17. Yüzyıl Osmanlı dönemi
Diyarbekir valilerinden. (D. ? - Ö. 2 Aralık 1685, Budin). Divriğilidir. 1663/64’te
Rukiye Sultan ile evlendiğinden Damad-ı Şehriyari, yani padişah damadı olmuştu.
Koca İsmail Paşa’nın ağabeyidir. Kendisine önceleri “Şeytan” denilirdi, sonra
lakabı değiştirilerek kendisine “Melek” İbrahim Paşa denildi. Hemşerisi
Defterdar Seyyit Mustafa Paşa’nın adamı olup, bu sayede başbakı kulu (maliye
başmüfettişi), sonra 1656/57’de başdefterdar oldu.
Sonra kendisine vezirlik sanı
verilerek Mayıs 1667’de Mısır Valisi yapıldı. Mısır hazinesinin açık vermesi
nedeniyle 11 Nisan 1565’te azledilerek hapse atıldı. O yılın sonunda
Diyarbekir, sonra Şam Valisi olduysa da 1668/ 69’da yine görevden alındı. 1671/72’de
kubbe veziri olarak, 1672/ 73’te Kandiye Muhafızı, 1675’te ikinci kez Şam Valisi,
Temmuz 1676’da Babadağı Serdarı oldu. Ancak
savaştan fetihsiz döndüğü için Şubat 1677’de yine hapsedildi. 1677’de Kandiye,
sonra Mora, Erzurum ve 1683’te ikinci kez Diyarbekir Valisi oldu. 1684’te
Budin’e memur edildi. 114 gün süren kuşatmada büyük yararlılıklar gösterdi ve
bu sırada muhafız Kara Mehmet Paşa ölüğünden onun yerine Budin Muhafızı,
1685’te Engürüs (Budin) Serdarı oldu. Ancak 2 Aralık 1685’te katledilmiştir.
Katli Budin’in istilasına sebep olduğundan tüm halk mahzun olarak katline sebep
olan Kara İbrahim Paşa’ya lânet etmiştir…
Melek İbrahim Paşa öldüğünde 90
yaşının üzerindeydi. Cömert, sezgisi kuvvetli olup hilelerine akıl sır ermezdi.
Defterdarburnu Mescidi ile bitişiğindeki sarayın ilk kurucusudur. Himmetzade
Zaviyesi’ni de o yaptırmıştı.
KAYNAK:
Mehmed Süreyya / Sicil-i Osmanî (c. I, s. 109, 1996).