Koyun Baba

Mutasavvıf, Şair

Doğum
-
Ölüm
Burç
Diğer İsimler
Seyyid Ali (asıl adı)

 

Mutasavvıf şair (D. 15. yüzyıl, Horasan / Erzurum – Ö. 1467, Osmancık / Çorum). Asıl adı Seyyid Ali olan Koyun Baba’nın hayatı hakkında rivayetler dışında yeterli bilgi yoktur.  Hz. Ali soyundan ve sekizinci İmam Rıza’nın on ikinci oğlu olduğu sanılmaktadır. Bir söylentiye göre Koyun Baba, Horasan’dan Anadolu’ya gelinceye kadar yirmi dört saatte bir kez koyun gibi melermiş ki, bu hareket her gün aynı saatte olurmuş. Bundan dolayı kendisine “Koyun Baba” denilmiştir.  Onun, Horasan erenlerinden Hacı Bektaş’ın çağdaşı ve öğrencisi olduğu da söylenir. Kâbe’yi ziyaret ettikten sonra, çeşitli yerleri de gezerek Anadolu’ya gelmiş, burada bir süre dolaşmış ve sonra Kızılırmak vadisinde Osmancık denilen bir geçit noktasında yerleşmeye karar vermiştir.   

Anadolu’ya Orta Asya’dan büyük gruplar halinde göç eden, boş topraklar üzerinde zaviyeler (tekke gibi tarikat etkinliklerinin yürütüldüğü yapı) kurup yerleşen dervişlerden olduğu tahmin edilmektedir. Koyun Baba’nın hayatı bu anlatımlara tamamen uymaktadır. 1402 yılında Doğu Anadolu’ya, daha sonra da batıya geldiği rivayet edilen Otman Baba Velâyetnamesi’nde Koyun Baba’dan şöyle söz edilmektedir: “Otman Baba Terkos civarında Arık Çoban’ın sırtına binerek denizi geçmiş ve denizin Arık Çoban’ın topuğuna bile çıkmadığını görmüştür. İşte bu Arık Çoban diye adlandırılan zat (kişi) Osmancık’taki Koyun Baba’dır.” Yine Velâyetnâme’ye göre Otman Baba 780 (İS.1379)’de doğmuş ve 883 (İS.1478)’de ölmüştür. Bu duruma göre Koyun Baba ile çağdaştır.  

Menâkibnâme’de Fatih Sultan Mehmet’in doğu seferlerinden birine giderken ordusuyla Osmancık’ta konakladığı ve burada Koyun Baba ile görüştüğü ve onun duasını aldığı anlatılmaktadır. İkinci Beyazıt ise 1455’ten İtibaren Amasya valisi olduğuna göre onunla çeşitli vesilelerle görüşmüş olma ihtimali de vardır.

Koyun Baba türbesinin bahçe kapısının üzerindeki kitabede H.963 / M.1588 tarihi bulunmaktadır. Çorum Müzesi’ndeki asıl kitabesinde ise türbenin Koyun Baba’ya ait olduğu belirtilmekte, Koyun Baha’nın 25 Muharrem 873 tarihinde öldüğü türbenin ise H. 874 (M. 1969)’da yapıldığı 68x79 ebadındaki bir mermer üzerine işlenmiş bulunmakladır.

Koyun Baba’nın hayatı Hacı Bektaş-ı Veli’nin hayatıyla aynı varyantlar kullanılarak sunulmaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli’nin mürşitleri Ahmet Yesevî ve Lokman Perende olarak bilinirken, Koyun Baba’nın tasavvufi kişiliğine tesir eden şahsiyetler şu anda bilinmemekledir.   

Koyun Baba’nın hiç evlenmemiş olmasına karşın, Gümüşhacıköy ve Merzifon gibi yerlerde iki ya da altı kardeşinden söz edilmesi de onun Anadolu’ya kalabalık bir grupla geldiğini düşündürmektedir.

Koyun Baba Menâkibnâmeleri’nin üzerinde değişik zamanlarda çalışmalar yapılmıştır. Bunların kimi mensur, kimileri de manzumdur. Bu eser önce GÜ Çorum İlahiyat Fakültesi öğrencisi Harun Bayraktutar tarafından incelenerek lisans tezi olarak çalışılmış ve transkribe edilerek Latin harflerine çevrilmiştir. Menakıbnâme’de Koyun Baba’nın üzerinde durulan özelliklerinden bazıları şunlardır:

1) Koyun Baba hayatının her devresinde çalışmayı, el emeği ile geçinmeyi ve bunun gerekliliğini savunuyor. 2) Karşımızda iyiliksever, herkesin yardımına koşan, darda kalanlara el uzatan, iyiliğe iyilikle karşılık veren, kötülük yapanları bu davranışlarından vazgeçirmeye çalışan, son derece cömert, eli ve sofrası açık, helal kazanç ile geçinmeyi ilke edinmiş bir topluluk ve onun reisi bulunmaktadır. Bu öğretilerin İslâm dini esaslarıyla eski Türk âdet ve geleneklerinden geldiğini söylemek gerekir.  3) Menâkıbnâme’deki ahlâkî öğütler: Padişahın zaferle dönmesi halinde birçok vakıflar tayin etmek isteğine rağmen, Koyun Baba’nın bir şey istememesi tamahkârlık karşısında kanaatkârlığın tavsiyesidir. 4) Eser, baştan sona kadar Peygamberimiz Muhammed Mustafa’ya (sav) bağlılık, Ehl-i Beyt sevgisi, Fatıma anamız, Hz. Hasan ve Hüseyin, onların soyundan gelenlere duyulan büyük bir saygı ve sevgi halesi ile işlenmiştir Etkisi altında Kaldığı eski dönem şairlerin anlatımına benzetmek amacıyla kimi eski Anadolu Türkçe’sini hatırlatan sözcükler  kullanması belki ilk okuduğu eserin etkisiyle olabilir.

KAYNAKÇA: M. Şakir Çıplak / Osmancık’ta Erenler Durağı: Koyun Baba (2001), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).

 

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör