Sinema oyuncusu
(D. 5 Mayıs 1929, Konak / İzmir - Ö. 16 Haziran 1979, İstanbul). Gerçek adı
Ayhan Işıyan olup, altı çocuklu bir ailenin en küçük çocuğudur. Altı
yaşındayken babasını yitirdiği İzmir’de bir süre öğrenim gördükten sonra, ağabeyiyle
birlikte İstanbul’a giderek öğreniminin geri kalanını İstanbul’da tamamladı. Öğrencilik
döneminde, ünlü eğitimci şair ve yazar Mahir İz okul müdürü, şair Salah Birsel
müdür yardımcısı ve şair-yazar Rıfat Ilgaz edebiyat öğretmeni oldu. 1953
yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten (1953) sonra bir
süre, Bab-ı Ali’de grafiker-ressam olarak çalıştı. O sıralar, Türkiye
Yayınevi’nin yayımladığı çizgi romanlar filme çekiliyordu. Bunlardan, “Aşka İnanmam” adlı çizgi romanının
gerçek yazarı ve çizerinin Ayhan Işık olduğu söylenir.
Ayhan Işık, 1951’de
“Yıldız” dergisi ile İstanbul Film
şirketinin açtığı artist yarışmasını kazanarak sinemaya girdi. “Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan” rol
aldığı ilk filmi oldu (1951). Sonra, Ömer Lütfü Akad’ın yönetmenliğini yaptığı “Kanun Namına” filminde başrolde
oynayarak büyük ün kazandı. Yaşamının sonraki yıllarında zaman zaman resim
çalışmalarına devam etse de, sinema oyunculuğu artık asıl işi ve mesleği
olmuştu. 1950’lerde Ömer Lütfü Akad ile “İngiliz
Kemal”, “Katil”, “Öldüren Şehir”, “Vahşi Bir Kız Sevdim”, “Kardeş
Kurşunu” adlı filmleri, Osman Seden ile de 1957’de “Bir Avuç Toprak” filmini yaptı.
Ayhan Işık, 1959
yılında, Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Hollywood’da oyunculuğu denemek
istedi. Kimi filmlerde rol almayı da başardıysa da bu girişimleri, onun oyunculuk
kariyerine ve gelişimine fazla bir katkıda bulunmadı. Ancak orada sinema
konusunda inceleme ve gözlemlerde bulundu. Setteki oyuncunun disiplini ve
hakları konusunu gözlemleyerek çok ilkeli bir davranış sergilemeyi başardı ve
bu duruşu ile Türkiye’de birçok meslektaşına örnek oldu. Hollywood’da başarılı
olamayışının nedeni sorulduğunda; “Benim gibi orada 5000 kişi sıra bekliyor.
Ayrıca onların çok da marifetleri var. Zıplayıp havada iki takla atıyorlar. Hem
de ana dilleri gibi İngilizce konuşuyorlar. Bize orada ekmek yok” açıklamasını
yapmıştı.
Işık, 1960’ların
başlarında Vedat Türkali’nin senaryosunu yazdığı “Otobüs Yolcuları” filmiyle yeniden Yeşilçam’a döndü. Arkasından,
yine Lütfü Akad ile “Orhan Kemal”in bir romanından yine Vedat Türkali’nin
senaryolaştırdığı “Üç Tekerlekli Bisiklet”
filminde oynadı. Bu dönemlerde Belgin Doruk ile birlikte oynadığı “Küçük Hanım” seri filmleri ile de halk
tarafından oldukça beğenildi ve devam eden dönem içerisinde halktan “Taçsız Kral” unvanını aldı. Oyuncu ve
yönetmen olarak “Örgüt” filmini çekti
ve bu arada kimi televizyon reklam filmlerinde rol aldı.
Türk sinemasının
en tanınmış erkek oyuncusu olan Ayhan Işık, ikinci filminden sonra fiziği ve
yeteneği ile dikkatleri çekerek, ölene kadar çevirdiği bütün filmlerde hep
başrol oynadı. Her türlü rolde yeteneğiyle göz doldurmayı başararak, sinemada
dram, politik, romantik, komedi, macera ve diğer tarzlarda örnekler sundu. 1975
yılından itibaren yapımcı, yönetmen ve senaryo yazarı olarak Türk sinemasına
katkıda bulundu. Aynı yıllarda İtalyan yapımcılarla çektiği ve başrolünü de
Klaus Kinski ile paylaştığı “La Mano Che
Nutre La Morte” ve “Le Amanti Del
Mostro” adlı filmleri yaptı. Bu filmler İtalya’da ile Avrupa’nın kimi
ülkelerinde vizyona girseler de Türkiye’de sansüre uğrayarak seyirciyle hiçbir
zaman buluşamadılar.
Ayhan Işık,
1970’li yıllarda yeni bir moda rüzgârıyla film yıldızları peş peşe sahneye
çıkmaya, plaklar doldurmaya başlayınca, kendisi de bu modaya uydu. Münir Nurettin
Selçuk’tan dersler alarak klasik Türk müziği dalında sahne denemeleri yaptı ve
bir tane de 45’lik plak doldurdu, ancak devamını getiremedi. Dolayısıyla müzik,
yapımcılık ve yönetmenlikte başarılı olamadı. Ancak, iki yüze yakın filmde rol
alan Ayhan Işık, kuşkusuz ünlü bir sinema yıldızı olmayı başarmıştı. Özellikle
Türkân Şoray ile başrolü paylaştığı filmlerle kendisine hayran ciddi bir kadın
seyirci kitlesi oluşmuştu.
Ayhan Işık,
İstanbul’da evinin balkonunda güneşlenirken, güneş çarpmasına bağlı olarak beyin
kanaması sonucunda, kaldırıldığı hastanede üç gün komada kaldıktan sonra, henüz
elli yaşındayken, 13 Haziran 1979 tarihinde öldü ve Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa
verildi.
Peyami Safa’nın
romanlarından sinemaya uyarlanan “Cingöz Recai” tiplemesini canlandırdığı
yapımlarda da oynadı. Rol aldığı filmlerden özellikle “Küçük Hanımın Şoförü” (1970) , “Cingöz
Recai” (1969) “Küçük Hanımefendi” (1967), “Acı
Hayat” (1962), “Üç Tekerlekli
Bisiklet” (1962), “Avare Mustafa”
(1961), “Otobüs Yolcuları” (1961), “Yangın Var” (Eski İstanbul Kabadayıları,
1960), “Kanun Namına” (1952) adlı
filmlerle dikkat çekmişti. Türk Filmleri Festivali’nde “En Başarılı Erkek
Oyuncu” (1954), Ses Dergisi “En Başarılı Erkek Oyuncu” (1962), Artist Dergisi
“En Başarılı Erkek Oyuncu” (1965) ödüllerini aldı.
Aile dostu Sadri Alışık adına kurulan Sadri Alışık Kültür Merkezi tarafından, uzun yıllar, sinema oyunculuğu dalında verilen ödüller bağlamında “Ayhan Işık Özel Ödülleri” verildi. “Aşka İnanmıyorum” adlı bir şiir kitabı vardır.
HAKKINDA: V. Recai Velibeyoğlu / Örneklerle Basılmış Bütün Şiir Kitapları Antolojisi (c. 1, 1975), Ana Britannica Ansiklopedisi (c. 11, s. 408-409, 1987), Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi (c. 6, 1983), Nebil Özgentürk / Ayhan Işık (1999), Ömer Ayhan / Siyah Beyaz Bir Öykü (Türk Sinemasının 1960’lı yıllardan günümüze kadarki yılları, 2001), Şükran Kuyucak Esen / Türk Sinemasının Kilometre Taşları (2002), TDOE-TDE Ansiklopedisi (c. 5, 2004), Nigâr Pösteki / Ayhan Işık: Yeşilçam’dan Bir Portre (2007).