Araştırmacı-yazar. 31 Aralık 1968 tarihinde
Gaziantep’in Nizip ilçesinde doğdu. Aslen Diyarbakırlı bir aileden olup, bu
şehrin ve ülkenin meşhur alimlerinden Muhammed Emin Er'in oğludur. Babasının yanında dini ve Arabi ilimler okuyup ilmi ve ameli icaze aldı. Gaziantep'te
Aliye Ömer Battal İlkokulu (1981) ve Gaziantep İmam Hatip Lisesi (1984)'ni,
sonra Ankara Mimar Sinan Lisesini (1988) bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Medine İslam Üniversitesi Arap Dili
Bölümünde yüksek öğrenim gördü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsünde İslam Tarihi ve Sanatları bölümünde "İslam Tarihi ve
Sanatları / Emeviler Döneminde İlim" konulu teziyle master programını
tamamladı. Yüksek tahsilinin ardından çeşitli okullarda öğretmen ve idareci
olarak görev yaptı, özel sektörde kendi işiyle meşgul oldu.
İbrahim Halil Er'in ilk yazısı
1986'da Edebiyat dergisinde
yayımlanan bir kitap tanıtımıydı. Sonraki yıllarda makaleleri; Milli Gazete, İstiklal Gazetesi, Milat Gazetesi
ile Anadolu Gençlik, Genç İstikbal,
Gülistan ve Milli Şuur dergilerinde yer aldı. Hedef Radyo
ve Kanal 5 Televizyonunda Programlar yaptı.
Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şubesi,
Öğ-Der, Şuurlu Öğretmenler Derneği (Yönetim Kurulu), Öz-Der, Özel Öğretim
Derneği (Yönetim Kurulu), Tarih ve Strateji Derneği (Başkan), Muhammed Emin Er
İlim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Başkan) üyesidir. Evli olup; Muhammed Emin
ve Erkam Tuna adlarında iki oğul babasıdır. Hayatını ve çalışmalarını Ankara'da
devam ettirmektedir.
ESERLERİ:
Cennet
Doğuda Bir Yerdedir (Geçmişten Günümüze Haçlı Seferleri) (2006), Siyasal İslam Düşüncesinin
Doğuşu (2016), Peygamberimizin Eğitim Metodu (2011), Çanakkaleye Can Verenler
(2013), Ümmetin Dirilişi Çanakkale (2014), Son Osmanlı Alimi (2014), Seyda
Muhammed Emin Er Hoca ile Söyleşiler (2016), Öykülerle Osmanlı Padişahları 1-2
(2015), Selahaddin Eyyubi (2017), Hz. Muhammed’in Mektupları ve Diplomasi
(2017), Asım’ın Nesli (2017), İstiklal Marşı ve Mehmet Akif (2015),
KAYNAKÇA:
İbrahim Halil Er (Bilgi teyidi, 2014, 2017), İhsan Işık / Geçmişten Günümüze
Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014) - Resimli ve Metin
Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2018).
Yeni Zelanda katilinin silahının üzerinde Şipka Geçidi
ismi yazılıydı. Şipka Geçidi olayı tarihimizde birçok tarihçinin bile bilmediği
çok detay ve ayrıntılı bir tarihi olaydır. Bizim bilmediğimiz ve hatta
unuttuğumuz, unutturulduğumuz ve unutmaya terk edildiğimiz bu olayı dünyanın
öbür ucundaki katil biliyordu ve bu ne demek oluyordu?
Bu tür stratejik soruları istihbaratçılar araştırsın,
biz Şipka Geçidi olayının ne olduğunu kısaca anlatalım: 1877-78 Osmanlı-Rus
Savaşı’nın Plevne Savunması hattında gerçekleşen önemli stratejik
savaşlarımızdan birisidir. Şipka Geçidi, Bulgaristan’ın tam ortasında Balkan
dağları üzerinde, 1329 metre rakımlı ve askeri açıdan stratejik bir geçittir.
General Jozef Vladimiroviç Gurko komutasındaki Rus
ordusu, Balkanları aşmak için Şipka Geçidi’ni aşması gerekiyordu fakat burada
4000 kişilik bir Osmanlı Ordusu beklenmedik şekilde direniş gösterdi. Uzun
mücadelelere rağmen Osmanlı Ordusu’nu yerinden kıpırdatamayan Ruslar, bir sabah
uyandıklarında Osmanlı Ordusu’nun mevzilerini terk edip geri çekildiğini
hayretle görerek geçitleri ele geçirdiler.
Osmanlı Ordusu’nun neden geri çekildiği ve geri
çekilme emrini kimin verdiği anlaşılmadı. Böylece çok stratejik bir mevki
düşmana teslim edildi. Bu mevkiinin düşmesi Edirne yolunu açmış oluyordu. Eğer
Osmanlı kurmayları bilmeden geri çekilmişlerse 500 yıl yönettikleri Balkanları
tanımadıklarını ve bölgenin topografyasını bilmediklerini göstermektedir.
Şipka Geçidi’nin düşman eline geçtiği haberi alınınca
hemen alelacele Süleyman Hüsnü Bey komutasında bir ordu gönderildi. Her ne
kadar Şipka Geçidi stratejik olarak önemli olsa da bu sırada Plevne’de
kuşatılmış olan Osman Paşa’ya yardıma gitmek daha önemliydi. Çünkü Osman
Paşa’nın kurtarılması bölgedeki askeri kurtaracağı gibi o askerle Şipka tekrar
alınabilirdi. Fakat Süleyman Hüsnü Paşa (Kendisi aynı zamanda iyi bir yazardır.
Dönemin harp okulu kitaplarını yazmıştır.) Şipka Geçidi’ni almayı tercih etti
ve 30 bin askerini boşu boşuna 4 ay burada oyaladı ve bu süre zarfında Osman
Paşa yenilerek teslim oldu. Bu durum onu da saldırıya açık hale getirdi.
Osman Paşa’yı yenen Rus ordusu tamamen serbest
kaldığından 60 bin kişilik orduyla Süleyman Hüsnü Paşa’yı da yenip Sofya’ya
girerler. Tüm Osmanlı Ordusu yenilmiş ve İstanbul yolu açılmıştır. 19 Temmuz
1877 yılındaki Şipka Geçidi tahliyemiz büyük bir stratejik hatadır. Fakat bu kararı
veren komutan veya Şipka’yı yöneten komutan bilgisine ulaşamadık. Büyük
olasılıkla yerel kuvvetlerden olup bölgenin stratejik öneminin çok farkında
olmayan alt rütbeden birisidir. Sadece askerlerin çok olumsuz koşullarda olduğu
ve bu nedenle tahliye edildiği bilgisi var. Halbuki tahliye edilmek yerine
takviye edilseydi Rusları orada durdurabilirdik. Bunun temel nedeni savaşı
idare eden savaşı ve bölgeyi bilen genel bir komutanımızın olmaması ve savaşı
başkentten yönetmeyi tercih etmemiz etkili oldu. Sonra bölgeye tam yetkili
olarak Süleyman Paşa’yı gönderdik fakat Şipka gibi önemli bir mevzi artık
kaybedilmişti. Süleyman Paşa’nın Şipka yerine Plevne’ye takviye yapması
gerekirken Şipka’nın stratejik öneminden dolayı buraya yüklenmesi Plevne’yi de
düşürdü ve bu düşüş, Şipka’yı kuşatan Süleyman Paşa’nın kuşatılmasına ve
yenilmesine neden oldu. Bence 93 harbi tüm yönleriyle araştırılması gereken
önemli bir savaş.
Osmanlı - Rus savaşındaki yenilginin müsebbibi olarak
görülen Süleyman Hüsnü Paşa divan-ı harpte yargılanıp idama mahkum edildi.
Fakat II. Abdulhamid onu Bağdat’a sürgüne gönderdi ve orada vefat etti. Kaderin
cilvesine bakın ki Mithat Paşa’nın ekibinden olan paşamız Kanuni Esasi
hazırlanırken Sultan II. Abulhamid’den sürgün cezalarının kaldırılmasını talep
etmiş ve bu talebi red edilmişti. Eğer Sultan onun talebini kabul etmiş olsaydı
kendisi sürgün edilemediği için belki de idam edilecekti...
KAYNAK: İbrahim Halil Er / Teröristin bahsettiği
"Şipka Geçidi" olayı nedir? (milligazete.com.tr, 7 Mar 2019).