İlkiftar Ezberci

Oyun Yazarı, Öykü Yazarı, Yazar, Şair

Doğum
Eğitim
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

Şair ve yazar. 1976, Yusufeli / Artvin doğumlu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdi. Hayatını ve çalışmalarını Antalya’da, bir kamu kuruluşunda çalışarak sürdürdü.

Şiir ve yazılarını çeşitli dergilerde yayımladı. “Ali Bey ve Diğerleri” adlı oyunu, Maliye Bakanlığından ödül aldı. “Gitmeler Güncesi” (2009) adlı ilk öykü kitabında anıların izini sürerek, yaşam sorunlarını sorguladı.

Anlatı iki akışlı ilerliyor Ezberci’nin kitabında. Günce’yi kaleme almaya başlayan yazarın belleği akarsuyun sağ şeridinden çağlarken, yazarın evinde Hatice Hanım’la geçen rutin hayatı akarsuyun sol şeridinden ileride küçük bir şelaleye dökülüyor.” (Nazlı Karabıyıkoğlu)

ESERLERİ

Oyun: Ali Bey ve Diğerleri.

Öykü: Gitmeler Güncesi (2009).

KAYNAKÇA: Nazlı Karabıyıkoglu / Gitmeler Güncesi ya da Hayalhanım (Sıcak Nal, Sayı 11, Kasım-Aralık 2011), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2018).  

 

GİTMELER GÜNCESİ YA DA HAYALHANIM

GİTMELER GÜNCESİ YA DA HAYALHANIM

 

NAZLI KARABIYIKOĞLU

 

İlkiftar Ezberci’nin ilk öykü kitabı ‘Gitmeler Güncesi’ şehirden uzaklaştığım gitmelerimin birinde elime geçiyor.  Yazarın gitmelerini, kendi gitmelerimle denkleştirip cümlelere yüklüyorum. Yazarın sesini duymak için, kulaklarımdan önce gözlerimi biliyorum.Hangi cümlenin nerede insanı doğrulayacağı bilmediğim belli. O yüzden para biriktirmek yerine cümle biriktiriyorum.Bölüm IV’tenUpuzun bir öyküye başlıyoruz diyor kitap okumaya başlarken. Tek ve bütün, böylece bölüm bölüm gideceğiz. Sonra kitap duruyor, yazarın gitmeden açtığı defterin aslında daha çok anlatı ve anılar çemberinde yuvarlak dönüşlerle dolduğunu fısıldıyor.Anlatı iki akışlı ilerliyor Ezberci’nin kitabında. Günce’yi kaleme almaya başlayan yazarın belleği akarsuyun sağ şeridinden çağlarken, yazarın evinde Hatice Hanım’la geçen rutin hayatı akarsuyun sol şeridinden ileride küçük bir şelaleye dökülüyor. Hatice Hanım, güncenin sahibinin gündelikçisi. Çamaşır suyuyla kaynamış çilek reçeli kokan, koca memeli, kocası belediyeden emekli bir kadın. Hiç konuşmayan Hatice Hanım’a bu tanımları yakıştırmak hakkım sanıyorum. Sessiz kahraman, sıcak ekmek gibi Hatice Hanım kitap boyunca. İmdada koşan Hızır, ortalığı asayiş altında tutan sokak bekçisinin düdüğü gibi vızır vızır. Hiç konuşmamasından mıdır yoksa üstüne bir kişilik yüklenmeyip benim düşlerime bırakılmasında mıdır bilmem, kitabın bazı yerlerinde yazarın sesinden daha çok seviyorum Hatice Hanım’ın suskun diyaloglarını. Hatice Hanım saydam saydam konuşuyor benimle güncenin sahibi şehirlerden geçerken ya da onca işinin arasında bağdaş kurup önüme falıma bakıveriyor. Ezberci’nin ruhu duymuyor tabii. Bunlar benle Hatice Hanım arasında.Benle Hayalhanım arasında. İlkiftar Ezberci der ki XV. Bölüm’de: “Yalnızım ya o yüzden dilim bu kadar başına buyruk.”

Hatice Hanım’ın hiç konuşmadan yazarın gündelik hayatının en ince ve acil ayrıntılarına yetişip hakim olması, yazarın düşüncelerini tertipleyip onlarla yüzleşebilmek için yarattığı bir hayalhanım mı, yoksa sadece rutin akışı düzenli kılabilmek adına mı bunca muhtacız Hatice Hanım’a bilmem ama gitmeler söz konusu olduğunda, gitmeyi en çok zorlaştıran şeydir Hatice Hanım’lar.Yazarın belleğini yoklayıp okuyucuya sunduğu şehirler, okuduklarından aklında kalıp aktardıkları, şiirleri, atıfları, isimsiz insanlarla anıları, her şey ve her hatırlayışı Hatice Hanım’la anlam kazanıyor. Yollar ve matruşkalar, katman katman Hatice Hanım’a dökülüyor. Artık pencereyi kapatabilirsin Hatice Hanım’la, Hatice Hanım, kim arıyor? Arasında hazırlanılan yolculuğun aslında hiç yazılmamış bir sayfaya olacağını, yazılıp bitmiş bir sayfadan bembeyaz olanına sekip geçerken, belleğin tüm bileşenlerini de yanınızda götürme hamallığına mecbur kaldığınızı duyumsuyorsunuz. İşte burada, bu hamallığın, yazarın şehirlerini ve oradaki insanlarını hatırladığı gibi tatlı bir taşıyış mı yoksa hafızasilicilere muhtaç bir insanın beti benzi atmış berduş bir taşıyış mı olduğu önemli.Belki bir Hatice Hanım’ınız varsa tüm berduş hamallığınızı süpürgesiyle silebilir.Geçtiğiniz şehirlerden ve konuştuğunuz insanlardan yanınıza hiçbir şey kalmamışsa Ezberci’nin anlatısından nasiplenebilirsiniz.Ha bu arada, Hatice Hanım ya da bence Hayalhanım hiç konuşmuyor değil. Kitapta bir cümle çıkıyor ağzından. O cümleyi bulup hayallerinizde Hatice Hanım’ı yaratmak siz okurlara kalmış

KAYNAK: Sıcak Nal Sayı 11, Kasım-Aralık 2011

Yazar: NAZLI KARABIYIKOĞLU
FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör