Oruç Aruoba

Felsefeci, Çevirmen, Şair

Doğum
14 Temmuz, 1948
Ölüm
31 Mayıs, 2020
Eğitim
TED Ankara Koleji
Burç

Felsefeci, çevirmen, şair (D. 14 Temmuz 1948, Karamürsel / Kocaeli – Ö. 31 Mayıs 2020, İstanbul). TED Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisansı mezunu. Bitirdiği üniversitede doktorasını tamamlayarak başladığı öğretim üyeliğini (1971-83), Tübingen (F. Almanya, 1976-77), Victoria (Y. Zelanda, 1981) üniversitelerinde konuk öğretim üyeliği ardından sürdürdü (1972-83). Sonraki yıllarda basın kuruluşlarında çeşitli görevler aldı, serbest yazarlık ve çevirmenlik yaptı. 

Hume’dan, Nietzche’den, Wittgen-stein’dan, Rike’den, Celan’dan, Başo’dan çeviriler yaptı. Şiirlerinde felsefenin etkileri vardır. Felsefe ve kültür alanında yazılarını, Oluşum, Arayış, Mor Köpük, Defter, Varlık, Gösteri dergileri ile Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinde yayımladı.

ESERLERİ:

Şiir: Sayıklamalar (1994), Kesik Esin/tiler (1994), Geç Gelen Ağıtlar (1994), Ol / An (1994), Ne ki Hiç (haiku denemeleri, 1997), Ne-Otuzaltı Tanzaku (1999), Zilif (2002), Doğançay’ın Çınarları (2004).

Deneme-Felsefe: David Hume’ un Bilgi Görüşünde Kesinlik (1974), a Short Note on the Selby-Biggi Hume (1976), Nesnenin Bağlantısallığı (19-79), The Hume Kant Read (1988), Tümceler (1990), De ki İşte (1990), Yürüme (1992), Hani (1993), Uzak (1995), Yakın (1997), İle (günce, 1999), Çengelköy Defteri (2001), Olmayalı (2003), Benlik (2005).

Çeviri: Tractatus (Wittgenstein’ dan, 1985) – Yan Değiniler (Wittgenstein ’dan, 1999) Sancaktar (Rilke’den, 1985), Deccal (Nietzsche’den, 1986), Haiku (Başo’dan der. çev. 1998), Fragmanlar (Kant’tan, 2000).

KAYNAKÇA: Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), İbrahim Berksoy / Haiku: Saydam ve Doğal (Virgül, sayı: 18, Nisan 1999), İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), TBE Ansiklopedisi (2001), Söyleşi (Kuzeyyıldızı, sayı: 5, 2003), Rengin Bingöl / Bir Yazar ve Bir Marka (Virgül, sayı: 58, Ocak 2003).

ORUÇ ARUOBA’DAN ÜÇ ŞİİR

ORUÇ  ARUOBA’DAN ÜÇ ŞİİR

 

ÖZLEDİĞİN GİDİP GÖREMEDİĞİNDİR 

Özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin

Özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen

Özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin

Özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen

 

Haikular

86.
Aceleyle gelip geçer Martı
oysa
biryere gitmez.
10 Kasım'94
Çiftehavuzlar

 

87.
Lodos geldi--
belirsiz:
hangisi Yaprak, hangisi Yağmur...
11 Kasım'94
Çiftehavuzlar

 

92.
Yeşil pencereler
sarı pencereler --
benimki, beyaz...

 

95.
Deniz ile Gök
aynı renkse
fırtına gelecek demek.

 

202.
Tam da göremediğinde
köpürüverir gene
Dalga.

 

200.
Bakalım şu son pencere de
Ne zaman sönecek
artık...

 

319.
Yapraklar titriyorlar
beklentileriyle --
neredesin? ...

 

312.
Sipsivri minare --
ne istiyorsun:
yeri mi, göğü mü? ...

 

66.
Ne çok şey oluşuyor
senden uzakta --
uzaksın işte

 

4.
Martı seslerinden
anlarsın
Deniz'e yaklaştığını.

 

5.
Seni sevdiğimden başka
hiçbir şeyden
emin değilim--

 

129.
Kirli denizde
ak Martılar
nasıl temizleniyorlar?

 

126.
"Bir deniz bulmak,
anlamak en sonunda da
yaşamak ne?"

 

376.
Sen mezarım olsaydın
mışıl mışıl uyurdum
içinde.

 

372.
Göğsündeki tuz tanelerini
pırıldatıyor
Güneş.

 

322.
Kırlangıç,
Sinek'ten daha hzılı olmak zorundadır,
ki --

 

295.
Kaç tane Güneş var
gözümde -- sayamıyorum
bir türlü...

 

19.
Capcanlı Sardunya çiçekleri
sonlarından
habersiz.

 

16.
Yavaş rüzgârı
altına alıp
denize gitti Martı

 

206.
Unutma:
dünyanın geçişinden
arta kalanlar var.

 

412.
Çoğaltıp durma
haiku'larını -
bak şu dingin Karga'ya:

 

ne zaman
huzur bulacak
bu çalkantılı yaşamın?

 

- orada işte:
ki hiç - -

 

ORUÇ ARUOBA

 

NE Kİ HİÇ

 

NE Kİ HİÇ

 

Oruç ARUOBA

 

Aceleyle gelip geçer Martı

oysa

biryere gitmez.

 

Lodos geldi--

belirsiz:

hangisi Yaprak, hangisi Yağmur...

 

Yeşil pencereler

sarı pencereler --

benimki, beyaz...

 

 

Deniz ile Gök

aynı renkse

fırtına gelecek demek.

 

Tam da göremediğinde

köpürüverir gene

Dalga.

 

Bakalım şu son pencere de

Ne zaman sönecek

artık...

 

Yapraklar titriyorlar

beklentileriyle --

neredesin? ...

 

Sipsivri minare --

ne istiyorsun:

yeri mi, göğü mü? ...

 

 

Ne çok şey oluşuyor

senden uzakta --

uzaksın işte

 

Martı seslerinden

anlarsın

Deniz'e yaklaştığını.

 

 

"Haiku yazdığımı -yani, yazdıklarımın haiku olduğunu- başlangıçta farketmedim. Başo'yla tanışmam Mayıs'93'de oldu; oysa çok önceleri, ancak haiku sayılabilecek metinler yazmıştım -yani, sonradan farkettim ki, yazmışım...(tümceler'e aldığım metinlerin birçoğu, ilk kavranış açısından da, kâğıda dökülüş açısından da -bazısı biçimsel olarak bile-, haiku sayılabilir.)

(...)

 

Belki, çekici olan, sınırlandırılmışlıktı: "Pekâlâ, söyle bakalım ne söyleyeceksen; ama yalnızca onyedi nefesin var - ona göre!.." gibi bir kısıt, sanki rahatlatıcıydı bile: Yalnızca "söyle, hızla; ve geç..." gibi bir anlamda da değil -imbiklemek gibi bir şey: "Özü bul -çok söyleme: tam yeterince..." gibi...

(...)

 

sezinlemeye başladım haiku'nun anlamını:-Anlık bir anlam: gözüküp geçivereren bir görünüm -göze çarpıveren bir kavrama- daracık kavrayış aralığından görülüveren kocaman dünya...

Geçiciliğin kalıcılığı -

kalıcı bir geçicilik..."

 

( Ekim 1996)

 

KAYNAK: siir.gen.tr

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör