Osmanlı tarihçisi (D. ?, Edirne – Ö. 1503’ten sonra). Tam adı
Adilü’l-Kazzâz el-Edirnevî’dir. Kaynaklarda Edirneli Oruç, Oruç bin Adil olarak
da yer almaktadır. Kendi eserinin dışında hayatı hakkında bilgi edinilebilecek
pek bir kaynak yoktur. Doğum yılı tam olarak bilinmemekle birlikte Fatih Sultan
Mehmed ile II. Bayezid dönemlerinde yaşadığı Edirne sarayında kâtip olarak
çalıştığı bilinmektedir. Oruç Bey’in sonraki dönemlerde mali durumu iyi bir
kişi olarak bir vakıf kurdurttuğu ve bu vakfa evler, dükkânlar bağışladığı
kaynaklarda belirtilmektedir.
Bilinen en eski Osmanlı tarihçilerinden olan Oruç Bey, Tevarih-i Âl-i Osman adlı ünlü
eserinde II. Bayezid dönemine kadar (1481-1512) Osmanlı Devleti’nin tarihini
kaleme aldı. II. Bayezid döneminde yazılan bu eserin II. Bayezid’e ithaf
edildiğini belirten tarihçiler vardır; ancak bu bilgi kesin değildir. Tevârih-i Âl-i
Osmân, dil bakımından 15. yüzyıl Osmanlıcasının sade bir örneğini
verdiği gibi olayları kronolojik bir sırayla anlatması bakımından da ayrı bir
önem taşımakta ve ilk Osmanlı standart tarihleri kabul edilen Âşıkpaşazâde ve
Neşrî tarihlerini tamamlar niteliktedir.
Kimi kaynaklara göre ise Tevârih-i Âl-i Osmân’daYahşi
Fakih'in Menakıbname'si temel alınmıştır. Eserde II. Murad ve Fatih Sultan
Mehmed dönemlerine ilişkin daha ayrıntılı ve önemli bilgiler verilmektedir.
Değişik tarihlerle biten birçok yazma nüshası bulunan eserin Oxford ve
Cambridge nüshaları 1925'te Franz Babinger tarafından Almancaya çevrilerek yayımlandı.
Nihal Atsız’ın hazırladığı Oruç Beğ Tarihi
ise Oxford nüshası temel alınarak Cambridge nüshasıyla tamamlanarak 1972’de
yayımlanmıştır. Eseri bilim dünyasına kazandıran Nihal Atsız’a göre, İstanbul
kütüphanlerindeki ananim tarih kitaplarından bazılarının Oruç Bey tarafından kaleme
alınmış olması ihtimali güçlüdür.
II.
Murad’ın Balkan haçlı ittifakına ve ittifakın başını çeken Macar kumandanı
Janos’a karşı girişmiş olduğu II. Kosova Savaşı (1448) Oruç Bey’in eserinde XV.
asır Türkçesinin özellikleri ile harmanlanarak şöyle anlatılır;
“Yanko - Huniadi
“Arnavut ellerde İslamlar kuvvet sahibi olmuşken haber geldi ki
Yanko derler melun yine harekete geçip Belgırad’dan Kosova’ya gelerek Sultanla
ceng etmek diler. Sultan Murad bu haberi işitince kalkıp geldi Sofya’da oturdu.
Mektuplar gönderdi. Anadolu’dan taze kuvvet topladı. Azap, Yeniçeri, Cerehor
çıkardı. Herkes asker olacaktır, büyük vuruşmadır deyü nice bin kişi geldi.
“Sultan Murad Allah’a sığınıp, askerin hazır edip Sofya’dan göçtü.
Kosova’ya gelip kâfirin arkasından erişti. Karşılaştılar.
“Yanko melunu top tüfek ve zemberekelerini kaza yağmuru gibi
yağdırıyordu. İki taraftan alaylar birbirine dokuştu. İslam çerisi kâfirin
önünden savuldular. Ardından, yanından kılıç urup kırdılar. Hindî Mısrî Rûmî
kılıçlar başlar kesip kanlar döktü.
Gaziler kaza yağmuru gibi yağan toplara ve tüfeklere gögüs verip
karşı durdular. Bu heybetle büyük bir ceng oldu ki eğer Cengiz han ve Temür han
ki ordularının azametiyle memleketler gezmişlerdir bu cengi görseler heybet
alırlardı. Zira onlarda top tüfek ve zemberek yoktu ve ne olduğunu bilmezlerdi.”
KAYNAKÇA: Tayyarzâde Atâ Bey / Târih (1293), Oruç Beğ Tarihi (yay. [Nihal] Atsız, İstan¬bul, 1972); “Oruç Beğ” (Yurt Ansiklopedisi, c. IV, 1982), “Oruç bin Adil, Edirneli” (Büyük Larousse, c. 14,s. 8915, 1986), “Oruç Bey” (Ana Britannica, c. 17, s. 195, 1987), Necdet Öztürk / II. Bayezid Devri Kronolojisi: Oruç Bey Tarihi'ne Göre (Türk Dün¬yası İncelemeleri Dergisi, sayı. 4, s. 155, 1995), Halil İnalcık / Osmanlı Tarihçiliğinin Doğuşu: Söğüt'ten İstanbul'a (2000), “Oruç Beğ” (Büyük Türk Klasikleri, c.2, s. 323, 2004), Abdülkadir Özcan / “Oruç b. Adıl” (TDV İslam Ansiklopedisi, c. 33, s. 425-426, 2007), İhsan Işık / Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2, 2013).