İlk Osmanlı hükümdarı, Osmanlı Devletinin kurucusu (D. 1258, Söğüt - Ö. Şubat 1324, Bursa). Osman Gazi olarak da bilinir ve kendisine Kara Osman, Fahruddin ve Mu’înüddin de denilmiştir. Babası Ertuğrul Gazi, annesi ise Halime Hatun’dur. Hayatının sonuna kadar emir, yani bey olarak anılmış; ölümünden sonra kendisine Han ve Sultan denmiştir; çünkü hayatının sonlarına doğru uc beyi olmuştur. 24 yaşındayken babasının yerine geçti. Osman Gazi, önce Kastamonu’daki Çobanoğullarına, sonra da Kütahya’daki Germiyanoğullarına, onlar da Selçuklu Sultanına bağlıydılar. İlk evliliğini 1280 yılı civarında, Sultan Orhan’ın annesi ve Selçuklu vezirlerinden Ömer Abdülaziz Bey’in kızı olan Mal Hatun’la yaptı. 1289 yılına doğru Şeyh Edebali’nin kızı Rabia Balâ Hatun ile evlenince, nüfuzu ve kudreti daha da arttı. Bu evlilikten oğlu Şehzade Alâaddin dünyaya geldi.
Osman Bey, 1281 yılında babasının yerine aşiret beyi oldu. Bir görüşe göre, Selçuklu Sultânı II. Gıyâseddin Mesûd’un 1284’te Söğüt ve çevresinin kendisine verildiğine dair olan fermanı ve yanında hediye ettiği ak sancak, tuğ ve mehterhane ile uc beyi olmuştu. 1288 ya da 1291 yılında Karacahisâr’ı fethetmesi ve Dursun Fakih’e kendi adına hutbe okutması, Osman Bey’in yarı bağımsızlığını kazanması demekti. Osman Gazi’nin Bizans sınır kentlerini birer birer Osmanlı topraklarına katması üzerine telâşa düşen Bizanslılar onu ortadan kaldırmak için bir düğün vesilesiyle bir baskın hazırlarlar. Baskına baskınla cevap veren Osman Bey, 1299 yılında Yarhisar ve Bilecik’i de aldı ve beylik merkezini Bilecik’e taşıdı. Fitneye sebep olan Yarhisar Tekfuru’nun kızı Nilüfer’i (Holofura) oğlu Orhan ile evlendirdi. Bu tarih, Osmanlı Devleti’nin kuruluş yılı kabul edildi.
Selçuklu Sultânı III. Alâaddin Keykubad’ın 27 Ocak 1300’de saltanat işareti olan tabl, âlem ve tuğu Osman Beye bir ferman ile göndermesi ile artık Osman Bey bağımsız bir uc beyi olmuştu. 1301 yılında Bursa’ya yakın bir yerde Yenişehir’i kurdu ve saltanat merkezini buraya taşıdı. Bu arada bütün bu fetihlerde kendisine yardım edenleri de unutmadı ve kardeşi Gündüz Bey’e Eskişehir’i, oğlu Orhan Bey’e Sultanönü’nü, Hasan Alp’a Yarhisar’ı, Şeyh Edebalı’ya Bilecik’i ve Turgut Alp’e İnegöl’ü verdi. Edebalı’nın torunu Alâaddin’i yanında götürdü. 1308 yılında İlhanlı Hükümdarı Ahmet Gazan tarafından Selçuklu Devleti’ne son verilince Osmanlı Devleti tamamen bağımsız bir duruma geldi. 1313’te Harmankaya Hâkimi Köse Mihal Bey’in Müslüman olmasıyla Mekece, Akhisâr ve Gölpazarı Osmanlının eline geçti. 1320 yılından sonra çevrede fazla görünmeyen Osman Bey, 1324 yılında beyliği oğlu Orhan Bey’e devretti. Şubat 1324 ayında Bursa’nın fethini görmeden 67 yaşında ölen Osman Gazi, vasiyeti üzerine, geçici olarak gömülü olduğu Söğüt’ten alınarak, 1326 yılında Bursa’daki Gümüş Kümbet’te toprağa verildi.
Osman Gazi, babasından 4800 km2 olarak aldığı
toprakları 16.000 km2’ye çıkarmıştı. Bugünkü mülkî taksimata göre, Osman Bey
zamanında Osmanoğullarının ülkesi, Bilecik, Eskişehir merkez, Sakarya’ya bağlı
Geyve, Akyazı ve Hendek, Kütahya-Domaniç ve Bursa ilinin Mudanya, Yenişehir ve
İnegöl ilçelerini kapsıyordu. Osman Bey, bu devleti yükselterek büyük bir
imparatorluk haline koyan ve yüzyıllarca yöneten sülâlenin ilk bağımsız
padişahı olması dolayısıyla adı ona unvan olan mutlu bir atadır. Osman Gazi'nin
neslinden büyük dâhi devlet adamları ve
imparatorlar yetişti.
Osman Gazi’nin bütün hükümet kurucularında bulunması gereken özelliklere ve kişilik yapısına fazlasıyla sahip olduğunda, Doğulu ve Batılı bütün tarihçiler anlaşmıştır. Klâsik tarihlerimiz, oldukça karanlık olan Osman Gazi devrine ait birtakım rivayetlerle doludur. Bunların birçoğu, Osman Gazi hakkında inanılması güç şeylerdir… Söğüt'te oturan Osman Bey, komşularıyla iyi geçinen, mert olduğu kadar saygılı ve sohbetine doyum olmaz bir insandı. Bu bakımdan komşularından olan Şeyh Edebali ile olduğu kadar, Bilecik Tekfuru ile de dosttu.
Osman Bey'in Rüyası ve Şeyh Edebali'nin Yorumu:
Şeyh Edebali’ye konuk olduğu bir gece, garip bir
rüya görmüştü: Şeyhin kuşağından çıkan bir hilâl, Osman Gazi’nin bağrına
giriyor ve göğsünden bir ağaç fışkırıp dal budak salarak dünyayı kaplıyordu.
Osman Bey, ertesi sabah bu düşünü anlattığında Şeyh Edebali heyecana kapılmış,
“Oğul, sen padişah olacaksın. Devletin dünyayı kaplayacak, benim kızım Mal
Hatun senin neslini üretecek. Kızım artık senin helâlindir” diyerek kızı Mal
Hatun ile Osman Bey'i evlendirmişti.
Bilime ve sanata da önem veren Osman Bey, zamanında yetişen ve değer verilen büyük bilginler ve şeyhlerden kimilerini de hatırlatmakta yarar vardır: Bilginlerden en önemlileri Mevlâna, Şeyh Edebalı, Dursun Fakih ve Hattab bin Ebî Kasım Karahisarî’dir. Maneviyat önderlerinden ise Şeyh Muhlis Baba, Şeyh Âşık Paşa, Şeyh Ulvan Çelebi, Şeyh Hasan Çelebi ve Baba İlyas kesinlikle anılmalıdır…
Osman Bey’in Orhan ve Alâaddin dışındaki
çocukları: Fatma Hatun, Savcı Bey, Melik Bey, Hamit Bey, Pazarlı Bey ve Çoban
Bey’dir.
KAYNAKÇA: İbrahim Alaeddin
Gövsa / Türk Meşhurları (1946), İsmail Hami Danişmend / İzahlı Osmanlı Tarihi
Kronolojisi (c. IV, 1972), Yurt Ansiklopedisi (c. 6, 1981), Türk ve Dünya
Ünlüleri Ansiklopedisi (1983), Rehber Ansiklopedisi
(1984), Mecdî Mehmed Efendi / Hadâik’uş-Şakâik (s. 20-24, 1989),
Yılmaz Öztuna / Devletler ve Hânedânlar I-V (c. II, s.
101-102, 1996), İsmail Hakkı
Uzunçarşılı / Osmanlı Tarihi (c. 1, s. 102-116, 1998),
Sema Dülger / Dünden Bugüne Devletin Zirvesindekiler
(2007), İhsan Işık / Ünlü Devlet Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C.
1, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).