Türkiye
tarihinde ilk basımevini kuran kişi, yayıncı, yazar (D. 1674, Kaloşvar /
Romanya - Ö. 1747, İstanbul). Macar kökenli Kalvenist bir
Macar ailenin oğlu olan İbrahim Müteferrika’nın, Müslüman olmadan önceki adı
bilinmemektedir. İyi bir eğitim gördükten sonra rahip olmak üzere Protestan
kilisesinde öğrenim gördüğü sırada İstanbul’a getirildi (1692). İyi bir
ilâhiyat öğrenimi görmüş olması, İslâm dinini kolayca tanımasına ve kabul
etmesine yardım etti. Yine de İslâm dinine girişi, doğal olarak, yaşamının
önemli bir dönüm noktasıydı. Ömrü boyunca İslâm dininin ve kültürünün
hizmetinde oldu. 1715 yılında Avusturya’ya düzenlenen sefer sırasında,
haberleşme konusunda devlete hizmet etti.
İbrahim
Müteferrika, başka diller de bilmesi nedeniyle, kimi devletlerle görüşmeler
yapan heyetlerde bulundu. O
yıllarda Osmanlıya sığınan ya da davet edilmiş olan ve geçici bir
süre için Türkiye’de kalan Macar
Prensi II. Ferenc Rakoezi’nin tercümanlığını ve kâtipliğini yaptı. Sonra,
Macaristan’daki öğrenimi sırasında basım ve hak (kakma) işlerini de
öğrendiğinden basımevi kurma izni istedi. 1719-20 yıllarında, Yirmisekiz
Çelebizâde Sait Efendi ile ilk Türk basımevini kurma çalışmalarına başladı.
Basımevinin sağlayacağı yararları anlatan ayrıntılı bir raporu, Sadrazam Damat
İbrahim Paşa’ya sundu. Sadrazam bu öneriyi olumlu karşıladı.
Ancak
İstanbul’da basımevinin kurulması sosyal bir hazırlığı gerektiriyordu. Zira o
zamana kadar kitap yazmakla geçimlerini sağlayan hattatlar, bu işten zarar
göreceklerdi. Ancak ilim ve irfanı memleketin her tarafına yaymak isteyen
İbrahim Müteferrika, zamanın şeyhülislâmı Yenişehirli Abdullah Efendi’ye
basımevi açmak, kitap basmak konusunda; “Kitap
basma sanatını iyi bildiğini söyleyen bir kimse, lügat, mantık, astronomi, fizik
ve benzerlerini birer kalıba çıkarıp, buradan kâğıtların üzerine basarak, bu
kitapların benzerlerini elde ederim derse, bu kimsenin böyle kitap basmasına
şerîat izin verir mi?” diye sordu.
Şeyhülislâm
buna: “Kitap basma sanatını iyi bilen bir
kimse, bir kitabın harflerini ve kelimeleri birer kalıba çıkarıp, buradan
kâğıtlara basmakla, bu kitaptan az zamanda kolayca çok sayıda elde ediyor.
Böylece çok ucuz kitap yazılmasına sebep oluyor. Yararlı bir iş olduğundan,
şeriat bu kimsenin bu işi yapmasına izin verir. Kitapta yazılı ilmi bilen
birkaç kişi, önce tashih etmelidir. Tashih olduktan sonra basılırsa, güzel bir
iş olur” yanıtını verdi.
Böylece
ilk olarak İstanbul’da bir Türk basımevi kurmak için, İbrahim Müteferrika,
1729’da fetva ve izin almış oldu. Osmanlıda bir basımevinin açılmasına ancak
dini olmayan eserler basmak koşulu ile izin verildi. Bunun için de Şeyhülislâm
Abdullah Efendi’den dinle ilgili olmayan eserlerin basılabileceği yönünde bir
fetva alınmıştı. Makine ve Latin alfabesi kalıpları yurtdışından getirtildi.
(Arap alfabesi kalıplarının kaynağı ise açık değildir ve Müteferrika tarafından
yapıldığına dair bulgular vardır.) Yalova’da bir kâğıt fabrikası kuruldu. 16
Aralık 1727 tarihinde kurulan basımevi çalışmaya başladı. Bu basımevinde ilk
basılan kitap “Kitab-ı Vankulu Lügatı” oldu. Ardından tarih ve
coğrafyayla ilgili ve sözlük olan on altı kitap daha yayımladı ve toplam eser
sayısı on yediyi, cilt sayısı ise yirmi üçü buldu.
İbrahim
Müteferrika 1737’de, Osmanlının Lehistan ile olan anlaşmasını yenilemek için
yapılan görüşmelere katıldı. 1738’de Orşava Kalesi’nin teslim alınması için
yapılan anlaşmaya başkanlık yaptı. İstanbul’a döndükten sonra, geçirdiği
rahatsızlık sonucunda ve 1745 yılında vefat ettiğinde, Kasımpaşa Aynalıkavak Mezarlığı’nda
toprağa verildi.
Yazar, çevirmen
ve fen adamı olan İbrâhim Müteferrika’nın Latinceden çevirileri ve fen
kitapları vardır. Bunlardan astronomiye ait “Usûlu’l-Hikem fî Nizâmi’l-Ümem” ile din içerikli olan “Risâle-i İslâmiyye” adlı kitapları basılanlar
arasındadır. Dürüst, ahlaklı, faziletli, vefakâr ve çok çalışkan bir kişi olan
İbrahim Müteferrika, Doğu ve Batı dillerini bir araya toplayan bir sözlük
kitabı hazırlamak istedi ise de buna ömrü yetmedi. Jale Baysal, İbrahim
Müteferrika’nın yaşam öyküsünden yola çıkarak “Cennetlik İbrahim Efendi”
adlı oyunu yazdı (1986). Ölümünden sonra, basımevinin işletme izni Rumeli
kadılarından İbrahim Efendi ile
Anadolu kadılarından Ahmet Efendi’ye verilmişti.
BAŞLICA
ESERLERİ:
TELİF: Risale-i İslâmiye, Vesiletü’t-Tıbaa, Usûlü’l-Hikem fî
Nizamü’l-Ümem.
ÇEVİRİ: Füyüzat-ı Mıknatissiye (1731).
KAYNAKÇA: İbrahim
Alaeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı
Müellifleri III (1975), A’dan Z’ye Tarih Ansiklopedisi (1984),
Arslan Tekin / Edebiyatımızda İsimler ve
Terimler (2. bas. 1999), Erhan Afyoncu / TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 21, 2000),
Hüseyin Gazi Topdemir / İbrahim
Müteferrika ve Türk Matbaacılığı
(2002), Franz Babinger / Müteferrika ve Osmanlı Matbaası (Çev:
Nedret Kuran Burçoğlu, Mart 2004), İhsan Işık /
Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri
Ansiklopedisi, C. 2, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).