Hukukçu, Siyaset
ve Devlet Adamı, Milletvekili, TBMM Eski
Başkanı, 45. Hükümet) İçişleri Bakanı - Türkiye Cumhuriyeti 20. Başbakanı (D.. 15 Kasım 1935, Erzincan – Ö. 14 Nisan 2021,
Ankara).
Anayasa Mahkemesi eski üyesi üyeliği
yapmış Saime Akbulut eşidir. Babası Ömer Bey’in PTT’de memur olması nedeniyle
ilk ve ortaöğrenimini yurdun değişik yerlerinde yaptı. İlkokulu Eskişehir’de,
Ortaokulu Samsun’da, liseyi Erzincan’da bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesini bitirip askerliğini yaptıktan sonra Erzincan’da serbest avukat avukatlık
yapan Akbulut, Adalet Partisi Erzincan İl Başkanlığı görevinde bulundu.
Anavatan Partisinin (ANAP) kurucuları arasında yer alan Yıldırım Akbulut, 1983 genel seçimlerinde Anavatan Partisi (ANAP) listesinden Erzincan Milletvekili seçilerek parlamentoya girdi ve milletvekilliği 1991 yılına kadar sürdü. Turgut Özal Hükümetinde (45. Hükümet) İçişleri Bakanlığı (1984-87) yaptı.
24.12.1987 - 9.11.1989 tarihleri
arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı görevinde bulundu. Turgut
Özal'ın 1989'da Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından aynı yıl Akbulut'un
Başbakanlığında 47. Hükümet kuruldu.
17 Kasım 1989'daki ANAP 1.
Olağanüstü Kongresi'nde Özal'dan boşalan Genel Başkanlık koltuğuna Akbulut
oturdu.
1995 yılında
yapılan genel seçimlerde milletvekilliğine aday olmadı.
18 Nisan 1999
genel seçimlerinde ANAP listesinden yeniden milletvekili seçilerek parlamentoya
girdi.
20 Mayıs 1999
tarihinde üçüncü kez Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçildi.
Meclis Başkanlığı
ile Başbakanlığı dönemlerinde hakkında türetilen fıkralar ve çıkarılan
kitaplarla adı akıllarda yer etti.
Yıldırım Akbulut,
Anayasa Mahkemesi eski üyesi Saime Akbulut ile evli; Çiğdem Kırca, Gülsüm
Yazganarıkan, Lale Akbulut adlarında üç çocuk babasıdır.
Ödülleri:
Order of the Star
of Romania
Vefatı:
Eski Başbakan ve TBMM Başkanı,
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Yıldırım Akbulut, 14 Nisan
2021 günü Ankara'da 86 yaşında hayatını kaybetti. Akbulut, bir süredir Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi görüyordu.
KAYNAKÇA:
Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi (1. cilt, 1986), Başbakan
Yıldırım Akbulut'un TBMM'DE Konuşmaları (1990), Yıldırım Akpulut Şimdi Sıra
Bende (1990), Meclis Başkanları ve Genel Kurul Konuşmaları (1920 – 2013) -
Tarihe Düşülen Notlar – 3 (Yayın Koordinatörü: Dr. İrfan Neziroğlu, Editör: Dr.
Tuncer Yılmaz, 2013), Politika Milli
Gazete'de Başbakan Yıldırım'a 'Yıldırım Akbulut' benzetmesi’ - 'Akbulut'
gürleyince; yere düşer 'Yıldırım'..." (t24.com.tr, 07 Ocak 2017), Yıldırım Akbulut
fıkraları! (internethaber.com, 21.07.2019), Yıldırım Akbulut Hayatını Kaybetti
(tevhidhaber.com, 14.04.2021).
YILDIRIM AKBULUT FIKRALARI
Yıldırım Akbulut
başbakan olduktan sonra Turgut Özal makamına ziyarete gelir. Akbulut’un
İngilizce bilmediğini bilen Turgut Özal "yıldırım şu İngilizceyi öğren
artık. Bir dahaki ziyaretime kontrol edeceğim" der ve gider.
Aradan bir süre
geçer ve Turgut Özal yine bir ziyaretinde yıldırım Akbulut’a "Naptın
Yıldırım İngilizce öğrenebildin mi?” diye sorar.
Akbulut
"gayet iyi" diye cevap verir. Turgut Özal "O zaman yaverini
çağır bakalım içeriye" der
Yıldırım Akbulut
dışarıya seslenir: "Mehmet kam hiyır"...yaver içeriye gelir. Özal
içinden "harbiden çözmüş galiba” diye geçirir içinden. Bir soru daha
sorar: "Tamam şimdi yaveri geri gönder"
Yıldırım Akbulut
odadan dışarıya çıkar ve bu kez oradan seslenir: "Mehmet kam hiyır"
***
Akbulut, birkaç
günlük tatil için bir dağ evine gider. Tatili süresince rahatsız edilmek
istemediğini belirtir. Özel Kalem müdürüne de, günlük gazeteleri her sabah
masasında görmek istediğini söyler.
Kalem müdürünün
morali bozulur. Çünkü şehir çok uzaktadır. Her sabah şehre gidip gazete almak
zoruna gidecektir.
Sonunda çareyi
bulur: Ertesi gün şehre iner ve aynı gazeteden yedi-sekiz tane alır. ''Her
sabah birini önüne koyarım. Bizimki anlamaz nasılsa...'' diye düşünür. Planı
uygulamaya başlar.
İlk günler işler
yolunda gitmektedir. Beşinci gün, Akbulut kalem müdürünü çağırır. Müdür
korkarak huzura çıkar. ''Buyurun sayın başbakanım.'' der. Akbulut elindeki
gazeteyi gösterir ve konuşur: ''Yahu kalem, şu dünyada ne gerzekler var yahu.
Beş gündür bakıyorum, aynı adam, arabasını beş gündür aynı ağaca çarpıp
duruyor...''
***
Gırgır’ın kapağı:
TRT spikeri ekranda önündeki metni okuyor: "Sayın seyirciler, başbakan'ın
biri bir gün"
Yıldırım Akbulut
eve geç kalmış, hanımı sormuş:
- Nerdeydin?
- Yürüyen
merdivendeydim.
- Eee?
- Elektrikler
kesilince mahsur kaldım. Daha yeni geldi. Ben de ancak dönebildim.
***
Süleyman Demirel,
“Yıldırım Akbulut için ne düşünüyorsunuz?” Diye soran gazeteciye Akbulut’u
aratmayan bir cevap vermişti:
Bulut buluttur,
bulutun akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez.
***
Yıldırım Akbulut,
Demir Leydi Margaret Thatcher'ın daveti üzerine İngiltere'ye gidecektir. Ancak
İngilizce bilmediğinden paniğe kapılmıştır. Danışmanını çağırarak ona ne
yapması gerektiği sorar.
Danışmanı
anlatır: "Başbakanım, paniğe mahal yok. Her şey çok kolay olacak. Uçaktan
inecek ve oradaki en yaşlı görünümlü bayanın elini sıkacaksınız. Daha sonra
sizin için serilmiş olan kırmızı halının üzerinde yürüyerek askeri karşılama
taburuna dönüp selam vereceksiniz. Askere söyleyeceklerinizi küçük bir kâğıdın
arkasına yazıp kravatınızın arkasına iğneleyin. Gerektiğinde bakarsınız."
Yıldırım Akbulut
durumun bu kadar basit olduğunu duyunca neşelenir ve "Yaşa be"
diyerek danışmanına sarılır.
Yola koyulurlar.
Yıldırım Akbulut uçaktan indikten sonra Margaret Thatcher'ın elini sıkar ve
askere dönerek şöyle der: "Hello soldier. Polo gıravatları, made in
Turkey."
***
Yıldırım Akbulut,
İngiltere ziyareti sırasında Margareth Thatcer tarafından ağırlanıyormuş.
Londra caddelerinde fayton gezisine çıkmışlar. Derken faytonu çeken at
gümbürtüyle gaz çıkarmış.
Demir Leydi,
nezaketen özür dilemiş. Yıldırım Akbulut ise, "Hay Allah, ben de at yaptı
sanmıştım" demiş.
***
Yıldırım Akbulut
bir gün taksiye binmiş. trafikten dolayı zaten sıkıntıdan patlayan şoför biraz
sonra sormuş: "abi sana bir Yıldırım Akbulut fıkrası anlatayım mı?"
Yıldırım Akbulut,
bozuk bir sesle yanıtlar: "ben Yıldırım Akbulut'um."
Şoför aynadan
müşterisini süzer ve şöyle der: "Olsun abi, ben yavaş yavaş
anlatırım."
***
Yıldırım Akbulut,
George Bush ve Mihail Gorbaçov En Büyük Yalanı Söyleme Yarışmasına katılırlar.
Mihail Gorbaçov,
"Ben aslında ABD vatandaşıyım" der ve alkışlanır.
George Bush,
"komünizm dünyanın en iyi düzenidir" dediğinde cılız bir alkış sesi
yükselir.
Sıra Yıldırım
Akbulut'a gelir. Akbulut elini çenesine koyar, bekler, bekler... Sonra,
"Kusura bakmayın, düşünüyordum
da" der. Alkış tufanı kopar, Yıldırım Akbulut birinci olur.
***
Yıldırım Akbulut bir
gün akm gişesine gider ve gişedeki memura, "beyefendi, iki bilet rica
ediyorum" der.
Memur gayrı
ihtiyari, "Romeo ve Jülyet için mi efendim" diye sorar.
Yıldırım Akbulut sinirlenip,
"tabii ki hayır" der: "eşim ve benim için."
***
Yıldırım Akbulut
ve Yıldırım Aktuna gazetenin ödüllü bulmacasını çözmüşler. Ama kimin adına
gönderecekleri sorununu çözememişler.
Bunun üzerine
Yıldırım Aktuna şöyle bir öneri getirmiş: "senin adını, benim de soyadımı
yazalım, öyle yollayalım."
Yıldırım Akbulut
da, "neden olmasın" deyip kabul etmiş.
***
Yıldırım Akbulut,
1990'da başbakan'ken, Uğur Dündar'ın hazırladığı ve trt1'de yayınlanan 'Hodri
Meydan' programına katılıp, aşağıdaki fıkrayı şöyle anlatmıştı:
"Ben,
zamanında Erzincan'da hal müdürlüğü yaparken, yardımcım gelmiş, bir sürü matbu
evrak biriktiğini, artık koyacak yer kalmadığını söylemiş. Sayın müdürüm demiş,
isterseniz bir kısmını imha edelim. Ben de demişim ki, tamam imha edin ama
bunlar resmi evraktır. Birer fotokopisini çekin de öyle imha edin."
***
"27 Şubat 1
Mart tarihleri arasında İran'a 6 günlük bir ziyaret yapacağım." İmza Başbakan
Yıldırım Akbulut
***
Yıldırım Akbulut
gazinoya Emel Sayın’ı dinlemeye gider. Emel Sayın’dan ‘Sabile’ şarkısını
söylemesini ister. Ancak Emel Sayın şarkıyı bilmemektedir. ’Başbakanım biraz
mırıldanır mısınız?’ diye rica eder. Akbulut mırıldanır: eller ayır sabile,
yıllar ayır sabile…
***
KAYNAK: Yıldırım
Akbulut fıkraları! (internethaber.com, 21.07.2019).