Abdurrahman Efendi (Müeyyedzâde)

Hattat, Şair

Doğum
Ölüm
Diğer İsimler
Hatemî

Şair, hattat (D. 1456, Amasya – Ö. 1516, İstanbul). Şiirlerinde Hatemî mahlasını kullandı. Bazı kaynaklarda ailenin İran’dan geldiği bilgisi yer alır. Yakut Paşa Zaviyesi Şeyhi olan babası Alâeddin Ali Çelebi sayesinde Amasya’da iyi bir öğrenim gördü. Sonrasında Amasya valiliğine gönderilen Şehzade Bayezid’in (II. Bayezid) nişancısı olarak görevlendirildi. Bu dönemde Şehzade Bayezid ile tanışma fırsatı bulan Abdurrahman Efendi, kısa zamanda Bayezid’in yakın dostları arasına girdi. O dönem Şehzade’nin nedimleri arasında bulunan Şeyh Hamdullah Efendi’den hüsn-i hat öğrendi. Şehzade Bayezid ile aralarındaki yakınlıktan rahatsız olan bir kesim, Abdurrahman Efendi’yi Şehzade Bayezid’i kötü alışkanlıklara sevk ettiği gerekçesiyle Fatih Sultan Mehmed’e şikâyet etti. Bunun neticesinde padişah tarafından, idamına ferman çıkarıldı. Fermanı önceden haber alan Şehzade Bayezid, Müeyyedzade’yi gizlice o dönem Memlüklerin elinde bulunan Halep’e gönderdi. Abdurrahman Efendi Halep’ten İran’a geçti ve Şiraz’da Celaleddin Devvâni’den dersler aldı.  II. Bayezid tahta çıktığında Amasya’ya döndü. Sonra da İstanbul’a giderek Kalenderhâne Medresesi’nde ders vermeye başladı. Sahn-ı Seman Medresesi’ne tayin edilmesinden bir süre sonra kadı olarak Edirne’ye gönderildi. Anadolu, ardından Rumeli kazaskeri oldu (1501). Şehzade Selim taraftarı yeniçerilerin çıkardığı isyanda konağı yağmalandı ve baskılar sonucu Rumeli kazaskerliğinden azledildi (1511). Yavuz Sultan Selim’in tahta geçmesiyle önce Karaferye kadılığına sonra da yeniden Rumeli kazaskerliğine tayin edildi (1513). Ertesi yıl padişahın talebi üzerine Çaldıran Seferi’ne katıldı. Sefer dönüşünde ikinci defa görevinden azledilmesinden kısa bir süre sonra vefat etti. 

Arapça, Farsça ve Türkçe şiirleri olduğu da bilinen Müeyyedzâde’nin elde bulunan bir divanı yoktur. Kemalpaşazâde, Ebussuûd Efendi, Hâfız-ı Acem, Zâti ve Necâti Bey gibi birçok şair ve âlimin yetişmesine vesile oldu. Vefatından sonra “Ne yazık ki son zamanına yetiştik” diyerek onun değerini ifade eden Yavuz Sultan Selim, Müeyyedzâde’nin dağılan kitaplarının bir araya getirilerek tespit edilmesini istedi. Bunun sonucunda ulaşılan 2112 kitaptan bazılarının Yavuz Sultan Selim’in emriyle saray kütüphanesine alındığı bilinmektedir. 

BAŞLICA ESERLERİ: Tefsir-i Sure-i Kadir, Şerh-i Miftah, Mevakıf Şerhi, . Mecmacu'l Fetâva, Risale fî Taczîmi'n-nebî, Tergibü'l-lebîb, Risâle fi'l-cüzillezî lâ Yetecezze, Ri­sâle fi'l Mevcûdâti'l Hâriciyye, Risâle fî halli'ş-şübühâti'l- âm­me, Risâle fî nakzi'l-vuzû, Risâle fi'l-hac, Risâle fî hikmeti't-tahrîr, Risâle fî müşkilâti mesâ'ilil- mi'l-ferâiz.

HAKKINDA: İbrahim Alaeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), Necati Bey / Necatî Beg Divanı (yay. Ali Nihad Tarlan,  s. 10-110, 1963), Haluk İpekten / Divan Edebiyatında Edebî Muhitler (1996), Şevket Rado, Türk Hattatları (s. 57),  Türk Kütüphaneleri Tarihi (c. 2, s. 37-40), “Müey­yedzâde Abdurrahman Efendi” (TDEA, 1980), TDV İslam Ansiklopedisi (c. 31, s. 485-486, 2006).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör