Binbaşı Ayşe

Milli Mücadele Kahramanı

Ölüm
-
-

Milli Mücadele kahramanı. Selânikli olan Binbaşı Ayşe’nin eşi de Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas cephesinde şehit düşen bir askerdi. Kurtuluş Savaşı hakkında yazılmış olan eserlerde, göğüs göğüse çarpışmış ünlü kahraman Türk kadınlardından biridir. Milli Mücadele’de, Kafkas cephesinde yaralanarak ölen kocasından kendisine kalan ve çok değerli birer yadigâr olarak sakladığı ziynetlerini satarak bir mavzer, elbise ve çizme sağlayarak katıldığı Kurtuluş Savaşı’nda, derece derece terfi ederek binbaşılığa kadar yükselmişti. Türk kadınının rütbeli olarak orduya ilk girişi de 22 yaşındaki Çete Ayşe dönemindedir.

İzmir işgal edilince, oğlu Ahmet’in de aralarında bulunduğu 800 atlıyı toplayarak dağa çekilen Binbaşı Ayşe’nin Salihli, Demirci, Simav, Gördes ve Kütahya’da savaştı. Sakarya Savaşı’nda sol kasığına mermiyle yaralandı, iyileştikten sonra ise yeniden müfrezesine katılmıştı. Aydın’ın işgal edilmesi üzerine yedi yaşındaki kızını bırakarak cepheye koştuğu, 58 saat savaştığı ve takım çavuşu olduğu biliniyor. Sakarya Savaşı sırasında Ankara’da bulunan üç kızını Mustafa Kemal Paşa’ya emanet ettiği, büyük oğlu ile küçük oğlunu da savaşa kurban verdiği Binbaşı Ayşe hakkında verilen bilgiler arasındadır. 

8 Mayıs 1920 tarihinde Pozantı’ya sıkıştırılan Fransızlar çok kritik bir duruma düşmüşlerdi. Çevrelerini kuşatmış olan Türk kuvvetlerinin yapacakları taarruz, kendilerinin yok edilmesine sebep olabilirdi. Fransız komutanı buhranlı dakikalar geçirmekteydi. Bu sırada, Hızır gibi yetişen genç bir Türk kadını, güya ufak bir ücret mukabilinde Fransızları bu müşkül durumdan kurtarmayı kabul etmişti. Kendilerine sözde kılavuzluk ederek Türkler tarafından ihmal edilmiş bir yönden onları selâmete çıkaracaktı.

Kararlaştırılan saatte harekete geçen Fransızlar; gece karanlığında -güvendikleri bu Türk kadının kılavuzluğunda- onlar için bilinmeyen bir semte doğru gidiyorlardı. Güneş ışımaya başlayınca kılavuzların ortada görülmediğini fark eden Fransızlar o civarın en ârızalı bir yerine, Karaboğazı’na sıkıştırdıklarını büyük bir acı ile anlamakta gecikmediler. Ama iş işten geçmişti. Tam bu sırada, başlayan Türk taarruzu vaziyetin vahametini büsbütün arttırmış ve Fransızlar için tek umut, Karaboğazı’nı geçmek olmuştu. Ancak bu hareketin başlaması ile birlikte çok kuvvetli bir yaylım ateşine maruz kalan Fransızları, bu baskını yapan müfrezeye bir kadın binbaşının komuta ettiğini dehşetle görmüşlerdi. Bu kadın, kendilerine kılavuzluk eden kadından başkası değildi. Ve onun cesaret ve mahareti sayesinde bu Fransız kuvveti tamamen tutsak edilmiş, küçük de olsa bir çıban ortadan kaldırılmıştır.

1925 Haziran ayı sonlarında İstanbul’da Cumhuriyet gazetesi tarafından onunla yapılan söyleşiden hakkında şu bilgiyi ediniyoruz:

Büyük harpte Kafkas Cephesi’nde yaralanarak ölen kocamın ve tüm vatan evlatlarının intikamını almaya and içmiştim. Allah, bu fırsatı 15 Mayıs 1919’da bana verdi. İzmir’i Yunanlılar işgal ettiği sırada ilk mukavemetimiz sona erip şehre Yunanlılar hâkim olunca Aydın'a gittim. Orada faaliyete geçerek bir Kuvay-i Milliye birliği teşkil edip bilahare Nuri çetesine katıldım. Aydın muharebelerini yaptıktan sonra Koçarlı’ya çekildik. Bu suretle, bilfiil atıldığım İstiklal Mücadelesi’ne başından sonuna kadar iştirak ettim. İlk defa Sakarya’da sol kasığımdan piyade mermisi ile yaralandım. Seyyar hastanede tedaviden sonra tekrar müfrezeme iltihak ettim. Büyük Taarruz’da Mürsel Paşa Fırkası’na iltihak ettik ve Ahır Dağları’ndan düşman gerilerine akmağa memur edildik. İzmir’e ilk giden birlikler arasında ben de vardım. Ancak bu arada misketle sol bacağım kırıldı. Allaha şükürler olsun bugün büyük gazimiz sayesinde amacımıza ulaştık. Türk ve Türklük kurtuldu. Vaktiyle düşman çizmelerinin altında inleyen sevgili topraklarımızda şimdi serbest ve göğsümü gere gere yürüyorum.”

HAKKINDA: Fevziye Abdullah Tansel / Binbaşı Ayşe (İstiklal Harbi’nde Mücahit Kadınlarımız, 1991).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör