Serdar Yakar

Araştırmacı Yazar, Kamu Yöneticisi, Bürokrat

Doğum
10 Mart, 1965
Eğitim
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü
Burç

 Araştırmacı yazar, kamu yöneticisi, bürokrat. 10 Mart 1965’te Kahramanmaraş’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra 1983’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü kazandı ve buradan 1987’de mezun oldu.

İlk yazı çalışmaları Erciyes dergisinde 1983’de yayımlandı. Üniversite öğrencilik yıllarında Milli Gazete’de “Gençlik” ve “Kültür Sanat” sayfaları hazırladı. “Kadın ve Aile” ve “Gül Çocuk” dergilerinde Yazı İşleri Müdürü, Timaş Yayınları’nda Editör olarak çalıştı.

Yazı çalışmaları; ulusalda; İslam, İlim ve Sanat, Altınoluk, Kadın ve Aile, Gül Çocuk, Sur ve Mavera dergilerinde, yerelde ise; Uzunoluk, Kurtuluş, Dört Mevsim Maraş ve Alkış gibi dergilerde yayınlandı.

Vatani görevini 1991’de Güney Deniz Saha Komutanlığında tamamlayıp 1992 yılında memleketine dönerek Kahramanmaraş Belediyesinde memur olarak göreve başladı. Bir süre Belediye Özel Kalem Müdürlüğü görevini vekâleten yürüttü. 1993 yılında atandığı Yazı İşleri Müdürlüğü görevini aralıksız olarak 12 yıl sürdürdü. Aynı zamanda Belediye Memurları Sendikası (BEM-BİR-SEN)’in şube başkanlığını da yaptı.

Bir gurup arkadaşıyla birlikte kurduğu Ukde Basın Yayın ve Organizasyon bünyesinde haftalık “Ukde Haber” gazetesi ve “Kurtuluş” dergilerini çıkardı. Kitap yayıncılığı yaptı. Yerel yayın yapan Yunus TV’de haftalık “Ukde Sanat Edebiyat” programları hazırladı.

Birçok sivil toplum kuruluşunun üyesi veya kurucuları arasında yer aldı. 2003 Şubatında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Yüksek Lisans programını tamamlayarak “Yerel Yönetimlerde Alternatif Hizmet Sunma Yöntemleri: Kahramanmaraş Belediyesi Örneği” adlı çalışması ile “Kamu Yönetimi Uzmanı” unvanını aldı.

15.12.2004’de Kahramanmaraş Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğüne kurucu müdür olarak atandı.

Kahramanmaraş yerel mahkemelerinde Belediyecilikle ilgili adli davalarda Bilirkişilik yaptı. 2004 yılı yerel seçimlerinde baba yurdu Çağlayancerit ilçesinden belediye başkan aday adayı oldu.

Kısa bir süre Belediye Terminal Müdürü olarak görev yaptıktan sonra yeniden Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü kadrosuna atandı.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi statüsü kazanması ile Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı bünyesinde Kültür Sanat ve Turizm Şube Müdürü olarak atandı. 10.07.2015 tarihi itibari ile de Kütüphaneler ve Müzeler Müdürü olarak görevlendirildi. 25.07.2017 tarihinde bu görevi iptal edilerek önce Özel Kalem Müdürlüğü emrinde, sonra da Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı bünyesinde görevlendirildi. Evli ve üç çocuk babasıdır.

Yazı İşleri Müdürü ve Encümen üyesi olarak görev yaptığı yıllarda (28 Şubat sürecinde) Encümen Kararı ile belediye personeline ödenen eğitim yardımı ve KİTTAŞ adlı belediye şirketinin kuruluş çalışmalarından dolayı siyasi olarak yargılanıp 73 gün tutuklu kaldı.

ESERLERİ:

Risale Masa Ansiklopedisi (1988),

Yürekdede İle Padişah Albümü (1988),

Memleketime Dair - Tarihi, Ekonomisi, Sosyal Yapısı ile Kahramanmaraş (1995),

Gönül Dostu Mehmed Zahit Koktu ve Bağlanma (1995),

Necip Fazıl ve Mücadelesi (1996),

Kurtuluşa Dair Üç Eser (Derleme, 1996),

Hayatı ve Mücadelesi İle Hafız Ali Efendi (Yıldırım Alkış ile müşterek, 1998),

Yerel Yönetimlerde Alternatif Hizmet Sunma Yöntemleri (2003),

Kahramanmaraş’ta Ceridoğulları (Ömer Kaya ile müşterek, 2003),

İstiklâl Savaşında Maraş (Yaşar Alparslan ile müşterek, 2008),

Âşık Durdu Mehmet Yoksul (Âşık Mahfuzî) Hayatı ve Şiirleri (müşterek, 2008),

Âşık Mustafa Zulkadiroğlu Hayatı ve Şiirleri (Yaşar Alparslan ile müşterek, 2008),

Dulkadir Beyliği Araştırmaları I-II (müşterek, 2008)

Memleketime ve Şahsıma Dair Bir Hukuk Mücadelesi (2009),

Muhammed Kâmil Ağdaş (Bahçeci Hoca) Hayatı ve Şiirleri (müşterek, 2009),

Maraş’ta Divanından Parça Kalmış Halk Şairleri (müşterek, 2009),

Türk Edebiyatında Maraşlılar (müşterek, 2009),

Seyâhatnâme, Şehir Târihi ve Coğrafya Kitaplarına Göre Maraş (müşterek, 2009),

Maraş Meşhurları (müşterek, 2009),

Muhtelif Cönklerden Maraş Halk Şâirlerine Âit Şiirler (müşterek, 2009),

Elbistan ve Maraş’ta Dulkadir Oğulları Hükûmeti (Arifî Paşa’dan, müşterek, 2011)

Eski Maraş’ta Âlim Çıkarmış Âileler (müşterek, 2011),

Dostozan (M. Hanifi Sarıyıldız) Hayatı ve Şiirleri, 2012)

Maraş Milli Mücadelesinde Bayrak Olayı ve Aşıklıoğlu Hüseyin (2012,

Maraş-Fransız Harbi Belgeler-Hatıralar (müşterek, 2012)

Şeref Turhan’ın Bütün Şiirleri (2012),

Maraş Milli Mücadelesinde Şeyh Ali Sezai Efendi (2012),

Kahramanmaraş’ın Öyküsü (Mahalle, Cadde, Bulvar, Sokak, Park) (2013),

Kahramanmaraş’ta Sezai Karakoç Sempozyumu (müşterek, 2014),

Maraş Milli Mücadelesinde Hüsameddin Karadağ (2014)

Maraş Milli Mücadelesinde Arslan Bey (2014),

İstiklâlden İstikbâle Bir Hayat Mücadelesi Ali Rıza Pişkin (2014),

Maraş Milli Mücadelesinde Önden Gidenler (2014),

Maraş Milli Mücadelesinde Uzunoluk ve Adil Bağdadlıoğlu (2014),

Ahmet Çıtak Hayatı ve Şiirleri, 2014

Akdeniz’in Altın Kenti Kahramanmaraş (müşterek, 2014),

Milli Mücadele Kahramanlarımız, 2015.

Kahramanmaraşlı Şair ve Yazarların Diliyle Abdurrahim Karakoç (2015),

Şiirin Başkenti Kahramanmaraş’ta Dolunay Esintisi ve Bahaettin Karakoç (2015),

Tanyal Sünbül Şiirleri (2016),

Kahramanmaraş’ta Cumhuriyet Dönemi Öncü Şairler (2016),

Kültür Yayınları Kataloğu (müşterek, 2016),

Şevket Bulut Şiirleri (2016),

M. Hanifi Sarıyıldız (Dostozan) Şiirleri (müşterek, 2016),

Kahramanmaraş’ta Eser Vererek Yaşayan Şairler (2017),

Ömer Kaya’nın Defterlerinden Kahramanmaraş Kırsal Şairleri (müşterek, 2017),

Balaban Bahışlı Dudu Dilli Yâr (müşterek, 2017).

Kahramanmaraş’ta Eser Vererek Yaşayan Şairler (2017)

 

KAYNAKÇA: Cemil Çiftçi / Maraşlı Şairler Yazarlar Alimler (2000), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009), Bilgi Teyidi (Mayıs 2018), Şaban Sözbilici / Simit Satıcılığından Daktilo Tuşuna - Serdar Yakar Biyografisi (2017, Kahramanmaraş).

 

BİR KALEM EMEKÇİSİNE

BİR KALEM EMEKÇİSİNE

 

Sıddık ELBİSTANLI

 

Bir kalem efendisidir diyebiliriz Serdar Yakar için

Ama gerçek bir kalem efendisi

Sadece masa başında oturup çalışmaz o

Birçokları gibi

Kuru kuruya ahkam kesip durmaz

Gerekirse sahaya da iner dostumuz

Gerekirse, elini taşın altına da koyar

 

Gerçek bir kalem çelebisidir o

Kimseyi incitmez, kırmaz

Yürüyen atın boynuna vurmaz

Akan suyun karşısında durmaz

Gerekirse kendi de su olur akar

 

Irmak boyunca gögerir, yeşerir

Dostlarını korur gözetir

 

Asıl bir kalem emekçisidir, işçisidir

Serdar dostumuz

Nerde ne var, ne yok arar bulur

Dökümünü yapar başka emeklerin de

Karıncayı da yazar, kekliği de, geyiği de

Esirgemez göz nurunu, alın terini kimseden

Yazar, yayınlar hemşerilerinin gökçek ürünlerini

 

Ortak çabadan, çalışmadan yanadır hep

İmeceden, buluşmadan, paylaşmadan yana

Maraş edebiyatı eksik kalır kanımızca

Serdar Yakar imzası ile buluşmadan

 

Eylül 2017

 

Yazar: Sıddık ELBİSTANLI

SERDAR YAKAR'IN EMEKLERİ


SERDAR YAKAR'IN EMEKLERİ

 

Ali BÜYÜKÇAPAR


Maraş kültür hayatı kitap yayıncılığında UKDE’nin başarısını hatırladığında takdirlerini hep üstte tutacak, bu işin püf noktasını anlamak için çokça çaba gösterecektir.

Nasıl yapılıyor?

Elli kitap  okura ulaşıyor, dikkat edin elli kitap diyorum. Bunu bilen bilir, bilmeyen de bir dal maydanoz sanır.

İşin devasa boyutu var. Kitap metni, yazılı materyal, yazar, teknik kitap hazırlığı, matbaanın seçimi, ulaşım, geri dönüşüm, kitapların depolanması, kitapların ehline “Meccanen” ulaştırılması, daha neler neler.

Benim diyen insan bu işi yapamaz. Yayınevlerinin onlarca personelle yaptığı işin tek  elden yapılıyor olmasını bereket olarak görüyor, yılların ferasetinin işi kotardığını anlıyorum.

Serdar Yakar UKDE’nin emektarı, yayın faaliyetleri işinde yirmi beş yıldır bulunur. İstanbul’da okuduğu yıllarda büyük yayıncılık tecrübeleri edindi, dergiler çıkardı, kitap işlerinin mutfağında çalıştı, kendi eserlerini yazdı derken Maraş’ta doksanlı yıllardan başlayarak kültür adamı kimliğini üstünde taşımak adına nice zorluklara göğüs gerdi.

Okuyalım demekle kitap okunmaz!

Kitaplı bir hayatı ülkü değeri bilmedikçe insan kitaba el bile süremez. İş edinme faaliyeti olan üniversite tahsili insanı meslek sahibi yapabilir ama asla ve kata kültürlü yapmaz. Okuma cahili insanların anlamadıkları bu hikmeti bilmek şart. UKDE yayınlarının ellinci kitabı “Bayrak olayı ve Aşıklıoğlu Hüseyin” adını taşıyor.

Maraş’ta yaşayan hemşehrilerim Bayrak Olayı derken neyi kastettiğimi sanırım biliyorlardır. Kaleye bayrağı asıldı mı asılmadı mı? Sorunun şekli böyle ama manası epey büyük. Değişik görüşlerin anılarla dile getirildiği kitap fotoğraflarla da bezenmiş, okuyalım sonra yine değişik açılardan ele alırız.

Aşıklıoğlu Hüseyin mevzuu esaslı bir mevzu, ona bilahare okkalı yazıyla değineceğim.

UKDE’nin yayın tecrübesi hepimize çok şey öğretti. Serdar Yakar  bu işte hikmet ehli oldu. İlerleyen yıllarda bu  eserlerin tekrar tekrar on bin adetlerce yayınlanacağına inanıyorum, Maraş kitaplığı böyle oluşacak.

Niyazi Mısri şöyle der;

“Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş; burhan arardım aslıma, aslım bana burhan imiş”

 

Manşet, 20 Şubat 2012

 

Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR

SERDAR YAKAR’IN MARAŞ’IN TANITIMINA KATKILARI

SERDAR YAKAR’IN MARAŞ’IN TANITIMINA KATKILARI

 

Yaşar ALPARSLAN

 

Yıllar önceydi. Kulağıma yayıncılıkta emeği, bilgisi, tecrübesi olan bir arkadaşın Maraş’a geldiği söylenmişti. Bu arkadaşın adı Serdar Yakar’dı. Belediyede Yazı İşleri Müdürlüğü yapıyordu. Ayrıca yayıncılık da yapıyordu. Yazıyor, çiziyordu.

Bir gün bir sebeple belediyeye uğramıştık. Yanına uğradık. Tanıştık. Alanını öğrendik ve ona ilk alanında yüksek lisans yapmasını teklif ettik. Yardım vaat ettik. Kabul etti. Yardım da ettik. O da alanında yüksek lisans yaptı. Belediyecilikte uzman oldu. Bu bir irade işiydi. Kararlılık gösterdi, becerdi.

Serdar Bey yayıncılığı biliyordu. Bunu İstanbul’da öğrenmişti. Yapmıştı. Dergi çıkarmıştı. Kitap basımında editörlük yapmıştı. Yani yazılanları bizim tabirimizle şekle şemaile kavuşturmuştu. Bu, o gelmeden bu iş Maraşlılar için müphem, meçhul bir olaydı. Bu bir yana o aynı zamanda bir yazardı.

Ben nasıl kuruldu bilmem. İçinde de olmadım. Bir yayınevi vardı. Adı Ukde’ydi. İki kitap da bizim için basmıştı. Ama sonra bunu götürememiş yayınevini fiilen kapatmıştı. Ancak yayınevinin adı vardı. O ad da kendi adıyla özdeşti.

Serdar Bey’in yanına gelip giderken dostluklarımız gelişti. O esnada Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tarih Bölümündeki bazı arkadaşların teklifiyle Dulkadir Beyliği Araştırmaları çalışmalarımız başladı. Onlar ve bizler bilgi birikimi olan insanlardık. Ama bizim yayıncılık tecrübemiz yoktu. İşte bu sebeple zaten dosttuk, Serdar Bey de aramıza katıldı. O bir çeşit emek veriyordu. Biz başka çeşit emek veriyorduk. Ortaya eserler çıkıyordu. İstenilen şey eserin ortaya çıkmasıydı. Zira Maraşımızı tanıtan eserler yoktu. Bu alan çöl hayatı yaşıyor, çöl hayatı şartlarını taşıyordu.

Organize bizdendi. Para bulma bizdendi. Onun galiba bu işlerden ağzı yanmıştı, para işine karışmıyordu. Bu da önemli değildi. Yorulma bilmiyordu. İşini geciktirmiyordu. Herkesin her şeyi yapması şart da değildi. Önemli olan herkesin yaptığını en iyi şekilde yapmasıydı.

İşte bu birliktelik yüzün üstünde eser çıkmasına vesile oldu. Maraş bu birliktelikler içinde kendi kültürünü en iyi tanıyan şehir oldu. En gerideyken en öne geçti.

Hem çalışmalar bürokrasi engeline takılmadığı için çabuk çıktı. Hem tek başlı olduğu için çeşit çıktı. İhtiyaçları karşıladı. Boşluk bırakmadı. Boşluğu azalttı.

Daha kurumlar bu alanda hareketsizken şöyle veya böyle hareketlendi. Konuya belediyeler girdi. Üniversite girdi vs. Maraş ile alakalı yayın, sayı ve yayın kalitesi bakımından ülkenin en iyisi oldu. Bu eserler sistematik olarak gerekli yerlere dağıtıldı. Ülke Maraş’ı tanıdı. Maraş’ı örnek aldı. İstiklal Savaşı’na ateşi Maraş verdiği gibi şehir tanıtımına da ateşi Maraş verdi. İyi de oldu. Kendini tanıtan Maraş şairler, yazarlar şehri oldu.

Netice Maraş’ta bir şeyler olduysa sade Yaşar Alparslan’la olmadı. O yakılan bir ateşi güçlü hâle getirdi. Ekipler oluşturdu. Ekipman sermaye sağladı.

Ama bu ekip içinde Serdar Yakar Bey’in yeri başkaydı. O yerinde oturup hizmet üretenlerin başı, baş savaşçısıydı. Yenilmez kahramanıydı. Bazıları onun değerini bilmiyordu. Bu da belki onun kaderiydi. Zaten milletin de değer bilmek gibi bir derdi yoktu. Meyveli ağaç taşlanırdı. Her şey vurun abalıya hesabı gidiyordu. Değerlerin değeri ölünce biliniyordu.

 

Yazar: Yaşar ALPARSLAN

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör