Osmanlı Sadrazamı (D. 1583?, Arnavutluk / Berat - Ö. 31 Ekim 1661,
Edirne). Makedonya’nın Köprülü kasabasından devşirilerek Osmanlı tarihinde önemli yerlere
getirilen ünlü Köprülüler’in en büyüğü ve Fazıl Ahmed Paşa’nın babasıdır. İstanbul’a getirildikten sonra Enderun’da (saray okulu) yetiştirilerek önce
sarayın ara işlerinde görevlendirildi. IV. Murat zamanında Hazîne-i Âmire’de (para işlerinin yönetildiği yer) değerlendirildikten kısa bir süre
sonra taşradaki süvari
bölüklerinden birine gönderildi. O dönemde Amasya’ya bağlı Köprü
(Vezirköprü)’de Ayşe Hanım’la evlendi. Burada bulunması nedeniyle de “Köprülü” sanıyla tanındı. Hüsrev Paşa
Sadrazamlığa (Başbakanlık) getirilince onun hazinedarı oldu. Hüsrev Paşa’nın öldürülmesinden sonra kısa bir
süre Amasya Sancak Beyliği yaptı ve İstanbul’a döndü. Tophane Nazırlığında sipahilik ve silâhdar ağalıkları görevlerinde
bulundu. Çorum Sancak Beyi iken
Bağdat seferine katıldı (1638).
Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın
Sadâretinde (başbakanlığında) rikâb-ı hümâyun (sadaret kaymakamı) kapıcılar kethüdası (kâhya) ve mîrâhur (saray
ahırları yöneticisi) oldu. Arkasından
yeniden Amasya Sancak Beyliğine getirildi. Bu sıralarda vezir-i âzam (başbakan) olan Sultanzâde Mehmed Paşa tarafından kendisine vezirlik
payesi verilerek Trabzon valiliğine gönderildi. 1547’de Şam mütesellimi (vali vekili) oldu. Varvar Ali Paşa’nın
isyanı üzerine Karaman Beylerbeyi olarak isyanı bastırmakla görevlendirildi.
Çankırı yöresinde Ali Paşa’ya yenilerek esir düştüyse de İpşir Mustafa
Paşa tarafından kurtarıldı. Ertesi yıl Katırcıoğlu Mehmed’in üzerine
gönderildi, onu af dilemeye razı ederek olası bir savaşı önledi.
Köprülü Mehmed Paşa
bir süre Köprü kasabasına çekilerek orada yaşadı. İpşir Mustafa Paşa’nın
sadaret makamına gelişi üzerine Trablusşam eyaleti kendisine verildi. Fakat
buraya gitmeden görevi elinden alındığı için yeniden Köprü kasabasına döndü. Bu arada
Valide Turhan Sultan’ın kethüdası olan memleketlisi Mimar Kasım Ağa, Köprülü’yü
Sadâret makamına aday gösterdi ve Kubbe Vezirliğine (padişah adına devlet işlerini yürüten
görevli) tayin edilerek kendisine sadâret
yolu açılmış oldu. 5 Eylül
1657’de Boynueğri Mehmed Paşa’nın yerine sadâret makamına
getirildi. Ancak Köprülü, gerek
Valide Turhan Sultan’a, gerek Padişah IV. Mehmed’e kimi koşullar ileri sürerek ve yetkiler alarak mührü öyle kabul etti.
Köprülü Mehmed
Paşa ilk iş olarak, tüm Osmanlı topraklarında dini tartışmalar nedeniyle ortaya çıkan
karışıklığa müdahale ederek, bu olayın elebaşılarını sürgüne gönderdi ya da
başka cezalarla cezalandırdı. İstanbul’da fesat çıkaran sipahi
zorbaları dağıttı ve Venediklilerin eline geçmiş olan Bozcaada ile
Limni’yi geri alarak Çanakkale Boğazı’nın güvenliği sağlandı. Erdel Beyi II. Rakoczy György, kendisini itaate davet eden
fermanı dinlemeyip Lehistan’a saldırdıysa da Kırım kuvvetlerine yenilerek
dönmek zorunda kaldı. Köprülü Mehmed Paşa, Haziran 1658’de Erdel Beyi’nin üzerine sefere çıktı. Osmanlı ordusu Belgrad üzerinden Yanova’ya yürüyerek bu önemli kenti aldı. Ancak Rakoczy’yi yakalamak mümkün olmadı…
Köprülü, Abaza
Hasan Paşa’yı, Anadolu’da sebep olduğu karışıklıklar nedeniyle, Diyarbekir’den Halep valiliğine
tayin ettirdi. Abaza Halep’e gitmediği gibi davet edildiği Erdel seferine de katılmadı.
Köprülü’nün hışmından
korkup kaçan birçok üst rütbeli görevlinin Abaza’nın yanına gitmesinin de bunda rolü
olmuştu. Bundan sonra
Abaza ve yanındakiler Sadrazam Köprülü’yü kolayca görevinden
aldırabileceklerini düşünüp çeşitli baskılarda bulundularsa da bunu başaramadılar.
Köprülü Edirne’ye
gelip padişahın huzurunda ayak divanına (padişah dışında
herkesin ayakta durarak karar alınan acil toplantı) katıldı. Şeyhülislâmdan fetva alınarak Diyarbekir Beylerbeyi Murtaza
Paşa’nın emrinde bir kuvvetin Celâliler üzerine gönderilmesine karar verildi. Bu arada
Abaza Hasan Paşa, Köprülü’ye bir suikast düzenlediyse de bunu başaramadı. Abaza kışlamak
için önce Antep’e gitti, fakat baskı ve
erzak kıtlığı yüzünden orada tutunamayıp
Halep’e çekildi. Burada yanında Köprülü
Mehmed Paşa’ya muhalif paşalar da
bulunduğu halde bir tertip sonucu yakalandı
ve Köprülü’nün emriyle hepsi idam
edildi (16-17 Şubat 1659). Böylece
Köprülü önemli muhaliflerini ortadan
kaldırmış ve iktidarı tam anlamıyla
eline geçirmiş oldu. Ayrıca isyanı
destekleyen Şam’daki Yerli Kulu
teşkilâtını ağır şekilde cezalandırıp buraya
yeniçeri birlikleri gönderilmesini sağladı.
Bundan sonra Anadolu’da Celâlî ve tüfek teftişi başlattı. Teftişte binlerce kişi ölümle cezalandırılarak halktan 80.000
kadar tüfek toplandı. Bu teftişte askerlerden birçok kimse cezalandırıldığı gibi müderris ve kadı gibi ilmiye sınıfından da çok kişi aynı cezaya uğramış oldu.
Anadolu’da
güvenlik ve sessizliğin sağlanması üzerine, Köprülü Mehmed Paşa padişahla
birlikte Bursa gezisine
çıktı (Temmuz 1659). Rakoczy’nin yeniden Erdel Beyliği’ne tayini için Bursa’ya gelen
Avusturya elçisinin
istekleri kabul edilmedi. Ardından Kaptan-ı Derya Köse Ali Paşa,
Avusturya fethinde bulunmak üzerine serdar (başkomutan) olarak atandı. Osmanlı Devleti’nin Erdel ve
Eflak işleriyle uğraşmasını fırsat bilen Venedik, kimi Avrupa devletlerinden
topladığı 120 gemilik bir donanma ile Hanya önlerinde asker çıkardıysa
da, Venedikliler bir süre sonra adayı
terk etmek zorunda kaldılar. Bu sırada, Köprülü yaşının bir hayli ilerlemiş olmasından dolayı hasta ve yorgundu. Bu nedenle padişaha, kendisine halef olarak Halep Beylerbeyiliğine tayin edilen oğlu Fâzıl Ahmed Paşa’yı önerdi ve IV. Mehmed bu öneriyi kabul etti. Ancak bu sırada Köprülü Mehmed Paşa, padişahla
birlikte bulunduğu Edirne’de iken, 1 Ekim 1661’de vefat etti. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Çemberlitaş’ta yaptırdığı külliyede toprağa verildi.
Köprülü Mehmed
Paşa, beş yılı aşan sadaretinde siyasî ve askerî disiplinin kurulmasında büyük bir
dirayet gösterdi. Sadareti bazı şartlarla kabul etmesindeki amacı devleti
içine düştüğü sıkıntılı durumdan kurtarmaktı. Köprülü’nün sadâretine kadar geçen sekiz yıllık zaman içinde on üç sadrazam değişmiş
olmasına karşın, güçlü bir sadrazam
bulunamamıştı. Köprülü kendisine rakip olabilecek devlet erkânını sindirdi, hatta rakiplerini ortadan kaldırmakta tereddüt etmedi. Silâhdar Fındıklılı Mehmed Ağa, onu “hunhar” diye nitelendirirken, özellikle tarihçi Naîma onu,
devleti içinde bulunduğu zor durumdan çıkaran, refah ve huzuru sağlayan
büyük bir devlet adamı olarak görür. Veziriâzamlığı sırasında Yeniçeri Ocağı’nı disiplin altına alan Köprülü Mehmed Paşa, ulufe
(Kapıkulu
ve Acemi Ocağı mensuplarına üç ayda bir verilen maaş)
dağıtımındaki yolsuzluklara el koymuş ve iktidarını
sağlamlaştırmak için daha sadâretinin başlarında kendisine bağlı bir istihbarat teşkilâtı kurmuştu. Gemilerdeki
kürekçilerin mağduriyetini önlemek üzere “kürekçi
akçesi” adı altında bir ödenek kurmuş, her cuma divan toplantısından sonra mevali (yüksek
dereceli bilim insanları) ve
müderrislerin sadrazamı
Arz Odası’nda ziyaretlerini gereksiz bularak kaldırmış, kubbe vezirlerinin sayısını da azaltmıştı.
Köprülü Mehmed
Paşa, ayrıca Turhan Valide Sultan’a çok büyük bir saygı göstererek
padişah üzerinde etkili olmuştu. Onu anlatanlar, onun devlet yönetiminde
deneyimli, kurnaz ve
şiddetli bir mizaca sahip olduğunu
belirtirken icraatlarını daima ön
plana çıkarırlar. Köprülü, kendisinden sonra sadaret makamına geçecek olan oğulları, akrabaları ve damatlarıyla XVII. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren
devlet yönetiminde ön sırada yer
almış Köprülüler ailesinin de
kurucusu olmuştur.
Köprülü, zamanda yapılan hayır eserlerinin çokluğu ile de dikkati
çekmektedir. Değişik yerlerde yaptırdığı bayındırlık işleri; köprü, cami,
hamam, dükkân, mescit, okul, yel değirmenleri, hanlar, çeşmeler, değirmen,
suyolu gibi hizmete yönelik toplumsal işler olarak sıralanabilir. Ayrıca
vakıfları da bulunmaktadır. Bunlara gelir sağlamak
üzere Limni, Köprü, Osmancık,
Merzifon, Akhisar, Bilecik ve başka yerlerde mülkü olan köylerini bütün gelirleriyle vakfetmiştir. İstanbul’da yapımını başlattığı külliyenin kimi bölümleri daha sonra oğlu Fazıl Ahmed Paşa tarafından tamamlanmıştır. Birçok eserle
birlikte Tokat’ta açılan üniversiteye onun adı verilmiştir.
HAKKINDA: Behçetî / Tarih-i Sülâte-i Köprülü (Köprülü Kitaplığı), Mustafa Ali Mehmed
/ Romen Vekayinâmelerine Göre Köprülü
Sadrazamlar ve Bazı Olaylar (Beşinci Milletlerarası
Türkoloji Kongresi: Tebliğler, 1985), M. Tayyib Gökbilgin / Köprülüler (İslam Ansiklopedisi, VI , 892-908, 1992), Haz. Abdülkadir Özcan / Anonim
Osmanlı Tarihi: 1688-1704 (2000), TDV
İslâm Ansiklopedisi (c. 26, 2002).