damar, Aralık
1996), Hasan Akarsu / Yangın Şiirleri, Şiir Yangınları (Çağdaş Türk Dili,
Haziran 1997), Neriman Calap / Geriye Kırık Bir Ezgi Kalır (Kıyı, Ekim 1997),
Nuri Aksakal / Aşkın Uzak Ülkesi’nden Katıksız Hüzünlü Şiirler (Damar, Aralık
1997), Vedat Yazıcı / Mustafa Yıldız’ın Şiiri (Kıyı, Ekim 1998), Erhan Tığlı /
Umutla Soyunmak Yarına (Beşparmak, Mayıs-Haziran 2002), Hasan Akarsu /
Fotograflarda Ölü Kuşlar (Cumhuriyet Kitap, 8.8.2002), Sabahattin Yalkın /
Mustafa Yıldız’ın Fotoğrafları (Damar, Kasım 2002), O. Nuri Poyrazoğlu /
Fotoğraflarda Ölü Kuşlar İçin Notlar (Aykırısanat, Kasım-Aralık 2002), Hasan
Akarsu / Fotoğraflarda Ölü Kuşlar (Cumhuriyet Kitap, 8.8.2002), Ahmet Günbaş /
Yangınlardan Rüzgâr Gülüne (Damar, Ocak 2003), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
Zift kesilmiş
dumanın
beyaz badanalı
duvara nakışladığı
bir istir yaşam
ki geçip gider
ören yerlerde
ağır bir hasar
ve katran
kokusu bırakarak
Bilmiyorum
yıkmadan bacayı
temizleyebilir
miyiz
yağlı kirleri
ocağa durmadan
reçineli yaş
odunlar
atarken birileri
(Fotoğraflarda Ölü Kuşlar, 2002)
İkili bir ölçü vardı yüreğinde
beyninde
Gözleri kimi yerde açık kimi yerde kördü
Çalışkan bir ipekböceğiydi
sözümona
Kozasını hep kardeşçe uygarca ördü
Geç anladı kendi kendini
aldattığını
Güzelliğin altındaki çirkinliği gördü
Çekildi tüm fethettiği yerlerden
Gücünün doğal sınırlarına döndü
Ya yoktu elleri ya da uzatmadı
tanrı
Yarasını yine kendi elleriyle sardı
Kuşattı dört bir yanını acılar
Kuşatmayı salt kendi gücüyle yardı
(Yangın, 1997)