Akademisyen, sosyoloji araştırmacısı. 1979 yılında Gaziantep’te doğdu. İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduktan (2003) sonra 2005-2008 arası Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü Mantık Anabilim Dalı’nda “Anlama ve Gelenek: Hans Georg Gadamer’in Felsefi Hermeneutiğinde Anlamada Geleneğin Rolü Sorunu (Understanding and Traditon: The Problem of Role’s Traditon on Understanding in Gadamer’s Philosophical Hermeneutic)” başlıklı tez ile yüksek lisansını tamamladı.
2008-2013
arası Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri
Anabilim Dalı’nda doktora yaptı. Tez adı: “Muhammed Abid el-câbirîde din-akıl
ilişkisinin epistemolojik analizi.”
2010-2012
arası Muş Alparslan Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde,
2014-2015 arası İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri
Bölümünde, 2015-2018 arası Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Felsefe Bölümünde çalıştı.
Doç.
Dr. Mehmet Ulukütük, Bursa Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri
Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Kitapları:
Anlama
ve Gelenek (2013), İslam Düşüncesinde Din ve Akıl (2017),
KAYNAK:
TYB Akademi / Çağdaş İslâm Düşüncesi (Yıl:2 Sayı: 4 Ocak 2012), Dr. Öğr. Gör.
Mehmet Ulukütük - Din Felsefesi Derneği (dfd.org.tr, 30.03.2020), Doç. Dr.
Mehmet Ulukütük (akademik.yok.gov.tr, 30.03.2020), Doç. Dr. Mehmet Ulukütük (sayfam.btu.edu.tr, 30.03.2020), Doç. Dr.
Mehmet Ulukütük (dergipark.org.tr, 30.03.2020).
BİLSAM YAYINLARI
Sosyal
bilimlerin ve aslında bilimsellik vasfına ve ismine sahip tüm insan etkilerinin
içinde bulundukları bunalımlardan kurtulmak için geliştirilen bir açılım olarak
hermeneutik, insan eli ve düşüncesinden çıkmış her şeyi anlamak ve yorumlamak
gibi tamamen insanın anlama yetisini merkeze alan bir amaç gütmektedir. Bugün
bazen postmodern bağlamda, bazen de Kıta Avrupası bağlamlarında ele alınsa ve
etki alanları edebiyattan sosyolojiye, politik tartışmalardan, antroplojik
etkinliklere kadar uzansa da, o içinde her zaman geçmişinden devraldığı
mitolojik ve teolojik problemleri ve kavramları barındırmaya devam etmektedir.
Modern
dönemde Schleiermacher ve Dilthey tarafından metadolojik yaklaşımlar çerçevesinde
işlense de, Heidegger`le varoluşsal bir mahiyete bürünmüş ve nihayet gadamer`le
tam anlamıyla felsefi bir probleme/etkinliğe kavuşmuştur. hermeneutiğin,
gadamer`le ulaştığı felsefi düzey, hermeneutik araşatırmalarda bir dönüm
noktası olmuştur. gadamer`le hermeneutik artık doğa bilimlerinin yanında ve
altında bağımsızlığına kavuşmuş naif bir insan/tin bilimleri konumundan
(Scheiermacher), şans oyununa dönüşen metadolojik bir tercih sıkıntısından
(Dilthey), modernliğe karşı radikal bir hiçcilik refleksinden (Heidegger),
teolojinin emrinde `kehanetler ve mucizeleri yorumlayan bir techne
hermeneutike`den (Friedrick Ast) sıyrılmış, geçmiş ile gelecek arasında
`bugün`ün, `şimdi`nin ve burada olmanın ne anlmaa geldiğinin anlaşılmasına
yerini bırakmıştır.
Bu
çalışma Heidegger`in Varlık ve Zaman`ı ve gadamer`in hakikat ve Yönteml`i
Anlama ve Gelenek ilişkileri bağlamında yeniden okuma ve yorumlama girişimi
olup Osmanlı- Cumhuriyet entelektüel geleneğine mütevazi bir katkı yapmayı
amaçlamaktadır.
Yakın
zamanda ebediyete uğurladığımız İslam düşünürü Muhammed Âbid Câbirî ömrü
boyunca akıl ve din bağlamındaki çalışmalarıyla gündemde kalmayı başarmıştır.
İslam âleminin değişen koşullara uyum sağlaması açısından modernite ve yeniden
yapılanma sorunlarına yoğunlaşmış ve Müslümanlar olarak modernliğin neden
gerçekleştirilemediğinin cevabını aramıştır.
Bu doğrultuda aklın, tarihsel ve yapısal konumunun analizini yapmıştır.
Bu
eserde “İslam düşüncesine göre akıl nedir?”, “Farklı bilgi kuramlarının akılla
ilgili yaklaşımları nelerdir?” gibi sorulara cevap aranmaktadır. Ayrıca bu kitap,
aklı din bağlamında sorgulayan meraklı okuyuculara da yeni ufuklar açacaktır.