Mevlevî
şeyhi ve mesnevî yorumcusu (D. ?, Ankara - Ö. 1631). Doğum tarihi belli
değildir, XVI. yüzyılın ikinci yarısında doğduğu anlaşılmaktadır. Tam adı
İsmail Rusuhî Ankaravî. Şiirlerinde Rüsûhî mahlâsını kullandı. Galata
Mevlevîhanesinin inşa tarihini (897 / 1491-92) gösteren “er-Rusûh” kelimesini
Rusûhî şeklinde uygulayarak, şiirlerinde Rüsûhî mahlâsını kullandı. Yazdığı
Mesnevî şerhi nedeniyle “Mesnevî Şarihi” (mesnevi yorumcusu) unvanıyla da
anıldı. Öğrenimine Ankara’da başladı. Tasavvuf yoluna girmeden önce İslâmî
ilimleri öğrendi. Arapça ve Farsçayı bu dillerde eser verecek ve şiir yazacak
derecede bilirdi. Ankara ve çevresinde yaygın olan Bayramiyye tarikatına
girerek şeyhlik makamına kadar yükseldi. Halvetiyye tarikatından icâzet (yeterlilik)
aldı. Bayramî şeyhi olarak irşad (Hak yolunu gösterme) görevi üstlendi.
Konya’da Mevlevî dergâhı şeyhlerinden Bostan Çelebi ile tanışarak onun
teşvikiyle Mevleviyye tarikatına girdi. Mevlevîliğin usul, âdâb ve erkânını
kısa sürede öğrendi. Daha sonra İstanbul’a gitti. Devrin ilim ve fikir
hareketleriyle yakından ilgilenerek bilgisini genişletti. Kısa sürede ilim ve
tasavvuf çevrelerinin saygı duyduğu önemli bir şahsiyet haline geldi. 1610 yılında Galata Mevlevîhanesi şeyhi oldu ve ölümüne
kadar (yirmi bir yıl) bu makamda kaldı. Kabri Galata Mevlevîhânesindedir.
Mevlâna Celâleddin-i Rûmî’nin Mesnevî’sine yazdığı
şerh (açıklama) ile ünlendi, bundan dolayı Hazret-i Şârih diye anıldı.
Çağındaki ilim ve fikir hayatına hâkim olan şerhçiliğin etkisiyle Herevî,
İbnü’l-Arabî, İbnü’l Fârız ve Mevlâna gibi büyük mutasavvıfların eserlerini
şerh etti. Mevlevîliğin esaslarına sadık kaldı, Ehl-i sünnet ilkelerine bağlı
bir mutasavvıftı. Hem şeriatın hükümlerine önem vermeyen mutasavvıflara karşı
cephe aldı hem de tasavvufu sapkınlık sayan ulemâya (alimlere) ve medrese
mensuplarına reddiyeler yazdı. Mesnevi-i Manevi’yi mevlevihanelerde
bir eğitim ve öğretim malzemesi olarak kullandı. Hatta bu konudaki başarısından
dolayı kendisinden sonra Mesnevi okutacak kimselere verilen okutma
ruhsatlarında, yani icazetlerde onun yöntemi önemli bir şart kabul edildi. Bu
çalışmalarının yanı sıra Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler de yazdı.
ESERLERİ:
Dîvan, Minhâcü’l-Fukarâ (1840-41; yay. haz. Sadettin
Ekici - Meral Kuzu, 1996), Mecmûatü’l-Letâif ve Ma’mûretü’1-Maârif
(Mesnevî Şerhi, 1841-42), Fâtihü’l-Ebyât (Mesnevî’nin ilk on
sekiz beytinin şerhi, Mesnevî Şerhi ile yayımlandı, 1841-42), Câmiü’l-Âyât (Mesnevî’deki
âyet, hadis ve Arapça beyitlerin şerhi), Hall-i Müşkilât-ı Mesnevî (Mesnevî’deki
hikâyeleri açıklaması), Tuhfetü’l Berere (Mesnevî’den seçilen bazı
beyitlerin şerhi ve Ankaravî’den şiirler eklemeli), Simâtü’l- mûkınîn (Mesnevî’nin
dîbâcesinin şerhi, Arapça), el-Mekasıdü’l âliyye fî şerhi’t-tâiyye - Şerh-i
kasîdeti’l-mîmiyye ve’l-hamriyye (İbnü’l-Fârız’dan), Miftâhu’l-belâga ve
Misbâhul-fesâha (dil, 1867-68), Zübdetü’l-fuhûs fî nakşi’l-fusûs
(Câmî’nin İbnü’l Arabî şerhinin çevirisi, 1910-11; ), Şerhu Heyâkili’n-Nûr,
Îzâhu’l-hikem (Sühreverdî-i Maktûl’den çeviri), Semâ RisâIesi, er-Risâletü‘t-tenzîhiyye
fî şe‘ni’l-Mevleviyye (Arapça), Hadîs-i erbaîn Şerhi (hadis şerhi), Fütûhât-ı
ayniyye (tefsir, 1910-11), Şerh-i Nakşe’l-Fusûs (İbn Arabî’nin
Fusus’unun özeti, yay. haz. İlhan Kutluer, 1981), Şerh-i Mesnevî (6
cilt), Miftâhü’l-Belâğa ve Misbâhu’l-Fesâha, Niseb-ı Mevlevî,
Hüccetü’s-Semâ, Şerhu Kasîdeti’t-Taiyye, Şerhu Fusûsi’l-Hikem, Misbâhü’l-Esrâr,
Şerhu Kasîdeti’l-Münferice, el-Fâtihatü’l-Ayniyye fî Tefsîri Sûreti’l-Fâtiha,
er-Risâletü’t-Tenzîhiyye fi’ş-Şâni’l-Mevleviyye, Hadislerle Tasavvuf ve Mevlevi
Erkanı (2002).
HAKKINDA: Ali Cânip Yöntem / Ankara’da Yetişen Meşhur
Sîmâlardan Ankaravî İsmâil Efendi (Hayat Mecmuası, sayı: 21, 1909-10), Bursalı
Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri I (1972), Abdülbâki Gölpınarlı / Mevlâna’dan
sonra Mevlevîlik (1953, s. 143), Erhan Yetik / TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 3,
1991, s. 211-213), Erhan Yetik / İsmail-i Ankaravî - Hayatı, Eserleri ve
Tasavvufî Görüşleri (1992), N. Fazıl Duru / Firavun’un İbrahim’i Ateşe Atması
Yahut Minhâc’ı Doğru Okumak (Hece, sayı: 7, Temmuz 1997), Yusuf Turan Günaydın
/ Minhâcü’l-Fukarâ (Özlenen Fark, sayı: 13, Ağustos 1997).
Ayrıca, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsünde Erhan Yetik tarafından “İsmail Ankaravî’nin Hayatı Eserleri ve
Tasavvufî Görüşleri” başlığıyla bir doktora tezi (1982) yapıldı.