Makbule Leman

Şair

Doğum
Ölüm
Diğer İsimler
Fatma Makbule

Şair (D.1865, Beşiktaş / İstanbul - Ö.1898, Göztepe / İstanbul). Asıl adı Fatma Makbule’dir. Yenileşme döneminin Nigâr Hanım’la birlikte öne çıkan şairlerinden biri olan Makbule Leman, V. Murat döneminde Saray’ın kahvecibaşı olan İbrahim Efendi’nin kızıdır. Şurayı Devlet (Danıştay) üyelerinden ve Beşiktaşlı Berberbaşızade Sadaret Mektubî Kalemi memurlarından (Başbakanlık Özel Kalem Memuru) şair Mehmet Fuat Bey’in eşidir. Bir görüşe göre rüştiyede (ortaokul) okumuş, sonra özel dersler alarak yetişmiştir. Evlendikten sonra Beşiktaş’taki konaklarının selâmlık bölümünü kız okulu durumuna getirerek kız öğrencilere Osmanlıca dilbilgisi ve Farsça dersleri vermeye başladı. II. Abdülhamit tarafından “Şefkat Nişanı” ile ödüllendirilmişti. Ömrünün son on dört yılını tedavisi olanaksız bir hastalığın pençesinde geçirdi. Kısacık ömrüne şiirlerinin yanı sıra denemeler ile öyküler de sığdıran Makbule Leman’ın sağlığında yayımlanan şiirlerinin sayısı on ikidir. Bunlar tür ayrımına gidilmeksizin “Makes-i Hayal” (Yansıyan Hayal, 1896) adıyla bir araya getirilmiş, ölümünden sonra da bu eser, eşi tarafından, Makbule Leman hakkında yazılanlarla bir arada ikinci kez bastırılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde (1293-1922) eli kalem tutan Zeynep Hatun (Amasya ? - 1474), Mihri Hatun (Amasya ? - 1506), Ayşe Hubba Hatun (? - 1583-90) ve Fıtnat Hanım (Zübeyde, ? - 1780) kadın yazarlar ile divanı olan şairler vardır. On dokuzuncu yüzyıl kadın şairlerine ilişkin bilgileri ve şiir örneklerini ise daha kapsamlı bir biçimde İbnülemin Mahmud Kemal İnal’in “Osmanlı Müellifleri” çalışmasında görüyoruz. İnal’ın kısa yaşamöykülerini sunduğu yapıtında 560 şair yer alır ve bunun 22’si kadındır. Türkolog Mübeccel Kızıltan, “Eski Türk Edebiyatı” incelemesinde on beşinci yüzyıldan on dokuzuncu yüzyılın sonlarına değin Divan edebiyatı kurallarına göre şiir yazan 36 kadın şaire yer verir. 

Kızıltan, eserinde ayrıca, kadın şairlerin kültürlü, üst sınıftan ailelere mensup olduklarını belirtir. Babaları devlet yöneticisi, ordu ya da ulema sınıfından kültürlü kişilerdir; çoğunluğu hem başkent, hem kültür ve sanat merkezi olan İstanbulludur. Bu şairlerin içinde “kadınlık ülküsü”nü benimsemiş olan Makbule Leman ile Şair Nigâr (Nigâr Bint-i Osman) Hanım öne çıkarlar. Yüzyılın sonlarına doğru ilk şiirleri ve şiir kitapları yayımlanan Makbule Leman ile Şair Nigâr hemen hemen aynı yıllarda yaşadılar. Onlara, basında ilk kez “Meram” adlı bir çevirisiyle  (“Bir Edibe” imzasıyla) yer alan, şiiri de denemiş olan ünlü yazar Fatma Aliye eşlik eder.

Biçim olarak Divan şiirini benimseyen Makbule Leman’ın ilk şiiri olan “Hazan”  1880’lerde “Tercüman-ı Hakikat”te yayımlandı. Türkolog Sema Uğurcan, Makbule Leman üzerine yaptığı incelemede “Hazan”ın yayımlandığı “Tercüman-ı Hakikat” dergisinde tarih olmadığı için, şiirin yayımlandığı tarih tam olarak belirlenemediğini söyler. O yıllarda ortaya çıkan bir kadın yazarlar grubunun içinde yer alan Makbule Leman, edebiyatımızın gazetede yazı yazan ilk kadın yazarıdır. 1893’ten itibaren “Hazine-i Fünun”da şiirleri yayımlandı. Asıl ününü, 1895’te bir hanım grubunun çıkardığı, kendisinin de kurucularından olduğu ve başyazarlığını yaptığı; şiir, hikâye, makale ve mektuplarını da yayımladığı “Hanımlara Mahsus Gazete”deki yazıları ile yaptı. Bu gazetenin amacı, kadınları bilgilendirmek, varlıklarıyla iftihar ettikleri kadın şair ve yazarların eserlerini yayımlamak ve bu suretle kamuoyuna “Osmanlı kadınlarının doğuştan yeteneklerini göstermektir.” Makbule Leman’ın “Makes-i Hayal” adlı tek şiir kitabı 1898’de yayınlandığında büyük bir ilgiyle karşılandı ve Tevfik Fikret’in övgüsünü aldı.

Fatma Aliye Hanım, dönemin ilk kadın şairi olan Makbule Leman’ın, kadınlık temini en karanlık devrelerinde bir yıldız gibi aydınlattığını, “yürekli kalemiyle görülmedik güzellikler” yarattığını anlatır.

Yine Sema Uğurcan, Makbule Leman’ın en çok tanınmış ve sevilmiş şiirinin “Kadınlık” olduğunu belirtir. “Kadınlık” şiiri, dört yüzyıl önce şair Mihri Hatun’un önayak olduğu kadınların var oluş mücadelesinin izleğini on dokuzuncu yüzyıla taşır. Böylece kadın şairler arasında “kadınlık düşüncesi”nin köprüsü kurulmuş olur.

Makbule Leman; Göztepe’deki evinde, on dört yıl boğuştuğu ve kendisini yatağa bağlayan hastalığa yenilerek genç yaşta ölmüştü. Vasiyeti gereğince Eyüp’te toprağa verildi Ölümünün ardından “Hanımlara Mahsus Gazete”,  neredeyse tamamen Makbule Leman konusunda yazılanlardan oluşan bir sayı çıkardı.

HAKKINDA: Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri II (1972), TDE Ansiklopedisi (c.3 1979), Büyük Larusse (1986), İbnülemin Mahmut Kemal İnal / Son Asır Türk Şairleri (1988), Sema Uğurcan / Makbule Leman: Hayatı Şahsiyeti Eserleri (Marmara Ün. Fen Edebiyat Fak. ‘Türklük Araştırmaları Dergisi, s.6 1991), Mübeccel Kızıltan / Divan Edebiyatı Özelliklerine Uyarak Yazan Kadın Şairler (Sombahar, Ocak Nisan 1994), TBE Ansiklopedisi (2001), İhsan Işık / TEKAA (11 cilt, 2006).   

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör