Asker,
devlet adamı, vali ve sadrazam (D. 1832, Lefkoşa / Kıbrıs - Ö. 14 Kasım 1913, Lefkoşa / Kıbrıs).
Osmanlı’nın son dönem sadrazamlarındandır. Lefkoşa / Gaziler köyünden topçu yüzbaşısı Salih Ağa ile Pembe Hanımın oğludur. Kıbrıs asıllı tiyatro
sanatçısı Zeki Alasya’nın büyük dayısı, 1933-34 yıllarında Milli Eğitim
Bakanlığı yapmış olan Yusuf Hikmet Bayur’un dedesidir. Babası yüzbaşı Salih
Ağa; 1821 yılında çıkan Mora isyanı ile Kıbrıslı Rumlar arasında ayaklanma
eğilimi görüldüğü yıllarda, Ada Garnizonunu takviye için, Anadolu’nun Kıbrıs’a
en yakın kıyısı olan Anamur’dan sevk edilen askeri birlikle Ada’ya gitmişti. Kimi
kaynaklara göre ise, Kıbrıslı bir Musevi asıllı ailedendir.
On
yaşındayken babasını yitiren Kâmil, iki kardeşi Şakir ve Sadık ile birlikte, bir
süre, Lefkoşa’nın ileri gelenlerinden Nakibül Eşraf Zühtü Efendi’nin koruması
altında büyüdüler. Kâmil Paşa, öğrenimini önce medrese ve Rum okullarında, aile
dostu Mehmed Ali Paşa’nın girişimiyle iki kardeşiyle birlikte Kahire’de devam
ettirdi. Mısır’daki yabancı dil öğrenimi görüp, Mısır Harbiye
Mektebi’ni subay olarak bitirerek Mısır’da binbaşılığa kadar yükseldi. Arapça,
Farsça, Rumca, Fransızca ve İngilizce bildiği için, Mısır Valisi Abbas Paşa’nın
çevirmeni ve kâtibi oldu. Abbas Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’ya dil hocalığı
yaptı ve onunla 1851 Londra Dünya Fuarı sırasında
bir Avrupa’da gezisine çıktı. Bu geziden sonra, ömür boyu sürecek
olan bir İngiliz hayranlığına kapılmıştı. Osmanlı Devleti bünyesindeki kariyeri
boyunca da İngiltere’ye yakınlığı ile bilinmiştir.
Paşa, Mısır’da on yıl kaldıktan
sonra İstanbul’a gelerek 1860 yılında Osmanlı Devleti’nin hizmetine girdi. Kıbrıs’ta Evkaf Müdürlüğü ile kaymakamlıklarda bulunduktan sonra
Kudüs, Hersek ve Beyrut Mutasarrıfı, Kosova ve Halep Valisi oldu. Buradan
İçişleri Müsteşarlığına, Doğu
Rumeli, Hersek, Kosova, İzmir ve memleketi olan Kıbrıs gibi pek çok vilayette
valilik görevlerinde bulundu. 1879 ve 1882 yıllarında iki kez Evkaf Nazırlığı
(Vakıflar Bakanlığı), 1880-81 yıllarında Maarif Nazırlığı (Milli Eğitim
Bakanlığı) yaptıktan sonra, Sait Paşa’nın
istifası üzerine 1885
yılında ilk kez sadrazam (başbakan) oldu. Kâmil Paşa bu göreve 1885 ile 1913
yılları arasında dört defa bulundu. Son sadrazamlığı Babıâli Baskını ile son
bulmuş, istifasını Sadrazamlık makamına gelen Enver Paşa’nın kendisini tabanca
ile tehdit etmesi üzerine vermişti.
Görevi
bu olayla sona erdikten sonra, yakın dostu Lord Herbert Kitchener tarafından
davet edildiği Kahire’de üç ay kaldı. 1878’de İngiliz yönetimine giren
memleketi Kıbrıs’a yerleşerek, Osmanlı siyasetinde rüzgârların değişmesini
beklemiş, ancak kendisinden sonra sadrazam olan Mahmud Şevket Paşa’nın bir
suikast girişimiyle öldürülmesi ve İttihatçıların muhalif siyasetçileri sürgüne
yollamaya başlamaları ile umutları son bulmuştur. Rodos’a sürüldüğünde İngiliz
Konsolosluğu’na sığınmıştı. Kıbrıslı Mehmed Kâmil Paşa bu sırada, İngiltere’ye
gitmeye hazırlanırken, 14 Kasım 1913 tarihinde bir kalp krizi sonucunda öldü,
Lefkoşa’da Arap Ahmet Paşa Camisi’nin civarında toprağa verildi.
Kâmil Paşa, II. Abdülhamid döneminde 25
Eylül 1885 - 4 Eylül 1891, 2 Ekim 1895 - 7 Kasım 1895 ve 5 Ağustos 1908 - 14
Şubat 1909 tarihleri arasında ve V. Mehmed Reşat saltanatında 29 Ekim 1912 - 23
Ocak 1913 tarihleri arasında toplam yedi yıl kadar sadrazamlık yapmış, daha
önce bürokrasinin çeşitli kademelerinde üst düzey görevlerde bulunmuştur. Sadrazamlığının ilk döneminde, II. Abdülhamid’in
istediği gibi ses seda çıkarmadan, fakat önemli bir iş de görmeden idare etmiş,
1895’te ikinci kez sadarete geçerek biraz sonra azledilip kendisine İzmir
Valiliği verilerek İstanbul’dan uzaklaştırılmıştı.
Doğru sözlü, rüşvet almayan bir yönetici olduğu söylenen,
Kâmil Paşa, zeki, bilgili, temkinli, az konuşan bir insan, ancak İngiliz
politikasına taraftarlığı ile tanınmıştır. Kaynaklarda, Mehmed
Kâmil Paşa unutulmaz İzmir valilerinden biri olduğu, koruculuğu icat eden
yönetici olduğu ama efeleri efelikten vazgeçiremediği belirtilir. Padişah II.
Abdülhamid döneminde yaptığı on bir yıllık İzmir valiliği süresince İzmir’e
birçok eser kazandırmıştır. . İzmir’in
simgesi olan Saat Kulesi’ni yaptıran validir. Osmanlı
tarihine dair “Tarihi Siyasî” adlı
bir kitabı ile “Sait Paşa’ya Cevaplar”
adlı anılar kitabının birinci cildi yayımlanmıştır.