Sultan Şeyhmus'un büyük bir evliya olduğu ve Şeyh
Abdülkadir Geylanî döneminde yaşadığı söylenir. Çocuğu olmayanlar, olup ta
ölenler onun türbesine giderler. Çocukları olduğunda adını "Şeyhmus"
koyarlar. Diyarbakır ve Mardin illerinde, bu nedenle "Şeyhmus"
isimli kişiler çoktur. Bundan başka, her muradın olması, her arzunun
gerçekleşmesi için de bu yatıra gidilir.
Sultan Şeyhmus'a birçok keramet isnad edilir. Basri Konyar,
"Diyarbekir Yıllığı"nda bunlardan birini şöyle anlatır
(s. 46)
:
"Şeyhin kerametinden olarak söylenir ki:
Bir gün Bağdad'taki tekkesinin havuzu başında müridlerine
ders veren Abdülkadir
Geylani, tesadüfen muhtelif iklim ve milletlerden yetişmiş
evliyalardan bahsederken mensuplarından biri Kürtlerden de evliya yetişmiş midir?
diye sorar. Abdülkadir, henüz cevap vermeden, mânen bundan haberdar volan
Şeyhmus, Şeyhan'daki mescidinde bulunan havuza ayağını daldırarak çalkalamış,
bundan sıçrayan sular, Bağdad’a kadar ulaşarak Abdülkadir ve mensuplarının yüz
ve gözlerini, kitaplarını ıslatmış. Bunu gören Abdülkadir gülerek, işte bunu
yapan bir Kürt evliyasıdır der. Bu vak’a üzerine Abdülkadir ve taraftarları
Sultanı ziyaret kaygısına düşmüşler. Yola büyük alaylar dizilerek Seyhan’a
yaklaşınca, Şeyhmus, cesim bir kaya parçasına binmiş ve canlı bir at gibi
yürütüp koşturarak, Abdülkadir’i karşılamış. Bugün Seyhan'la Diyarbekir
arasında yol kenarında dikilmiş taşın o kaya parçası olduğu söylenir".
Türbesi Diyarbakır - Mardin yolu arasında Şeyhan
bölgesindedir. Her yıl Ekim ve Kasım aylarında Çarşamba, Perşembe ve Cuma
günleri burasını ziyaret edilerek, kurbanlar kesilir. Dileklerde bulunulur.
Gelenlerin geçkinleri yemek pişirirken, gençler de kızlı erkekli olarak davul
zurna önünde halay teperler.
KAYNAK:
Cumhuriyetin 50. Yılında Diyarbakır 1973 İl Yıllığı (Ankara 1973).