Gazeteci-yazar,
siyaset adamı, Adana milletvekillerinden (D. 1920, Kafkasya - Ö. 26 Mart 1997).
Ankara Lisesini bitirdi. Ankara Radyosu Temsil Kolu ve Çocuk Kulübü
çalışmaları ile İzmir Şehir Tiyatrosunun kuruluşuna katıldı. Tiyatro adlı
bir dergi (1946-50) çıkardı. İzmir’de çıkan Ege Güneşi gazetesinin yazı
işleri müdürlüğünü yaptı. Ankara’da İstiklâl, Türkiye İktisat ve
Zafer gazetelerinin yazı işleri müdürlüklerinde bulundu.
Zafer gazetesinde yayımlanan bir yazısından dolayı tutuklandı
(1960). Adalet gazetesini kurdu (1962). Adana milletvekili olarak
TBMM’de (1965-69) bulundu. 1969’da ve 1970’te yılın gazetecisi seçildi. 1971 ve
1981’de haber ödülleri ve 1986’da Burhan Felek Ödülünü kazandı.
Turhan
Dilligil, 26 Mart 1997 günü Ankara’da hayatını kaybetti. Dilligil için ertesi
günü TBMM’de tören düzenlendi. Cenazesi, 28 Mart 1997 günü Kocatepe Camiinde
kılınan öğlen namazı ardından kılınan namazdan sonra İstanbul’a götürülerek
Karacaahmet Mezarlığında toprağa verildi.
ESERLERİ
(Araştırma-İnceleme):
Tarih Boyunca Tiyatro: Renaissance’a Kadar (1. kitap, 1953), Allahsız
Gardiyan (1966), Bayar-İnönü
Yakınlaşması (1969), İmralı’da
Üç Mezar (1988, 1989), Hepiniz
Suçlusunuz (1989), Eğriye Eğri Doğruya Doğru, Bir Demokrat Parti Vardı,
Erbakan ve Erbakancılık, Hepiniz Suçlusunuz, Mektup Adalet, 27 Mayıs’tan 12
Eylül’e Adaletten Mektuplar, Asaletmeap,
Türk Tarihinin Kayıp Yılları İnönü Dönemi, Özgür Basın İçin.
KAYNAKÇA:
A. Borcaklı-G. Koçer / CDTT Bibliyografyası (1973), TDE Ansiklopedisi (c. 2,
1976), Turhan Dilligil vefat ilanı (Milliyet, 27.03.1997), TDOE-TDE
Ansiklopedisi 3 (2003), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2007), Şemsi
Sılkım / Yeniçağ: İzmir ve Ankara’da yayımladığı gazetelerle basın tarihine
geçti (yenicaggazetesi.com.tr, 1 Mayıs 2011).
İZMİR VE ANKARA'DA
YAYIMLADIĞI GAZETELERLE BASIN TARİHİNE GEÇTİ
Şemsi SILKIM
Kafkasya
1920 doğumlu Turhan Dilligil, annesi Atiye Hanım’ın, babası Rahmi Bey’e
sürekli, “Türkiye bizim öz vatanımızdır oraya gidelim” talepleri arasında
büyümüştü. Günün birinde öğrenci olmasına rağmen annesinin bu talebine arka
çıkıp destek oldu. Ama onun “İstanbul’a gidelim” sözüne kimse itibar etmeyip,
akrabalarının bulunduğu İzmir’e göç ettiler. Turhan, lise öğrenimini
bitirdiğinde, kendisini devamlı destekleyen ve koyu bir Milliyetçi olan babası,
eşinin yastık içinde getirdiği altınları bozarak “Demokrat” adlı bir gazete
çıkarmasına yardımcı oldu.
Sonra,
gazetesini “Demokrat İzmir” adıyla yayımlayıp kurduğu güçlü ve güzel bir kadro
ile Yeni Asır gazetesine rakip oldu.Turhan Dilligil İstanbul’a ziyarete
geldiğinde kendisiyle Gazeteciler Cemiyeti lokalin de tanıştık. Bana haftada
bir magazin sayfası yapmam için teklifte bulundu ve anlaştık. Demokrat İzmir
Gazetesi kapanana kadar her ay ücretimi düzenli olarak, Banka hesabıma
gönderdi. Son olarak da gönderdiği mektupta, teşekkür ile birlikte
“Ankara’da bir gazete çıkarmayı düşünüyorum” notu vardı.
Turhan
Dilligil, Ankara’ya gitme hevesine kapılınca bu kez eşi Ayten gibi
çocukları Arın, Lale ve Erol da kendisine destek olmuşlar. Adalet Gazetesi’nin
Ankara’da yayına başlayacağı geceyi, eniştem Mekki Sait Esen şöyle
anlatmıştı: “Turhan, İzmir’den Ankara’ya her gelişinde Akba adlı
kitabevinde buluşur geceleri meyhanelerde âlem yapardık. Oldukça samimi bir
çevre kendisini çok severdi ve bir hayli de spritüel, artist fıkraları da
vardı. Çünkü yakınları arasında çok sayıda tiyatro sanatçısı olduğunu
biliyorduk. Gazeteyi kurup ilk gece matbaada eğlenirken, Hürriyet’in Ankara
Temsilcisi Emin Karakuş, ortaya çıkıp dedi ki; -Kafkasyalı Turan, çık
ortaya bize bir kazaska oyunu göster!...Turhan Dilligil nazlanırken eşi Ayten
hanım ayağa kalktı ve gayet ciddi olarak;‘-Turhan, eğer arkadaşların isteğini
yerine getirmezsen gazetenin sahibi olarak ben, gazetenin basılmasına izin
vermiyor ve seni de Yazı Müdürlüğünden azat ediyorum...’ dedi.
Şaşırmıştık,
meğer Adalet Gazetesi’nin sahibi eşi imiş. Hepimiz orasını alkışa boğarken,
Ayten hanım da ortaya çıktı, eliyle tempo tutarak;“-Turhan geldi aşka, haydi
oyna kazaska!..” diye seslenince, O suskun Turhan ceketini yere atarak
hızlı adımlarla oynamaya başlamasın mı... Hem de türkü okuyunca, bizler
de Ulus’un Yazı Müdürü Münir Berik, başta olmak üzere, Feridun Fazıl Tülbentçi,
Hikmet Münir Ebcioğlu, Ebuzziya Ziyad, Emin, ben, Adil Akbay ile ağırbaşlı
Bilal Akba, Cihat Baban, hatta Hıfzı Oğuz Bekata, Muammer Yaşar, Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Beyhan Cenkçi’yi de iki kolundan çekerek ortaya çıkarırken hep
bir ağızdan ve koro halinde neşe saçtık:‘Kazak geldi aşka haydi oyna
kazaska!...Turhan geldi aşka haydi oyna kazaska!...Cenk geldi aşka oynasın
kazaska!...’... Ve Ayten Dilligil’in sahibi olduğu, Turhan Dilligil’in yazı
İşleri Müdürlüğünü yaptığı Demokrat Adalet Gazetesi böyle bir havada ilk
baskısını yapmıştı ama bu eğlenceden gazetede tek kelime bile yoktu.Gazetenin
ilk başmakalesi de Burhan Belge’nindi.
İlginçtir,
Ankara’nın ciddi ve soğuk havası o yıllarda bu tür eğlencelerin gazete
sayfalarına yansımasına, hatta İstanbul haberleri olarak verilmesine bile cevaz
vermiyordu.Turhan Dilligil’in, Ankara’dan bana telefonla yaptığı “Demokrat
İzmir gazetesindeki gibi haftada bir Adalet Gazetesi için de magazin sayfası
hazırlamaya devam!.” ricasını direktif olarak kabul ederek, gazete kapanana
kadar sürdürdüm.. Yıllar sonra, gazetenin satışındaki azalması üzerine bana
yazdığı teşekkür mektubundaki şu incelik beni çok duygulandırmıştı:“-İstanbul
gazetelerinin burada erken saatte gelip ayni zamanda bazılarının da burada
basılıp satılmasına yenik düştük. Sizin Grenwich saati gibi yazılarınızın
düzenli gelmesinin hiçbir sıkıntısını yaşamadım, sonsuz teşekküre
lâyıksınız.”Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Başarı ödülünün dağıtımında
ikimizin de peşpeşe olmamızı vesile bilip, dostluğumuzu bir kez daha
pekiştirmiştik. Kendisini rahmetle anıyorum. Ruhu Şad olsun.
KAYNAK:
Şemsi Sılkım / Yeniçağ: İzmir ve Ankara’da yayımladığı gazetelerle basın
tarihine geçti (yenicaggazetesi.com.tr, 1 Mayıs 2011).