Diyarbakır'ın
son dönem saygın şahsiyetlerinden (D. 1928, Diyarbakır - Ö. 31 Aralık 1988). Diyarbakırlıların
Dişçi Hacı Kadri Bey olarak tanıdıkları zat, son derece sevilip sayılan bir
kişiydi. Hemen hemen tüm eski Diyarbakırlılar onu ya yakından tanımış ya da
adeta menkıbeleşen veya fıkralaşan anılarıyla adını mutlaka duymuşlardır. Her meslekte
ve kademede binlerce insanın dostluğu ve güvenini kazanmış bir şahsiyet olup,
pek çok kişi onu sık sık ziyaret eder, dertlerini onunla paylaşır, istişare
ederek onun görüşünü öğrenmek isterlerdi. Birçok kişinin üzerinde dostluğu etkili olmuştur.
Öyle
ki; Diyarbakır'da kendisini çok yalnız ve çaresiz hisseden herhangi bir kimse,
"Hacı Kadri abim var!" diyerek teselli olabiliyor, onun varlığından
güç alabiliyordu. İl dışından Diyarbakır'a eğitim için gelen birçok genç, Hacı
Kadri Hey ile tanışınca artık kendisini gurbette hissetmiyor, Diyarbakır'ı
kendi şehri gibi görebiliyordu. Onun için yüreği Diyarbakır kadar büyük, tüm
Diyarbakırlıları içine sığdıracak kadar genişti, denilebilir. Son derece tatlı
dili, nüktedan kişiliği, samimiyeti ve hele iyilikseverliğiyle herkesin
gönlünde taht kurmuş bir kişiydi.
Sempatikliğinin
yanında cömertliği, cesareti ve samimi dindarlığı ona karşı duyulan sevgi ve
saygının başlıca nedenleridir. Hacı Kadri Mermutlu, tarikatte Kadirî’ydi fakat
her meşrep ve tarikten Müslümanla aynı derecede yakınlık halindeydi. Kendisi
herhangi bir taassup eseri göstermediği gibi meşrep taassubu gösterenlere de
hoş bakmazdı. Kucaklayıcı bir yapısı vardı. Bu özelliği ile sadece
Diyarbakır’da değil Türkiye’nin her köşesinde bulunan geniş bir dost çevresi
kazanmıştı. Yaşadığı sürece Diyarbakır’ı sevgisiyle aydınlatan Hacı Kadri
Mermutlu’yu, ölümünden yıllar sonra bile onu tanımış olanların hâlâ hasretle anarlar.
31
Aralık 1988 günü, yaşlı denmeyecek bir yaşta (60 yaşında) ebedi âleme intikal
etti. Hacı Kadri Bey'in vefatı Diyarbakır için büyük bir kayıp oldu ve şehirde
büyük bir teessür yarattı. Cenazesi, siyasi cenazeler dışında, sivil cenazeler
arasında meşhur Şeyh Güzel’den sonra -son derece soğuk ve karlı bir gün
olmasına rağmen- en kalabalık cemaatle kaldırılmıştı. 4'ü erkek, 3'ü kız, 7
çocuk babasıydı.