Tarihçi
(D. 1490-91 ? - ?). “Koca Nişancı” lâkabı ile şöhret buldu. Doğum tarihi kesin
olarak bilinmemekle birlikte, kendisi Selimnâme adlı eserinde 1557’de
nişancılıktan emekli olduğunda yaşının yetmişe yaklaştığını belirttiğine göre,
1490-91 yıllarında doğduğu kabul edilebilir. Gerek tarihî ve ilmî eserleriyle
gerek Osmanlı kanunlarının düzenlenmesi ile ilgili hizmetleriyle tanındı.
Memleketinde bir süre öğrenim gördükten sonra İstanbul’a gelerek Sahn-ı Seman
Medresesini bitirdi. Divanî (bir yazı türü) yazısının güzelliği ve yazı
yazmadaki maharetinden dolayı Yavuz Sultan Selim zamanında Divân-ı Hümâyûn
kâtipliğine tayin edildi. 1524’te incelemeler ve yeni düzenlemeler yapmak üzere
Mısır’a gönderildi. Bu çalışmaların sonunda çıkarılan yeni Mısır kanunnamesinin
düzenlenmesinde önemli bir rol oynadı. Mısır’dan döndükten hemen sonra
reisülküttap (başkâtip, 1525) oldu ve on yıl bu görevi sürdürdü. Yirmi üç yıl
aralıksız olarak nişancılık (padişahın tuğrasını çeken görevli) hizmetinde
bulundu. Ferman, menşur, nâme gibi padişah adına çıkarılan yazılarda,
kullandığı hitaplar ve ifade biçimleri, en az XVII. yüzyılın ilk çeyreğine
kadar Osmanlı bürokrasisinde örnek oldu. Osmanlı kanunlarının tutarlı ve
kullanışlı bir hukuk sistemi olarak geliştirilmesinde, nişancıya “müftî-i
kânûn” denilecek kadar bu hukukun itibarının artmasında, hatta Sultan
Süleyman’a “Kânûnî” lakabının verilmesinde Celâlzâde Mustafa’nın büyük payı
oldu.
ESERLERİ:
Tabakâtü’l-Memâlik,
Mohaçname, Fetihname-i Rodos, Fetihnâme-i Karaboğdan, Selimnâme (Meâsir-i Selim Hânî), Mevâhibü’l-Hallâk fî
Merâtibi’l-Ahlâk, Delâil-i Nübüvvet-i Muhammedî ve Şemâil-i Fütüvvet-i Ahmedî,
Hediyyetü’l-Mü’minîn, Cevâhirü’l-Ahbâr fî Hasâili’l-Ahyâr, Kanunnâme,
Tarih-i Kale-i İstanbul ve Mâbed-i Ayasofya (Tuhfetü’l-Mülûk).
KAYNAK: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).