Mansur Ekmekçi

Şair

Doğum
01 Mart, 1960
Burç

Şair ve Yazar, bestekâr. 1 Mart 1960, Muş doğumlu. İlkokulu Midyat’ta (Mardin), ortaöğrenimini Adana’da tamamladı. 1988 yılında çalışma hayatına atılarak bir süre tabela ressamlığı ve videoculuk yaptı. 1984’ten bu yana Ziraat Bankasının Adana’daki bir şubesinde memur olarak yirmi yıl görev yaptıktan sonra, 2004 tarihinde ayrılarak Adana Hıfzısıhha Enstitüsünde göreve başladı. Videoculuk, tabelacılık ve reklamcılık gibi mesleklerini de memuriyetiyle birlikte sürdürdü.

Eserleri ve şiirleri; Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi ve 52 antolojide, 46 edebiyat dergisinde, 150 muhtelif gazetelerde yayınlandı. Türkiye genelinde yaklaşık 400 festival, etkinlik, 40 TV ve radyo programlarına katıldı. Edebiyat ve Diller üzerine konferans verdi. Derneklerde şiir dinletileri yaptı, kurs verdi. Birçok gazetede köşe yazıları yazdı, muhabirlik yaptı.

100’den fazla şiir, öykü, masal, roman, antoloji gibi harici kitaplar hazırladı, 100’den fazla şair ve ozan yetiştirdi. Pek çok kendi bestesi ve 70 eseri de bestelenerek kasetlerde okundu. Yaptığı bunca işi bedelsiz yaptı ve 300 kadar plaket, onur belgesi, madalya ve teşekkür belgesine layık görüldü.

2009’da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Halk Şairi” kimliğiyle kayıt altına alındı, Adana Çukurova Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı tarafından “Âşık Mansur Ekmekçi” bitirme tezi yapıldı. İstanbul Arel Üniversitesi görevde yükselme tezi, İstanbul Kültür Üniversitesi,  Ankara, Gazi, Afyon, Kocatepe, Samsun, 19 Mayıs gibi birçok üniversiteler ve okullar hakkında tez ve araştırmalar yaptı.

Şiir, Masal, Akademik Araştırma, Halk Kültürü, Antoloji ve Ansiklopedi olmak üzere 14 kitap yayımladı. Evli, dört çocuk babası ve üç dil biliyor. Adana Kent Konseyi, Sanat Konseyi, İLESAM, MESAM, MSG, ÇED ve ÇOKDER üyesidir. 

Şubat 2008’de Kamu’dan emekli olup 1972’ den beri Adana’da ikamet ediyor.

Şiirlerini Adana Edebiyat, Türk Edebiyatı, İmgelem Çocukları, Ozan, Berfin Bahar, Uzak Şiir Seçkisi (Ordu), Söylem, İspinoz, Istıranca Rüzgarı, İmgelem, Ardıç Kuşu, A Edebiyat, Lül Sanat, Aykırı Sanat, Simav Anadolu, Bizim Ece, Kıroba (Aydın), Hürsöz (Kırklareli), Maki (Mersin), Şafak (Yunanistan) dergilerinde yayımladı. Şiirleri değişik ozanlar tarafından bestelenip okundu.

 

Ödülleri:

 

Bursa Belediyesi 21 Gündem tarafından 2006 Türk Şiirine Hizmet Ödülüne, 2007 Ankara Ahmet Tufan Şentürk Onur Ödülüne, birçok kez; Yılın Şairi Ödülüne layık görüldü.

 

 

Mansur Ekmekçi İçin Ne Dediler?

 

Anadolu insanının duygusu, coşkusu, mizahi, öfkesi, bu halk edebiyatı vadisine akmakta ve M. Ekmekçi, bize buradan örnekler sunmaktadır. Bazen arı-duru ve bazen de azgın-bozbulanık akan bu halk ırmağı, dağın-bağın, taşını-yaşını, acısını-tadını, yaşamını-ölümünü yüklenir; vardırır tarih-kültür ve insanlık deryasına.” (Dr. Ömer Uluçay)

 

ESERLERİ:

 

Şiir: Hercai (1999), İnsanoğlu (2000), Ne Olursan Ol Önce İnsan Ol (2002), İnsan Dergâhı (2003), İnsan Mayası (2005).

Derleme: Tekerlemeler (2005), Yaşayan Çukurovalı Âşıklar ve Geleneğe Tabi Halk Şairleri Antolojisi.

 

KAYNAKÇA: İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) Bizim Ece 2002 Şairler Antolojisi (2002), Durmuş Ali Özkale / Kitap ve Yazar İçin Notlar (İnsan Dergâhı, 2003), Gazete Hürsöz Şairler Antolojisi (2003), Ahmet Otman / Bizim Ece Şairler Antolojisi 2003 (2003), Mansur Ekmekçi (Bilgi teyidi, 20 Mart 2019).

HARİKA UFUK’UN ŞAİR YAZAR MANSUR EKMEKÇİ İLE RÖPORTAJI

HARİKA UFUK’UN ŞAİR YAZAR MANSUR EKMEKÇİ İLE RÖPORTAJI

       Değerli dostum, Adanalı olmadığı halde Adana’da sanata en çok katkı koyan kıymetli kardeşim şair, yazar, araştırmacı Mansur Ekmekçi ile söyleşeceğiz bugün… Havaların soğuk ve yağmurlu olması, gergedan gribinin ortalıkta elini kolunu sallayarak dolaşması, bu gribin bizim haneye de sıkça uğraması sonucunda sohbetimiz istemeden de olsa epeyce ertelendi. “Geç olsun, güç olmasın.” diyerek röportajıma başlıyorum.

         Değerli arkadaşım, birkaç gün önce yeni bir kitabınız daha okurlarıyla buluşmak üzere hanenize ulaştı. “Cepteki Duygular” adlı bu kitabınız hakkında bilgi alabilir miyim? Kitabın adı nereden aklınıza geldi?

       Evet, “doğan her yeni gün, geçen günlere nazaran daha güzel ve yeni umutlarla doğar.” düşüncesiyle, hacim ve boyut olarak hazırladığım onca kitabın en küçüğü ancak en tazesidir. Bu kitabı daha çok sevdim. “Adanalı Yazarlar, Şairler, Yazarlar Antolojisi” 17x24 ebadında yani A4 boyutuna yakın hacimde ve 1 kilogramdan ağır. Bunu göz önüne alarak cebe sığabilecek ve herkesin cebinde taşıyabileceğini düşünerek hazırladım. Amaç; 70’in üzerinde okunan eserlerim ve bestelerim de olduğundan dolayı bu anlamda okunmayan (müzik eseri olmayan) lar da dikkat çeksin ve sanatçı dostlarımıza sunulsun hesabını yaparak adını “Cepteki Duygular” Şarkı Sözleri olarak düşündüm.

       Siz sadece kendi eserlerinizi yayınlatmakla kalmıyorsunuz. Adanalı, Çukurovalı, Muşlu şairlerle alakalı üç de araştırma kitabınız var. Çukurovalı Yaşayan Şairler Antolojisinde ve Adanalı Şairler Antolojisinde ben de yer aldım. Geleceğe bıraktığınız bu eserlerinizin içinde yer aldığım için çok mutluyum, gururluyum. Bu antolojilerde kaç şaire-ozana yer verdiniz?

     Önce hazırladığım Antolojiler daha sonra da üç büyük Antoloji hakkındaki bilgileri vermek istiyorum. A-) Üzerinde 2 yıl çalışıp zamanın hesabıyla 4.000 TL araştırma masrafını da cebimden harcayıp (Valiliğin ödemediği) Çukurovalı Âşıklar Antolojisi içinde; Adana, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Hatay’ı kapsayan 115 Âşık ve Şaire beşer sayfayla tüm sanatsal faaliyetlerine ve eserlerine yer verildi.

B-) Muş Tarihinde bir ilk olan “Muş Halk Kültürü” üzerinde 3,5 yıl araştırma yaptım. Tarihi, coğrafi, edebiyat, kültür, sanat ve akla gelebilecek her şeyi kapsayan bilgi ve belgelerden oluşturdum. Talebim olmadığı halde 3.000.TL’lik şiir kitabımı bastılar.

C-) Üzerinde tam 4 yıl çalışıp, 16. Yüzyıldan günümüze kadar var olan Adanalı Yazarlar, Şairler, Ozanlar Antolojisini yine bedelsiz hazırladım.  Yine bedelsiz hazırladım. Ancak harcadığım; ulaşım, konaklama, personel ve kırtasiye giderleri olan 10. 000. TL. yi kimse ödemedi, yine de Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’ye yayınladığı için teşekkür ederim. Bu antolojide; beşer sayfa ile 12 Yazar, 65 Halk Şairi, 39 Kalem Şairi, 33 Halk Ozanı (Saz Çalan) dosyası toplam: 166 dosyaya yer verildi. Ayrıca 85 kişinin özgeçmiş bilgisine, 258 kişinin adına toplam: 509 kişi yer aldı. Adana, Edebiyat ve Âşık Geleneğiyle ilgili bilgilere de yer verilen Akademik bir çalışmadır.

Kültür hizmetkârı, adı gibi Harikalar yaratan harika insan Sayın Harika Ufuk ise; Halk Şairleri bölümünde 207- 211 Sayfada, Çukurovalı Âşıklar Antolojisinde ise; 236-240 sayfalarda yerini almıştır. Kültüre verdiği hizmetlerinden dolayı teşekkür ederim.

Çukurovalı Âşıklar Antolojisi/ 2006/ Mansur Ekmekçi/ Adana Valiliği Yayını/ 580 s./

Muş Halk Kültürü/ 2015/ Mansur Ekmekçi/ Muş Valiliği Yayını/ 464 s./ 17x24

Adanalı Yazarlar, Şairler, Ozanlar Antolojisi/ 2017/ Mansur Ekmekçi/ Adana Valiliği Y.

Muş Kültür ve Ticaret Ansiklopedisi/ Mansur Ekmekçi/ Muşlular Derneği Yayını

Hazırladıklarım: Hocalı Soykırımı Ant. / 532 s/ 17x24/ Kocaeli Belediyesi yayını

Bırakın Kızlar Okusun Ant. / 380 s./ Yaren Kültür Sanat ve Turizm Derneği/ Denizli

Çanakkale Diriliş A. / 560 s./ Kayseri Halk Ozanları D./ 2015/ Pınarbaşı Belediyesi Y.

Sarıkamış Destanı Ant./ Kayseri Halk Ozanları D./ 2018/ Gümüşhane- Torul Bel. Y.

49 Kelam Muş Şairler Ant./ Muş/ Gibi birçok antolojiyi temelden bedelsiz hazırladım.

    Bunlar da dahil olmak üzere şu ana kadar kaç eseriniz oldu?  Kitaplarınız hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Zor ve uzun vadeli bir soru. Ancak her birinin farklı bir hikayesi olduğu için aktaracak yerimiz yok. Ayrıca Türkiye genelinde 100’den fazla (roman, öykü, masal, şiir vb.) kitapları kapaktan- tashihine, dizgisine kadar yayına hazırlayıp bedelsiz olarak sahiplerine ilettim. Sadece şahsıma ait kitap adlarını sırasıyla aktarmak istiyorum.

Hercai (1999) Fetih Matbaası/ 106 Sayfa/ Şiir

İnsanoğlu (2000) Nedret Kitabevi/ Fetih Matbaası/ 145 S./Şiir

Ne olursan ol, Önce İnsan Ol (2002) İpek Yayın Dağıtım/ İstanbul/ 154 S./ Şiir

İnsan Dergâhı (2003) Karahan Kitabevi/ Adana/ 106 S./ Şiir

Yaşayan Çukurovalı Âşıklar ve Geleneğe Tabi Halk Şairleri Antolojisi (2006) Adana

Güfte’den Beste’ye (2010) Ekrem Ofset/Adana/124S/Güfte-Şiir

Muş Halk Kültürü (2015)17x25 Ebat/ Muş Kültür Md. Yayını/474 S./ Akad. Arşt.

Mansur Ekmekçi Hayatı ve Sanatı (2015) Ekrem Ofset/ Adana/ 240 S./ Şiir

Muş Kültürü ve Ticaret Ansiklopedisi (2016)17x25 / Muşlular Derneği Yayını

Yazarlar, Şairler, Ozanlar Antolojisi (2017) Adana BŞB. Yay./ 830 S./Akad. Arş.

Cepteki Duygular/ Şarkı Sözleri (2019) / 9,5x13,5/144 Sayfa/ Zinde Yay. İstanbul

Çıldıran Türküler/ Araştırma- İnceleme (2019) 224 S. Zinde

Ayrıca; Öykü, Masal ve Tekerleme gibi baskıya hazır kitaplarım mevcuttur.

 

        Başka şehirlerdeki etkinliklere hep Adana’yı temsilen katılıyorsunuz. Çoğu insan sizin Muşlu olduğunuzu bilmez. Doğduğunuz yer Muş olsa da doyduğunuz yer Adana… Çukurova’nın bereketli toprakları herkesi kucaklamıştır bugüne değin… Muş’tan Adana’ya gelişiniz nasıl oldu? Hayat hikâyenizi özetler misiniz?

1965 yılında yani henüz 6 yaşımda iken doğduğum Muş ili, Korkut ilçesi, İçboğaz Köyünden ailemle birlikte Mardin/ Midyat (Estel) ilçesine göç ettik. İlkokulu ve orta 2. Sınıfa kadar orada okudum. Daha sonra 1972 de babamın arkadaşının talebi üzerine Adana’ya geldik. Çukurova Ortaokulu 2. Sınıfın 2. Yarısında başladım. Türkçe konuşmasını bilmediğim için öğretmenim tarafından “arkadaşınız aramıza yeni katıldı” diyerek 2 kız arkadaşa; “Mansur arkadaşınıza sen ve sen Türkçeyi öğreteceksiniz” dediğini ve sık sık alay konusu edildiğimi unutmadım. İmtihanla kazandığım Endüstri Meslek Lisesi 2. Sınıfından maddi imkânsızlıklardan dolayı, ailemin isteği üzerine tasdiknameyle ayrılmış olmam da beni etkiledi. 2 yıl ara verdikten sonra inşaatlarda çalıştım. Otel, pavyon işleri derken askere gittim ve dönüşte Ziraat Bankası imtihanını kazanarak memur olarak göreve başladım. Memuriyetimden 8 yıl sonra gece okuluna gitmek suretiyle lise diplomasını aldım. 25 yıl Ziraat Bankası ve Sağlık Bakanlığı- Halk Sağlığında görev yaptıktan sonra 2008 de emekli oldum.

Şiire olan ilgim; 1979 yılında askerde yazdığım şiirlerle başladı. O günden bu yana yaklaşık 40 yıldır şiir yazıp kültür, sanat ve edebiyatın birçok alanında hizmet ediyorum. 47 yıldır Adana’da ikamet etmekteyim.

        Katıldığınız etkinliklerden ve aldığınız ödüllerden söz eder misiniz?

         Bingöl’den Manisa’ya, Bursa, Tekirdağ, Denizli’ye kadar, İstanbul’dan, Ankara, Isparta’dan Gaziantep, Ankara, Antalya, Kütahya, Kayseri, Kahramanmaraş’a, Van’dan, Sivas, Şırnak, Kars, Muş, Elazığ’a kadar gezerek Türkiye’nin 400 il ve ilçesinde yapılan festival, konser ve etkinliklerine katıldım. Muhtelif derecelere, 300 kadar; plaket, madalya, onur ve teşekkür belgesine layık görüldüm.

        2009 da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Halk Şairi” kimliğiyle kayıt altına alındım, Bursa Belediyesi 21 Gündem tarafından “2006 Türk Şiirine Hizmet Ödülü” ne, 2007 Ahmet Tufan Şentürk Hizmet Ödülü (Onur Ödülü) ne layık görüldüm. Çukurova Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından Âşık Mansur Ekmekçi bitirme tezi hazırlandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Mehmet Canbay Doktora Tezi hazırlandı. İstanbul Kültür Üniversitesi 2008 TUDOK 2. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Konseyi’nde Stant tanıtımı yapıldı. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Rize, Isparta/Süleyman Demirel, Samsun/19 Mayıs, Mersin/Çağ, Sinop, Kilis/ 7 Aralık, Çankırı/ Karaeski Ankara/ Gazi Üniversitesi tarafından da eserlerim ve yaşamım konu alındı. Vehbi Güzel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Emine Nabi Menemencioğlu Anadolu Lisesi, Burç okulları (Alperen Ayan - Kadir Doğan) Proje Ödevi gibi hakkımda birçok ödevler araştırmalar yapıldı.

      Bu kadar yoğun bir çalışma temponuza zaman yetiyor mu? Kültür, sanat ve edebiyat alanında yaptığınız işlerden bize bahseder misiniz?

     Derneklerde yıllarca yöneticilik yaparak aktif görevlerde bulundum. Seminerlere katıldım, Söyleşiler yaptım, Jüri üyeliği yaptım, Edebiyat ve Dil Bilgisi üzerine gönüllü kurslar açıp ders verdim, Türkiye genelinde 100’ün üzerinde şair yetiştirdi ve 100’ün üzerinde şair, ozan ve yazarın kitabı ile birçok ulusal Antolojileri bedelsiz hazırladım. Gönüllü ve ücretsiz editörlük yapıp pek çok eseri yayına hazırladım. Bölge sanatçılarımız dışında bazı ünlü sanatçılara ücretsiz söz, güfte ve beste verdim. 20 kadar bestem ve 70 kadar eserim kaset ve CD’lerde okundu.

       Valilik, Üniversite ve Belediyelerin kültür ve edebiyat dileklerine cevap verip araştırmalarımla destek oldum. Âşık araştırmalarında bölge âşıklarına yardım edip tezleri için destek olmaktayım. Yurt genelinde 40 kadar Televizyon ve Radyo programlarına konuk oldum. Eserlerim ve hakkımda; 150 kadar ulusal ve bölgesel gazetelerde, 46 kadar Kültür ve Edebiyat dergilerinde, Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi ile Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi olmak üzere 48 Antolojide yayınlandı. Birçok Derginin Adana temsilciliği, bazı gazetelerde Kültür ve Edebiyatla ilgili köşe yazıları yazdım.

        MSG, MESAM, ÇED, ÇOKDER, Kurucu, Bşk. Yrd.) Adana Muşlular Derneği gibi birçok dernek üyesiyim, üç dil biliyorum, evliyim ve dört çocuk babasıyım. 2010 da Hürriyet Gazetesi’nin Çukurova ekinde “Düne kadar Türkçe konuşmasını bilmeyen Mansur Ekmekçi, bugün Türk Edebiyatının sevilen yazarları arasında yerini aldı.” diye yazdığı yazıdaki azmin, insan yaşamında büyük başarılar getirebileceğini saygıdeğer okurlarınızla paylaşmak istedim.

         İyi bir aile babasısınız. Kısaca çekirdek ailenizden söz eder misiniz?

        Yoksul bir ailenin en büyük oğlu olarak; babamdan kalan evimi de kardeşime bıraktım. Memuriyetimle birlikte 25 yıl boyunca yaptığım videoculuk, tabelacılık ve duvar ustalığım sayesinde birikimlerimle ev aldım. Beni okuldan alan ailem yerine ben de çocuklarımı okuttum. 2 kız ve 2 erkek çocuğumun biri öğretmen, diğeri tapu memuru, bir diğeri de Üniversitede Öğretim Görevlisidir, en küçüğümüz de Sağlık Yüksek Okulunu okuyor. 38 yıllık diğer yarım olan eşimle çok mutluyum. Onların varlığıyla mutluyum. Allah herkese huzurlu ve mutlu bir aile nasip etsin inşallah.

      Bu arada bildiğim kadarıyla kadından korkmayan kazak bir erkeksiniz. Bunu da şiirle anlattınız insanlara… Bu şiirinizi okurlarımızla paylaşabilir miyiz?

    Türkiye’de kadından korkmayan tek yiğit erkek olduğumu siz de duydunuz demek!

KADINDAN KORKMAM

Kadın ceylan gibi güzel ve ürkek

Bu ürkek kadından neden korkayım.

Güçlüyüm, yiğidim, benim o erkek

Kadınımdan korkmam, neden korkayım

 

Akşam geç saatte zili kurarım

Sabah hamurumu hemen kararım

Kahvaltı hazırlar, sofra sererim

Çayı da demledim, neden korkayım.

 

Bütün çamaşırı ben yıkıyorum

İki durulayıp, bir sıkıyorum

Perdeler kirli mi? Bir bakıyorum

Halıyı da çırptım, neden korkayım.

 

Daha yapacak çok işim var ama

Yırtık elbiseler istiyor yama

Çamaşır sermeye çıkarken dama

Ütümü de yaptım, neden korkayım.

 

Dikiş-nakış yapar, örgü örerim

Fırına baklava, börek sürerim

Bir isteğin var mı? Diye sorarım

Kahvesini yaptım, neden korkayım.

 

Misafir gelince yemekler benden

Bulaşığı benden, köpüğü Vim’den

Çocuğun altını değiştim birden

Banyoyu da sildim, neden korkayım.

Mansur der; bu işte hiç yalan yoktur

Kalan dertlerimi sayarsam çoktur

Cilvesi yok, nazı zehirli oktur

Zaten kölesiyim, neden korkayım.

Mansur Ekmekçi/ 2009

 

     İyi bir şairsiniz. Hece şiirleri denilince aklıma gelen ilk isimlerden birisiniz. En çok sevdiğiniz hikâyesi olan şiirlerinizden birini söyler misiniz? Ne zaman, hangi olay karşısında nasıl yazıldı?

     Birçok hikâyesi olan şiirlerim ve okunmuş eserlerim mevcuttur ancak sanatçı Etkin ve bazı sanatçılar tarafından okunup kâsede alınan “Sensizim Canım” adlı bu eserim toplam 11 milyon izleme yaptı. 2002 yılında; T.C. Ziraat Bankası Stad Şubesinden, Yumurtalık Şubesine geçici görevle görevlendirildim. Orada çektiğim yalnızlık ve eşime olan hasretimden dolayı duygulanarak yazdığım eserlerimden biridir.

SENSİZİM CANIM

Özlemin başımda dönen pervane

Gurbet ellerinde öksüzüm canım

Yokluğun acısı etti divane

Halimi soran yok, sensizim canım.

 

Yel değdi gülüme gönlüm dardadır

Gündüzler serseri gecem zordadır

Geçmeyen zamana sabır faydadır

Teselli veren yok, sensizim canım.

 

Herkes sefasını sürer kendine

Kimse dönüp bakmaz senin derdine

İplerim namertte düşmez merdine

Elimi tutan yok, sensizim canım.

Mansur Ekmekçi 14.06.2002

 

      Gelecekle ilgili planlarınız nelerdir?

      Bu duygularım ne eleştiri ne serzeniş ne de iç dökümüdür. Bazı insanların; edebiyat alanında doğru, dürüst ve adam gibi adam olmalarını arzu ediyorum. Yani sabırlı, hoşgörülü, merhametli ve iyiliksever sevgi insanı olsunlar. Kinden, kavgadan, nefretten, cahillikten uzak durup sevgi, barış ve paylaşımdan yana olsunlar. Edebiyatla ilgili düşüncelerim ise; Şair ve ozanları yıllardır tanıtmak için projeler hazırlayıp yerel yönetimlere sunarım ancak ilgi yok...

         Bu kadar çalışmanın karşılığını alamayan 40 yıllık bir edebiyatçı, bir kültür hizmetkârı desteklenip dikkate alınmıyorsa, bazılarının bundan utanmaları gerektiğini düşünüyorum ve bu düşünceyle “geleceğe ait projelerim” ne işe yarayacak diye düşünüyorum.  Zaten hep gelecek için, kültürüme bir nebze katkım olsun diye çalışıyorum. Bu uğurda ömrümü feda ettim, tüm zorluklara ve önümüzdeki yoz kültür engellerine rağmen...

       Şiirlerinizde işlediğiniz tür, biçim ve ele aldığınız konular nelerdir?

        Şiirlerimde; yaşama dair her ne var ise konu olarak işlemekteyim; (Aşk-Sevgi, Güzelleme-Methiye, Yergi-Hiciv, Yalanlama, Mizah ve tabi ki Şarkı Sözleri), halk şiirinin tüm biçim ve özelliklerine tabi olan şiirleri yazmaktayım. Serbest vezinli şiir ile, Hece vezinli şiirin tüm ölçü-kalıplarıyla; Akrostiş, Leb Değmez, Dedim-Dedi, Cinaslı Kafiye, Beyit, Tasavvuf, Zincirbent, Koşma, Divan, Cinaslı Kafiye, Sicilleme (Şeki), Cinaslı Müselles Sicilleme, Cinaslı Sicilleme, Ciğalı Tecnis gibi bir Halk Şairi’nin bilmesi gereken biçimler ve bu biçimlerden farklı biçim üretilen özel biçimli şiirler ile kafiye örgüleriyle birlikte yazmaktayım. Şairlerimize de sevgiyle öneririm.

      Şiir yazmak isteyen gençlere öğütleriniz var mıdır?

        Nasıl ki kendiliğinden sanatçı olunmuyor veya sanatkâr olunamıyorsa, şiir tutkusu da böyle bir şeydir. Şiiri nasıl ve kimlere tavsiye edebilmem hususuna tek cevabım şudur. Mutlaka çevrelerindeki şairlerden feyz alsınlar, koşunlar, araştırsınlar, incelesinler, tabi ki şiirin tür, biçim ve özelliklerini... Bir şair hem hece vezinli (Halk Şiiri) hem de serbest vezinli (düz yazı- Nesir olmayacak) serbest şiiri birbirinden ayırmadan öğrenmeli ve yazabilmelidir. Bu anlamda Edebiyatta var olun tüm biçim ve özellikleriyle birlikte her konuda şiirler yazmaya çalışmalı ve kendini usta-çırak formuyla yetiştirmelidir. İkinci önerim; benimle irtibata geçmelerini, onları bu konuda daha güzel yetiştirme sözü verebileceğimi önerebilirim. Telefon numaram: 0535. 254 93 29/ Gönüldeki şiir aşkı, uzakları yakın eyler.

       Çok yardımseversiniz. Bilginizi, emeğinizi, ekmeğinizi paylaşmaktan haz duyuyorsunuz.  En çok takdir ettiğim özelliklerinizden biri budur. Hastası veya cenazesi olana, hastaneden yatana ilk siz koşturursunuz. Biliyorum ki ölsem cenazeme ilk gelecek kişi sizsiniz. İnsanların böyle dostlarının olması çok güzel… Ben hakkınızda düşündüklerimi söyledim. Şimdi de sıra sizde…  Hakkımdaki düşünceleriniz nelerdir?

             Bu soruyla ilgili ruhani duygularımı, önceki sorunuzun cevabında verdim. Benim hakkımda bu denli sıcak ve güzel duygular beslediğiniz için size ayrıca teşekkür ederim. Şu ana kadar yazdıklarım dolayısıyla yaptıklarım; sizin yaptıklarınızın yanında, devede kulak gibi kalır. Bu kültür ve edebiyata verdiğiniz hizmetleriniz için bildiklerim ve gördüklerimdir. İnsani hizmetlerinize gelince; bir eğitimci olmanızdan kaynaklı olarak 72 milleti tek nazarda gören, insanları seven, yardım eden ve gönüllü olarak eğiten, cevher yürekli müstesna bir insan, adıyla müsemma HARİKA bir insansınız. Bu da en az 25 yıldır sizi biliyorum demektir.

         Bana vakit ayırıp sorularımı samimiyetle cevapladığınız ve hakkımdaki güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.

       Rica ederim. Bilakis ilginiz ve bu konudaki duyarlılığınız için; beni hem okurlarınızla hem de sevenlerimle buluşturduğunuz için asıl ben size teşekkür ederim. Size gerek sanat hayatınızda gerekse aile hayatınızda; bir ömür boyu sağlıklı, başarılı ve mutluluk dolu günler yaşamanızı diliyorum. Saygılarımla…

10.02.2019/ Adana

İSTANBUL ÜNV. MEHMET TEZ SORU VE CEVAPLARI. 28.05.2018

İSTANBUL ÜNV. MEHMET TEZ SORU VE CEVAPLARI. 28.05.2018

 

1-    Ne zaman şiir yazmaya başladınız bir hikayesi var mı varsa hikâyesiyle yazar mısınız?

1979 yılının Nisan ayında Isparta 40 Havan Taburu 3. Bölükte acemi birliğimi yaptım. Acemi Birliğinde gördüğüm zulmü, benim ve başka erlerin haksız yere yediği dayakları, yaşanan çarpık düzeni şiirlere döktüm. Ne hikmetse, o gün yazdığım şiir türü de Hece Vezinli Halk Şiiriydi ve bu şiir tarzını; daha çok okuyarak, çalışarak, ustalardan ders alıp kendimi daha çok geliştirmek suretiyle bugüne kadar taşımayı sürdürmekteyim.

 

2-    Usta çırak ilişkisi ile mi yetiştiniz ustanız kim onunla tanışmanız nasıl oldu?

Evet usta-çırak ilişkisiyle yetiştim. Kendi kendime yettiğimi zannedip yazdığım ve öyle olduğunu zannettiğim tüm şiirlerimden dolayı, hep pişmanlık duydum ve ustasız bir çırağın hep gerileyeceğini düşündüm. İlk ders aldığım ve en çok çalıştığım hocalarımdan Eğitimci, Yazar, Şair, Ozan Durmuş Ali Özkale ile Araştırmacı Yazar, Şair, Dr. Ömer Uluçay’dır. Eğitimci, Şair ve Ozan olan Bayram Uğur ve Şair, Yazar Çetin Boğa ile her ne kadar 2 kısa süre ders almış olsam da onları Hocam olarak kabul etmek beni onurlandırıyor.

Durmuş Ali Özkale; memur olarak görev yaptığım bankaya her gelişinde çayını ikram eder, yeni şiirlerimi kendisine gösterip çalışırdık. Dr. Ömer Uluçay’ın da yazıhanesine gider ondan, şiirin felsefesini, temel konuları üzerine bilgiler alırdım. Bayram Uğur ile Adana Edebiyatçılar Derneğinde 2 kez çalışma fırsatı buldum. Çetin Boğa ile 2 kez yakın bir kafede oturup şiirin biçim ve özellikleri konularında kendisinden temel ders aldım. An itibariyle 4 hocam da hayattadır ve kendilerine minnettarım.

 

3-    Ustanızın hayat hikayesi var mı varsa yollar mısınız?

Tabi ki mümkündür ancak dört ustanın özgeçmişi en az 5 sayfaya tekabül edecektir. Uygunsa gönderebilirim.

 

4-    Aşıklığınızı hazırlayan bir ortam var mıydı yani birisi vasıta oldu mu?

Aşıklığa kendimi hazır hissettiğim an ne edebi bilgim ne toplumsal bilgim ne de hayatın gerçekleriyle ilgili bir bilgim olmadan söz konusu bilgilerin tamamını zaman kavramında ve kısım kısım askerlik yaptığım dönemde gördüm. Sözün özü şudur. 1979 yıllarındaki askerlikte gördüğümüz çarpık düzen ve zulüm, beni yazmaya zorladı.

 

5- Sazlı sözlü ortama nasıl girdiniz?

Derneklerde ve etkinliklerde tanıştığımız, kendime yakın bulduğum Bektaşi ozanlar ile uzun yıllar etkinliklere, cemlere katıldım. Bundan dolayı aldığım feyz, gelişmemde fayda sağladı. Daha sonraki evrelerde yaptığım programlar çerçevesinde bu âşıkları tanıma ve tanıtma imkânı buldum. Onları araştırıp hazırladığım antolojilerde yer verdim. Zamanla Çukurova Üniversitesinden Tez için gelen öğrenciler bana yönlendirildi. Bu zaman zarfında kendimi âşıklık geleneğinin içinde bulduğum gibi bölge âşıkların da araştırmacısı olarak görev aldım.

 

6-    Rüya bade içme ile ilgili görüşleriniz nelerdir özel olarak gördüğünüz rüya var mı?

Yıllardır hiçbir Âşığın veya Halk Şairinin bade içtiğine inanmıyorum. İstisnalar hariç.  100 âşıktan sadece rüyasına giren ak sakallı veya bir şahıs tarafından kendisine uzatılan bir kâse veya bardak içindeki; su, gazoz, şarap, ayran gibi bir içeceği içmiş veya içmeden uyanmış bir tek âşığı var sayalım. Bence üniversitelerin bu çağdan sonra bu tür safsatalara inanmamalarını dolayısıyla böyle bir soruyu sormamalarını öneririm. Çünkü ışık, fiber- internet çağında ne huri ne melek ne de şeytan kaldı. İnsanların kendisi yani çoğunluğu zaten şeytan olmuş. Ben bade içmedim ama azmettim, sabrettim ve çok çalıştım.

 

7-    Diğer aşıklar sizi ne zaman tanıdı nasıl bir ortamdı anlatır mısınız?

2000 yılından sonra yaptığım âşıklarla ilgili araştırmalar vesilesiyle bölgede tanındım. Âşıklık Geleneğinin içinde olan, Halk Şairi olan ve aynı zamanda edebiyat alanında kendisini yetiştiren bir edebiyatçı olarak zaman zaman onların evlerine gider araştırmalarımı yapardım. Bu durum aramızdaki dostluğu da pekiştirdi. Muhtelif şölen, festival ve derneklerde birlikteliğimiz bugüne dek sürüyor.

 

 

 

 

8-    Sizin yetiştirdiğiniz çıraklar var mı varsa hepsinin ismini yazar mısınız?

Türkiye genelinde yetiştirdiği 100 Şair ve ozandan kayıtlı olan ve hatırladıklarından bazıları:

1- Abdullah Kızmaz: Feke/15.10.1986

2- Cengiz Abaday Adana/ 01.01.1967

3- Ceyhun Altunkaş Adana/ 26.12.1986
4- Filiz Çelik Kozan/Adana
5-
Fırat Demirtaş Ömerli/14.03.1982
6-
Mehrican Özbay Adana/ 02.01.1973
7- Metin Ulus Özalp/Van-1979
8- Nazım Kaya30.11.1971/Ceyhan
9-
Neziha Ekim/ Nezihi    12.05.1957
10-
Oruç Çakmak Feke. 03.01.1954     
11- Sadettin Dardoğan   Adana/ 1978
12-
Selahattin Yılmaz Ceyhan/ 28.03.1975     
13- Selim Şavin Adana/ 01.09.1965
14- Şükran Arslanbay/ Güneri Yumurtalık/15.1.1968
15-
Tahir Görenli/ Zahiri Afşin/ 06.05.1963
16- Sıddık Aydın/ Sıddıki 01.01.1955
17-
Recep Kabagil Andırın/ 07.05.1961
18- M. Kemal Şişman Adana/03.03.1943        
19- Yusuf Lelik Kırıkhan/ 24.02.1961    
20- Habil Doğan Adana/ 22.08.1989
21-
M. Emin Uçar 09.12.1976/ Adana   
22- Halil Gökçek Adana/19.06.1969                
23- Mehmet Koca Erzurum/07.02.195

24- Erol Güvenç/ Kul Daim Feke/04.04.1984
25-
Halil Bolat Afşin/ 1981
26-
Halil Deveci    Nizip/ 1955       
27- Murat Kozanoğlu Kozan/26.03.1979
         
28-
Zekeriya Tunç/ Ozan Zeki Türkoğlu/14.1.1964

29- Sebahattin Eskindağ Nizip/29.07.1953/ Yumurtalık

30- Dursun Yeşil/ Dursuni Eğirdir/ Isparta

31- Asım Kısbet Simav/ Kütahya

32- Mehmet Uygun/ Kütahya

33- Serap Kaypak/ Osmaniye

34- Hediye Çetin / İzmir

35- Hanım Polat/ İstanbul

36- Hatice Canbaba/ Ankara

37- Adnan Karakoç Kurbani/ Adana

38- Emrah Kozaeker/ Adana

39- Gülnur Ülkü Korkmaz/ Adana

40- Fatma Özger Bilgiç/ Tarsus

41- Necati Kocka 1960/ Bingöl

 

MAHLAS VERDİKLERİM (Anımsadıklarım)

Nezihi

Güneri

Zahiri

Sıddıki

Dursuni

kURBANİ

Adlarını yazmak ismediklerim veya unuttuklarımın tamamı,

en az 100 kişiye tekabül eder.

 

 

 

 

 

 

9-    Çıraklarınızı hangi teknikleri kullanarak yetiştiriyorsunuz ustanızdan öğrendiğiniz gibi mi yoksa yeni tekniklerle mi?

Genel olarak yetiştirdiğim çıraklarımı 3 guruba ayırabilirim.

1.         Guruptaki çıraklarıma; öncelikli olarak hece şiirinin 5+5=10 temel ögelerini, şiirin biçim, tür ve özelliklerini her fırsat bulduğumuzda veya iletişim araçlarıyla yazışmak ve anlatmak suretiyle uzun sureli ders verdiklerimdir. Bu guruba tabi olan bazı şair dostlarımın kitaplarını da hazırlayıp basımına destek oldum.

2.         Guruptaki çıraklarıma; birinci guruptaki hizmetlerin tamamını sundum ancak, bazıları zamanı bahane ederek ara verdiler, çalışmadıkları için istediğim başarıyı yakalayamadılar. Oysa onların gelişimi için elimden gelen tüm imkanlarımı sundum.

3.         Guruptaki çıraklarıma ise; genelde Türkiye’nin dört bir yanında olan, konumumu ve gönüllü eğitimci yönümü bilen birçok şair ve ozanın, her etkinlikte veya şölende bir araya geldiğimizde mutlaka 3-5 kişinin beni yakalayıp bir köşeye çekmesiyle kendi şiirleri üzerine temel dersler verdiğime dostlarım hep şahit olmuştur. Bazılarıyla olan diyalogum telefonla veya internet araçlarıyla devam ediyor. Bunlar da şahsımı usta, kendilerini de çırak olarak kabul ettiklerini ancak hepsini hatırlamam mümkün değildir.

 

10-  Kendinizi âşık olarak hissediyor musunuz aşıklık bir his işi sazlı sözlü ortamda şiir söylerken bu durum nasıl bir ruh haline geçiyor yani farklı bir boyut mu var?

Evet kendimi bir âşık olarak hissediyorum. Gerek irticalen yazma ve söyleme özelliğim gerekse geleneğin içinde olup takipçilerinden olmam ve gerekse âşıklığın ruh ve duygu halini içimde hissettiğim için kendimi sazsız âşık olarak görüyor ve kabul ediyorum.

 

11-  Uzun yıllar Kürtçe konuştunuz bu sizin şiir söylemenizi geciktirdi mi?

Evet çok geciktirdi. 1979 yerine 1969 da yani 10 yaşımda iken Arapça ve Kürtçe dillerinin yanı sıra Türkçe konuşmasını da bilseydim tabi ki daha sağlam bir temelim olacaktı. Bu durumu; yaşadığım çok çeşitli dil mozaiği, ekonomik şartlar, aile ve toplum etkisi sayesinde hırs ile, sabır ile, azim ile daha çok çalıştım. Allah’ımın bana bu konuda bahşettiği ruh ve duyguyla başarımı; Türkçe olmayan anadilimle muhtelif zaman ve derneklerde; Edebiyat, Dil Bilgisi, Şiirin tür, biçim ve özellikleri konularında verdiğim kurslarda Türkçe öğretmenlerine bile ders anlatma şerefine nail oldum. Edebiyat ve Diller konulu konferanslar verdim, Jüri Üyeliklerinde bulundum ve bunun derecesini sevgiyle halkımdan aldım.

 

12- Aşıklık geleneği içinde kendinizi nerde görüyorsunuz

Tabiatımda kibrin, benliğin ve bencilliğin olmadığını, beni tanıyan tüm dostlarım çok iyi biliyorlar. Bundan dolayıdır ki kendimi çok iyi yetiştirdiğim için, 3 dil bildiğim için ve sürekli bilgi birikimimi zamana ve çağa göre güncellediğim için ve özellikle sürekli âşıkların içinde olan bir âşık araştırmacısı olarak kendimi yetenekte en üst zirvede, insani değerde ise kendimi tüm âşıkların hizmetkârı olarak görüyorum.

 

13- Üç yaşında iken ineğin memesinden süt içtiniz bu bade olabilir mi?

Allah sizi de güldürsün inşallah. Takdir içirenindir bunu bilemem…

 

14- Mahlasınızın gerçek adınız olmasının bir sebebi var mı?

Hayır. Adımı bölgenin Şeyhi koymuştu. Anlamı özüme özgü olduğu için

Ve kudretli manalara geldiği için mahlas olarak kullanıyorum. Tüm ayrıntılarıyla anlamlarının açılımını açıklamak istiyorum.

 

Mansur Kelime Anlamı Nedir?

1-)Nasrolunmuş (Allah tarafından yardım edilmiş),

Yardım Görmüş, Zafere Ulaşmış.

 

 

 

 

 

 

Mansur teriminin Türkçe sözlükte anlamı

(Osmanlı Dönemi) Yardım edilen, yardım görmüş

(Osmanlı Dönemi) Gâlib, muzaffer.                                                                                                  Mensur; Yenen, kazanan

 

Türkçe - İngilizce

Mansur teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

Mansoor

 

Mansur isminin cinsiyeti: Erkek, Mavi

Mansur isminin kökeni: Arapça

 

Mansur isminin istatistikleri

Mansur isminin Türkiye sıralaması: 954

Türkiye’de kaç tane Mansur isminden var? 3 290

İstanbul’da kaç tane Mansur isminden var? 602

Mansur isminin harf sayısı: 6

Mansur isminin numeraolojisi

M       A        N        S        U        R       

16      1        17      22      25      21     

TOPLAM      102

 

Mansur isminin anlam falı

Mansur isminin falına baktık ve sonuçları sizin için derledik!

Karakterinizin en belirgin özelliği plancılıktır. Düzenli ve titiz bir insansınız. Hayatınız her alanında planlı hareket etmekten yanasınız. Hedeflerinizi belirledikten sonra planlarınızı hazırlıyor ve ağır adımlarla ilerliyorsunuz. Belirsizlikten hoşlanmıyorsunuz. İş yaşamınızda olduğu kadar özel yaşamınızda da program yapıp, o programa sadık kalmak istiyorsunuz. Bu huyunuz bazen sıkıcı olabiliyor. Sürprizlerden hoşlanmıyorsunuz. İleriyi görebilmek istiyorsunuz. Hayatınızda karışıklığa yer yok. Karşı cinsle olan ilişkilerinizde de planlı hareket ediyorsunuz. İlk olarak, nasıl birisini istediğinize karar veriyorsunuz. Öyle birini bulduğunuzda ise, onu elde etmenin yollarını keşfedip taktikler üretiyorsunuz. Çoğunlukla da amacınıza ulaşıyorsunuz

 

Mansur isminin kader sayısı ve kişilik özellikleri

Mansur isminin her harfine karşılık bir kader rakamı belirlenmiştir. Bunların toplamı Mansur kader sayısını verir.

 

1        2        3        4        5        6        7        8        9

A        B        C-Ç    D        E        F        G-Ğ   H        İ-I

J        K        L        M       N        O-Ö   P        Q       R

S-Ş    T        U-Ü    V        W       X        Y        Z       

m (4) + a (1) + n (5) + s (1) + u (3) + r (9) = => 2+3 = 5

 

Kader sayınız 5. Şimdi kader sayınıza göre numeroloji yorumunuzu okuyabilirsiniz.

 

Mansur numeroloji analizi

Girişken ve etrafınızda ikna kabiliyetiyle tanınan bir yapınız var. Çok cesursunuz ve gerçekten korktuğunuz pek az olay var. Güzelliklerden ve bunları yaşamaktan çok hoşlanıyorsunuz. Can sıkıntısı en hoşlanmadığınız duygudur. Çok kolay sıkılabiliyorsunuz. Bu sizin en kötü özelliğiniz.

 

Mansur isminin analizi

Mansur isminin analizi baş harflerinin taşıdığı anlam ile ilgilidir.

 

 

 

 

Harf   analiz

M Zeki ve zeki olduğu kadar başarılıdır. Özellikle ticaret faaliyetlerini sever ve başarılı olur.

A Olayları algılama duygusu gelişmiştir. Mantıklı düşünme en üst seviyededir.

N Sağduyu sahibi bir kişiliktir. Üstün güçlere ve yeteneklere sahiptir. 6. his duygusu gelişmiştir.

S Hayal kurmak onun için bir eğlencedir. Ve bunu yaparken aşırıya kaçmaktan hiç korkmaz. Hayalperesttir.

U Durağan bir yapısı vardır. İşlerini aceleye getirmez yavaş yavaş sağlam yapmayı tercih eder.

R Karar verirken çok güçlük çeker. Tereddüt hayatının bir parçasıdır.

 

Gizil gücünüz değişkenlik ve uysallıkla ilintilidir. Yeni fikirler üretmede ve bunları hayata geçirmede başarılısınız. Sabırsız olmayın, kararsızlığınız nedeniyle yanlış anlaşılabilirsiniz. Lirik, sokulgan, ilerici birisiniz. Bazen kararsız davranışlarınız başkaları tarafından kolay anlaşılmayabilir. Hayatın içindeki iyi yanları bulup çıkarma düşkünlüğünüze dikkat edin.

 

İfadenizi, yaratıcı özgürlüğü sunarak ortaya koyacaksınız. İnsanlara tinsel olaylar hakkında bilgi verirken onları cesaretlendirip umut verin. Yaratıcı özgürlük ifadesi aynı zamanda, özgürlüğü doğru ve yerinde kullanmayı da ifade eder. Tinsel dünyanızda edindiğiniz bilgilere göre, diğer insanlarında tinsel yaşamını aydınlatmak için kendinize zaman verin

 

Mansur isminin anlam yorumu

İsimler kendisini taşıyan kişiye bazı özellikler kata. Mansur isminin sizi anlatan, kişiliğinizi yansıtan bazı özellikleri vardır.

 

Mansur isimli ünlüler

Mansur isimli ünlüleri, içinde geçen veya Mansur isminin anlamına benzeyen terimleri araştırdık.

Mansur (Abbasi): Mansûr ya da Ebû Câʿfer Mansûr veya Ebu Cafer

Mansur Abdullâh bin Muhammed İmâm (d. 714 – ö. 775 Mekke)

Ebū Câʿfer el-Manṣūr ʿAbd Allāh bin Muḥammed el-İmām).

Mansur Ark: Mansur Ark (d. 26 Kasım 1965, Mersin), Afrika kökenli Türk şarkıcı. Türk pop ağırlıklı olmak üzere değişik türlerde şarkıları vardır.

Mansur (Fatımi): Mansur, tam adı Ebu Tahir İsmail Mansur bi-Nasrillah (d. 915 Rakada, Kayravan, Kuzey Afrika – ö.19 Mart 953), 18 Mayis 946 – 19 Mart 953 arasında Fatımi halifesi.

Mansure: Mansure (Arapça: المنصورة, Al-Manṣūrah), Mısır’da başkent Kahire’nin kuzeyinde yer alan bir şehirdir. Nüfusu yaklaşık olarak 460,000 kadardır.

Mansur bin Aziz: Malik Mansur bin Aziz (Malik Mansur Nasreddin bin Aziz) (Arapça: “المنصور ناصر الدين محمد بن العزيز‎ ” al-Mansur Nāsir ad-Dīn Muḥammad bin al-ʿAzīz) (d.

Mansur Ali: Mansur Ali ya da tam adıyla El-Mansur Nureddin Ali Bin Aybeg (Arapça: المنصور نور الدين علي بن أيبك ) (d.

Mansur Abdülaziz: Mansur Abdülaziz tam ismiyle Malik Mansur Abdulaziz bin Berkuk, 1405’de 70 gün saltanat süren Çerkes kökenli Burci Hanedanı’ndan Memlük Devleti hükümdarı.

Mansurlu, Feke: Mansurlu, Adana ilinin Feke ilçesine bağlı bir köydür.

Mansur Yavaş: Mansur Yavaş (d. 23 Mayıs 1955, Beypazarı), Cumhuriyet Halk Partisi Ankara büyükşehir belediye başkan adayı, Beypazarı eski belediye başkanı ve avukat.

Ve tabi ki Mansur Ekmekçi’nin kendisi de Türkiye’de sevilen bir Âşık ve Edebiyatçı olarak ünlüler arasında yerini almaktadır.

 

Mansur isminin Arapça yazılışı مانسور            Mansur isminin Çince yazılışı    苏尔

 

 

 

 

 

 

15- Mansur mahlasını aşık edebiyatı içinde başkası kullandı mı?

Hayır, ad olarak ve mahlas olarak nadir olduğu için benden başka kullanan yoktur.

 

16- Mansur Ekmekçi saz şairi olarak nota biliyor mu şarkılarınızı veya türkülerinizi nasıl oluşturuyorsunuz? Notayı bilmiyorum ancak azda olsa şekil ve işaretlerinden tanıyorum.

Eserlerimin konusunu seçip yazdıktan sonra, edebi kurallarını, yapacağım türkünün güftesine göze düzenlerim. Okunmayan veya bilinmeyen bir makam (ezgi) üreterek hazırladığım söz üzerine giydirerek türkümü bestelemeye çalışırım. Yaptığım her türkünün şiirdeki hece vezni ve konusu farklı olduğu gibi, yaptığım her türkünün de ezgisi ve yorumu farklıdır.

 

17- Saz şairleri içinde örnek aldığınız aşıklar var mı?

18- Hangi aşığı çok beğeniyor örnek alıyor kimleri başarısız buluyor aşıklık geleneğine zarar verdiğini düşünüyor

Yunus Emre, Âşık Mahzuni Şerif, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Murat Çobanoğlu, Aşık Seyrani, Âşık Sümmani gibi âşıklar beğendiğim ve özendiklerimdir. Aşıklık Geleneğine zarar veren âşık yoktur, olabileceğini de zannetmiyorum. Çünkü bu geleneği icra eden tüm gönül erbapları, kültürüne katkı sunmak ve geleceğe aktarmak için çaba sarf ediyor. Ancak, kendini geliştirmeyen, çağa uymayan veya yeteri gücü kendinde bulamayan âşıkları zayıf veya başarısız bulabilirim.

 

19- Dönem için aşıklık geleneğini nasıl buluyorsunuz?

Ne geleneği, ne âşığı? Son 20 yıldan bugüne dek Türkiye’de yaşayan âşıkları sizler görebiliyor musunuz? Göremezsiniz çünkü devletimiz, Kültür Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığımız, Devletimizin tekelindeki medya ve büyük baronlar sayesinde ölenler öldü habersizce, kalanlar da ilgisizlik kanserine yakalanmış sırayla gitmeye hazırlanıyorlar. Bizim bilmediğimiz yeni nesil varsa da onları hiçbir yerde ya da sanat aleminde göremiyoruz. Demek ki bu güçlü nedenlerden dolayı halkın gözleri ve duygularını da bağlamışlar ki bir avuç âşığı görmezden geliyorlar. 

 

20- Bu geleneğin nasıl devam edeceğini düşünüyor geleneğin devamı için neler yapılmalı fikri nedir aşıklık geleneği geniş kitlelere nasıl hitap eder bu yüzyılda?

 

21- Aşıklık geleneğinin içinde bulunduğu durumu kendinize dert ediniyor musunuz, eğer ediniyorsanız nasıl çözümler sunuyorsunuz?

Yüzyıllarca süregelen kültürümüzün en önemli yapı taşlarından biri olan Âşıklık geleneği dejenere edilmemelidir. Çünkü bir milletin varlığı, onu ayakta tutan kültürüne bağlıdır. Bugün, toplumumuzun tarihsel ve kültürel değerlerimiz tahrip edilmeye başlanmıştır. Vakit geçirmeden bu değerlere sahip çıkarak yaşatmalıyız. 

Aşıklık geleneği, günümüzde bir grup gönüllü zafer ile zamanla savaşmaktadır.

Zamanın yandaşı teknoloji, batı taklitçisi, medya ve diğer etkenler âşıklık geleneğinin yok

olmasına sebep olmaktadır. Âşıkları kollayıp kültür yozlaşmasında eriyip yok olmalarına

müsaade etmemeliyiz.

Âşık ve âşıklık toplumumuzda, böyle giderse gerekli saygıya ve yerini bulamayacaktır. Kültür emperyalizmine maruz kalmış gençliğimizde bunu anlayamayacak ve batı taklitçisi medya-nın ağına düşmekten kendini alıkoyamayacaktır. Bir an evvel gençlerimiz bilgilendirilmeli, kültürel ve etnik faaliyetlere hız verilmelidir. Yapmak isteyen kültür elçilerine, derneklere maddi ve manevi destek verilmelidir, köstek değil…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Âşıklar, Ozanlar ve Şairler tarihin her döneminde, halkın duygularını, düşüncelerini,  

aşklarını, sevgilerini, özlemlerini, kederlerini ağıtlarını, destanlarını, şarkılarını ve

türkülerini  dile getirmişlerdir. Bugün, Japonya gibi büyük bir devlet bile ileri teknolojisine

ve dijital ağına rağmen gelenek ve göreneklerine, örf ve adetlerine sahip çıkarak

bağlılıklarını devam  ettirebiliyorlar. Bu teknoloji, onların toplum dayanışmasını yücelttiği

gibi kültürüne de hiçbir etki yapmamaktadır. Bizim devlet büyüklerimizden dileğimiz;

özbeöz Anadolu kültürümüze sahip çıkmaları, bizleri Arap felsefesindeki yazılım ve

düşünüşten kurtarmaları, özümüzü de topçu ve popçu aşırıcılığından arındırmalarıdır.

Belki o zaman kendi kültürümüzü gelecek nesillere taşıma imkanına sahip oluruz.

 

22- Geleneğin devamı için neler yapıyorsunuz?

Geleneğin devamı için hiçbir şey yapamıyoruz. Bir şey satıyorsak müşterinin gelip almasını bekleriz. Ancak 19. Sorunun cevabında belirttiğim güçler; bize ne dükkân açma izni veriyor ne de müşteri gönderiyor. Eve ekmek götüremediğimiz için, açlıkla talim ediyoruz.

 

23- Geleneğin güncellenmesi için fikirleriniz var mı bu güncelleme gerekli mi?

Tabi ki acılar içinde yaşadığım geleneğim hakkında fikrim de var zikrim de…

Bu güncellemeyi bizler değil, size bu tür soruları yazdıranlar ancak bunu doğru cevaplayıp güncelleyebilirler. Yaşamamız için bizlere de can suyu verebilirler.

Türkiye Cumhuriyeti’ni karabasan gibi himayesine almış, Türk ulusunun milli değerlerini, örf-adetlerini, törelerini, folklorunu ve türkülerini batı taklitçiliğiyle ayaklar altına almaya çalışılmaktadır. Bunun sorumluları elbette ki bu olaya seyirci kalıp bu küstahlığa müsamaha gösteren devlet büyükleri, bürokrasi ve medyadır. Bunun böyle olduğunu devlet büyüklerim de biliyor, âşık da biliyor, şaşık da… Güya basın yüksek denetleme kurulu toplumun ahlakını bozucu nedenlere dayanarak… Madde… Bendine göre bir gün kapama cezası ile cezalandırılan bazı TV’lerin medya patronları, bu cezayı uygulamaya gülerek geçmektedirler. Oysa Türk kültürünü batı kültürüyle yozlaştırılmasında en büyük etkenin, bazı medya patronlarının olduğunu kabullenmek ve bunu göz ardı etmemek gerektiğini bilmek lazım.

1990’lı yıllarda (özel televizyonların henüz filizlendiği dönemlerde) sanatçının, tiyatronun, Türk halk müziğinin, Türk sanat müziğinin, âşıkların, şairlerin vb. Ayakta alkışlandığı o güzel günlere hasret bırakıldı Türk toplumu. Onların yerine tabi ki Avrupa medeniyetleri bahane edilerek topçu ve popçu furyasını ekranlara taşıyarak Televole kültürüyle fuhuş sektörünü ve ahlaksızlığı sembolize ederek Türk kültürüne, zoraki sindirmeye çalışılmaktadır. Kültür Bakanlığı ise ancak köhne binalara trilyonlarca yatırım yaparak söz konusu bu sanat camiasını göz ardı edip unutmaya, unutturulmaya çalışmaktadır. Bir toplumun gücü ve kaynağı insandır efendiler. Sanatı ve eserleri üreten bu sanatçılara destek verin ki yeni nesil kültürümüzün oluşmasına katkı koyan sanatçılarımızı; âşık ve şairlerimizi tanısın, sevsin, bağrına bazsın. Bassın ki onlar da kültürümüzü gelecek kuşaklara aktarabilsinler.

Bir toplumun, türküden başka gücü yoktur. Toplum, türkü damarından beslenir. Toplum toprakların, türkü de toplumun varlığıdır. Bu insanca emeğin güleç yüzü olan bu sanatçılar, âşıklar, şairler, müzisyenler, tiyatrocular, ressamla velhasıl tüm sanatçılar bizimdir. Bizim kanımız, canımız, rehberimiz, gücümüz, soluğumuz, uygarlığımız, kültürümüz, medeniyetimizin aynası ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarıdır. Hortumcuların ve kendini bilmezlerin kuklası olmamalıdırlar. İlgisizlikten ölmemeliler, bu güzel vatanı kültürsüz bırakmamalılar…

Ulu önder Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözleriyle köreltilmiş duygularımı paylaşmaktan başka bir şey gelmiyor elimden.

 

 

 

 

 

 

 

 

24- Adana toprak hayatının yoğun olduğu bir yer bu durum şiirinizi nasıl etkiliyor?

Âşık, şair veya sanatçı yaşadığı topluma ve iklimsel yaşantısına göre şekillenir. Evet Adana sanat ve sanatçı yönünden, Türkiye’nin en yoğun ve dolu illerinden biridir ancak; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve hatta birçok ilin, ilçenin sanatçısına verdiği değere, kazanımlara sahip değildir. Her yerde olduğu gibi Adana’da bürokrasi çengeli ile popüler kültür düşkünlüğü biraz daha fazladır. Hal böyle olunca bizler de buna göre şekillenebiliyoruz.

 

25- Kardeşlerinizin ve çocuklarınızın isimlerini yazarsanız sevinirim önceki bölüm için gerekiyor.

 

KARDEŞLERİM (En büyükleri benim)

Mansur Ekmekçi

Sabrettin Ekmekçi

Necla Ekmekçi

Hüseyin Ekmekçi

Nilüfer Toman

 

ÇOCUKLARIM:

Belkıs Taşni/ 1987-Memur

Halime Ekmekçi/ 1988- Memur

Muammer Ekmekçi/ 1989- Bingöl Öğr. Görv.

Fırat Ekmekçi/ 2000- Lise Mezunu/ (Üniversiteye hazırlanıyor)

 

 

NOTASI OLAN SÖZ VE MÜZİKLERİM

NOTASI OLAN SÖZ VE MÜZİKLERİM

 

  NO    ESER ADI                                                      SÖZ VE MÜZİK          YORUMLAYAN SANATÇI                                           MAKAMI        

1-     Dayanamam/ Daha nasıl dayanayım : Mansur Ekmekçi       Nadir Çiçek- Orhan Canses- Ferit

2-     Al bari                                                            : Mansur Ekmekçi       Nadir Çiçek

3-     Koparacaklar                                                  : Mansur Ekmekçi       Tekin Sarsu- Süleyman Timur

4-     Ferman sendedir                                           : Mansur Ekmekçi       Hataylı Ferdi (Hasan Göleş)

5-     Yetim Bıraktın                                                : Mansur Ekmekçi       Yılmaz Yıldırım

6-     Kara kız                                                         : Mansur Ekmekçi       Arifhan

7-     Tadım kalmadı                                               : Mansur Ekmekçi       Nadir Çiçek- Orhan Canses- Süleyman Timur

8-     Sen de bulasın                                               : Mansur Ekmekçi       Hataylı Ferdi (Hasan Göleş)

9-     Ben olaydım                                                   : Mansur Ekmekçi       Tekin Sarsu-

10-   Menale                                                          : Mansur Ekmekçi       Mansur Ekmekçi

11-   Bir dileğim var                                               : Mansur Ekmekçi       Mansur Ekmekçi

12-   Sensiz olmuyor                                             : Mansur Ekmekçi       Mansur Ekmekçi

13-   Kör olasım gelir                                             : Mansur Ekmekçi       Mansur Ekmekçi

14-   Gözlerine vurgunum yar                               : Mansur Ekmekçi       Mansur Ekmekçi

15-   Yârin derdi bin dermana bedel                     : Mansur Ekmekçi       Mansur Ekmekçi            -

16-   Töreye kurban ettiler                                     : Mansur Ekmekçi       Mansur Ekmekçi            -          

 

SADECE SÖZLERİ BANA AİT OLAN ESERLER

   NO   ESER ADI                                                      SÖZ                            MÜZİK             YORUM                                                  MAKAMI

17-   Duramıyorum                                                : Mansur Ekmekçi       Etkin                            Etkin   

18-   Sensizim canım                                            : Mansur Ekmekçi       Etkin                            Etkin

19-   Senin için                                                      : Mansur Ekmekçi       Etkin                            Etkin

20-   Öyle git                                                         : Mansur Ekmekçi       Etkin                            Etkin

21-   Daha seninle işim olmaz                               : Mansur Ekmekçi       Etkin                            Etkin

22-   Namert olayım                                              : Mansur Ekmekçi       Orhan Canses/ O. Canses- Sabri Kartal- Kadir Korkmaz           

23-   Zor gelir                                                        : Mansur Ekmekçi       Nazım Kaya                Uğur Karakuş

24-   Ne istedin yar                                    : Mansur Ekmekçi       Özkan Cino                 Enver Yılmaz

25-   İnsan Dergâhı                                               : Mansur Ekmekçi       Yılmaz Yıldırım            Yılmaz Yıldırım

26-   Olamadım                                                     : Mansur Ekmekçi       Özkan Çakır                Özkan Çakır

27-   Kandıramazsın                                             : Mansur Ekmekçi       Hataylı Ferdi (Hasan Göleş)/ Hataylı Ferdi

28-   Kör kurşun                                                    : Mansur Ekmekçi       Hataylı Ferdi (Hasan Göleş)/ Hataylı Ferdi

29-   

YENİ GÜZEL SÖZLER Mansur Ekmekçi

YENİ GÜZEL SÖZLER Mansur Ekmekçi

 

 

İnsanlar; birbirlerine ihtiyaç duydukları sürece en iyi dostturlar.

 

Dostun iki farklı hali var; biri alan dost, diğeri de veren dost.

 

Kim demiş ki “dünya yalandır” diye. Asıl içindekiler yalandır.

 

Samimi dostluklar; çıkar ilişkilerinde düşman olabilirler.

 

Ruhunda benlik ve bencillik barındıranlar iflah olmaz.

 

Aslında hayat acılarla dolu değil, insanlar acılarla doludur.

 

Bencillik kibir, kin de hastalık yapar.

 

Kin, kibir ve bencillik; bedenin en büyük düşmanlarıdır.

 

Kibir hırs yaptırır, hırs da insanı yoldan saptırır.

 

Merhamet eden merhamet bulur.

 

Canlılara merhamet eden, Allah’tan merhamet alır.

 

Sevgi veren saygı alır. Aldığıyla erdem olur.

 

Şefkat gösteren şefkatle ödüllenir.

 

Yoksulluk kader değil, akıl ve uygulama unsurudur.

 

Bazı dostluklara, iş bitimine kadar katlanılabilir.

 

İhanetin yeri ve zamanı belli olmaz ama nedeni bellidir.

 

İhanet; her konuda ve herkesin yaşayabileceği en acı andır.

 

İhanet; canlıların nifak tohumudur.

 

İtaat; sevgi, bağlılık ve görev bilincidir, kölelik değildir.

 

Sevgi herkes için aynı, sevmek ise görecelidir.

 

Sevgi farz, sevmek sünnettir.

 

Sevgi ayrı, sevmek ise apayrıdır.

 

Sevgiden değil, fazla sevmekten maraz doğar.

 

Her gördüğünü adam sanma, o daha dünkü çocuktur.

 

Günümüzde; adam olanların nesli azaldı.

 

Umut ve ümit aynıdır. Beklentilere göre şekillenir.

 

“Kahpe felek” deyip hiddetlenenler, Felek ile evlendiler.

 

Hayatta amacı olmayanlar, araç olmaya mahkumdurlar.

 

İnsan çınar ağacı gibidir. Yıkıldığı vakit kimse doğrultamaz.

 

Ağaca kurt, insana şüphe düştüğü zaman iflah olmaz.

 

İşlevsiz bir insan, işlenmeyen dağ gibidir.

 

Çirkin şeyler olmadıkça, güzel şeylerin farkı anlaşılmaz.

 

Kötü insanların değeri artıyorsa, iyi insanlar azalıyor demektir.

 

Kötü insanlar kazandıkça, iyi insanlar kaybeder.

 

Sadaka veren insan, alan insandan daha güçlüdür.

 

İyilik yapan insan, alandan daha güzeldir.

 

Zamanında yaptığın iyilikler kazayı-belayı önler.

 

Aile içinde maddi güç sende olduğu müddetçe sözün dinlenir.

 

Maddi gücün; kötü ahlakını topluma güzel gösterir.

 

Sevgisiz insanın, dağdaki ağaçtan farkı yoktur.

 

Sevgi; yaşamın anahtarı ve gayesidir.

 

Kefalete çevrilen suçlar; katili sevindirir, mağduru kahreder.

 

Kibir dağında yaşayanlar, bir gün o dağın altına gömülecekler.

 

Benim diyenlerin, karşısındaki dağdan haberleri yok.

 

Kendisini çok büyük görenler, fil denen hayvanı tanımazlar.

 

Sevgi duygusu ebedi, benlik duygusu ise geçicidir.

 

Hırs insanı, kibir aklı, benlik de mizacı yorar.

 

Kibir ve benlik; insanı hem içten hem de dıştan yok eder.

 

Benlik ve bencillik bir arada olursa; aklı yok eder.

 

Benlik ve bencillik, topluma zarar verir.

 

Benlik akli, bencillik bedeni hastalıktır.

 

Bazı siyasetçilere; doğumhanede bozuk kan verilmiş.

 

Yazacak çok şey var ama bir de bunun gerisi de var...

................................

 

Sevmek, sevginin hayrıdır.

Sevgi kainattır, sevmek ise güzel yaşamaktır.

 

Bazı insanlar uzaktan; gökkuşağı gibi gizemli ve güzel,

yakından ise basit ve çirkin görünürler.

 

Toplumda; iyi ve dürüst sanılan bazı insanları,

Zaman hem kötü hem de sahtekâr yapabilir.

 

Sana karşı dürüst olan bazı insanlar;

başkasına sahtekâr olabilirler.

 

Siyasette mükemmel işler yapanlar,

en mükemmel hırsızlardır.

 

Ailesine güzel ahlaklı ve sakin olanlar,

başkalarına öyle öyle olmayabilirler.

 

Dışarıdakilere kibar görünen bazı insanlar,

içeridekilere kaba olabilirler.

 

Hayalsiz yaşanmaz diyenler,

bugüne kadar hayallerine kavuşamadılar.

 

İnsan ömrü ağaca benzer.

Köküne kurt düştüğü zaman, yavaş yavaş solar.

 

Her gördüğüne kanma işin düşünce gör.

Güzel yola aldanma, çukura düşünce gör.

 

Adam olmakla madam olmak arasındaki fark,

Cinsiyet değil ahlaktır.

 

Merhamet söz konusu olunca; hayvanlar insanlara,

İnsanlar da hayvanlara özenir oldu.

 

Hayvanlar yaşamak için,

insanlar hayvanlaşmak için öldürürler.

                         

Hayvanlar midesini, insanlar da nefsini

doyurmak için yarışırlar.

 

Yola çıkacağın arkadaşını iyi seç,

Yoksa menzile varamazsın.

 

Varlığında değer veremediklerine,

Yokluğunda vermenin yararı olmaz.

 

Değer verdiğin kişi senden ayrılmışsa,

O değeri yeteri kadar vermediğindendir.

 

Sevdiğin senden gittiyse,

Demek ki senin olmamıştır.

 

Sevdiğin seni yok yere terk etmişse,

Sevgini hak etmemiş demektir.

 

Sevdiğin senden elektrik almadıysa

Santralde arıza var demektir.

 

Sevdiğine elektrik veremiyorsan,

Mutlaka birinizde kaçak vardır.

 

Sevdiklerin göç etmeden değerlerini bil.

Sonra ardından ağlamanın değeri kalmaz.

 

Gittikten sonra özlem duydukların,

Gitmeden önce değer veremediklerindir.

 

Sevdiklerin yanındayken değerini bil.

Gittikten sonra vereceğin değer işe yaramaz.

 

Dostluğumuz “pazara kadar değil mezara kadardır” diyenler

Çıkar söz konusu olunca sonu mezar oluyor.

 

Güzel ahlaklı insanlar ile kötü ahlaklı insanlar arasındaki fark,

yüce dağlar ile küçük tepeler arasındaki fark gibidir.

 

Senin gözünde çok iyi olan insanlar,

başkasının gözünde kötü olabilirler.

 

İş ve sanat dünyasında “en iyi benim” diyenler,

zaman olmadıklarını görürler.

 

Kendisini gökyüzünde zannedenler,

hep yeryüzünde yaşarlar.

 

Kendisini herkesten üstün görenler,

üstün gördüklerinin altında yaşadıklarını fark etmezler.

 

Sevgi sadece 5 harfli, 2 heceli bir sözcüktür.

Uygulandığı zaman anlamını bulur.

 

Gayesiz bir insan, işlevsiz bir dağ gibidir.

Amaçlı insan da o dağı işleyen fabrika gibidir.

 

Güzel ahlak sadece güzel insanlarda değil,

bazen kötü insanlarda da olabilir.

 

Fırının tamamını çalanların avukatı güçlüyse suçsuz,

2 ekmek çalanın avukatı yoksa suçlu sayılıyor.

 

Dünya düzeninde hep kötüler kazanıyorsa,

Bu gidişat iyilerin zayıflığını gösterir.

 

“Allah’a yakın olsun benden uzak” deyimi şirktir.

Bunun yerine; “şeytana yakın olsun benden uzak” denmelidir.

 

Allah insanlara; düşüncenin ve davranışların güzel hallerini verdi.

Bu halleri kötüye çevirenler hep zarar edenler olmuştur.

 

“Benim diyen” bunca insanlar şimdi neredeler?

Tabi ki karanlık yerdeler.

 

Hukuk nezdinde;

suçlunun suçu paraya çevirmek neden suç sayılmıyor?

 

Kötü insanların kötü işler yaptığını görmek için

Ulema olmayı gerektirmez.

 

Soba başındaki kedi ile zengin kişi,

sokaktaki kedi ile yoksul kişi gibi aynı kaderi paylaşırlar.

 

Zenginlerin köpeği sıcak yatakta, fakirlerinki ise soğuk toprakta yatar.

Çoğu siyasetçiler; sadece kendileri ile yakınları için çalışırlar.

 

Siyasetin anlamı; 1 verip on bir almaktır.

Bunu aptallar da bilir ama onları dikkate alan yok.

 

Bazı siyasetçiler neden yalanı çok sever?

Çünkü yaptıkları işlerin sözlük anlamıdır.

 

Bencillik ile paylaşmak arasındaki fark; bir dağın yamacı ile

o yamaçta duran bir tavşan farkı kadardır.

 

 

 

ŞİİRSEL SÖZLER Mansur Ekmekçi

 

UYAN

Aklını başına topla da uyan

Bastığın toprağı kokla da uyan

Nefsini yerinde yokla da uyan

Yarın uyur isen uyanamazsın.

                             

İBRET

Gök kubbenin direği yok

Yaratana hamd-u sena.

Dünyadan can götüren yok

Bu da ibret olsun sana.

 

TOPRAK

İnsan bu dünyaya gelir

Mülke konar, kalır sanır

Arzu söner, devran döner

Toprağın altında kalır.

 

ÖMÜR

Arzı yaratan yar

Seni de var etmiş.

Sevdiklerini sar

Baktın ki ömür bitmiş.

 

İÇİNDE SAKLI

Dünyada yaptıkların seni cennete salmaz

Cehennem zebanisi mesai zammı almaz

Amelin varlığındır, o da kimseye kalmaz

Cennet ile cehennem senin içinde saklı.

 

SÜRE SÜRE GİDERİZ

Dünyadan göç edenler durakları nerede

Kimi ummana daldı, kimi ruhu derede

Gidenler geri dönse, duysak Allah verede

Biz de o doğru yolu süre süre gideriz.

 

İHANET

Tatlı sözleriyle gelen hep acı

Yaralar kalbimde bırakıp gitti.

Vefasızlığın yok ki bir ilacı

Lokmamı verdiğim sırtımda bitti.

 

EKİN

İnsan dünyanın ekini

Tarladan biçilir bir gün.

Boşuna alma yükünü

Can, tenden çekilir bir gün.

 

BUGÜN

Bugün; keyfince gül, sür bu sefanı

Ekmediysen, kimse biçmez vefanı

Ölmeden öldüysen, göster cefanı

Kula cefan yoksa zaten ölüsün.                            

                           

DÜŞÜNCE GÖR

Her gördüğüne yanma

Aşka düşünce gör.

Güzel yola aldanma

Çukura düşünce gör.

           

EY İNSANOĞLU

Ne bu kinin, havan ey insanoğlu

Dumanlı dağlardan ulu musun sen?

Söyle, nedir davan ey insanoğlu

Yağmurla yarışan dolu musun sen?

                           

BİRGÜN

Güvenme bindiğin mevki atına

Şöhretin seninle gitmez bâtına

Çıksan gökyüzünün en son katına

Cismin toprak ile karılır bir gün.

                                   

HAYATIN BİR SOLUKTUR

Bizden önce gelenler toprakta uyumakta

İnanmayanlar şimdi tenini boyamakta

Aptal olan sırtını malına dayamakta

Mağrurlanma ey şaşkın, hayatın bir soluktur.

 

AHİLİK

Peygamberimiz der; ey insanoğlu

Alacağın malı sakın ha yerme.

Doğruluk, dürüstlük Ahilik yolu

Satacağın şeyi övüp te verme.

 

ÜRYAN GİDERSİN

Şan, şöhret, mevkiler gelip geçici

Yanlıştan vazgeç ol doğru seçici

Unvanına bakmaz kefen biçici

Üryan geldin, yine üryan gidersin.

Mansur Ekmekçi

 

BAŞINI EĞME

Benliğe bürünme, yaratan tektir

Kula kulluk edip, boynunu eğme.

Hayat gayesini aklına ektir

Nefsin için asla başını eğme

 

HAYAT VERDİ                 

Ab-ı hayat sudur, su da bir candır

Can içinde canı verdi yaratan.

Bir damlacık sudan oluşan kandır

Kan içinde hayat verdi yaratan.

 

 

YARIŞIN

İyi insan olmak için

Birbirinizle yarışın.

Doğru ekin doğru biçin

Benliğinizle barışın.

 

DÜNYA DEĞİL, İNSAN YALAN

İnsan yalan, dünya bâki

Devr-ü âlem olur talan.

Zemzem akar göçer saki

Dünya değil, insan yalan.

 

NEFİS

Mevlâ’m bir damla suyla

Kılmış insanda Pazar.

Nefis dolar pis huyla

Alışır azar azar.

 

ARI

Çiçek topla her bir daldan

Kırmızı, mor, sarı, aldan

Şifanı sun kula baldan

Farz et ki sen bir arısın.

 

SON DURAK

Ömürdür mevsim kurağı

Ecel şerbeti kırağı

Ölüm nefsin son durağı

Bedene ansızın dalan.

 

SENDEN İÇERİ

Ölüm gerçek dünya yalan

Yalandır senden içeri.

Var mı? Göster bâki kalan

Talandır senden içeri.

 

YOLDAN ÇIKMA

Dününü unutup bugün

Kula kötü gözle bakma.

Ektiğin biçilir o gün

Kalbe kötü sözle akma.

 

ÖLÜM VAR

Dünya değirmen, can taşı

Cümle canlara ölüm var.

Kula pişir kalpte aşı

Sakın unutma ölüm var.

 

KİMLER GEÇTİ

Yedi katlı perdeyi

Kim verdi, kimler çekti.

Sonu fani evreyi

Kim verdi, kimler geçti.

 

ÇIKSIN ARADAN

Gönüldeki gülün suyu sevgidir

Hançerler, silahlar çıksın aradan

Barış sunan insan sevgi selidir

Arkadan vuranlar, çıksın aradan.

 

DÖRT DEĞİL Mİ?

Evveli, ahiri demde insana

Dört duvarı Huda ören değil mi?

Huda’nın dört harfi rehber insana

Elif’in içinde süre’n değil mi?

      

DİYECEKSİN

Vücudun şehrini sararken duman

Lokman-ı Hekim’e verir mi aman

Hayat tadın, zehir olduğu zaman

Ecel şerbetine bal diyeceksin.

 

BİR GÜN

Bir damla su iken et-kemik oldun

O canın hesabı sorulur bir gün.

Helal yoldan geçtin haramla doldun

Hesabın divanda sorulur bir gün.

 

YALAN OLACAK

İnsanın bedeni fidana benzer

Büyürken gelişir varlığı sezer

Zaman rüzgârında dolanıp gezer

Gördükleri bir gün, yalan olacak.

 

VAR MI GÖSTER?

Yolcu yalan, yoldaş yalan

Yalan ruhu eder talan

Dünya fani burda kalan

Var mı, göster insanoğlu?

 

O N L A R A

İnsanlığı gör de öğren

Bir sor insan olanlara

Bir ekmeğe muhtaç görsen

Yardım eli, ver onlara.

 

KIYAMETİN OLACAK

Güvenme dünyanın sahte süsüne

Zamansız bir yalan, sana kalacak.

Azrail girince bir gün düşüne

Sarayların talan, viran olacak.

 

 

 

NOTA 1

NOTA 2

NOTA 3

AYNAYA BAK

HAKKINDA DÖRTLÜKLER

HAKKINDA DÖRTLÜKLER

 

SEYRÜSEFER

 

Mansur Ekmekçinin emeği çoktur

Kendisine minnet borcumuz haktır

Bilirim maddiyat beklentin yoktur

Esas Der’e katkılarda bulunu(r)

Ozan Mizani (Taner Karataş) 11.04.2018

 

 

ŞAİR GÜZELLEMESİ

 

Üstad Mansur Ekmekçi, korkmaz asla kadından

Seksen bir ilimizde söz ettirir adından

Ölmez örnekler verir, aşk-ı Anadolu'mdan

Edebiyat sanata sevdalandık hepimiz

 

Murat ÖLMEZ

10.04.2018

Yazar: Murat ÖLMEZ

MEHMET GELEN RÖPORTAJI

MEHMET GELEN RÖPORTAJI

 

1- İcra esnasında dikkat ettiğiniz hususlar var mı?

C.1- İcra esnasında; herhangi bir zaman ve mekân diliminde (dolmuşta, otobüste, yaya giderken, yatakta, mutfakta, banyoda, lavaboda fark etmez) bana gelen duygu dörtlük halinde aklımda pervane misali dönüp durur. O anda edebi kurallar çerçevesinde temel dörtlüğünü aklımla hazırlarım ve duygum soğumadan yazmaya başlarım.  Bu duygu olayı genelde yatakta, gecenin bir yarısında uykumu bölerek kalkıp yazdığım zamanlar da çoğunluktadır. Uyku halinde gelen duygular genellikle tasavvufi düşüncedir.

Konuyu seçtikten sonra bir çırpıda yazarım ve son kontrolü yaparken; dörtlük bütünlüğüne, şiir bütünlüğüne, kompozisyon durumuna (giriş, gelişme, sonuç), dörtlüklerdeki ayak bağlantıları ve dörtlükler arasındaki kademe (zincir) bağlantısına, zamanlamaya, anlatım şekline (kim, kime nasıl söylüyor), akıcı ve sade oluşuna, imgesel sözcüklere, çağdaş şiir olmasına ve tabi ki hece ölçüsünün beş temel kuralına dikkat ederim. Bu saydıklarımın hepsi; zaten bir anda ve aklımda işlenmiş olarak İRTİCALEN geliyor ve toplu olarak sadece kâğıda aktarıyorum.

 

2- Şiiri icra sırasında saz eşliğini nasıl yapıyorsunuz?

C.2- Bulunduğum yer ve mekânda başka âşık varsa ve arzu ederse onun sazı eşliğinde şiirlerimi yorumluyorum.

 

3- Şiirlerinizi okurken nelere dikkat ediyorsunuz?

C.3- Öncelikle bulunduğum yerin ve mekânın dinleyici kitlesine bakarım. Daha sonra onların nabzına göre ezberimde olan şiirlerimden okumaya çalışırım. Sahnede şiirlerimi okurken öncelikli olarak; dinleyicilerime edep-erkan gösterip, sevgi ve saygı çerçevesinde, beden dili ve mimiklerimle sunumumu yapmaya çalışırım. 

 

4- Şiirlerinizi okurken dinleyici ile samimiyeti nasıl yakalıyorsunuz?

C.4- Yılların deneyimi ve tanınan- sevilen kişiliğimden dolayı, seyirci ve dinleyicilerim arasında sevgi- saygı çerçevesinde samimi bir bağım vardır. Onlara asla saygısızlık yapmam, tasavvuf, hiciv şiirlerimi okurken düşündüklerini, aşk, sevgi şiirlerimi okurken duygulandıklarını ve özellikle mizahi şiirlerimi okurken onların gülmekten kırıldığını görüyorum. Onların mutluluğuyla ben de mutlu oluyorum.

 

5- Şiirlerinizi okurken hazırlık yapar mısınız?

C.5- Hazırlığım; davet edildiğim yerde, kimlere hitap edebileceğim konusundan başka bir hazırlığım olmaz. Her şey o zaman gelişir ve duruma göre şiir sunumumu yapmaya çalışırım.

 

6- Şiirlerinizi okurken duygulanır mısınız?

C.6- Herhangi bir yerde ve mekânda okuduğum herhangi bir şiirimi, zaten duygusuyla birlikte yorumlayıp saygıdeğer dinleyicilerime sunmaya çalışırım. Eşime yazdığım bazı aşk ve sevgi şiirlerinde daha çok duygu oluştuğu için, okurken kendim de duygulanıyorum.

 

7- Şiirlerinizi okurken repertuarınız var mıdır?

C.7- Tabi ki her sanatçı, şair, âşık gibi benim de aklımdaki ezber ve cebimdeki yazılı olmak üzere iki ayrı repertuvarım vardır. Bunları uygularken, 5. Sorunuza verdiğim benzer cevapları uygulamaya çalışırım. 12.03.2019 Saygılarımla.

    Mansur Ekmekçi

 

Yazar: MEHMET GELEN

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör