Nihat Behram

Şair ve Yazar

Doğum
Eğitim
Haydarpaşa Lisesi

Şair ve yazar. 1946, Kars doğumlu. Şair ve yazar Ataol Behramoğlu ile yazar Namık Kemal Behramoğlu’nun kardeşidir. İlk ve orta öğrenimini Çankırı ve Bursa’da tamamladı, İstanbul Haydarpaşa Lisesinden mezun oldu. Gazetecilik Yüksek Okulu’nda öğrenci iken Ceza Yasası’nın 141., 146. ve 246. maddelerine aykırı eylemde bulunduğu iddiasıyla tutuklandığından öğrenimi yarıda kaldı. Bir süre Vatan gazetesi ve Güney Yayınları’nda çalıştı, 12 Eylül 1980 sonrası yurtdışına çıktı. Bakanlar Kurulu kararıyla hakkında açılan bir davadan dolayı, yurda dön çağrısına uymadığı için vatandaşlıktan çıkarıldı. 1980-96 yılları arasında İsviçre ve Fransa’da yaşadı, 1996’da yurda döndü. Şiir ve yazılarını; Soyut, Gerçek, Halkın Dostları (1968-70) ve ağabeyi Ataol Behramoğlu ile çıkardıkları Militan (1975-76), Güney, Varlık ve Yasakmeyve (2003-05) dergilerinde yayımladı. Bahçıvanlık yaparak geçimini sağlıyor.

İlk şiiri 1967 yılında yayımlanmıştı. Toplumcu Türk şiirinin sürdürücü ve mirasçılarından biridir. Kendinden sonra yazılan şiiri etkilemiştir. Yakın dönem yazarları arasında siyasal suçlamalara da uğramış olan Behram, muhalif tutumunu bırakmadan doğa, aşk, yaşama sevincini inceliklerle ö-rerek Türk şiirine nitelikli ürünler  kazandıranlardan biri olmuştur. Halk şiiri geleneğinden biçimsel olarak yararlanak kendine has bir şiir kurmayı başardı.

2020 yılında Enver Gökçe Toplumcu Gerçekçi Şiir Ödülü Nihat Behram’a verildi.

 

Nihat Behram İçin Ne Dediler?

 

“Nihat Behram, benim yaşımda olanların; ilk gençliğini 12 Mart, 12 Eylül karanlığında yaşamış olanların şairlerindendir. ‘Hayatımız Üstüne Şiirler’, ‘Fırtınayla Borayla Denenmiş Arkadaşlıklar’, ‘Dövüşe Dövüşe Yürünecek’, ‘Hayatı Tutuşturan Acılar’, ‘Irmak Boylarında Turaç Seslerinde’, ‘Savrulmuş Bir Ömrün Günlerinden’, benim yaşlarımda olan hemen herkesin yüreğinde ve belleğinde iz bırakmıştır. 1967 yılında yayımlanan ilk şiiri ‘Manastır Kuşçusu’nda bile şairin, dizeleri sağlam, imgeleri güçlü ve kendi söylemini bulmuş olduğunu görüyoruz: ‘Zor bir nakış gibi işliyorum / liseyi ve aşkı / hüzünden bir kanaviçeye’. Son (yeni) şiir kitabı ‘Kundak’ı okurken, gene aynı sağlamlık karşılıyor bizi. Kitabın ilk şiiri ‘Uçup Giderken Şiirler’, uzun/ve düzyazı şiire yakın bir açılım taşıyor. Şiirin temel yapısını (şiir’in istediği şeyler’i) uzağına düşürmüyor gene de. Şairin, imgeleri, yalınlığın yoğunluğu içinde, hayat’tan, söz/ve dil’e taşıdığını görüyoruz. Şiirin tamamında bir atmosfer var ayrıca. Bir metin bütünlüğünde (içinde) dize, imge gücünü yakalıyoruz.” (Leylâ Şahin)

 

ESERLERİ:

 

Şiir: Hayatımız Üzerine Şiirler (1972), Fırtınayla Borayla Denenmiş Arkadaşlıklar (1974), Dövüşe Dövüşe Yürünecek (1976), Hayatı Tutuşturan Acılar (1978), Irmak Boylarında Turaç Seslerinde (1980), Savrulmuş Bir Ömrün Günlerinde (1982), Militan (1984), Ayışığı Yana Yana (1986), Yine de Gülümseyerek (1987), Cenk Çeşitlemesi (1988), Hey Çocuk (1996), Yalın Yürek (1998), Kundak (2000), Ayrılık da Yakışıklıdır, Yalın Yürek, İntikam Alır Gibi, Hayatın Şarkısı (1967-2004 arası N. Behram şiir külliyatı, 2004), Şiir Bahçesi (2004).

 

Antoloji: Türk Halk ve Dünya Edebiyatı’ndan Başkaldırı Şiirleri Antolojisi (2002).

 

Roman: Gurbet (1987), Lanetli Ömrün Kırlangıçları (1991), Kız Ali (1998), Miras (2004).

 

Diğer Eserleri: Darağacında Üç Fidan (12 Mart 1971 sonrası idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının hikâyesi, 1976), Ser Verip Sır Vermeyen Yiğit  (İbrahim Kaypakkaya hak. Belgesel, 1976), Sol Ken­dini Anlatıyor (1977), Kültür (1979), Kuyruğu Zilli Tilki (çocuklar için, 1979), Göğsü Kınalı Serçe (çocuklar için, 1980), Özlemin Dili Olsa (röportajlar, konuşmalar, söyleşiler, 1999), Yılmaz Güney’le Yasaklı Yıllar (anı-mektup, 2001), Acının ve Umudun Rengi (söyleşi, 2005).

Kitapları 1998’de Toplu Yapıtlar olarak, 2004’te şiirleri Hayatın Şarkısı adı altında topluca yeniden basıldı.

 

HAKKINDA: İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), Çetin Yiğenoğlu / Düşle Gerçeğin Harmanında - Ali Özenç Çağlar / Özlemin Dili Olsa (Cumhuriyet Kitap, 24.2.2000), Leyla Şahin / Nihat Behram’ın Yeni Şiirleri: ‘Kundak’ Acının ve Umudun Estetiği (Cumhuriyet Kitap, 26.10.2000), TBE Ansiklopedisi (c.1, 2001), Türk Halk ve Dünya Edebiyatı’ndan Başkaldırı Şiirleri Antolojisi (Cumhuriyet Kitap, 7.3.2002), Enver Ercan / Söyleşi (Varlık Kitap, Nisan 2002), İnan Kızılkaya / Miraz (Radikal Kitap, 10.9.2004), Gülce Başer / Söyleşi (Varlık Kitap, Temmuz 2004).

 

İSTANBUL SENİ SEÇMEYECEK


 

Birtakım karanlık adamlar şimdi

duvarları senin adınla karalıyor,

bu bana küfrü ve zincirleri anımsatıyor;

kanlı kağıtlar halindeki gazetelerde

delik deşik edilmiş arkadaşların

yüzümüze çarpar gibi çıkan resimlerini;

hücreleri anımsatıyor bu bana,

ellerimizin nasıl çiğnendiğini.

 

Bütün tepelerinde bu şehrin, bütün çukurlarında

tenekelerle çatılmış binlerce evden

geceler bir iskelet gölgesi gibi geçerken

ve daha öğrenmeden çocuklar isimlerini

vahşetle göz göze bakışırken

ve tehdit ve tehdit ve tehdit

kırbaçlarken

en delikanlı atılışlarını gençliğimizin

ve yasakken grev, arkadaşlık yasakken

sen bu şehirde

kanla yatışan bir sinirle gezindin.

 

Bu şehir seni seçmeyecek

çünkü bu şehirde sana

örümcekler ve akrepler arasında

kopan kolları ve parçalanan bacağıyla

mahzenlere tıkılan bir insandan

her gece kan getirildi.

 

İstanbul seni seçmeyecek

bu söz çırpınarak içimde

elektrikle sarsılan kalbimden yükseliyor,

hançer gibi sıyrılıyor kırılan dişlerimden.

 

Bu şehir seni seçmeyecek

çünkü ihanet bir şehre zehir verir

çünkü senin varlığın bu şehri karartıyor

bağrında bir yara gibi taşıyarak öğrendi bunu

bu şehir.

 

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör