Edebiyat, bilim ve sanat
tarihçisi; biyograf, bibliyograf (D. 1870, İstanbul - Ö. 25 Mayıs 1957). Tam
adı İbnülemin Mahmud Kemal İnal’dır. Baba tarafından Hz. Hüseyin neslinden
olup; dedesi Arapkirli Mehmed
Emin Paşa’nın (1833-1908) dedeleri, Buhara Emirlerinden Selcenli oğullan olarak
bilinen aşirettendir. Aile, Anadolu’ya göç ederek önce Arapkir yöresine
yerleşmişler ve Padişah fermanıyla Tanzimat’ın ilanına kadar vergiden muaf
tutulmuşlardır.
Özel öğrenim
görerek yetişen İbnülemin, Mehmet Âkif’in babası İpekli Tahir Efendi, Beyazıt
Kütüphanesi hâfız-ı kütübü ve Ali Paşa Camii imamı Hasan Tahsin Efendi ile
Trabzonlu Hüsnü Efendi’den özel derslerle eğitimini güçlendirdi. Mekteb-i
Mülkiyeden (Siyasal Bilgiler Fakültesi) rahatsızlığı nedeniyle ayrıldı. Ayrıca
Mekteb-i Hukuk (Hukuk Fakültesi) ve medrese derslerine bir süre devam etti.
Arapça, Farsça, Fransızca öğrendi, hat ve musikiyle de ilgilendi.
Babasının
memurluğu dolayısıyla Adana, Elazığ, Ankara, İzmir ve adaları gezdi. Sadaret
Mektubi Kalemi, Babıali Teftiş Islahat Komisyonu Baş Kitabeti, Eyalet-i Mümtâze
ve Muhtare Kalemi Müdürlüğü gibi görevlerde bulundu (1908). Abdülhamid döneminde resmî evrak ve jurnalleri kontrol eden komisyonda yer aldı.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Evkaf-ı İslâmiye (İslâmî Eserler) müzesi ve
Âsâr-ı Atika (Arkeoloji) Müzesinin kuruluşuna önayak oldu. Tarih-i Osmanî
Encümeni (1923), Türk Tarih Encümeni üyeliklerinde bulundu. Düyun-u Umumiye
teşkilatında görev aldı. Topkapı Sarayı arşivlerinin tasnifi için kurulan
komisyonun başkanlığını da (1924) yapan İbnülemin, on altı sadrazamın
(başbakanın) yanında çalışmıştı. 1927’de başladığı son resmî görevi olan İslâm
Eserleri Müzesi müdürlüğünden 1935’te emekli oldu. 1957’de vefat eden
İbnülemin’in kabri, İstanbul Merkez Efendi Mezarlığındadır.
Son yüzyılda kültürümüze en büyük hizmetlerde bulunmuş seçkin
isimlerden biri olan İbnülemin Mahmud Kemal, hayatı boyunca hep bilimsel
araştırmalar içinde olmuş, vefat ettiğinde ardında çok kıymetli kaynak eserler
bırakmıştır. Bu eserlerden Son Asır Türk Şairleri (12 fasikül,
1930-42, 2. bas. 1970), Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar (14 fasikül,
1940-53, 4. Bas. 1969), Son Hattatlar (1955), edebiyat, kültür ve sanat
tarihimiz için en önemli kaynaklar arasında yer almıştır.
İslâm Ansiklopedisi danışmanlığı
görevinde de bulunan İbnülemin vefatına kadar bekâr yaşadı. Ömrü boyunca
topladığı arşiv, koleksiyon, gazete ve kitaplarını İstanbul Üniversitesi
Kütüphanesine, Mercan’daki konağı ile İbnülemin Mahmud Kemal Yurdu’nu İlim
Yayma Cemiyeti ve İmam Hatip Okulunun yardım derneğine bağışladı. Makaleleri Tarih,
Tercüman-ı Hakikat, arkadaşlarıyla çıkardığı Resimli Gazete, Asır,
Mütâleâ, Beyanü’l Hakk gazetelerinde yayımlandı. Yurtdışında yapılan bazı
ilmî toplantılara katıldı, çalışmalarından dolayı birçok yabancı ülke devlet
başkanından nişanlar aldı.
Bâb-ı Alî tarihini tüm sohbetlerinde ve
kitaplarında yaşatan İbnülemin’in, bir eski zaman efendisi olma özelliğini iki
ünlü şairimiz bir şiirde pek güzel ifade etmişlerdir. Hakkında yazılmış şu ünlü
beytin ilk dizesi Yahya Kemâl'e, son dizesi Süleyman Nazif e aittir:
"Hezâr
gıbta o devr-i kadîm efendisine,
Ne kendi
kimseye benzer, ne kimse kendisine."
“Tanrı'nın
lutfu olarak öğünülecek güçlü bir hafızası, keskin zekâsı, gecesi gündüzü
olmayan çalışkanlığı, ileri yaşından umulmayan hareketli hayatı; yakın
tarihimize, edebiyatımıza, yazı ve musikî sanatımıza derin vukufu ile sağlam
kaynaklar yaratmış bir âbide adamdı.
“Mahmut Kemâl Bey, Bâb-ı Alî
tarihini tüm detaylarına kadar yaşayan, sohbetlerinde ve kitaplarında yaşatan
bir eski zaman efendisiydi. Edebiyat ve tarih alanındaki derin bilgisiyle,
hiddetli ve şiddetli konuşmalarıyla, zehir gibi hicviyeleriyle, hazırcevaplılığı
ile, dinleyenleri kahkahalara boğan nükteleri ve mizahı ile eşine rastlanmayan
bir kişiliğe sahipti. Eski zaman deyimiyle nev'i şahsına münhasır bir umman'dı.” (Taha Toros)
“İbnülemin
Mahmud Kemal Bey, sonradan gelen bir tanıklık gibi yazardı. Onun için aktüalite
veya polemiğin muayyen bir zaman hududu yoktu. Bu yüzdendir ki, eserlerinin
mevzuu ne kadar değişirse değişsin daima kendi tercüme-i hâli imiş hissini
verir. Son Sadrazamlar’ı belki, belki son Asır Türk Şairleri’ne ilave ettiği
kendi tercüme-i hâli kadar şahsına bağlıdır. Çünkü bize, Mahmud Kemal Bey’i
içinde yetiştiği müessese ve etrafında ki insanlarla verilir.
Bu hacimli kitabın Said Paşa’ya ayrılan
ciltleri ise, bu bakımdan emsalsizdir. Bizde bu iki cilt kadar siyasi bir
şahsiyetin üzerinde dikkatle durmuş eser azdır. Fakat aldanmayalım, bu
ciltlerde devrinin politik hâdiseleri ve Sadrazam Said Paşa’nın hayatı arasında
asıl karşılaştığımız şey, İbnülemin Mahmud Kemal Bey’in kendisidir. Yahut hiç
olmazsa, Mahmud Kemal Bey’le olan münasebetlerinde yakalanmış; Mahmud Kemal
Bey’e hizmet veya ihanet etmiş bir Said Paşa’dır. Eser ilerledikçe
Abdülhamid’in kendi mizacına göre yarattığı bu vezirin arkasından, öbür barok
terkip, İbnülemin Mahmud Kemal Bey yavaş yavaş bütün egosantrizmi ve kompleksleriyle
tıpkı kırılan kalıbın arasında asıl büsbütün çıkış gibi çıkar.” (Ahmet
Hamdi Tanpınar)
ESERLERİ:
Hülâsâ-i
Ziraat
(1890), Ahlâk (1891), Revzatü’l Kemal (1891), Menafiü’s-Sav
(1892), Kemâlü’l-Hikme (Hersekli Arif Hikmet’in hayatı, 1911), Kemalü’l-İsmet
(II. Abdülhamid’in kitapçılarından İsmet Efendi’nin hayatı, 1912), Kemalü’l-Meşâhir
(bazı ünlülerin hayatları (1928-29), Tarihçe-i Evkaf ve Teracim-i Ahval-i
Nüzzar (Vakıflar Bakanlığı ve Bakanlar hakkında), Son Asır Türk Şairleri
(12 fasikül, 1930-42, 2. bas. 1970), Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar
(14 fasikül, 1940-53, 4. Bas. 1969), Son Hattatlar (1955), Hoş Sadâ (1875’ten
bu yana müzisyen biyografileri, Yenişehirli Avni’nin torunu Avni Aktunç
tarafından tamamlandı, 1958), Sabih (hikâye, 1898), Rahşan (hikâye,
kitaplaşmadı), Kamil Paşa’nın Sadareti ve Konak Meselesi (1912), Bir
Yetimin Sergüzeşti (hikâye, kitaplaşmadı), Divan-ı Yahya (Şeyhülislâm
Yahya’nın hayatı ve şiirleri, 1918), Divân-ı Hikmet (Hersekli Arif
Hikmet’in Hayatı ve Şiirleri, 1918), Divan-ı Galib (Leskofçalı Galib’in
Hayatı ve Şiirleri, 1919), Menâkıb-ı Hünerverân (Âli’nin eseri, metin ve
müellifinin biyografisi, 1926), Tuhfe-i Hattatin (Müstakimzâde Şeyh
Süleyman Sadeddin Efendi’nin Eseri, Metin ve Müellifinin Biyografisi, 1928).
Ayrıca basılmış on beş kadar eseri daha vardır.
KAYNAKÇA: Ahmet Hamdi Tanpınar / Edebiyat Üzerine
Makaleler (1969), Hakkı Tarık Us (Elli Yıl mecmuası, s. 62-63, tsz.), Sedat
Ağralı (Büyük Larousse, 1986), Taha Toros / Türk Edebiyatından Altı Renkli
Portre (1998), Mehmet Behçet Yazar / Edebiyatçılar Alemi - Edebiyatımızın
Unutulan Simaları (yay. haz. Mustafa Everdi, 1999), Behçet Necatigil /
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Ömer Faruk Akün / TDV İslâm
Ansiklopedisi (c. 21, 2000), TBE Ansiklopedisi (2001), Mehmet Nuri Yardım /
Edebiyatımızın Güleryüzü (2002), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar
Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli
ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006,
gen. 2. bas. 2007) – Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2,
2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).