Asker, paşa (general) devlet adamı, vezir (bakan), vali (D. 1776, Edirne – Ö. 1849, Vidin) Yeniçeri ocağında yetişti. Rus cenginde yararlığı görüldüğü için çabuk ilerleyerek 1822’de Yeniçeri Ağası olmuştu. Bu vazifede iken azılı zorbaları sırasını düşünerek birer birer ortadan kaldırmak suretiyle Ocağın sönmesini hazırladığı için kendisine Vezirlik rütbesi verildi ve bundan dolayı “Ağa Paşa” lâkabını aldı. Fakat Yeniçerilerin kuşkulandıkları sezildiği için Ağa Hüseyin Paşa Yeniçeri Ağalığından azledilerek Boğaz Muhafızlığına tayin edildi ve orada Ocağın kaldırılması zamanını bekledi.
Yeniçeri ocağını kaldırma hazırlıkları içinde bulunan Sultan
II. Mahmut’un yanında yer aldı. Kul kethüdası, yeniçeri ağası (1823) oldu. Aynı yıl kendisine vezirlik payesi verildi. Yeniçerilerin suikastına
uğramama sı için
ağalıktan alınarak Bursa, İzmit sancaklarıyla boğaz muhafızlığına atandı. 1826’da
yapılan Yeniçeriliğin
kaldırılması operasyonunda (Vak’a-i
Hayriye) büyük
yararlık gösterdi. Bu operasyonun ardından 1827 yılında Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla kurulan yeni ordunun seraskerliğine (komutanlığna)
getirildi. Bir süre sonra
yeniden boğaz muhafızlığına
atandı. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Tuna seraskeriydi. Tekrar Boğaz
Muhafızı olduktan sonra 1828’de Şumnu’da Ruslar’a karşı kazandığı
muvaffakıyetle büsbütün şöhreti arttı. 1832’de Edirne
valiliğine, aynı yıl Mısır seferi komutanlığına atandı. İbrahim Paşa komutasındaki Mısır kuvvetlerine yenildi. 1833’te görevden alınarak iki defa Vidin Valisi
olmuş ve orada ölmüştür. İri yarı, gayet cesur; eğitimsiz, ancak pek zeki bir kişi
olarak tanınmıştır.
KAYNAK: İbrahim Alâeddin Gövsa /
Türk Meşhurları (1946), Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi (1.
cilt).