Hukukçu,
savı, avukat, siyasetçi, şair ve yazar, XIV. Dönem Bitlis Milletvekili (D.
1925, Ahlat / Bitlis –Ö. 25 Ağustos 2017, Ankara). Baba adı Abdullah, anne adı
Gülizar.
İlkokulu
Ahlat’ta, ortaokulu Tarsus’ta, liseyi Diyarbakır’da bitirdi. Ahlat İlkokulu
(1937), Tarsus Orta Okulu (1940), Diyarbakır Lisesi (1943), İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi (1947) mezunu.
1949’da Bitlis
hakim adayı oldu. Bucak (1952) ve Erciş’te (1953-56) Cumhuriyet Savcılığı
görevlerinde bulundu. Ekim 1956 da istifa ederek
Bitlis’te avukatlığa başladı; Bitlis (1957-69) ve Ankara’da (1974-90) avukatlık
yaptı. 1957’de CHP’den Bitlis milletvekili adayı oldu, seçilemedi. 1969 genel
seçimlerinde CHP’den XIV. Dönem (12.10.1969-14.10.1973) Bitlis Milletvekili seçilerek
TBMM’de yasama çalışmalarına katıldı.
1990
yılından beri İslâm dünyasının geri kalmışlık nedenleri üzerine araştırmalar
yapıyordu. Edebiyatçılar Derneği ve CHP Ankara örgütü üyesiydi.
Eski
Bitlis Milletvekili ve yazar Kenan Mümtaz Akışık, 25 Ağustos 2017 günü
Ankara’da vefat etti. Akışık’ın cenazesi 27 Ağustos 2017 Pazar günü öğlen
namazına müteakip Ankara Karşıyaka Camiinde kılınan namazdan sonra Ankara
Karşıyaka Mezarlığında toprağa verildi.
Eşi Aysel
hanımla 1953’te evlendi, biri kız, biri erkek; iki çocuk babasıydı. Bitlis
yıllarında Gazibey Sokağında ikamet ediyordu.
Kenan Mümtaz Akışık İçin Ne Dediler?
“Kenan Mümtaz Akışık, şiirinden ödün vermeyi
göze alarak bir anlayışı, itirazı şiirleştirmeye çalışıyor. Elbette, ‘didaktik’
yan ağır basıyor. Öğretici, ders verici, geçmişle, bugünle, gelecekle
hesaplı... Çünkü Akışık ‘Tarih küçük bir defter / Yıllar hafta olacak / Ömür
özlediğince uzatılacaktı’ ütopyasının gerçeğe dönüştüğünü görememiş biri, yani
‘mutsuz’ biri. İçinde yaşadığımız gezegende ‘mutlu olmak ‘ için de, Akışık’ın
demesi çokça katilliği, hırsızlığı meslek edinmek gerek.” (Alaattin Topçu)
ESERLERİ:
Şiir: Karınca Yeniği (1991), Zaman Gibi (1993), Güneşe Taşındık (1994), Zaman Satılırsa (1998), Sürgün Gözler (1998), Yok (2000), Yanlış İnsan (2001),
Zaman Çöküyor (2003), Serçe
Gölgeleri (2004).
Araştırma: İslâm Dünyasında Beyin Verimsizliği (1999), Ahlat’lı Tacettinler (2002).
KAYNAKÇA: Afşin Oktay - Kemal Bağlum / Biyografiler Ansiklopedisi
(1959), Ali Dündar / Her Şey Söylendiği Gibi mi? (Cumhuriyet Kitap, sayı: 495,
12 Ağustos 1999), Vedat Yazıcı / Martıya Mektuplar (2000), İhsan Işık / Türkiye
Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007),Veysel
Gültaş / Kadı Burhaneddin’den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi (2003),
Alaattin Topçu / Serçe Gölgeleri (Damar, Haziran 2004), Muhsin Şener /
Şiirlerde Düz Tümce Kullanmak (Damar, Haziran 2004), Mehmet Atilla Maraş / 22.
Dönem Şair Milletvekilleri 1 - 22. Dönem 1920-2005 (2005), Eski Bitlis
Milletvekili Kenan Mümtaz Akışık vefat etti (haberler13.com, 25 Ağustos 2017).
Arıların sancısından
İnce süzdüm sözlerimi
Çarpınca yüreğimi biri
Var olmaktır şiir Evren’de
İster durgun dilsiz görünsün
Rüzgar ya da boşluk
Biriken çözülen renkler
bulutlarda
İster uçuşan Gökyüzü olsun
Konuşan var olmaktır
Alev alev suskun
Algılansın algılanmasın
Ve aşktır sıradan
Resmini yapsam düpedüz
Uçuran gözlerimi yerinden
Bilinmedik derinlere
Nefes nefese
Sözcükleri beceriksiz
Ayak sesleri gibi
Kanatsız böceklerin
Bir yaşam düşmüş payıma
Güzellemelerden
Karınca yeniği
Tükenmiş dili
Kenarları yanan bir bulut
Şiirli tablo olmuş
Dağlarında
ufkunda
Yapışmış güneşin batışına
Yağmurunu sağıyor
Yaşama bakıyorum kıyısından
Yoğun mu yoğun gözlerim
Kopmuş insanlar
Birbirinden
kalabalarda
İçten içe eriyip
Koyulaşan
güzelliklerde
Başımıza dökülüyor
Bilinçaltında
Dışlarken sevmeyi ortam
İlkel
diliyle doğanın
Sürüklüyor insanlığımızı
Aklın yadsıdığı
Kimselerin aldırmadığı
Sevimsiz
yanlarımıza
Yedikçe birbirimizi
Zaman
çöküyor
s. 305.
Tükenişidir günün akşam
Önünde
gözlerimizin
İçinde güneş
Kocaman yıldız
Kayan
feneri gemilerin
Ateş sarısı zemin renklere
Yüksek pencerelerde
Delik deşik gökyüzü vitrin
Mavisi
süzme
Bir gün ölür ancak
Güzel bu
kadar
Gider elden
Ve batar için için
Her şeyi
bizim
Ömrümüz diyip de
Çığlık
çığlığa
Kurtaramadığımız
s. 303.
Kapamak için kuşağı
Hızla
öleceğiz
Asılı gözlerimiz
Ulaştığı yerlerde
Karışımında
anıların
Mutluluklarda menekşelerde
Kıyı
bucak
Sürekli koklarken
Havasını
yaşamın
Ne kadar kinlensek de ölüme
Anibal
ettiğine sonumuzu
Kimimizi Kleopatra
Çiçek çiçek dağlarda
Yaprak yaprak saksılarda
Buluşacağız.
Ve kavuşacağız özgürlüğümüze
Bir
işe yaramasa da.
s. 304.