İşadamı,
şair, editör. 1965 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesinin Topraklı köyünde doğdu.
İlkokulu köyünde okudu. Gençlik yılları Ankara’da geçti. 1987 yılından bu yana yaklaşık
30 senedir Kayseri’de ikamet etmekte, inşaat
ve taahhüt işleri ile uğraşmaktadır.
Çıngı,
Berceste, Ayvakti, İLESAM, Hevsel, Hasat, Çemen gibi çeşitli dergi ve antolojilerde
şiirlerine yer verilen Şeyhmus Çiçek; bazı dergilerde zaman zaman düzyazı ve
hikâyeler de yayımlamıştır.
Şair
arkadaşları ile birlikte 8 senedir aralıksız çıkardıkları Çıngı dergisinin
koordinatörü; Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM üyesi, Kayseri Yazarlar Şairler
ve Sanatçılar Derneği kurucu üyesi ve başkan yardımcısıdır.
Ödülleri:
Berceste
dergisinin ülke çapında açtığı Münacat yarışmasında “Ya Rab” adlı şiiri ile
üçüncülük, Amasya Belediyesinin düzenlediği Ulusal Mihri Hatun Şiir Yarışmasında
“Bana Ne” adlı şiiriyle yine üçüncülük ödülünü almıştır.
ESERLERİ (Şiir):
Yasak (2002), Ağlamanın Ardından (2009).
KAYNAK: Şeyhmus Çiçek (Bilgi teyidi,
Haziran 2018).
ANNESİZ BAYRAM
Şeyhmus ÇİÇEK
Bu
gün kurban bayramı
Seni
özledim anne
Hep
kanayan yaramı
Bu
gün közledim anne
Derdim
köpürdü taştı
Bu
gurbet beni aştı
El
alem kucaklaştı
Ben
de izledim anne
Hasret
yaktı döşümü
Yere
eğdim başımı
Ağladım,
gözyaşımı
Yine
gizledim anne
Ne
hoca vaazından
Ne
bayram namazından
Alamadım
hazından
Öyle
sızladım anne
YUSUF MİSALİ
Şeyhmus ÇİÇEK
Şehvet
girdabından Yusuf misali
Kaçmalısın
diyor içimdeki his
Peşinden
kapanan tüm kapıları
Açmalısın
diyor içimdeki his
Ağır
bastığında nefsin emeli
Önümü
kesecek bir Yakup eli
Cennetin
ismini bildim bileli
Uçmalısın
diyor içimdeki his
Mazhar
olmak için onun affına
Yönümü
çevirdim kalp sarrafına
İffetli
kulların düzgün safına
Geçmelisin
diyor içimdeki his
Başına
taç etme sahte ilahı
Arasan
bulunur şahların şahı
Rüyanın
çizdiği o güzergahı
Seçmelisin
diyor içimdeki his
Kuyudan
başlayıp saraylara dek
Zindanla
kervanla çözülür ilmek
Kokusu
uzaktan gelen üç gömlek
Biçmelisin
diyor içimdeki his
Tamamladığımda
bir gün vadeyi
Vere
bilmek için zor ifadeyi
Zaman
kaybetmeden sırlı badeyi
İçmelisin
diyor içimdeki his
ÜZÜM ve İNSAN
Şeyhmus ÇİÇEK
Gelin,
bağlara ülke diyelim şehir diyelim
Köy
diyelim
Gelin,
asmalara soy diyelim
Salkım
aile olsun
Dallara
boy diyelim
Her
üzüm birer insan
Renkleri
beyaz olsun sarı olsun siyah olsun
Gelin
ayırım yapmak
Suç
olsun günah olsun
Gelin
nefsi düşünen
Zevkinde
harap olsun
Bizler
şerbet olalım
İsteyen
şarap olsun
Tepelenip
ezilsek ayakların altında
Çıksa
da pestilimiz
Yine
de haktan başka
Söylemesin
dilimiz
Gelin
yarına kalmak için
Dönüşüp
gelişelim
Madem
topraktan geldik
Toprak
ile pişelim
Gelin
bağ bozumu diyelim
Ömrün
şu son demine
İnce
bir efkar olsun
Gelin
kış diyelim asmaların ölümüne
Kefenleri
kar olsun
Diriliş
bahar olsun
AŞK/OLSUN
Şeyhmus ÇİÇEK
Rakım
dört yüz olmalı
Amasya
gibi Cizre gibi
Mevsim
güz olmalı
Ferhat
gibi sevmeliyiz Mem gibi
Yalçın
kayalar önümüzde
Dümdüz
olmalı
Sevgilimiz
sultan olmalı
Mir
olmalı
Köşklerinin
duvarına çarpan
Bir
nehir olmalı
Ellerin
olmaktansa
Bellerinde
hançer
Yüzüklerinde
zehir olmalı
Her
insan bir nakkaş olmalı
Süslemeli
gönül saraylarını
Yüreğinde
yanan bir ataş olmalı
Ve
pişirdiği sevgi
Onu
doyuran aş olmalı
Bekleyenimiz
Şirin olmalı
Zin
olmalı
Sözümüz
en büyük yemin olmalı
Ve
sineye düştü mü
Aşkın
sonu sin olmalı
NEHİRLERİN AŞKI
Şeyhmus ÇİÇEK
Biri
Dicle biri Fırat
İki
ayrı su iki ayrı hayat
Birbirlerini
sevmişler
Kavuşmaya
yemin etmişler
Ayrılıklara
inat
Fırat
erkek Dicle de kız
Çağlamışlar
gece gündüz
Toplamışlar
pınarları selleri
Yıkmışlar
bütün engelleri
Onları
durdurmak imkansız
Kurmak
için güzel bir yuvayı
Delmişler
dağı yırtmışlar ovayı
Sonuç
vermiş bunca uğraş
Kavuşmuşlar
sarmaş dolaş
Kazanmışlar
en muhteşem davayı
Ne
bir cinnet ne bir sara
Bayılmışlar
az bir ara
Mutluluktan
mest olmuşlar
Hız
kesmişler durulmuşlar
Gark
olmuşlar sevdalara
Gark
olmuşlar deryalara