Metin Önal Mengüşoğlu

Şair ve Yazar

Doğum
17 Mayıs, 1947
Eğitim
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Burç

Şair ve yazar. 17 Mayıs 1947, Elazığ doğumlu. Asıl adı Metin Önal’dır. Yazı hayatının başladığı altmışlı yıllardan itibaren Mengüşoğlu soyadını kullanmaktadır. Ailesinin soyadı kanunu münasebetiyle resmi olarak alamadığını öğrendiği günden itibaren, tepkisini böyle sergilediğini ifade etmektedir.

Diyarbakır İnönü İlkokulu (1957), Malatya Lisesi (1969), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1979) mezunu. Bir süre Vakıflar Başmüdürlüğü ve Bursa Disiplin Mahkemesinde çalıştı. Daha sonra aynı kentte serbest ticaretle uğraştı.

Genç yaşta (23) büyük oğlunu kaybetmesi ruhunda derin acılar bırakmıştır. Oğlu Yasir, İstanbul’da 11 Eylül 1998’de başörtüsü yasağına karşı gerçekleştirilen el ele eylemine katılmıştır. Orada emniyet güçlerinin üzerine su sıkması sonucu uzun süre ayazda yürümesi sebebiyle önce gribe tutulmuş, ardından zatürre ve nihayet kalp kriziyle vefat etmiştir. Babasının ifadesiyle adeta bir faili meçhule maruz kalmıştır.

Hayatını ve çalışmalarını Bursa’da sürdürmektedir. Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir.

İlk şiiri “Unutmak”, 1962’de Yeni İstiklal gazetesinde çıkmıştı. Diğer ürünleri Yeni İstiklal’in dışında Türk Yurdu, Defne, Çile (3 sayı, Malatya), Dal, Çağrı, Fikir ve Sanatta Hareket, İslâm Medeniyeti, Millî Gençlik, Deneme, Aylık Dergi, Kriter (1971-84), kendi çıkardığı Kelime (1986-87), Varide, İktibas, Umran dergilerinde yayımlandı.

1998 yılında başörtüsü üzerine yazdığı bir şiirinden dolayı hakkında Ceza Yasasının 312. maddesine muhalefetten dava açıldı, aklandı.

 

Ödülleri:

 

2000 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Harput Şehrengizi adlı eserine Şehir Kitapları dalında Yılın Kitabı Ödülü verilmiştir.

2007 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Makedonya’nın Üsküp şehrinde düzenlenen, iki yılda bir Türkçenin konuşulduğu farklı ülkelerde devam eden Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni’nde Ahmet Cevdet Paşa Büyük Ödülünü kazanmıştır

2017 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görmüştür.

 

 

Metin Önal Mengüşoğlu İçin Ne Dediler?

 

“M. Önal Mengüşoğlu şimdi Bursa’da oturan değerli bir şair ve kalem ustasıdır. Samimi, temiz yüzünü aydınlatan şiirlerinde çocukluk ve ilk gençlik hatıralarıyla dolu bir Anadolu havası vardır. ‘Harput Şehrengizi’ni okuyunuz. Bir şehre aşk ve sevdalarla, göbek bağları ve evlat hasretiyle bağlı olmanın derinliklerini, insani güzelliklerle anlatan bir deryadil ozanla tanışacaksınız.” (Ahmet Kabaklı)

 

***

 

“Asyalı yani doğulu olmak onda bir toprağa mensubiyetle birlikte bir kültür ve inanç coğrafyasına mensubiyet anlamına gelmektedir. Zira onun için bu topraklar peygamberler yurdudur. Hakikatin tebliğ coğrafyalarıdır. Hakikate uygun inşa edilen kültür, sanat ve medeniyet yapılarının topraklarıdır.” (Mustafa Özçelik)

 

***

 

“Şiir türündeki ilk eseri olan Ben Asyalı Bir Ozan, daha ilk hamlede, Mengüşoğlu’nun yukarıda işaret ettiğimiz uygarlık merkezinin adresiyle ilgili bir göndermeyi çağrıştırır. Şair, sözünü derip toparlayacağı coğrafyayı, mensubiyet ifade eden bir isimlendirmeyle öne çıkarır. Çamurlu Bir Irmak isminin bendeki karşılığı da bir öncekinden ayrı değildir. (…) İsimleriyle eyleme dönük yapıları vardır, hareketlilik içerir, devinime sevk ederler…” (Cevat Akkanat)

 

ESERLERİ:

 

Hikâye: Gâvur Kayırıcılar (1973), Dr. S. (1987), İstanbul Hikâyeleri (2004).

 

Şiir: Ben Asyalı Bir Ozan (1983), Çamurlu Bir Irmak (1989), Hayatımın Bahanesi (1994), Sevda Söze Dönüşmez (1998), Bıçağa Basar Gibi (2010), Endülüs (Espana Musulmana 2011), Bize Kefen Biçene Bak (2016)

 

Roman: Yerler Mühürlendi (1996).

 

Deneme-Düşünce-Eleştiri-İnceleme: Ağabeyime Mektuplar (1995), Düşünmek Farzdır (1995), Kimliğin Fotoğrafsız Yaprağı (1998), Havada Bulut Var (1999), Harput Şehrengizi (anı-deneme, 2000), Vahiy ve Sanat (2004), Öptüm Kara Gözlerinden (2007), Bir Kelime Mesafesi (2012), Anladıkça Artan (2014), Kalbin Marifetleri (2017), Bursa Çarşısında Kervan Eğledim (2018), Şehir Yollarında Bir Şair Gezgin (2019), Yolun Daraldığı Yerden (Deneme, 2019), Yeniden Okur'ken (Eleştiri, 2021), İslam Milletinin İstiklal Marşı (Düşünce, 2021).

 

Biyografi: Müstesna Şair Mehmet Akif (2007), Bilge Terzi M. Said Çekmegil (2009), Mağrur Öfke Necip Fazıl (2013), Felsefe Sıfır, Din Bir’di Sezai Karakoç (2017), Bütün Yönleriyle Necip Fazıl Portres i(2018).

 

Söyleşi: Kalbim Mühürlenmeden (2012).

 

 

KAYNAKÇA: İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), M. Selami Çekmegil (Gündüz gazetesi, 25.2.1995), Hikmet Gündoğan (Akit, 25.5.1995), Hüseyin Akın (Millî Gazete, 29.5.2000), Mehmet Aycı (Kırağı, Temmuz 1995), D. Mehmet Doğan (Akit, 1.7.2000), Ahmet Kabaklı (Türkiye, 20.7.2000), Taşra Edebiyat Dergisi Metin Önal Mengüşoğlu Özel Bölümü (Kış 2001), Bilgi teyidi (13.10.2019, 09.05.2021).

İŞİTİR Mİ SESLERİ ELLER

Yalnız ihanetleri anlatan tarih

yanyana sıralamalı adını.

cellatla firavunun

biri halk

halkın liyakatine ceza, diğeri

Kendinden başkasını savunmaya   

kalkmasın kimse

can

ipek bir gömlek gibi sıyrılınca bedenden

dil, dönüp kendini ihbar eden

bir esvap giyer

Bir gün besbelli

kendi aleyhine dönecek insan

gözlerin uydurduğunu

yalanlayacak belki kalb

ve belki şaşıracağız ellerimizin

sesleri işiten bir organ gibi

tanık tutuluşuna

Rabbim, bol olsun istiyorum

ellerimle taşıyıp getirdiklerim

biliyorum, hiç kimse omuzlamayacak beni

boynumdan başka

bol olsun öyleyse mazlumluğum

kalbimin güttüğü güzellikleri

mıhlasın ellerim arza

rabbim, bol olsun istiyorum güzelliğim

ihanetlerimden daha bol olsun

 

(Çamurlu Bir Irmak, 1989)

KAR, GEÇMİŞ GÜNLERİN BEYAZ HABERCİSİ

Dağıla dağıla dolduruyor asfaltı

İncecik kırpılmış tüyleriyle kar

Geçiyorum ellerim ceplerimde, avcum

Bin türlü kaygıyla yumruğa durmuş

Ağlardım utangaç olmasaydım bu kadar

Rüzgârın hızını bilecek giysilerim var

Karın rengini öğrenecek maharetim

Sokaklarla ahbaplığım eskidir

Hadi bir şeyler konuşun siz de insanlar

Oturup yıllar boyu merak edeyim

 

Yaşadığım bütün günler güzeldi

Ayak bastığım her karış toprak ilgiye değer

Biterdim dostlukların her dönemecinde

Damlara biriken bembeyaz karlar gibi

Sürekli ihanetler birikseydi eğer

Karın iki yüzü vardı hepsi beyaz

Merhem olur, onunla iyileşirdi yara

Her köşede kaybolmuş beyaz güvercinler

Uçardı, takla atar, dallara konarlardı

Ve ihanetin bütün yüzleri çıkardı kara

 

Moda'yı ilk ben yaşadım örneğin Mühürdar'ı

Dr. Şakir Paşa Sokağı'nı onun U biçimini

Pencerenin tepesinden bakınca görünürdü deniz

Filiz çayı da yeni çıkmış güzelim

Sürerdim ocağa yeni dem çayı, dışarda kar

Kutusundan kül tablası yapardım, görseniz

 

(Hayatımın Bahanesi, 1994).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör