Eğitimci
ve asteğmen (D. 1906, Kozan / Adana – Ö.
23 Aralık 1930, Menemen / İzmir). Zeynep Hanım ile Hüseyin Bey’in oğlu. Bursa
Çelebi Mehmet Lisesi (1926) mezunu.
1930
yılında Menemen'de yedek subay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı. Şeyh
Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim
tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve
cüppeli dördü silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930'da sabah namazını takiben camiden
aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya
başladılar. Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü
Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz
kılanlara kendini “Mehdi” olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi.
Arkalarında
70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı
altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyleyerek tehdit ettiler.
Diktikleri bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve “Şapka
giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir.” diyerek bir isyan hareketi
başlatmak istediler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu.
Olayların
ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı,
yedeksubay Kubilay'ı olay yerine gönderdi. Kubilay bu hareketi bastırmak için
bir manga askerle olay yerine geldi. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına
onların arasına girip teslim olmalarını istedi. Gruptan biri ateş ederek Asteğmen
Kubilay’ı yaraladı. Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar. Fakat
tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet
“bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.
Kubilay
yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi
sıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını
çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay'ın başını kesti. Kesik başı yeşil bayrağın
sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay'ın
başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine yetişen
Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da
öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.
Bu
aşamada askeri birlik olay yerine geldi ve komutan “Teslim olun!” çağrısı yaptı
Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş etti. Göstericilerden Derviş
Mehmet de dahil bazıları ölürken, bazıları katı. Kaçanların hepsi daha sonra
yakalandı.
Olayın Ardından
Neler Yaşandı?
Kubilay
Olayı, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin 1925'deki Şeyh Said İsyanından sonra tanık
olduğu En önemli olaylardan biridir. Devlet Kubilay'ın şehit edilmesine sert
tepki gösterdi. 27 Aralık 1930 günü Dolmabahçe Sarayı’nda Mustafa Kemal
Paşa’nın başkanlığında bu konuda bir toplantı yapıldı. Bazı kaynaklara göre,
Mustafa Kemal Paşa, Kubilay Olayına çok kızmıştı. Daha birkaç yıl önce Yunan
İşgalinin acısını tatmış bir muhitte bu olayın meydana gelmesi üzerine, bazı
kaynaklara göre, ilçenin haritadan silinmesini emretti. Ertesi gün de, “Böyle
emirler verirsem, uygulamayın, sonra bir daha sorun”, dedi. 28 Aralık 1930'da
orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında, “Mürtecilerin gösterdiği vahşet
karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının
bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise” olduğunu
belirtti.
Sıkı Yönetim
Edildi, Divan-ı Harp
Kuruldu
31
Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir’in merkez ilçelerinde 1
Ocak 1931’den itibaren 1 ay süre ile Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim
ilan edilmiş ve 1. Kolordu Komutan Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında
bir Divan-ı Harp kurulmuştur.
7
Ocak 1931'de bu kez İzmir'de yine Mustafa Kemal Paşa başkanlığında ikinci bir
toplantı yapıldı. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan 105 sanık (anayasayı
cebren tağyir, eyleme iştirak, azmettirme veya Derviş Mehmet’in Mehdiliği için
harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında Hükümete haber vermedikleri ve
tekkelerin seddinden sonra ayin-i tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) 15
Ocak 1931'den itibaren Divanı Harp’te yargılanmaya başlandı,
General
Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divan Harp Mahkemesinde 24 Ocak 1931 günü
iddianame okundu ve 29 Ocak 1931 günü mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37)
kişinin idama mahkûm edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle
salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye çeşitli hapis cezaları verilmesine
hükmetti ve karar Meclis’in onayına sunuldu. İdam hükümlülerinin 6'sının yaşı
küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrildi. TBMM Adalet Divanı
ayrıca iki idamlığın cezasını 2 yıl hapse çevirdi.
Anıtın üzerinde
şöyle yazılıdır:
“İnandılar,
dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”
Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931'de de Menemen’den kaldırıldı.
KAYNAKÇA:
Şehit Kubilay kimdir? Menemen olayı ne zaman meydana geldi? (sozcu.com.tr,
22.12. 2017), Şehit Mustafa Fehmi Kubilay kimdir? Menemen Olayı nedir? (karar.com.tr,
23.12. 2018).