Şair,
gazeteci, yazar. 8 Haziran 1955, Karyağmaz köyü / Dursunbey / Balıkesir
doğumlu. İlköğrenimini doğduğu yerde, ortaokulu Bursa Yıldırım Bayazıt
Ortaokulunda tamamladı. Bursa Erkek Lisesi (1975), İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Bölümü (1984) mezunu. Yeni Devir (1983)
ve Tercüman (1983-94) gazetelerinde sayfa sekreteri ve redaktör olarak
çalıştı. 1994’ten itibaren birkaç kez genel yayın yönetmeni olarak da çalıştığı
Yeni Şafak gazetesinde genel yayın koordinatörü ve köşe yazarı olarak
görev yaptı. 2006 yılında gazetesinin Ankara Temsilcisi olarak atandı.
İlk
şiir çalışmalarına üniversite yıllarında başlayarak, şiirlerini ve edebiyat
üzerine yazılarını Mavera, Yönelişler, Üç Çiçek, Şiir Atı, Gergedan, Bürde,
Yedi İklim, Kaşgar, İpek Dili, Sombahar, Gösteri ve Dergâh
dergilerinde yayımladı.
ESERLERİ
(Şiir):
Rüzgârla
Yaslı (1984), Kırık Bir Rüya Denizi
(1989), Aşk Meleği (1996).
KAYNAK:
İhsan
Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
1
Jaguar burcundan bir kadınla
eğilip su ve dolunaylarımı açarım çocuklara
etrafı sözle kaplı bir zamanın amentüsünden.
Su güzeli gözlerinin bittiği
o müphem haritalara
koyu bir sessizlik gibi çöker
ölüme biraz komşu yaşayan çocukların özü.
Ve çocukluğumdan gelirken ağladığım
su şarkılarından
alemi ervaha
kollarında platin rüyalar
hatmederek gider gençlik meleğiın.
2
Bugün su ve dolunayın ilk günü
asri, gül, saatlerindeyim
sular ve melekler içindeyim.
Birazdan gözlerinin
kristal tenine salar beni meleğim.
Gitme, bütün şarkıların sonunda
biriken ateşimde kal
yansın sularında biriken tenim.
Gitme, herkesin yeni bir düş için
dolunaya durduğu gözlerden
ölüme mühürlenmiş bir aşkın
kokularını akıt ruhumun kıyılarına.
Hoşçakal su güzeli meleğim.
Ruhun ve eşyanın dilini unutunca
yaratılışın balkonlarına akıyor
alemlerin esrarı.
Ve kalbimin kalbimle buluştuğu
zamanın mahşeri fısıltısında
yanmış sözleri ve sabahın surelerini
arıyor bu su damlası.
Ve henüz camlardaki ayı söndürmeden
ilahilerinin yarısı tüketilmiş
bir kadın çıkageliyor
omuzunda batılı kırlangıçlarla
uzamış bir ayin anısı gibi tıpkı.
Ateşin ortasındaki bahçelerde
beyaz bir kevserle çözülüp akıyor saçları
‘zikir’ için tevrat ve zeburdan.
Ve günbatımında bütün kızlar üşüyor
bütün kızlar köpük içinde.