Kemalettin Kalkan

Eğitimci, Şair

Doğum
20 Ekim, 1971
Eğitim
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü
Burç

Eğitimci, şair. 20 Ekim 1971, Koçkıran (Dize) Köyü / Iğdır doğumlu. İlköğrenimini bu köyde (1982) yaptıktan sonra, Iğdır Ziya Gökalp Ortaokulu (1985) ile Iğdır Lisesi’ni (1988) bitirdi. Yüksek öğrenimine Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde başladı ve 1994 yılında buradan “Azerbaycan’ın Ekonomik Coğrafyası” tez çalışmasıyla mezun oldu. Ardından, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde öğretmenlik formasyon eğitimini tamamladı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde  “Kars, Ardahan ve Iğdır’ın Nüfus Özellikleri” tez çalışmasıyla yüksek lisansını (2009) bitirdi. 1995 yılından itibaren Iğdır Merkez Ziya Gökalp Ortaokulunda on yıl kadar öğretmenlik yaptı.  Eylül 2015'ten bu yana mesleğine Ankara'da devam etmektedir.

İlk yazılı ürünü 1995 yılında “Yeşil Iğdır” gazetesinde yayımlanan Kemalettin Kalkan, profesyonel anlamda şiir yazmaya üniversite öğrenciliği yıllarında başladı, şiirlerini Türkçenin yanı sıra, Azerbaycan Türkçesiyle de yazmaktadır. Çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlandı. Birçok şiir etkinliğine katıldı, kendisi de üç kez de şiir şöleni düzenledi. Iğdır Şairler ve Yazarlar Derneği üyesidir.

ESERLERİ:

Şiir: Utanıyorum (1995), Eyvallah (1999).  

Seçki: Altın Kalemler Şiir Antolojisi (Fatma Çetin Kabadayı ile, 2014). 

KAYNAKÇA: Bilgi Formu ve Teyidi (2014, 2017), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2018).

   

 

  

 

HADİ GİT

Ansızın çekip gittin bu Ağustos akşamı,

Yine seni düşünmeye mecbur kaldım

Bilesin!...

Ardına dönüp bakma, acı çekermiş insan

Sevince,sevilince...

Hadi git uzaklara, arayıp sorma beni,

Ben sevince severim

Mecnun ve Kerem gibi...

Hadi git uzaklara,arayıp sorma beni,

Leyla ve Aslı gibi...

Ben yalansız severim

Arı gibi, su gibi!

Sen çekip git gönlünce, iyi yaşa, hür yaşa,

Gül döksünler yoluna

Döksünler baştanbaşa.

Hadi git uzaklara, arayıp sorma beni,

Varoşların çığlığını elbet sende bilirsin!

Ben asla yalvaramam, sana “gitme” diyemem...

Bilirsin!...

Hadi git uzaklara, arayıp sorma beni,

Yaşanan üç beş anı bırak tertemiz kalsın,

Maziye terk edelim tozlanmış anıları

Maziden bize kalsın!

Bilirsin ağlayamam, sana gitme diyemem!

İçindeki sevdayı asla uyutamazsın!

Senin için ağlarsam, gözümden akan yaşı

Sen de kurutamazsın!

Beni iyi tanırsın, ben yalansız severim,

Yarım kalan aşktansa, inan çekip giderim!

Ben asla yalvaramam, sana gitme diyemem,

Mutluluklar dilerim!

Haber bile vermeden çekip gidiyorsun,

Giderken yüreğini dağlıyor musun?

Sesini duyar gibi oldum

Doğru söyle...

Ağlıyor musun?

Ağlıyor musun?

 

EYVALLAH

Gezdim, gördüm bu dünyanın halini,

Mazlumları korusun yüce Allah!

İyilikler ödülsüzmüş dünyada,

Bilemedim; dostlar size eyvallah!

 

Mutlu olmak hayal imiş, boş imiş,

Yarin kalbi demir imiş, taş imiş,

Ağlamaktan bütün gözler yaş imiş,

Gülemedim; mutluluklar eyvallah!

 

Acımadın gözden akan yaşlara,

Ağaçlara, bülbüllere, kuşlara,

Sitemim var mevsimlerden kışlara

Gidiyorum; yazlar size eyvallah!

 

Kuşlar gibi uçabilsek göklerde.

İki büklüm oluverdik yüklerde.

Kırık gönlüm mutluluğu bekler de...

Bulamadım, mutluluklar eyvallah!

 

Gökyüzünde kara kara bulutlar,

Sırılsıklam oluvermiş umutlar,

Hırsızlıklar...Yolsuzluklar...Aç kurtlar!...

Ağlıyorum; yıldızlara eyvallah!

 

Anadolu insanıydık, mert idik,

Fakir idik, gururluyduk, çok idik,

Vatan için fırlatılan ok idik,

Vuramadık; hedeflere eyvallah!

 

Zevk ve sefa hırsızların neşesi,

Hep kir oldu ülkemin her köşesi,

Masamızda birer rakı şişesi,

Kıramadım; ülkem sana eyvallah!

 

Mutluluğa çağırıyor ezanlar,

Islah olsun dinime kin kusanlar,

Katliamla kara tarih yazanlar

Ölüyorum; savaşlara eyvallah!

 

DARGINIM

Dalgalar rıhtıma vursa ne yazar,

Ben denize değil, taşa dargınım,

Doğruyu öldüren yanlışa değil...

Boş şeyler düşünen başa dargınım!

 

Köpekler, kurtlara çamur attıkça,

Tilkiler sulara zehir kattıkça,

Baykuşlar ortada volta attıkça,

Kanadı kırılan kuşa dargınım!

 

Doğru konuşmayıp yalan uçuran,

Yüzü kızarmadan vergi kaçıran,

Daima geç kalıp zaman geçiren

Altıdan önceki beşe dargınım!

 

Garibin rızkını tümden bitiren,

Her şeyi süpürüp, gelip götüren,

Çiçeği götürüp, karı getiren

Dört mevsim içinden, kışa dargınım!

 

Helali, haramı dinleyen mi var?

Yanlışı,doğruyu anlayan mı var?

İnsanı sevmeyi kavrayan mı var?

Yolunu şaşırmış işe dargınım!

 

Dostluklar da yalan, aşklar da yalan,

Çiçekler de yalan, kuşlar da yalan,

Dalgaları kıran taşlar da yalan,

Dostluğu bilmeyen eşe dargınım!

 

Bir şey düşünmeden maziye bakan,

Siyah saçlarına laleler takan,

Vefasızlar için gözümden akan

Damlayıp sel olan yaşa dargınım!

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör