Avukat, Siyasetçi, Kongra-Gel Başkanı, XIX. Dönem Siirt Milletvekili, 1961, Siirt doğumlu. Baba adı Abdullah. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.
Bir
süre serbest avukat olarak çalıştı. Daha sonra siyasete atılarak Sosyaldemokrat
Halkçı Parti'ye (SHP) katıldı ve il başkanlığı görevini yürüttü. Bunun yanında
İnsan Hakları Derneği'nin de Siirt şube başkanlığını yaptı.
1991
Türkiye genel seçimlerinde SHP listesinden XIX. Dönem Siirt milletvekili olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Aynı yıl Demokrasi Partisi'ne (DEP)
geçti.
DEP
milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık
ile Mahmut Alınak'ın dokunulmazlıklarının kaldırılıp cezaevine konulmalarının
ardından da 1994 yılında Türkiye'yi terk etti. Aynı yıl İsviçre'den sığınmacı
statüsü aldı.
Bu
dönemde Sürgündeki Kürt Parlamentosu ve Kürdistan Ulusal Kongresi'nin oluşum
faaliyetlerinde yer aldı. 2003 senesinde de Kongra-Gel başkanlığına seçildi.
14
Ekim 2009 tarihinde ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki yabancı varlıkların
kontrolü ofisi tarafından uyuşturucu kaçakçısı olarak ilan edildi.
2010
yılının Haziran ayında da Belçika'da tutuklandı. Fakat üç hafta sonra serbest
bırakıldı.
Aydar,
28 Ekim 2015 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından
yayımlanan "en çok aranan teröristler" listesinde kırmızı bültenle arananlar
arasında yer aldı.
Türkiye'nin
arananlar listesinde yer alan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, 2015
yılında Fransa Ulusal Meclisi'nde konferansa katıldı.
Evli,
2 çocuk babasıdır. Kürtçe biliyor.
KAYNAKÇA:
Zübeyir Aydar: ''Hakan Fidan'a üzüldüm'' (cnnturk.com, 30 Mart 2015),
Türkiye'nin aradığı terörist Zübeyir Aydar Fransa Meclisi'nde (haberturk.com,
13 Kasım 2015), O PKK'lı Zübeyir Aydar'ın yeğeni çıktı (hurriyet.com.tr, 12
Mayıs 2016), Cumhuriyet'in İlanından Bu Güne Kadar İlimizi Temsil Eden
Milletvekilleri (mucadelegazetesi.com, 14.07.2019), Zübeyr Aydar kimdir? (yeniakit.com.tr,
26.07.2019), Zübeyir Aydar Haberleri (haberler.com, 26.07.2019).
BEYRUT
RIHTIMLARINDA
Nazif Süleyman
EBEOĞLU
Dün;
Kadında
bulmuştum ilk hayatın tadını:
Hala
bulmuş değilim aradığım kadını.
Bir
meçhulu ararken can vermektedir hayat,
Benim
için kadındı aranılan hakikat. ..
Gün
gelir belki ben de hakikata varırdım,
Gün
gelir aradığımı kollarımda sarardım.
İsterdim
ki ben rüyam hiç hakikat olmasın,
En
sonunda hayalim aradığını bulmasın,
İsterdim
ki bir ışık etrafında dönen,
Bir
ışık etrafında uçup uçup ta sönen,
Küçük
narin kanatlı yıldızlı kelebekler,
Gibi
bir gün yaşayıp başka gün can vereyim,
Ve
ölümden sonra hakikata ereyim ...
Bugün:
Günlerim
rüya olup böylelikle geçtiler,
En
sonunda gözlerim gözlerini seçtiler,
Bir
sonbahar akşamı tozpembe bir odada,
Kızıl
ateş yanıyor, bir melek piyanoda ...
Sonra
mevsimler geçti, hadiseler değişti.
Hasretin
yolculuğuna bırakıp gitmek işti,
Rastladığım
meleği tozpembe bir odada,
Sisli
bir yaz sabahı son bir defa öpüp de,
Beyrut
rıhtımlarına, Beyrut rıhtımlarında ...
Bir
melek kanadında uçmakken bana hayat,
Can
veriyordu artık içimdeki hakikat,
Dünüm
bir sevgi oldu, yarınım meçhul dolu,
Nerdedir
ah nerdedir, hakikatimin yolu ...
İçinde
bulunduğum her gün bana yabancı,
Yakar
içimi bir his ki hasretten de acı,
Bir
kız var ki beni yarına yaşatıyor,
Bir
ümit güneşi gönlümü kuşatıyor...
O
ümitten yayılan sıcaklıkla yaşarım,
Bir
ümitsiz hayata kendim bile şaşarım,
Günlerim
ölüm dolu yuvarlanıp geçecek ...
Düne
bağlıdır benim bugün ve geleceğim,
Fakat
sen nesin melek? Söyle bana ben neyim,
Kaybettiğini
arayan bir ümitsiz değil mi,
Her
geçen gün beni hayaline bağlıyor,
Hem
dünüme ve hem de yarımına ağlıyor,
Sen
semalardasın ve ruhun maviliklerde,
Ne
bekleyim artık ne durayım bu yerde ...
Mademki
yerler, gökler ızdırabıma ağlar,
Mademki
orda beni bekleyen bir melek var. ..