Manastırlı Salih Faik Bey

Divan Şairi

Ölüm

Divan şairi (D. Makedonya / Manastır, 1825 – Ö. İstanbul / İstinye, 1899). Babası Hacı Ahmet Bey, yöresinin “zadegan” sınıfına mensup varlıklı bir ailedendi. Bu nedenle de Salih Faik özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsçayı öğrendikten sonra, 1843 yılında Manastır Askeri Kalemi’ne maaşsız olarak girdi ve beş yıl sonra da İstanbul'a geldi.

Salih Faik Bey; Siverek kaymakamlığı ile gümrüğünün satılacak mal memurluğunda bulundu. Bosna rüsümet nazırlığında, kömür madenleri durumunu gözetmek üzere Ereğli mütesarrıflığında, Selanik ve Adana vilâyetleri merkez mütesarrıflıklarında, Varna ve Kudüs mütesarrıflıklarında, göçmen idare komisyonu üyeliğinde, şehir emaneti (belediye) yönetim oturumlarında bulundu. 1885 yılında Burdur mütesarrıflığına atandı.  1886’da Gümüşhane mütesarrıflığına getirildi, kısa bir süre sonra hastalığını bahane göstererek istifa etti. 1888'de Sinop mütesarrıflığına atandı. Bu görevi yapmaya elverişli olmadığını söylemesi üzerine azledildi, sonra emekliye ayrıldı.

Salih Faik Bey, yaptığı görevlerin hemen hemen hepsinden istifa ederk ayrılmıştı. Bu hal, o zamanki memurlar arasında çok garip bir durumdu. Bu nedenledir ki, 1853 yılında yüksek kapıcı başlığı rütbesi, yavaş yavaş yükseltildi ve 1886 yılında en yüksek dereceye çıkarıldı, 1881 yılında ikinci dereceli Mecidiye nişanı ile ödüllendirildi. Öldüpğünde, Rumeli Hisarı Mezarlığı’nda koprağa verildi.  

Zamanının eleştirmenleri onu, “En değerli şairlerdendir, şiirleri derin anlamlıdır” diye nitelendirirler. Şiirlerinde mistik bir hava estirse de, hayat sahnesinin güncel çalkalarına duyarlıdır. Kimi şiirleri o zamanın edebiyat dergilerinde yayımlandı. Edebiyat dünyasında, Ali Paşa’ya yazdığı kasidesi ile dikkatleri çekti. Klasik şiir geleneğini sürdürmüştür. Bir sıra gazeller kaleme aldığı gibi, halk şiirinin biçim özelliklerinden de yararlanarak, oldukça sade bir dille kasideler yazmıştır. Şiirlerinin büyük bir bölümü, Ziya Paşa’nın hazırladığı “Harabat” adlı antolojide yayımlanmıştır

ESERLERİ (Değişik):

Divan, Türkçe Aruz, Peynâme / Rübailer, Elfiyetü’l Senniyye (Hadis şehri)

KAYNAK: Mahmut Kemal İnal / Son Asır Türk Şairleri (II. Cüz, 1969), Atilla Özkırımlı / Türk Edebiyatı Antolojisi (2. cilt, Ca4. bas. 1987), Niyazi Hüseyin Bahtiyar / Balkanlar’da Türk Ünlüleri (ikinci kitap, 2002), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).  

 

KASİDE’den (*)

“Aşkın ellerini harab eyleyen

Kanlı kılıcının macerasıdır

Sınık yürekleri yebab eyleyen

Kipriğiııin okları kaşın yasıdır

 

Uçar koşar aşkın dağı taşında

Hep kavak yelleri eser başında

Uslanmadı gitti koca yaşında

Gönlümün çektiği hoş cezasıdır.”

 

(*) Ali Paşa’ya yazılmıştır.

 

KAYNAK: İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi (2013) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör