Eşref

Devlet Adamı, Şair

Doğum
Ölüm
22 Mayıs, 1912
Diğer İsimler
Mehmet Eşref

Şair, devlet adamı (D. 1846, Gelenbe / Kırkağaç / Manisa - Ö. 22 Mayıs 1912, Kırkağaç / Manisa). Tam adı Mehmet Eşref’tir. Resmi nüfus kaydında doğum tarihi 1853 olarak görünmektedir. Babası Hafız Ağa olarak anılan Usulîzade Hafız Mustafa Efendi’dir. Gelenbevi İsmail Efendi’nin soyundan gelmektedir. İlköğrenimini memleketindeki Sıbyan Mektebi’nde yaptı. Manisa Hatuniye Medresesi’nde Arapça ve Farsça öğrenim gördü, hafızlığa çalıştı. Manisa Valiliğinde tahrirat (yazı işleri) kâtipliği (1870) yaparak çalışma yaşamına girdi. Turgutlu, Akçahisar, Alaşehir’de malmüdürlüğü (1873-75) yaptı. 1879 yılında Fatsa Kaymakamlığına atandı. Ancak içki ve eğlenceye düşkünlüğü nedeniyle görevini gereğince yapamıyordu. Adı bir yolsuzluğa karışınca da görevinden alındı. Yargılanıp aklandıktan sonra Çapakçur, Hizan, Ünye, Tirebolu, Akçadağ, Garzan, Acıpayam, Buldan, Kula, Kırkağaç, Daday ve Gördes’te yeniden kaymakamlık görevlerinde bulundu.

Mehmet Eşref Efendi, Gördes kaymakamıyken siyasî suçlu olarak tutuklanıp İstanbul’a götürüldü. İzmir’deki evinde sakıncalı evrak bulundurmaktan bir yıl hüküm giydi (1902), İzmir’de gözetim altında tutuldu. Serbest kaldıktan sonra Mısır’a kaçtı (1903). Mısır’dan Paris, İsviçre ve Kıbrıs’a geçti. Yeniden döndüğü Mısır’da çıkardığı “Curcuna” adlı mizah gazetesinde II. Abdülhamit yönetimiyle yoğun bir mücadeleye girişti.

Mizah ve hiciv şiirlerini topladığı dört kitabı da Mısır’da yayımlandı. İkinci Meşrutiyet’in ilanı (1908) üzerine aynı yıl İstanbul’a döndü. Çıkardığı “Eşref” ve “Musavver Eşref” dergilerinin başyazarlığını yaptı. Bir bölüm şiir ve yazılarını ise İzmir’de çıkan “Edeb Yahu” dergisinde yayımladı. Meşrutiyet devrinde Kasaba ilçesi kaymakamlığı ve Adana vali yardımcılığı yaptı (1908-09). Memurluğu sona erdirilince kendisine “mazuliyet“ aylığı bağlandı. Eşref dört kez evlenmişti. İlk eşinden bir kızı, üçüncü eşinden bir kızı bir oğlu oldu. İçki nedeniyle vereme yakalanarak Kırkağaç’taki evinde öldü, mezarı Kırkağaç’ta istasyon yolundadır. Mezar taşında şu dörtlük yazılıdır:

 

“Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için,

Gelmesin reddeylerim billahi öz kardaşımı;

Gözlerim ebnâ-yı âdemden o rütbe yıldı kim,

İstemem ben Fâtiha, tek çalmasınlar taşımı”

 

Türk edebiyatının en büyük hiciv (yergi) şairi olarak ün kazanmış olan Eşref, tüm şiirlerini Divan edebiyatı formları ile yazmıştır. Birçok şiiri müstehcenlik derecesinde argo sözcüklerle doludur. Şiirlerinde Padişah Abdülhamit yönetimi döneminde gözlemlediği haksızlıklar ile Batılılaşmayla birlikte ortaya çıkan komiklikleri keskin bir dille ve hayranlık uyandırıcı zekice buluşlarla dile getirmiştir. Şiirlerinde kaside, gazel ve dört dizelik kıta biçimlerini kullandı. Aruz ölçüsünü kullanmakta başarılı değildi. Ancak dili oldukça sadedir. Şiirlerinden kimilerini ünlü kimi şairlere tehzil (bir şaire aynı vezin ve kafiyede fakat şaka ve alay yoluyla yazılan şiir) yoluyla yazmıştır.

Şair Eşref, hem yaratılışındaki büyük yetenek itibariyle, hem de II. Abdülhamit döneminin ha­zırladığı çevre ve nedenler bakımından yazdığı hicivlerde başarılıdır. Onun hicvi, Nef’înin ve Sürurî’nin hicivlerinden çok daha üstündür. Zaten o, kişisel garezle değil, çoğu kez memleket endişesiyle ve gerçekten hicvedilmeye lâyık olan olay ya da adamlara hücum etmiştir. Uzun manzumeleri arasında da kuvvetli beyit­leri (ikili) varsa bile en başarılı olduğu şiir türü dörtlü kıtalardır. İçlerinde çirkin sözcükleri ve açık benzetişleri içerenler varsa bile yine de hemen hiçbiri bayağı ve iğrenç sayılamaz.

Eşref, 1908 yılından sonra yazdığı şiirleri bir kitapta toplanmadı. “Vakit” gazetesinde tefrika edilip de kitaplaşmayan çalışmaları vardır: “Kuyruklu Yıldız” (1929), “Rüya” (1929), “Meclis-i Mebusan” (1928), “Bergüzâr” (1928-29), “Kıtalar ve Hikâyeler” (1929) bu tür çalışmalarıdır.

“İstibdat devrinde olduğu gibi, Meşrutiyet devrinde de, her türlü kanunsuzluğa karşı kalemini bir silâh gibi kullanmaktan çekinmeyen Eşref, yaşadığı çağda, özgürlükten yana olanlarca derin bir sevgi ve saygı ile karşılanmıştır. Yergileri, her sınıf halk arasında hızla yayılmıştır.“ (Cevdet Kudret)

“Bizde hiciv denince Nef’i, Sürün, Bahâi Tıflî gibi birkaç isim hâtıra gelir. Halbuki ne bunlar heccav, ne de yaptıkları şey hicivdir. Bayağı sövmenin adına Divan Edebiyatı’nda hiciv diyorlar... Eşref’in en müstehcen kıtalarında bile, banalité’nin zerresi yoktur. İşte Eşref’i diğer hiciv şairlerinden ayıran en önemli nokta budur.

 “Eşref’in kıtaları birer espri komprimesi gibidir; kuvvetini, ifadesindeki şiddetten değil, esprisinin özelliğinden alır. Küfrederken bile başkadır, Usulizade Eşref olduğu daima bellidir. Bir kelime ile O, ‘Eşrefane Hiciv’ in, nev’i şahsına münhasır, mübdiidir. Eşref’i bir kül olarak mütalâa edecek bir eser, edebiyatımıza çok şey kazandıracaktır.” (Hikmet Dizdaroğlu)

ESERLERİ:

Deccal (2 cilt, Mısır, 1904, 1907), İstimdâd (23 bendlik bir muhammes, Kahire, 1906), Şah ve Padişah (Mısır, 1906; 2. bas. Rusçuk, 1908), Hasbihal Yahut Eşref ve Kemal (Mısır, 1908), İran’da Yangın Var (1908), Sultan Abdülhamit’in Fevr-i Evail-i Saltanatı (düzyazı, Ruşçuk, 1908), Eşref’in Külliyatı (Yay. Haz: Hüseyin Rifat, 1928), Eşref’ten Hicviyeler (Seçmeler, Haz: Cevdet Kudret, 1953), Şair Eşref-Hayatı Hatıraları Şiirleri (Haz: Hilmi Yücebaş, 1958), Bütün Eşref (Haz: F. Uzun, 1964).

  KAYNAKÇA: Mustafa Şatim / Şair Eşref’in Hayatı (1943), Mehmet Zeki Pakalın / Resmi Siciline Göre Şair Eşref (Akademi, c. 1, sayı: 4, 1946), İbrahim Alaettin Gövsa / Türk Meşhurları Ansiklopedisi (1946), Hikmet Dizdaroğlu / Doğumunun 98’inci Yıldönümünde-Şair Eşref’e Dair (Hisar, sayı: 16, Ağustos 1951), İbnülemin Mahmud Kemal İnal / Son Asır Türk Şairleri (c. I, 1999), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), Mehmet Nuri Yardım / Edebiyatımızın Güleryüzü (2002), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) – Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013). 

EŞREF ve KIBRISLI KÂMİL PAŞA

EŞREF ve KIBRISLI KÂMİL PAŞA

 

İzmir valisi Kıbrıs kökenli Kamil Paşa ile Şair Eşref birbirlerinin ağır şakalarını da kaldırabilen iki nüktedan dosttur.

Bir gün izne ayrılan vali Kamil Paşa, Kıbrıs yolculuğuna çıkarken uğurlama mangası sonunda yer alan dostu Şair Eşrefe sorar " Kıbrıs'tan bir isteğin var mı şair?" Tüm yolculuklarını eşeği ile yapan Eşref, "Paşam, biliyorsun benim eşek yaşlandı. Bana güçlü bir Kıbrıs eşeği getir" der.

On gün sonra yurda dönen Kamil Paşa, karşılama mangası sonunda bekleyen şair arkadaşının yanına gelince birden " Eyvah" der. " Eşref seni görünce eşek aklıma geldi, eşeği unuttum" . Şair Eşref gayet sakin " Aman paşam üzüldüğün şeye bak, çok şükür sen geldin ya eşeğe ne hacet" der..

Yazar: Fıkra
FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör