Sinema
yönetmeni ve senaryo yazarı (D. 2 Eylül 1916, İstanbul - Ö. 19 Kasım 2011).
Nüfustaki ismi Mehmet Lütfi Akad. Kitaplarında ve film jeneriklerinde
çoğunlukla Lütfi Ö. Akad imzasını kullandı. Bazı kaynaklar ve medyada adı Lütfi
Ömer Akad, Ömer Lütfi Akad, Lütfi Akad, Lütfü Ö. Akad olarak da geçer.
Fransız
Sainte Jeanne D’Arc Okulu ile Galatasaray Lisesi’nde okudu. İstanbul Yüksek
İktisat ve Ticaret Okulu Maliye Bölümü’nü bitirdi. Bir süre, Sema Film’in mali
danışmanı ve yapım yönetmeni olarak çalıştı. 1947 yılında, Seyfi Havaeri’nin
yarım kalan “Damga” adlı filmini
tamamlayarak yönetmenliğe başladı. Yapımcı Hürrem Erman’ın ısrarı ve teşviki
ile senaryo çalışmalarına katıldığı “Vurun Kahpeye” filmini yöneterek ilk bağımsız
filmini çekti. Ardından yaptığı polisiyeden güldürüye, korku sinemasından
belgesellere kadar uzanan geniş bir yelpazede, başarılı film yönetimlerine imza
attı.
İkinci
Dünya Savaşı’nın etkileri ile bunalan dünya platformunda, Türkiye’de hâlâ Muhsin
Ertuğrul’un tiyatrocu yaklaşımının egemenliğindeki bir sinema vardı. Seyirci bu
sinema anlayışının seyrek ürünlerinden çok, Amerikan ve Avrupa filmleri ile
karşılaşıyor; özellikle Mısır’da üretilen, Türkçe seslendirmeli arabesk
filmlere büyük ilgi gösteriyordu. Türkiye
coğrafyasına kendine özgü kimliği olan özel bir sinema anlatım damarı henüz
ortalarda gözükmüyordu. Dahası, sinema dilinin inceliklerini bilen, öykülerini
etkili ve rahatça anlatan yönetmenler yoktu. Lütfi Ö. Akad, bu boşluğu dolduranlar
arasında yer aldı. Sinema tarihçisi Nejat Özön, onun “Vesikalı Yarim”i ile “Kanun Namına”yı, Türk sinemasında,
sinema dilinin başlangıç noktası olarak değerlendi
“Gelin” (1973), “Düğün”
(1974), “Diyet” (1975) Akad’ın
başyapıtı “Göç Üçlemesi”nin
filmleridir. Bu üç filmde de aile, göç ve yeni toplumsal yapılara, değişimlere
uyma mücadelesi veren insanların öyküleri vardır. “Gelin”de bir İç Anadolu taşra kentinden büyük
kent İstanbul’a göçen bir ailenin yaşama uğraşını ve dağılmasını; “Düğün”de bir Güneydoğu kentinden, büyük kente
göç eden bir ailenin yaşama direncine karşın yaralanmasını; “Diyet”te ise, yine büyük kentte
tutunmaya çalışan işçilerin dramı anlatılır. 1970’lerin sonunda çektiği
televizyon dramaları izleyiciyi ekrana kilitlemişti. “Topuz”, “Ferman”, “Pembe İncili Kaftan”, “Diyet”, “Bir Ceza Avukatının Anıları” (dört bölüm) ve “Dört Mevsim İstanbul” bunlardan birkaçıdır. Onun sineması
ayrıca,”Ulusal Sinema” tartışmaları için önemli bir kaynak oldu.
Akad’ın
senaryolarındaki duru Türkçe, halk kültürünü sindirmiş olmanın getirdiği geniş
birikimle, Türkiye insanının beden diline odaklanan keskin gözlem gücü, onun
eserlerini yeterince yerli ve evrensel kılmaktadır.
“Her filminde bir sinema dili araştırması
içinde olduğunu” söyleyen usta yönetmen, 1959 yılında çektiği “Yalnızlar Rıhtımı” filmi ile ilgili olarak
da şunları söylemektedir:
“Bu filmde, resim resim ilk plandan sona
dekorlarını çizerek, eşyaları ve kamerayı yerleştirerek hazırladığım senaryoya
dayanarak, bir ‘mizansen araştırması’, ’uzay geometrisi’ çizgisinde bir biçim
araştırması yaptım ve bunları sonuna dek uyguladım… Bu filmdeki bazı etkiler
sinemamızda hâlâ var.”
Lütfi Ö. Akad’ın 1948’de çektiği “Vurun
Kahpeye”
adlı film ile ünlenmişti. Çok sayıda piyasa işi film de yönetmiş olmasına karşın
1960’lardan ve özellikle 1970’lerden sonra toplumsal gerçekliğe vurgu yapan
filmlere ağırlık verdi. “Hudutların
Kanunu” (1966), “Kızılırmak Karakoyun” (1967), “Ana” (1967), “Gelin” (1973), “Düğün” (1974), “Diyet”
(1975) böyle filmlerindendir.
Anı-deneme türünde “Işıkla Karanlık Arasında” (2004) adlı
bir de kitabı olan Lütfi Ö. Akad; 1967 Antalya Altın Portakal Film Festivali “En
İyi 2. Dram Filmi Ödülü”, 1968 Antalya Altın Portakal Film Festivali “En İyi 2.
Film Ödülü”, 1974 Antalya Altın Portakal Film Festivali “En İyi Yönetmen
Ödülü”, Kültür Bakanlığı 1988 “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”, 13. Ankara Film Festivali
2001Aziz Nesin Emek Ödülü’nü aldı.
İsminin
yanlış kullanılmasından bıkmıştı. O yüzden otobiyografik kitabına Lütfi Akad
yazılmasını istedi. Vefat ettikten sonra İletişim Yayınları kitabın tekrar
basımında Lütfi Ö. Akad yazdı.
Öğrencisi
Serdar Pehlivanoğlu da Lütfi Akad’ın uzun yıllar boyu yanlış kullanılan
isimleriyle ilgili şu filmi hazırladı: Doğrusu Lütfi Ömer Akad https://www.youtube.com/watch?v=IcISTVama1E
Lütfi Akad’ın 1997
yılında kendi yazdığı özgeçmişi:
“1916'da
İstanbul'da doğdum, Galatasaray lisesi ve İstanbul Yüksek Ticaret ve İktisat
okulundan mezun oldum. Orta öğrenim yıllarında okul atölyesinde resim, halk
evlerinde tiyatro ile yakından ilgilendim ve çalıştım. Yüksek okuldan sonra tarih
özel ilgi alanım oldu. 1946'da ilk filmini yapmakta olan bir dostumun teklifini
kabul ederek yapım yönetmenliği görevi ile sinema alanında çalışmaya başladım.
1948
yılında ilk filmim olan Halide Edib'in "Vurun Kahpeye" romanını
sinemaya uyarlayarak yönetmenliğe başladım.
Bu
süre içerisinde sinemamızı tiyatro etkisinden kurtararak özgün bir sinema
diline sahip olması için çalıştım. Bu aşamadan sonra sinemada Türk insanının
kendini; derinlikten yoksun olmayan: yalın ifade biçimini örnek alarak sinema
dilimi geliştirmeye çalıştım.
Başlıca
filmlerim "Lüküs Hayat, Kanun Namına, Beyaz Mendil, Yalnızlar Rıhtımı,
Vesikalı Yarim" ve son uzun filmlerim olan "Gelin, Düğün, Diyet"
üçlüsü.
1974'den
sonra uzun film yapmadım. 1977 yılında TRT kurumunda sözleşmeli olarak 6 yıl
çalıştım, bu arada Ömer Seyfettin'den 4 öyküyü sinemaya kısa film olarak
uyguladım, daha sonra yine TRT kurumuna 1982 yılında Faruk Erem'in "Bir
Ceza Avukatının Anıları"ndan 4 kısa film ile 1985'de "4 Mevsim
İstanbul" belgeseli son film çalışmalarım oldu.
Bugüne
kadar 46 uzun film yaptım. Bu arada 1988 yılında Kültür Bakanlığının
"Kültür ve Sanat" büyük ödülü başta olmak üzere değişik festivallerde
bir çok ödül aldım. Halen Mimar Sinan Üniversitesi sinema televizyon biriminde
1974 yılından beri öğretim görevlisi olarak sinemaya katkıda bulunmaya
çalışıyorum. Bu yıl üniversitenin açılış töreninde üniversite senatosu kararı
ile Onursal Prof. unvanı ile onurlandırıldım.”
Lütfi Ö. Akad İçin Ne Dediler?
“Kızılırmak
Karakoyun’un göçebe Türkmenlerin yerleşik düzene geçmeleri konusunda getirdiği
tarihi yorum ancak kökü feodaliteye dayanan sınıflı Batı toplumları için
geçerli olup o devrin Osmanlı toplumunun özelliklerini yanlış aksettirmektedir.
Tefecilik yoluyla sermaye birikimi ve sınıflaşma ancak toprakta özel mülkiyetin
olduğu Batı toplumları için geçerlidir. ‘Miri toprak sistemine’, yani toprakta
devlet mülkiyetine bağlı Osmanlı toplumu için ‘Kızılırmak Karakoyun’un yorumu
bir masa başı nazariyesi olmaktan öte geçmemekte, ayrıca Osmanlı devleti için
gerçekten çok ciddi bir hal alan göçebe Türkmenler meselesini yanlış bir açıdan
yorumlamaktadır.
Filmde
sinemanın folklordan istifadesi yolunda da Atıf Yılmaz’ın on yıl önce
‘Alageyik’ ve ‘Karacaoğlan’da yaptıklarından daha ileri ve gelişmiş bir örnek
ortaya konulmamaktadır. Türkmenlerin, terzi elinden yeni çıkmış kıyafetlerle
bir halk opereti sahnesinde dolaşırmış gibi dağ başlarında gezinmesi filmin
ancak masal anlattığı gerekçesiyle hoş görülebilir.
Bütün
bunlara rağmen ‘Kızılırmak Karakoyun’ Lütfi Akad’ın artık kişisel damgası
haline gelen yalın, ölçülü anlatımı, bir satranç oyunu gibi gelişen dramatik
yapısı, gösterişsiz fakat ustalıklı sahne düzenlemeleri, sınırlı malzemesinden
azami istifadenin sağlanışı ile Türk sinemasının dikkate değer eserlerinden
biri haline geliyor.
Lütfi
Akad usta, 15 yıl Batılı gibi nasıl film yapılacağını öğretmeye çabaladıktan
sonra şimdi de Türk gibi nasıl film yapılacağını gösteriyor. Sinema üzerine
düşünen ve yazanlarımızın Resnais’nin yahut Welles’in ustalıkları üzerine kafa
patlatacaklarına Lütfi Akad’ın geometrik ölçüye varan sinema dili üzerinde
durmaları, derin araştırmalara, uzun incelemelere girişmeleri gerekmektedir.
Türk sinemasının Akad’dan öğrenecekleri Batılı ustalardan öğreneceklerinden hiç
şüphesiz daha çoktur.” (Halit Refiğ)
Kitapları:
Işıkla Karanlık Arasında (deneme biyografisi, 2004), Kızılırmak Karakoyun (senaryo, film
öyküsü, 2004).
Ödülleri:
1967 Antalya Altın Portakal Film
Festivali, En İyi 2. Dram Filmi Ödülü
(Hudutların Kanunu), 1968 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi
2. Film Ödülü (Vesikalı Yarim), 1974 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En
İyi Yönetmen (Düğün).
Sinema filmleri:
Vurun Kahpeye (1949), Lüküs Hayat
(1950), Tahir ile Zühre (1951), Arzu ile Kamber (1951), Kanun Namına (1952),
İngiliz Kemal Lawrense Karşı (1952), İpsala Cinayeti / Altı Ölü Var (1953),
Katil (1953), Öldüren Şehir (1953), Çalsın Sazlar Oynasın Kızlar (1954), Bulgar
Sadık (1954), Vahşi Bir Kız Sevdim (1954), Kardeş Kurşunu (1954), Görünmeyen
Adam İstanbul'da (1954), Beyaz Mendil (1955), Meçhul Kadın (1955), Kalbimin
Şarkısı (1955), Ak Altın (1956), Kara Talih (1957), Meyhanecinin Kızı (1957),
Zümrüt (1958), Ana Kucağı (1958), Yalnızlar Rıhtımı (1959), Cilalı İbo'nun
Çilesi (1959), Yangın Var (1959), Dişi Kurt (1960), Sessiz Harp (1961), Üç
Tekerlekli Bisiklet (1962), Bir Gazetenin Hikayesi (1964), Sırat Köprüsü
(1966), Hudutların Kanunu (1966), Kızılırmak-Karakoyun (1967), Ana (1967),
Kurbanlık Katil (1967), Vesikalı Yarim (1968), Kader Böyle İstedi (1968),
Seninle Ölmek İstiyorum (1969), Bir Teselli Ver (1971), Mahşere Kadar (1971),
Vahşi Çiçek (1971), Yaralı Kurt (1972), Gökçe Çiçek (1973), Gelin (1973), Düğün
(1974), Esir Hayat (1974), Diyet (1975).
Ömer Seyfettin Uyarlamaları:
Ferman (1975), Pembe incili Kaftan
(1975), Diyet (1975), Topuz (1975).
KAYNAKÇA (Başlıcaları): Muzaffer A. Esen / L. Akad’ın Tuttuğu Kuş (Pazar Postası, Sayı: 9, 1957), Türkiye 1923-1973 Ansiklopedisi (c.1, 1974), Alim Şerif Onaran / Lütfi Ömer Akad'ın Sineması (1977), Lütfi Ö. Akad (nehir söyleşi, 1990), Atilla Dorsay / Yüz Yüze (1986), Burçak Evren / Ustasız Bir Usta (Altyazı dergisi, Sayı: 4, 2002), Ayla Kanbur / Sadeliğin Derinliğinde Bir Usta, Lütfi Akad (2005), Kurtuluş Kayalı / Lütfi Akad Sineması Yararlanılmamış Engin Bir Kaynaktır (Bilim ve Sanat Dergisi, Sayı: 96, 2006), Hakan Erkılıç / Akad’ın Göç Üçlemesinde Eşya-İnsan İlişkileri Bağlamında Kimlik: Ne O Ne Öteki (25. Kare dergisi, Sayı:16), Film Arası / Özel Sayı (Sayı: 14-15, Eylül-Ekim 2011), Ömer Lütfi Akad Vefat Etti (Hürriyet, 19.11.2011), İhsan Işık / Ünlü Sanatçılar (Türkiye Ünlüler Ansiklopedisi, c. 5, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), Türkiye Yazarlar Birliği / Türkiye Kültür Sanat Yıllığı (2012), Serdar Süleymanoğlu (05.07.2020).