Mimar, yazar (D. 1944, İstanbul – Ö. 18 Mart 2020, İstanbul). 1966 yılında İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun oldu. İngiltere ve ABD’de çok sayıda mimari ve kentsel proje – uygulama çalışmalarını yönetti, katkıda bulundu. 1980-1983 yılları arasında Sedad Hakkı Eldem’in çeşitli proje ve yayın (Türk Evi – Osmanlı Dönemi ve Boğaziçi Yalıları) çalışmalarına katıldı. Bu projelerin bazıları; "Türk Evleri-Osmanlı Devri" veya "Boğaziçi" projeleridir.
GAD
Mimarlığın önemli katılımcılarından biri olan Alpaslan Ataman, GAD bünyesinde
danışmanlık vererek proje araştırma
süreçlerine destek vermiştir. Ataman'ın geleneksel bina sistemleri ve estetik
propozisyonları hakkındaki eğitimi ve bilgisi, yeni modern binaların oluşum
aşamalarında katkı sağlamıştır.
Vefatı:
Alpaslan
Ataman, 18 Mart 2020 Çarşamba günü İstanbul’da vefat etti. Cenazesi, aynı gün
saat 12:00’de Zincirlikuyu Mezarlığı içindeki camide kılınan namaz sonrası aynı
mezarlıktaki aile kabristanına defnedildi.
“Bir Göz Yapıdan
Külliyeye” adlı eseri
Ataman’ın
önemli yayınlarından birisi 2001 yılında yayınlanan Osmanlı külliyelerinde
kamusal mekân mantığını anlattığı “Bir Göz Yapıdan Külliyeye” kitabıdır.
“Osmanlı külliyatı, yalnızca bir cami ve kubbe
mimarisi değildir. Bu muazzam tipolojik sanayi, temeli yalnızca Osmanlı
mimarisinde kullanılan ve “göz” dediğimiz yapı birimine dayanan kentsel bir
mimari sistemdir de. Alpaslan Ataman dört yüz yıllık bir geleneğin “yabancı”
olmaktan çıkıp “bizden biri” olmasına önemli bir katkıda bulunuyor. Anlaşılır
olan her şey gibi “yaklaşıyor”. Sadece “yabancılara” değil “bize” de…”
KAYNAK:
İhsan Bilgin / Osmanlı külliyeleri tutkulu anlatıcısını kaybetti (t24.com.tr,
18.03.2020), Alpaslan Ataman Vefat Etti kaybetti (arkitera.com, 18.03.2020), Alpaslan
Ataman (arkiv.com.tr, 18.03.2020), Alpaslan Ataman Vefat Etti (yapidergisi.com,
18.03.2020).
Dün
(17 Mart 2020) yitirdiğimiz mimar Alpaslan Ataman, Sedad Hakkı Eldem’e “Türk
Evi” kitaplarının yayınında destek verdikten sonra onun Osmanlı sivil mimarlığı
için yaptığını Osmanlı kamusal mimarlığı için yapmış; Fatih, Süleymaniye gibi
İstanbul’a damga vurmuş anıtsal örneklerinden mahalle ölçeğine o evlerdeki
sivil yaşantıya kamusal hizmet veren külliye komplekslerinin ardındaki mekânsal
mantığı yalın mimari anlatımlarla ifade edilebilir bir sistem olarak yeniden
kurmuştu.
Alpaslan
Ataman'ın tasnifiyle, bir göz yapıdan türeyip külliyeleri meydana getiren
üniteler.
Bir
Göz Yapıdan Külliye’ye adlı eseri, daha önce herhangi bir orijinal veya yeni
kaynakta açıklanmamış pek çok şeye açıklık getiriyordu: Mevcut yol sistemine
teğet ortogonal geometrik sistemle Bağdat’la Belgrad arasında birer günlük
yol mesafesiyle konumlanmış menzil
(kervan) külliyelerinden, Üsküdar’daki minör
Şemsi Paşa’ya, farklı programlarla yüklü, yaşları yüzyıllara yayılmış
bütün külliyelerin mekânsal yapılanışını kavramak ve yeniden üretmek bu bakışla
mümkün oluyordu. Konuşmaya başladığı an ortamı saran tutkulu zekâsı ve
coşkusuyla kurumların göze alamadığı bu zor işe girişti, istikrarlı inadıyla da
bu zor projenin üstesinden geldi.
Daha
epeyce yerli-yersiz kullanılacağı besbelli külliye sözcüğü bundan böyle
müellifinden mahrum kalan kitabın vesayetinde olacak. Mimarlar Tasarım Yayınları’nca yayımlanmış ve
çoktan baskısı tükenmiş kitabın yeni baskıları için de Janus veya YEM gibi
yayınevleri geliyor öncelikle akla.
Ataman’ın
külliye ve sivil mimarlık ünitelerini oranlayarak bir araya getirdiği özgün
çizimi.
Külliyeleri
var eden muazzam tipolojik sanayiye, temeli yalnızca Osmanlı mimarisinde
kullanılan ve “göz” dediğimiz yapı birimine dayanan kentsel bir mimari sistem
olarak bakan Alpaslan Ataman’ın mimariye katkısı külliyeyle sınırlı da değil:
Herhangi bir vesileyle onun tutkulu anlatısından mimarlık yorumu işitmiş olan
mimarların bundan böyle onu hatırlamadan işlerini sürdürmeleri zor olacak.
KAYNAK:
İhsan Bilgin / Osmanlı külliyeleri tutkulu anlatıcısını kaybetti (t24.com.tr,
18.03.2020).