Şair
ve yazar, eğitimci. 10 Şubat 1946, Pulan köyü / Mazgirt / Tunceli doğumlu. Pulan köyü doğumlu. Pulan İlkokulu, Akçadağ
İlköğretmen Okulu (1963), Diyarbakır Eğitim Enstitüsü (1967; Eğitim Fakültesi,
1994) mezunu. Marmara Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler eğitimini
tamamlamadı. 1963 yılından itibaren Osmaniye, Özalp (Van), Dörtyol (Hatay),
Gaziantep ve İstanbul’daki ilk, orta ve yüksek öğrenim kademelerinde yirmi yedi
yıl öğretmenlik ve idarecilik yaptı; özel dershanelerde ders verdi. Demokratik
Öğretmen Hareketine katılarak TÖS ve TÖB-DER gibi öğretmen sendikalarında
yöneticilik görevlerinde bulundu. 2006’dan itibaren Antalya’da Kar Yazın Sanat dergisinin genel yayın
yönetmenliğini yaparak, yazı çalışmalarını sürdürdü. Sema Yaşar ile evli; Utku
Er Yaşar, Ebru Yaşar adlarında iki çocuk babası; ANSAN üyesidir.
1989-1995 arası İstanbul Kartal’da KMP
Televizyonunda gençlik, eğitim, kültür, sanat siyaset programları hazırlayıp
sundu. 1992-1993 arası İstanbul’da Kartal
Haber gazetesini, 2004-2005 arası Kartal gazetesini de çıkarmış, ayrıca
ansiklopedilere madde yazımına katılmış olan Niyazi Yaşar; şiirlerini Kar dergisi yanı sıra Kırıntı ve Ana dergileriyle Kartal
gazetesinde yayımladı.
ESERLERİ:
ŞİİR:
Anlayana (1988),
ÖYKÜ:
Bakmaya İzin Yok (1988).
DERS
KİTABI: Türkçe-Dil Yeteneği (1984), Türkçe
(1984), Sosyal Bilgiler (1986).
KAYNAK: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2009).
Bir Bodrum gecesinde
Veli Bar’da
Kastilya güzelleri geldi aramıza,
ayın en güzel yüzüyle.
Bir Bodrum gecesinde
Veli Bar’da,
Madrid kızılıyla birleşti
Sibirya’nın uğultulu melodileri.
Bir Bodrum gecesinde
Veli Bar’da,
Gitarın tellerine döküldü
Akdenizli, Egeli aşkların sıcaklığı
Bir Bodrum gecesinde
Veli Bar’da,
Halikarnas uyandı
gözlerin ışıltısında.
Bir Bodrum gecesinde
Veli Bar’da,
müzik dostları birleşti
“Bir başka bahar”da,
bahara dönüştü dünya.
7 Ağustos’93 (Bodrum)
Bileklerimizi
vurabilirler zincirlere,
yüreğimizi asla!
Bizi
kapatabilirler hücrelere,
umudumuzu asla!
Gözlerimizi
bağlayabilirler bantlarla,
bilincimizi asla!
Bir yerlerimiz kalabilir
askılarda,
inancımız asla!
Mart’83 (Kartal)
En rahatı evi insanın:
İstediğin köşeyi beğenirsin,
beğendiğin yerde uzanırsın…
En rahatı evi insanın:
Ütüydü, kıravattı yok
ne tören, ne sıkıntı…
En rahatı evi insanın:
Akvaryumun çakılında
parıltıya dalarsın
cilveleşirken evcil balıklar.
Varsa, bir ağacın serinliğine gidersin,
kanaryanın sesinde…
En rahatı evi insanın:
Su dökersin çiçeklere,
okşarsın,
Bir melodi takılırken diline.
hanım pirpirikli değilse,
bulaşık, sonra da yıkanabilir.
kıyamet kopmaz ya.
En rahatı evi insanın.
1 Ocak’95 (Kartal)
Hasta değilse kişi,
günde kaç kez çıkar dışarı?
Bir, haydi iki…
Hücrede,
biracılara döndük
iş (!)
saate bağlanalı.
“Her hücre iki
dakikada çıkacak,
geç kalan, beni
görecek!”
dedi mi Memur Bey
biri uçkurunda elinin,
koşmasını görün
yetmişlik dedenin…
21 Şubat’ 83 (Selimiye Kışlası)
Toprağın ürünüdür de
her insan,
Cide’si adıyla ünleniyor Rıfat Ilgaz’ın.
Temmuzun dokuz akşamı
Ali Osman’ın yerinde
sanat dostları
Rıfat Ilgaz’ı yaşıyoruz
kadehler eşliğinde.
Köpek Kayası Burnu
öperken kıyıcığını Karadeniz’in
yakamozunda gözleri ışıyor
Koca Çınar’ın.
Aydınlığını dağıtıyor Aydın
Hababam’lardan süzerek masaya
Feyza
hep çilingiri olurken feyizlerin
tüm kıyıları kıskandıran bir günbatımını çekiyor
Nilgün, Anıl ve Esin…
Halime Kaptan’ın yardığı dalgalar yok
deniz sakin
kirletmeye hazırlanırken yeni tersaneler
ilerleyen saatlerin birinde
Nejdet Başkan
Rıfat Ilgaz Evi’nin anahtarını verirken Aydın’a
emin koltuğundan.
Bir aşkla ekleniyorlar masaya
Minibüsçü Süleyman
Kıbrıs Gazisi Nizam
Ve “Kollarım hep sıvalı”
diyen
Cide Postası Ali.
Çiseltili esinti
kaçırtmasıyla bizi içeri
kolay yakalardık sabahı.
9 Temmuz 2008 (Cide-Yalı)